
Ziyaretçi
makam
ezginin dayandığı dizideki seslerin, seyir denen düzen içinde kullanılış tarzı.
Sponsorlu Bağlantılar
Makamın dizisini dört, beş ya da daha az ya da daha çok sesten kurulu küçük dizilerin belli bir düzen içinde birleşimi oluşturur.
Tarih boyunca her toplumun müziğinde makamsal bir dönem olmuş, her toplumda bu kavrama değişik adlar verilmiştir. Batı toplumları Eski Yunancadan gelme mod sözcüğünü kullanırlar. Kavrama Hint müziğinde raga, İran müziğinde destgâh, Türk ve Arap müziklerinde ise makam adı verilir.
Makamların adları gibi, kullanılış biçimleri ve nitelikleriyle içerdikleri sesler tarih boyunca değişmiştir. Türk müziğinde kullanılan makamlar, adlarıyla olmasa da, fiziksel oluşumları ya da aralıklarının sıralanışı bakımından Arap ve İran müziğindeki makamlara yakındır. Bununla birlikte, aralıklar ve seyir bakımından gösterdikleri farklar dolayısıyla, Türk makamları denen makamları tümüyle OsmanlIlara özgü saymak gerekir. Üstelik gerek II. Murad ve gerekse III. Selim dönemlerinde düzenlenen çok sayıda yeni makamın neredeyse hiçbiri başka ülkelerde kullanılmamıştır. Safiyeddin Urmevi’ den günümüze değin bütün kuramcılar makamları, sekizliden daha küçük ses dizilerinin bileşimi olarak açıklamışlardır.
İlk kez Ekrem Karadeniz, Abdülkadir Töre’nin çalışmalarına dayanan yapıtında makamları, biri inici, öbürü çıkıcı olmak üzere, iki sekizli ile açıklamayı denemiştir. Kemal İlerici ise geleneksel anlayıştan farklı olarak dizisel bir anlayışla açıkladığı makamları, ana dizi olarak kabul ettiği hüseyni dizisinin derecelerinden türeten bir sistem geliştirmiştir. Günümüzde bütün öğretim kurumlarınca benimsenmiş olan Arel-Ezgi Sistemi’ndeyse, makamlar dörtlü ve beşlilerin ya da var olan makamların birbirine eklenmesiyle açıklanmıştır. Yalçın Tura ise Türk Musikisinin Meseleleri (1988) adlı kitabında bu sistemi radikal bir yaklaşımla eleştirmiş,ama makamların oluşumu ya da sınıflanması gibi konularda farklı bir seçenek geliştirmemiştir.
Arel-Ezgi Sistemi’nde Türk makamları üç başlık altında incelenir:
1) Basit makamlar,
2) şed (ya da göçürülmüş) makamlar,
3) bileşik (ya da mürekkeb) makamlar.
Basit makamlar, bir tam dörtlüye bir tam beşlinin ya da bir tam beşliye bir tam dörtlünün eklendiği bir sekizli içinde bütünlük kazanan makamlardır. Ama gelenekselleşmiş geçkileri dolayısıyla basit makamlar da bileşik makamlar gibi karmaşıklaşmıştır. Bileşimlerini oluşturah ana öğeler göz önüne alındığında, basit makam sayılması gereken 15 makam vardır:
1) Çargâh,
2) buselik,
3) kürdi,
4) rast,
5) uşşak (ve onun bir türü olan bayati),
6) hüseyni (ve onun inici biçimi olan muhayyer),
7) hicaz,
8) hümayun,
9) zengûle,
10) uzzal (bu son dört makam “hicaz ailesi”ni oluşturur),
11) karcığar,
12) neva (ve onun inici biçimi olan tahir),
13) suzinak,
14) nikriz,
15) neveser.
Şed makamlar, karar perdesi (ya da durağı) değiştirilen bir basit makamın, yeni karar perdesi üzerinde yeni seyir özellikler; kazanmasıyla oluşmuştur. Arel ve Ezgi belli başlı şed makamlar arasında acemaşiran, mahur (ikisi de çargâh makamının şedleridir), şedaraban, suzidil, evcârâ, zirgüleli suzinak, hicazkâr ve araban (altısı da zengûle makamının şedleridir), nihavend (buselik makamının şeddidir), nişabürek (rast makamının şeddidir) makamlarını sayarlar. Gerçekte acemaşiran, mahur, nişabürek ve nihavend dışındaki şed makamlar, özellikle de şedaraban, suzidil ve hicazkâr, bileşik makam sınıfında ele alınmayı gerektirecek ölçüde karmaşıklaşmıştır.
Ayrıca birçok bileşik makamın bileşiminde, basit makamlardan birinin şeddi de yer alır (örn. Arel-Ezgi Sistemi’nde yanlış olarak bir şed makam gibi açıklanan kürdilihicazkâr makamında kürdi makamının şeddi, sultaniyegâh ve ferahfeza makamlarında buselik makamının şeddi). Bu nedenle Arel ve Ezgi son iki makamı, buselik makamının şedleri olarak nitelemişlerdir.
Bileşik makamlar, en az iki makamın ya da bir makamla bir dörtlü ya da beşlinin (bazen de bir üçlünün) birleşmesiyle oluşmuştur. Günümüzde en sık kullanılan bileşik makamlar ferahfeza, sultaniyegâh, hüzzam, segâh, saba, ferahnak, evç, ırak, bestenigâr, bayatiaraban, gülizar, gerdaniye, hisar, hisarbuselik, şehnaz, şehnaşbuselik, arazbar, arazbarbuselik, tahirbuselik, dügâh, ısfahan, müstear, zavil, dilkeşhaveran, sabazemzeme, yegâh, şevkefza, maye, muhayyerkürdi, acemkürdi, suzidilara ile (bir bakıma birer şed makam olsalar da) hicazkâr, suzidil ve şedarabandır.
Makamların en önemli sesi, karar perdesidir. Buna durak ya da eksen de denir. Türk müziğinde, 20. yüzyılda yapılmış birkaç fantezi ya da enstrümantal yapıt dışında, ait olduğu makamın karar perdesinde sona ermeyen yapıt yoktur. Doğaçlamalar da bu kurala uyar. İkinci önemli ses güçlü adını alır. Bu, basit makamlarda, diziyi oluşturan beşli ile dörtlünün birleştiği perdedir ve bazı basit makamlarda dördüncü, bazılarında da beşinci derecedir (örn. çargâh, buselik, rast, hüseyni, uzzal, zengûle, suzinak, nikriz, neveser). Bileşik makamlarda iki ya da üç güçlü bulunabilir. Öbür sesler, makamın seyir özelliklerine bağlı olarak önem kazanır. Seyir, değişmez bir ezgi değil, melodik hareketi yönlendiren bir düzendir. Örneğin aynı seslerden kurulu olan şehnaz ve zengûle makamlarını birbirinden ayıran, seyir özellikleridir.
Makamlar için, yukarıda verilenden başka bir sınıflama daha vardır. Ama ilk sınıflama, onların bileşimlerine göre yapılırken, İkincisi seyirlerine göre yapılmıştır. Bu ikinci sınıflamaya göre makamlar inici, çıkıcı ya da inici-çıkıcı olarak nitelenir. İnici makamlar, karar perdesinin bir sekizli üstündeki perdeden (tiz duraktan) ya da dolaylarından başlar. İnici bir makamda bestelenmiş bir yapıtta ya da bir doğaçlamada ilk ses, makamın pes perdelerinden biri, hatta durağı olabilir. Ama en azından ilk motifteki ilk uzun ses tiz duraktır ya da ondan bir iki derece uzaktır. Çıkıcı makamlar, duraktan ya da dolaylarından, inici-çıkıcı makamlar ise, güçlüden ya da dolaylarından başlar. Ayrıca bak. durak; güçlü; perde; seyir.
kaynak: Ana Britannica
BAKINIZ Makam Nedir?
Son düzenleyen Safi; 6 Ocak 2019 14:37