İzmir İktisat Kongresi (İİK)

yeni yönetimin izleyeceği iktisat politikalarını saptamak amacıyla düzenlenen ve 17 Şubat-4 Mart 1923 arasında İzmir’de toplanan kongre.
Sponsorlu Bağlantılar
Tasarlanmasında ve örgütlenmesinde İktisat Vekili Mahmut Esat’ın (Bozkurt) belirleyici rolü olan İzmir İktisat Kongresi Mustafa Kemal’in açtş konuşmasıyla başladı. Kongre, çalışmalarını daha sonra Kâzım Karabekir’in başkanlığında yürüttü. Yeni kurulacak olan cumhuriyet yönetiminin izleyeceği iktisat politikalarına ışık tutması bakımından büyük önem taşıyan kongrenin iki amaçla toplandığı söylenebilir. Bunlardan birincisi, Milli Mücadele yıllarında Ankara ile şağlık/ı bağlar kuramamış olan İstanbul ve İzmir’deki Türk-Müslüman sermaye çevrelerinin siyasal kadrolarla bütünleşmesini sağlamak, İkincisi de Milli Mücadele’yi yöneten siyasal-askeri kadroların toplumdaki bütün kesimlerin salt siyasal değil ekonomik talepler açısından da meşru temsilcileri olduklarını dış dünyaya göstermekti. Öte yandan Lozan görüşmelerinin çıkmaza girdiği bir dönemde toplanan bu kongre aracılığıyla, Osmanlı Devleti’nden devralınan liberal iktisat politikalarında ve yabancı sermayeye karşı tutumda köklü değişiklikler olmayacağı konusunda Batı ülkelerine dolaylı bir güvence verilmiş oldu.
“Türkiye İktisat Kongresi” adını taşımasına karşın “İzmir İktisat Kongresi” olarak tanınan kongrenin “mesleki temsil” ilkesine göre toplanması Mahmut Esat Bey’in titizlikle üzerinde durduğu bir konuydu. İktisat Vekâleti 1922’nin sonlarında vilayetlere birer genelge yollayarak şubat ortalarında İzmir’de toplanacak bir iktisat kongresi için her kazadan sekiz delegenin seçilmesini istedi. Bu delegelerin üç çiftçi, bir tüccar, bir sanayici (ya da zanaatçı), bir amele, bir şirket ve bir banka temsilcisi olmak üzere altı grupta toplanması öngörülmüştü. Ama sonradan bu grupların sayısı dörde indirildi ve kongreye tüccar, çiftçi, sanayici ve amele temsilcileri katıldı. Uç bin delegenin katılması beklenen kongre 1.355 kişiyle toplandı. Aralarında 40 dolaylarında milletvekilinin de bulunduğu delegelerin seçiminde “mesleki temsil” ilkesine tam olarak uyulmamış, örneğin yazar Aka Gündüz kongreye amele, kongre başkanı seçilen General Kâzım Karabekir de sanayici temsilcisi olarak katılmıştı.
Milletvekilleri arasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) danışılmadan düzenlenen kongrenin TBMM’nin yasama yetkilerine tecavüz edebileceği yolunda kaygılar doğdu. TBMM’de bu konuda tartışmalar ve eleştiriler başlayınca, İktisat Vekâleti kongrenin “hususi ve istişari” nitelikte olduğunu vurgulamak zorunda kaldı. Dört grup arasında kongreye en örgütlü ve hazırlıklı bir biçimde katliam tüccar grubuydu. Bunun başlıca nedenleri, ülkenin ekonomik ve sosyolojik koşulları nedeniyle ticaret kesiminin ön plana çıkması, İstanbullu Türk tüccarlarının azınlıklara rakip olarak daha 1922’de Milli Türk Ticaret Birliği’ni kurmuş olmaları ve bu birliğin Ocak 1923’te bir ticaret kongresi düzenleme hazırlıklarına girişmiş olmasıydı. İktisat Vekili Mahmut Esat Bey’in isteği üzerine bu girişimden vazgeçerek daha geniş kapsamlı Türkiye İktisat Kongresi’ne katılmaya karar veren İstanbullu tüccarlar İİK’nin en etkili grubunu oluşturdular ve ticaret yaşamıyla ilgili 134 öneriyi kongreye benimsettiler. Bu önerilerin arasında tekellerin kaldırılması, hükümetin de ortak olacağı bir ticaret bankasının kurulması, deniz ticaretinin ve gümrük işlemlerinin yeniden düzenlenmesi, yabancı sermaye girişinin ilkelere bağlanması ve yabancı sermayeyi ortaklığa yöneltecek önlemlerin alınması bulunuyordu.
Kongrenin ikinci etkili grubunu oluşturan çiftçiler ise taleplerinden 96’sını kongreye benimsetmeyi başardılar. Bu taleplerin başında öşürün kaldırılması geliyordu. Çiftçi ve amele gruplarının oybirliğiyle kabul ettikleri bu öneriyi, sanayi ve ticaret grupları öşürün yerine yeni bir vergi konması koşuluyla kabul ettiler. Öşür kongreden iki yıl sonra kaldırıldı.
Taleplerini iç pazarın korunması ve sanayinin özendirilmesi üzerinde yoğunlaştıran sanayi grubunun taleplerinden 24’ü kongre tarafından kabul edildi. Delegeleri arasında üst düzey bürokratlara ve milletvekillerine en fazla yer veren kesim sanayi grubuydu.
Amele grubunun ücretlere ve çalışma koşullarına yönelik taleplerinin çoğu tüccar ve sanayici gruplarınca benimsenmediğinden kongre bu taleplerin yalnızca 34’ünü kabul etti. Bu talepler arasında günlük çalışma süresinin 8 saatle sınırlandırılması, iş güvenliği, ücretli izin ve çeşitli sosyal güvenlik önlemleri bulunuyordu. Ayrıca, amelelere bundan böyle işçi denmesi de karara bağlandı. Amele temsilcilerinin çoğu gerçekte İstanbullu tüccarların kurduğu İstanbul Amele Birliği’nden seçilmişti. Buna karşılık İzmir delegelerinin seçiminde “mesleki temsil” ilkesine bağlı kalınmıştı. Aynca sayılan 10’u bulmayan kadın delegelerin beşi İzmir delegeleri arasında yer alıyordu.
Kongrenin önemli bir eksikliği küçük çiftçilerin, ortakçı ve yarıcıların, tanm işçilerinin temsil edilmemesiydi. Öte yandan kongre çıkar çatışmalarına da sahne oldu ve kararların büyük bölümü oybirliği yerine oy çokluğuyla alınabildi. IİK’nin çalışmalan sonunda oybirliğiyle kabul edilen 12 maddelik “Misak-ı iktisadi” son derece genel ilkelere yer vermesine ve yalnızca dileklerden oluşmasına karşın, dönemin egemen iktisadi görüşlerine ışık tutması açısından önemlidir.
İstanbul Tüccar Derneği’nin 1948’de İstanbul’da, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile hükümet ve üniversitelerin 1981 ’de İzmir’de düzenlediği kongreler, İzmir İktisat Kongresi ile bağlantılandırıldığından, II. Türkiye İktisat Kongresi olarak adlandırılmıştır. Bu nedenle, 4-7 Haziran 1992’de İzmir’de düzenlenen kongreye III. İzmir İktisat Kongresi adı verilmiştir. Devlet Planlama Teşkilatı, üniversite öğretim üyeleri ve TOBB temsilcilerinin katıldığı bu kongrede, 2000’li yıllarda Türkiye’nin ekonomik durumu, Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisiyle bütünleşmesi gibi sorunlar görüşüldü; bağımsızlıklarını yeni kazanan Türk devletleriyle ortak bir ekonomik bölge kurulması önerildi.
kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 7 Kasım 2016 07:54
SİLENTİUM EST AURUM