AHMET III
(Hacıoğlupazarı 1673 - İstanbul 1736), Türk padişah (1703-1730). Mehmet IV ile Rabia Gülnuş Emetullah Sultanin oğlu,Mustafa III ve Abdülhamit'in babası. Edirne vakası adı verilen ayaklanma sonucunda kardeşi Mustafa'nın yerine Edirne’de tahta çıkarıldı (23 ağustos).Sponsorlu Bağlantılar
Avrupa'da süren ispanya Veraset savaşları ile Rusya-İsveç arasındaki savaşlarda tarafsız kalmaya çalıştı. Poltova’da Ruslar'a yenilen İsveç kralı Karl Xll’nin (Demirbaş) Osmanlı topraklarına sığınmasını izleyen gelişmeler karşısında Rusya' ya savaş açmak zorunda kaldı (1711).
Sadrazam ve serdarıekrem Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Prut’ta rus kuvvetlerini kuşattı.Ruslar’ın barış istemesi üzerine Prut antlaşması imzalandı (23 temmuz 1711). Antlaşmayla sağlanan sonuç kamuoyu ve özellikle Baltacı’nın rakiplerince olumlu karşılanmadı. Bunun üzerine Ahmet III, Edirne'ye dönen Baltacı'yı görevden alarak yerine Gürcü Yusuf Paşa’ yı getirdi ve antlaşma hükümlerini uygulamaktan kaçınan Rusya’ya karşı yeni bir sefer düzenlemek üzere Edirne’ye gitti.(1712).
Felemenk (Hollanda) ye İngiltere elçilerinin arabuluculuğuyla İstanbul’da yapılan görüşmeler sonunda (16 nisan 1712) Ruslar’ın antlaşma hükümlerini kısmen yerine getirmeleri sağlandığından seferden cayıldı. Karl Xll'nin ülkesine dönmesi sorunu, Osmanlı devletini bir süre daha uğraştırdı. Bu yüzden çıkan Osmanlı-Rus anlaşmazlığı Damat Ali Paşa’nın sadrazamlığında Edirne antlaşmasıyla çözüldü (24 haziran 1713). Antlaşmaya göre Karl XII ülkesine döndü; Azak kalesi Osmanlılar'a bırakıldı; Eflak -Boğdan’a yönetici olarak Fenerli rum beylerinin gönderilmesine karar verildi. Ahmet III, böylece Karlofça barışı ile kaybedilen toprakların bir kısmını geri almış oluyordu.
Sıra Venedik’e gelmişti. Mora’yı ele geçirmek amacıyla Venedik’e savaş açıldı. Orduyla birlikte Edirne'ye giden Ahmet III, sadrazam Damat Ali Paşa'yı serdarıekremlikle Mora üstüne gönderdi (1715). Bu sefer sonunda Mora yeniden Osmanlı topraklarına katıldı. Çuha (Çerigo), İstendil (Tinos) adalarıyla Girit' te Venediklilerin elinde bulunan Suda ve Spinalonga kaleleri ele geçirildi. Venedik seferinin kazançlarından vazgeçilmesini isteyen Avusturya'ya savaş açıldı. Damat Ali Paşa'nın şehit olması üzerine Osmanlı ordusu Varadin’de Avusturya kuvvetlerine yenildi (5 ağustos 1716). Belgrad Avusturyalıların eline geçti (18 ağustos). Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın çabalarıyla imzalanan Pasarofça antlaşmasıyla (21 temmuz 1718) savaşa son verildi. Bundan sonra batıda Avusturya, Venedik ve Ruslarla iyi ilişkiler kuruldu.
Pasarofça antlaşmasından sonra, İran savaşları dışında, uzun süren bir barış dönemi başladı. Lale' devri(1718-1730) adı verilen bu dönemde, devlet adamlarında önemli zihniyet değişikliği oldu. Devlet yöneticileri uzun savaş yıllarının yorgunluğunu unutmak istercesine zevk âlemlerine daldı.
- Batılı yaşam biçiminin kimi öğeleri sınırlı da olsa ülkeye girmeye başladı.
- Fransız bahçeleri örnek alınarak köşkler, bahçeler yapıldı.
- Ahmet III ve vezirlerinin çevresinde, doğu yaşamından esin arayan ressamlar (Van Moor gibi) görülmeye başladı.
- Kâğıthane, yeniden düzenlendi.
- Fenerbahçe, Aynalıkavak, Sadabat, Bebek, Kalender, Florya ve Sultaniye köşkleri yapıldı.
- İbrahim Müteferrika’nın girişimiyle ilk türk basımevi kuruldu (1727).
- Avrupa’dan subay, mühendis getirtilerek orduda yenilik yapılmaya çalışıldı.
- Tulumbacı ocağı kuruldu, ilk kez üç ambarlı kalyonların yapımına başlandı.
- Kütahya ve İzmit’teki çini fabrikaları yenileştirildi, İstanbul’da bir çini, Yalova’da da bir kâğıt fabrikası açıldı.
- Bir bilim kuruluna doğu ve batı dillerinden çeviriler yaptırıldı.
- Saray’da ve İstanbul’un çeşitli semtlerinde kütüphaneler kuruldu.
İran’daki başarısızlıklar, devlet adamlarının gösterişli yaşayışı, halkın hoşnutsuzluğunu artırdı. İstanbul’da bir esnaf ve yeniçeri ayaklanması (PATRONA HALİL AYAKLANMASI) ile Lale devri sona erdı (28 eylül 1730) Ahmet III tahttan çeklimek zorunda kaldı Bir süre Saray'da kapalı yaşadıktan sonra 1 temmuz 1736'da öldu. Yenıcamı türbesine gömüldü.
Şair, hattat ve münşi olan Ahmet III, bilim ve sanat adamlarının koruyucusuydu. Üsküdar’da annesi adına bir camı (Valde-i cedit, Yeni valide camisi), Bebek camı ve küllıyesini, Ayasofya karşısında kendi adını taşıyan çeşmeyi yaptırdı.
3.Ahmet çadırı, sadrazam Nevşehirlı Damat İbrahim Paşa’nın Iran seferi için yaptırdığı Otağı hümayun (XVIII.yy ilk yarısı). Türk çadır sanatının özgün bir örneği olarak nitelenen, altın sırma işlemeli çadır, Üsküdar alanına kurulmuştu. Kapı üstüne divan şairi Dürri'nın bir kıtası işlenmişti.
3.Ahmet çeşmeleri, İstanbul'da ki çeşme. Birincisi Topkapı Sarayı Babıhümayun'u önündedir Ahmet İli döneminde Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, başmimar Mehmet Ağaya yaptırdı (1728 / 1729) Ahmet III çeşmesi Yapı, mimarlığı ve bezemeleriyle türk rokoko üslubunun önemli örneklerindendir.
kabartmalı su sebıller ve Durmalı sütunlar vardır yapı, rokoko bezemeleri, şair Nedim, Şakır, Kırımlı Mustafa Rahmi nin dizelerinden oluşan, bir bölümü Ahmet III imzalı sülüs yazıtlarıyla türk çeşme mimarlığının öncü örneklerindendir.
Ahmet III kütüphanesi, İstanbul'da tarihsel kütüphane (1719). Topkapı Saray enderun binasındadır. XVIII. yy.Osmanlı mimarlığının özgün örneklerinden olan yapı, kitapların nemden korunması amacıyla bodrum katı üzerine kurulmuştur.Kubbeli orta mekânın üç yanında, boyalı alçı bezemeli tonozlarla örtülü oturma yerleri vardır. Duvarları kaplayan İznik çinileri, renkli cam işçiliği, fildişi bezemeli alt pencere kapakları bükme gümüş tel kafesli ahşap dolapları dönemin beğenisini yansıtır Kütüphanenin vakfiyesi Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından düzenlenmiştir (1719). Burada arapça, farsça ve türkçe olmak üzere, çoğu İslam bilimlerine ait yaklaşık 20 000 el yazması kitap, değerli haritalar, batı dünyasının eski baskı kitapları ve çoğu İslam dünyasından yaklaşık 15 000 minyatür bulunmaktadır. Yapı, Topkapı Sarayı müzesi ,kütüphanesi adıyla da bilinir
Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen perlina; 29 Ocak 2017 17:56