Mahmud II
(d. 20 Temmuz 1785, İstanbul - ö. 1 Temmuz 1839, İstanbul),
Sponsorlu Bağlantılar
Çağdaşlaşma yolunda giriştiği reformlarla, savaşlardan yenilgi ve toprak kayıplarıyla çıkan Osmanlı Devleti’nin güçlenmesine katkıda bulunmuş, Tanzimat döneminin hazırlayıcısı olmuştur.
Gençliği ve yetişmesi.
I. Abdülhamid’in Nakşıdil Sultan’dan dünyaya gelen oğludur. Küçük yaşta babasını yitirdi ve amcasının oğlu Padişah III. Selim tarafından yetiştirildi. Sarayda iyi bir eğitim gördü; edebiyat, müzik, Arapça ve hat öğrendi. III. Selim’in Batı’yı örnek alan reform girişimlerini izleme olanağını buldu. 1807’de bu yenilik hareketlerine karşı Kabakçı Mustafa Ayaklanması çıktı ve III. Selim tahttan indirilerek yerine Mahmud’un ağabeyi IV. Mustafa getirildi. Olayın hemen ardından Rusçuk (bugün Ruse, Bulgaristan) âyanından Alemdar Mustafa Paşa, III. Selim’i yeniden tahta çıkarmak için askerleriyle İstanbul’a girdi. IV. Mustafa bunu önlemek için III. Selim’i öldürttüyse de, Alemdar Mustafa Paşa IV. Mustafa’yı tahttan indirerek yerine reform yanlısı Mahmud’u geçirdi (28 Temmuz 1808).
Padişahlığının ilk yılları.
Alemdar Mustafa Paşa’yı sadrazamlığa getiren II. Mahmud, ilk iş olarak Kabakçı Mustafa’nın yandaşlarını ortadan kaldırdı. Ardından Rumeli ve Anadolu’daki âyanla Sened-i İttifak olarak bilinen anlaşmayı imzaladı (29 Eylül 1808). Buna göre âyan, padişahın emirlerini kesin olarak yerine getirecek, güvenliğin sağlanmasında ona yardımcı olacak, III. Selim’in başlattığı reformlar sürdürülecekti. Askeri alandaki reformların bir gereği olarak, III. Selim’in Nizam-ı Cedid birliklerine benzeyen Sekban-ı Cedid birlikleri kuruldu ve Batı yöntemleriyle eğitilmeye başladı. Yeniçeri Ocağı’nda da reform yapıldı. Esame kâğıtlarının (bak. esame defteri) alım satımı yasaklandı; askerlikle ilişiği olmayanların esameleri de, yan bedelleri ödenerek ellerinden alındı. Bu uygulamadan zarar gören yeniçeriler Kasım 1808’de ayaklandılar, reformların baş sorumlusu olarak gördükleri Alemdar Mustafa Paşa’yı öldürdüler ve sarayı kuşattılar. II. Mahmud bu arada yeniçerilerin yeniden tahta çıkarmak istedikleri IV. Mustafa’yı boğdurttu. Yeniçerilere Sekban-ı Cedid’i kaldırdığını ve Yeniçeri Ocağı’na ilişmeyeceğini bildirerek ayaklanmaya son vermelerini sağladı. Tarihe Alemdar Olayı olarak geçen bu ayaklanmadan sonra yenilik hareketleri uzun bir süre kesintiye uğradı ve II. Mahmud ancak yıllar sonra yeniden otoritesini kurup yenilik hareketlerine girişebildi.
II. Mahmud’un iç sorunlarla uğraştığı sırada Balkanlar’da Sırp, Hicaz’da Vehhabi ayaklanmaları ile III. Selim’in Rusya ve İngiltere’ye açmış olduğu savaşlar sürüyordu. Bu arada, daha önce Osmanlı Devleti’ nin dostu görünen Fransa, Tilsit Antlaşmasını (1807) imzalayarak, Osmanlılardan Eflâk ve Boğdan^ı isteyen Rusya’ya yakınlaşmıştı. 1809’da Kale-i Sultaniye Antlaşmasını yaparak İngilizlerle savaşa son veren II. Mahmud, Rusya ile savaşı sürdürdü. Rus orduları Besarabya, Boğdan, Eflâk ve Dobruca’yı işgal etti. II. Mahmud bu savaşa son veren Bükreş Antlaşması’m (28 Mayıs 1812) imzalayarak Rusya’nın Besarabya’yı ilhakını ve Sırbistan’a özerklik verilmesini kabul etti. 1813’te de Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın başlattığı askeri harekâtla Vehhabi ayaklanmasını kesin olarak bastırdı.
Merkeziyetçiliği güçlendirme politikası izleyen II. Mahmud, eyaletlerde çıkan bütün ayaklanmaları kanlı biçimde bastırarak Rumeli, Anadolu ve Irak’ta devlet denetimini sağladı. Âyanın yerel otoritesine son vererek eyaletlerin merkezî yönetime bağlılıklarını sağlamak için beylerbeylerini birer memur durumuna getirdi. Ama merkezî örgütlenmede yapmak istediği reformlarda sürekli olarak yeniçerilerin ve Yeniçeri Ocağı’na dayanarak yönetimde etkili olan Halet Efendi’nin engellemeleri ile karşılaşıyordu. 1820’de Halet Efendi’nin etkisiyle Tepedelenli Ali Paşa’yı asi ilan etti ve uzun bir mücadele sonunda öldürttü. II. Mahmud’un Ali Paşa ile uğraşması, 1821’de Mora’da ayaklanan Rumların işini kolaylaştırdı ve 1822’de Yunanistan bağımsızlığını ilan etti. Halet Efendi’nin Mora Ayaklanmasındaki rolünü fark eden II. Mahmud onu, Fener Rum patriği Gregorios’u ve birkaç metropoliti öldürttü. Bu olay, başta İngiltere olmak üzere bazı Avrupa devletlerinin sert tepkilerine ve Osmanlı Devleti’ne karşı tavır almalarına yol açtı.
Yeniçeri Ocağı'nin kaldırılması.
II. Mahmud, Mora Ayaklanmasını bastırmak için Kavalalı Mehmed Ali Paşa’dan yardım istedi. Mehmed Ali Paşa 1824’te oğlu İbrahim Paşa komutasında Mora’ya asker çıkardı. Dış sorunlar bütün ağırlığıyla sürerken II. Mahmud ulemanın, devlet adamlarının ve bazı ocak ağalarının da desteğini alarak, Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmak için harekete geçti. Ayaklanan yeniçerileri kanlı biçimde bastırarak Haziran 1826’da ocağı kaldırdı (bak. Vaka-i Hayriye) ve yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adı altında yeni bir ordu kurdu. 7 Ekim 1826’da Akkerman Antlaşmasını imzalayarak Sırbistan’la Eflâk ve Boğdan üzerindeki Rus isteklerini kabul etti. Bu arada İbrahim Paşa’nın Mora’daki askeri harekâtı sürüyordu. İbrahim Paşa’nın buradaki baskılarına son verilmesini isteyen Rusya ve İngiltere, Mora’da Osmanlı Devleti’ne vergi ödeyecek özerk bir devlet kurulmasını öngören bir protokol imzaladılar (4 Nisan 1827). Bu protokole daha sonra Fransa da katıldı ve üç devlet 6 Temmuz 1827’de Londra Antlaşmasını imzalayarak Yunanistan’a tam destek verdiler. Ardından Akdeniz’deki filolarını Mora’ya göndererek Navarin’de Osmanlı Mısır donanmasını yaktılar (20 Ekim 1827). II. Mahmud da bu ülkelere karşı cihad ilan etti. Osmanlılara savaş açan Rusya Anapa, Ahıska, Kars ve Erzurum’u işgal etti, sonra da Edirne’yi ele geçirdi (1829). 1828-29 Osmanlı Rus Savaşı olarak bilinen bu savaşa son veren Edirne Antlaşmasıyla (14 Eylül 1829) II. Mahmud, Tuna ağzındaki adalarla Kafkasya’nın Karadeniz kıyı şeridini Rusya’ya bırakmayı, Çanakkale ve İstanbul boğazlarını Rus gemilerine açmayı ve Yunanistan’ın bağımsızlığını kabul etti.
Mehmed Ali Paşa ile mücadelesi.
Fransa, Osmanh Devleti’nin içine düştüğü durumdan yararlanarak 1830’da Cezayir’i işgal etti. Aynı yılın başlannda II. Mahmud, Mehmed Ali Paşa’yı Suriye ve Adana valiliğine getirmeyi kabul etmişti. Mehmed Ali Paşa, Yunanlılara karşı savaştaki hizmetleri karşılığında kendisine verilmesi vaat edilen bu valilikleri istedi (1831). II. Mahmud’un bunu reddetmesi üzerine, Mehmed Ali Paşa’nm oğlu İbrahim Paşa komutasındaki kuvvetler Suriye’ye saldırarak Şam ve Halep’i ele geçirdi, Konya’ya kadar ilerleyerek orada Osmanlı ordusunu bozguna uğrattı (1832) ve İstanbul üzerine yürümeye başladı. II. Mahmud İngilizlerden yardım istedi. Ama İngiltere, Fransızların Mısır’ı desteklemesi nedeniyle Osmanlılara yardım etmeyi reddetti. II. Mahmud bunun üzerine Rusya’ya başvurdu. Rusya donanmasını İstanbul Boğazına gönderdi. Gelişmelerden kaygılanan Ingiltere ve Fransa’nın araya girmesi üzerine imzalanan Kütahya Antlaşmasıyla (14 Mayıs 1833) II. Mahmud Suriye, Filistin ve Adana’yı Mısır’a bıraktı. Ardından Rusya ile, Edime Antlaşmasının koşullarının da yeniden onaylandığı Hünkâr İskelesi Antlaşması’m (8 Temmuz 1833) imzaladı. Bu tarihten sonra daha çok iç sorunlar ve reformlarla ilgilenen II. Mahmud, Mehmed Ali Paşa’ya karşı İngiltere’ nin desteğini sağlayabilmek için Baltalimanı Antlaşmasıyla (16 Ağustos 1838) İngiliz tüccarlara ayrıcalıklar tanıdı. Mehmed Ali Paşa’yla hesaplaşmaya kararlı olan II. Mahmud, ordusunu Suriye’deki Mısırlıların üzerine gönderdi, ama 24 Haziran 1839’da Nizip’te ağır bir yenilgiye uğradı. Bundan birkaç gün sonra da öldü.
Değerlendirme.
II. Mahmud, Osmanlı Devleti’nde köklü yenilikler gerçekleştiren ilk padişahtır. Onun askerlik alanında yaptığı en büyük yenilik, devletin en eski kurumlarından biri olan Yeniçeri Ocağı’nı kaldırarak yerine doğrudan padişahın denetiminde bulunan yeni bir ordu kurmasıydı. Bu yeni ordunun eğitimi için Batı’dan uzman ve danışmanlar getirttiği gibi, genç Osmanlı subaylarını da eğitim için Avrupa’ ya gönderdi. Eğitime de büyük önem vererek geleneksel öğretim kurumlan olan medreselerin yanında modern öğretim kurumları açtırdı, ilköğretimi zorunlu hale getirdi. Tıp öğrenimi için Avrupa’ya öğrenci gönderdi. İlk modem tıp okulu olan Tıbhane-i Âmire’yi öğretime açtı (14 Mart 1827). Tercüme Odası’nı kurdurarak, özellikle askerlik ve fen alanlanndaki temel kitapları Türkçeye çevirtti. Türkiye’de yayımlanan ilk Türkçe gazete olan Takvim-i Vekâynin çıkanlmasına da öncülük etti. Yönetim alanında da köklü yenilikler getirdi; geleneksel divanı kaldırarak yerine heyet-i vükelayı (bakanlar kurulu) oluşturdu ve çağdaş bir düzende çalışacak ilk nezaretleri (bakanlık) kurdurdu. Batılı anlamda devlet adamları yetiştirmeye özen gösterdi. OsmanlI Devleti’nde ilk nüfus sayımını (yalnızca erkekler) yaptırdı (1830). İlk modern itfaiyeyi ve posta örgütlerini kurdurdu, Avrupa’ya giden Osmanh uyruklular için ilk kez pasaport düzenletti.
Adlî mahlasıyla şiirler yazan II. Mahmud, III. Selim gibi müzikle de ilgilendi ve müziği ondan öğrendi. Hammamizade İsmail .Dede Efendi, Şakir Ağa ve Delalzade İsmail Efendi gibi dönemin ünlü bestecilerini saraya aldı ve korudu. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra Muzıka-yı Hümayun’u kurdurarak Batı müziğinin Türkiye’ye girmesine öncülük etti. Tamburi, neyzen ve hanende de olan II. Mahmud’un besteleri arasında “Ebrularının zahmı nihandır ciğerimde” (hicaz aksak divan), “Aldı aklım yine bir nevres-nihal” (acem buselik düyek şarkı), “Gördüm bir âfet-i devran” (ferahfeza yürük aksak şarkı), “Naz etme gel ey gonca-fem” (arazbar düyek şarkı) sayılabilir.
II. Mahmud aynı zamanda usta bir hattattı. Kebecizade Mehmed Vasfi Efendi’den meşk ederek 1807’de icazet aldı. Kebecizade’nin ölümü üzerine Mustafa Rakım’ı kendisine yazı hocası yaptı. Özellikle celi sülüs yazıda çok güzel yapıtlar verdi. Büyük boydaki levhalarının bir bölümü Topkapı Sarayı Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi ve Vakıf Hat Müzesi’nde bulunmaktadır.
Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Baturalp; 15 Ocak 2017 19:20
Sebep: sayfa düzeni, moderatör ekleri, foruma uygun resim eki