Camcılık
Binlerce yıldır camcılıkla ilgili çeşitli çalışmalar yapılmakta ve bu mesleğin bir sanat olduğu görüşü kabul görmektedir. Camın şekillendirilmesi sürecinde çok kısa bir sürede hızlı, kararlı ve bir o kadar da yaratıcı müdahalelerde bulunmak ancak bir sanatçı eliyle mümkün olabilecektir.
Ilk camın, Fenike kıyılarında tüccarların yemek pişirirken tencerelerini koydukları güberçile topraklarının erirken kumla karışması sonucu oluştuğu söylenmektedir. Dünyanın birçok kentinde el imalatı cam ürünleri yapılmaktadır. Venedik'te özellikle de Murano Adası'nda camcılık işine özel bir önem verilmekte ve bu işi yapanlar seçkinlik kazanmaktadır. Bizim tarihimizde de Selçuklular zamanında cam eşyalar yapıldığı bilinmektedir. 19.yüzyılda Türk camcılığında ilerleme kaydedilmiş, Beykoz'da cam imalathanesi kurulmuştur. Bu imalathane çeşmibülbülleri ile tanınır. Beykoz camcılığının ve çeşmibülbülün yaratılmasında ve geliştirilmesinde, Venedik camcılığının ve Sultan III.Selim zamanında geleneksel sanayi alanlarının geliştirilmesi için yapılan çalışmaların önemli etkisi olmuştur. Çeşm-i bülbül (Bülbülün gözü), 18.yüzyılın sonunda III.Selim'in Mevlevi dervişi Mehmet Dede'yi cam tekniklerini öğrenmek için Venedik'e göndermesi sonucunda ortaya çıkmış bir cam işleme sanatıdır. Cam, özel kum ve kaya çeşitlerinin yüksek sıcaklıkta eritilip soğutulmaya bırakılmasıyla işlenir. Çeşmibülbül yapımının normal cam yapımından farkı, camın içindeki beyaz ve renkli çizgileri oluşturan cam çubuklardır. Çeşitli renklerde olabilmekle beraber, çeşmibülbüller genellikle mavi beyaz üretilmektedir.