Vural Öger,
1 Şubat 1942 tarihinde
Ankara’da bir subay çocuğu olarak dünyaya geldi.
1960 yılında liseden mezun olduktan sonra Almanya’ya giden Öger,
Grafing ve Bad Reichenhall'deki
Goethe Enstitüsü’ne gitti, ardından da
1961'de
Berlin Teknik Üniversitesi'nde mühendislik eğitimine başladı.
1968’de bu üniversiteden mezun oldu.
27 yaşındayken önce
Hamburg'ta daha sonra da
Berlin,
Hannover ve
Bremen'de seyahat büroları açtı. Öger, kurduğu ilk seyahat şirketi ile
1970'li yılların başında Türkiye'ye uçuşlar düzenlemeye başladı.
Öger,
1982 yılında
Öger Tours GmbH'yı kurdu.
1990 yılında
Alman vatandaşlığına geçmeye karar verdikten sonra Türk pasaportunu bırakan Öger, yeni yasa değişikliğiyle birlikte çifte vatandaşlığa hak kazandı. Ancak yeniden Türk vatandaşlığını elde etmek için hemen harekete geçmedi. Çünkü kağıt üzerindeki vatandaşlığın onun için önem taşımadığını belirten Öger
Ben kendimi zaten Türk hissediyorum.
dedi. Öger bu sözleriyle
‘Aslında başarılı bir Türk olarak, Türk toplumundan biraz soyutlanmış olsa da, Türklüğünü asla unutmuyor.’ gibi yorumlar aldı.
1990 yılından itibaren
Mısır,
Tunus ve
Fas'a, ilerleyen yıllarda
Yunanistan,
Malta ve
Dominik Cumhuriyeti'ne uçuşlar düzenleyen Öger Tours,
1997 yılında
ATT Turistik GmbH'yi satın aldı. Öger Tours GmbH, Öger Türk Tur GmbH ve ATT Touristik GmbH'dan oluşan Öger Grubu,
1997 ve
1998 yıllarında
Küba ve
Karayip Adaları'na da uçuşlar düzenlemeye başlamasının ardından
1999/2000 sezonunda da
Çin ve
İspanya'yı da programına aldı.
Vural Öger,
1996 yılında Almanya'dan turist taşıyan
Birgen Air'e ait uçağın
Dominik Cumhuriyeti açıklarında düşmesinin ardından zor günler geçirdi. Bu olayın kendisine yeni tecrübeler kazandırdığını ve son derece zor günler yaşadığını söyleyen Öger, çoğu Alman vatandaşı olan
189 yolcunun can verdiği kazadan sonra, bir kesim Alman medyasının bu kazayı Türkiye ve Vural Öger aleyhinde kullanmak istediğini düşünmüş ve şu sözleri söylemişti:

O günlerde sanki transa geçmiş gibiydim. Alman dostlarımdan biraz olsun beni anlamalarını, biraz olsun destek vermelerini bekledim.
Berlin Teknik Üniversitesi'nde
Mühendislik öğrenimi gördüğü dönemde gençliğinin siyasi faaliyetlerinden uzak kalan Öger,
2 Haziran 1967'den sonra
politikayla ilgilenmeye başladı. Berlin'de düzenlenen İran Şahı aleyhindeki bir gösteriye tesadüfen karışan Öger, çıkan kargaşada polisten dayak yedi ve ağır şekilde yararlandı. İyileşmesi haftalar alan Öger, tazminat talebiyle dava açtı ve Öger'in avukatlığını
68 kuşağının avukatı ve bugünün İçişleri Bakanı
Otto Schily üstlendi.
Bu olayın yaşanmasından
30 yıl sonra Vural Öger, Federal İçişileri Bakanı Otto Schily tarafından
Göç Komisyonu'na atanan
tek yabancı işadamı oldu. Almanya'nın haftalık ekonomi ve siyasi gazetesi
Die Woche,
Goethe kadar
Nasrettin Hoca'yı da okuyan, klasik müzik kadar
Türk halk müziği de dinleyen Vural Öger'i, tam bir liberal, bir dünya vatandaşı olarak tanımladı ve onu okurlarına
‘Prusyalı Türk’ başlığı ile tanıttı. Yazıda, Alman toplumunun içinde Almanlar'dan bile daha sıkı bir disiplin içinde çalıştığı için
‘Prusyalı’ yakıştırması yapılan Öger'in iş hayatındaki başarılarından, özel hayatındaki kaliteli çizgiden övgüyle söz edildi.
Avrupa Parlamentosu Almanya Milletvekili, Türk asıllı Alman Milletvekili ve işadamı Vural Öger,
1915'teki
Ermeni Tehcirinde (
Ermeni Sürgünü)
Osmanlı Hükümeti üzerinde etkili olan Alman görevlilerin de rolü olduğunu savunuyor.
Türk ve Almanları daha yakınlaştırmak için
1998 yılında kurulan
Türk-Alman Vakfı'ında önemli rol oynayan Öger, altı dil konuşabiliyor.
Vural Öger, evli ve üç çocuk babası.