Arama

Gökada (Galaksi) - Tek Mesaj #5

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
25 Mart 2009       Mesaj #5
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Gökada (Galaksi)
Vikipedi, özgür ansiklopedi


Büyük Ölçekli Yapılar

Seyfert Altılısı, 6 üyeli olduğu sanılan bir “yoğun gökada grubu”
640pxseyfertsextetfull

Evrende gökadalar tekbiçimli bir şekilde dağılmadıkları gibi tümüyle düzensiz bir şekilde de dağılmamışlardır. Gökyüzüne ilişkin "derin alan" araştırmaları gökadaların genellikle birbirlerine bağlı bir şekilde toplululuklar oluşturduğunu ortaya koymuştur. Milyarlarca yıl boyunca bir başka gökadayla etkileşime geçmemiş gökadalar çok nadirdir. Şimdiye dek araştırılan gökadalardan yalıtılmış halde oldukları gözlemlenenlerin oranı yalnızca % 5’tir. Kaldı ki bunların geçmişlerinde bir başka gökadayla etkileşime geçmiş olmaları, çarpışmış olmaları, hatta, halen küçük gökadalardan oluşmuş uydulara sahip olmaları mümkündür. Yalıtılmış durumda bulunan gökadalarda yıldız doğumları, sahip oldukları gazlar diğer gökadalardaki gibi etkileşimlerle sıyrılmamış olduklarından, yüksek bir oran gösterir.
Büyük ölçekli skalada evren sürekli bir genişleme halindedir ki, bu da bireysel gökadalar arasındaki ortalama uzaklığın artmasına neden olmaktadır. Buna karşılık gökada toplulukları karşılıklı kütleçekimsel etkileri sayesinde lokal anlamda bu genişlemeyi aşabilmektedirler. Bunlar evrenin erken döneminde karanlık maddenin sürüklemesi sayesinde kümelenmiş topluluklardır. Daha sonra bunlardan birbirine yakın gruplar bir araya gelerek gökada kümelerini meydana getirmişlerdir. Bu bir araya gelme süreci bir kümedeki galaksilerarası gazın çok yüksek sıcaklıklara gelme derecesinde ısınmasına (30 milyon-100 milyon K) neden olur. Bir kümedeki kütlenin yaklaşık % 70-80’i karanlık madde türündedir, %10-30’u bu ısınmış gazdan oluşur ve geri kalan az kısım da gökadalar olarak görünen maddedir.
Evrendeki gökadaların çoğu kütleçekimsel olarak birbirlerine bağlıdır; her gökada, kütleçekimsel olarak, belirli bir sayıdaki diğer gökadalara bağlıdır. Böylece küçükten büyüğe doğru kümelenmeli bir yapı hiyerarşisi bulunur. Bunların en küçüğü gökada gruplarıdır. (Gökada sayısı 100’ün altında olduğu zaman bu topluluklara, gruplar ve kümeler arasındaki sınırlar belirgin olmasa da, gökada grubu denir.) Kütleçekim kuvvetiyle bir arada tutulan bu toplulukların en yaygın tipi gökada kümeleri olup, evrendeki gökadaların çoğunu içerirler.
Dünya’dan 1 milyar ışık yılı uzaklık içinde süperkümelerin dağılımını gösteren evren atlası. Burada yaklaşık 63 milyon gökada gösterilmektedir.
superclustersatlasofthe

Genellikle birkaç megaparseklik bir bölgede bir araya gelmiş binlerce gökadayı içeren yapılar “küme” olarak adlandırılır. Gökada kümesi ya da galaksi kümesi kütleçekimi sayesinde birbirlerine bağlı yüzden fazla gökadanın oluşturduğu kümedir. Gökada kümeleri biçimleriyle (özel, küresel, simetrik vs.), dağılımlarıyla veya gökada sayılarıyla (sayı birkaç bine çıkabilir) nitelenirler. Böyle bir grup ya da kümeye bağlı kalabilmek için her üyenin, yani her gökadanın hızının topluluktan kaçıp gidecek derecede yüksek olmaması, bir başka deyişle bunu önleyecek derecede düşük bir hızı olması gerekir. Buna karşılık yetersiz bir kinetik enerji sözkonusu olduğunda da, topluluk gökada birleşmelerinin olacağı bir evrim geçirir; evrim sonucunda topluluğun dönüştüğü yeni hali, daha az sayıda gökadadan oluşuyor olacaktır. Gökada kümelerinde genellikle tek bir "dev eliptik gökada" baskın olur. “En parlak küme gökadası” adı verilen bu dev, zamanla, uydu haline getirdiği diğer gökadaları gelgit etkisiyle tahrip eder ve yutup kendi kütlesine katar.
Süperkümeler gökada kümeleri, gökada grupları ve bazen de bireysel gökadalar halinde onbinlerce gökada içerirler. Bir milyar ışık yılı uzunlukta olabilen bu muazzam büyüklükteki yapılarda, aralarında büyük boşluklar olan gökadalar, rastgele değil, bir yapıdaki teller gibi dizilmişlerdir. Süperküme skalasının daha üzerinde evrenin izotropik ve homojen olduğu düşünülür. Gökadaların yaklaşık % 90’ı bir kümeye ya da bir süperkümeye dahildir. Samanyolu Gökadası Yerel Grup (İng. Local Group) adı verilen 30 civarında gökada içeren bir gökada grubunun üyesidir. Bu, yarıçapı yaklaşık bir megaparsek olan bir gruptur. Bu grupta Samanyolu ve Andromeda en parlak iki gökadadır. Grubun diğer üyelerinin birçoğu bu iki gökadanın uyduları ya da yoldaşları olan cüce gökadalardır. Yerel Grup’un kendisi de Başak Süperkümesi’nin içindeki bir bulutumsu yapının bir parçasıdır.


Çoklu Dalgaboyu Gözlemleri
Kızılötesiyle saptanan, Samanyolu’nun ötesindeki galaksi dağılımını gösteren panorama
800px2masslsschartnewna

Samanyolu Gökadası’nın dışındaki gökadaların varlığının keşfedilmesinden sonra, bunların ilk gözlemleri genellikle, gözle görülür ışığın kullanıldığı gözlemlerdi. Yıldızların çoğu ışık yaydıklarından, gökadaları oluşturan yıldızların gözlemi "optik astronomi"nin temel etkinliklerinden biridir. Optik astronomiden iyonize H II bölgelerinin ve tozlu kolların dağılımının incelenmesinde de yararlanılabilmektedir. Fakat yıldızlararası ortamda mevcut toz, gözle görülür ışıkla gözlemlendiğinde soluk görülmektedir. Buna karşılık uzak-kızılötesi ışınlarla daha saydam görülebilmektedir.
Sombrero Gökadası'nın farklı dalgaboylarıyla alınmış üç görüntüsü (sağda) ve bu üç görüntüsünün bileşkesi
m104composite

Günümüzde optik astronominin yetersiz kaldığı alanlarda artık çeşitli dalgaboylarından da yararlanılmakta ve bu alanda çeşitli aygıtlar kullanılmaktadır. Modern yöntemlerden bazıları şunlardır:
  • Kızılötesi: Uzak-kızılötesi ışınlar gerek dev moleküler bulut bölgelerinin içinin, gerekse gökada çekirdeklerinin içinin ayrıntılı olarak gözlemlenebilmesinde kullanılabilmektedir. Kızılötesi aynı zamanda evren tarihinin çok erken döneminde ortaya çıkmış uzak, kırmızıya kaymadaki gökadaların gözlemlenmesinde de kullanılabilmektedir. Su buharı ve karbondioksit kızılötesi tayfın işe yarar kısımlarının belirli bir miktarını soğurduklarından "kızılötesi astronomisi"nde artık yüksek irtifalardaki, yani uzaydaki teleskoplar kullanılmaktadır.
  • Radyo frekansları: Gökadaların gözle görülen ışık dışındaki araçlar kullanılarak yapılan ilk incelemesi radyo frekansları kulllanılarak yapılmıştır. Atmosfer 5 MHz ile 30 GHz. arası frekanslar için geçirgendir (daha aşağı sinyaller iyonosferce bloke edilmektedir). Etkin çekirdeklerden yayılan akışlar büyük radyo interferometre aygıtlarıyla saptanabilmektedir. Radyoteleskoplar ise nötr hidrojeni, erken dönemdeki, gökadaları oluşturmak üzere sonradan çöken iyonize olmamış maddeyi gözlemleyebilmektedir.
  • Morötesi ve X ışını: Morötesi ve X ışını teleskopları gökadalara ilişkin yüksek enerji etkinliklerini gözlemleyebilmektedir. Örneğin X ışınları sayesinde gökada kümelerindeki sıcak gazın dağılım haritası çıkarılmıştır. Yine gökadaların çekirdeklerinde dev kara deliklerin varlığı "X ışını astronomisi" sayesinde doğrulanmıştır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!