Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Haziran 2009       Mesaj #6
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
İsviçre
MsXLabs.org & Temel Britannica & Vikipedi


Halk ve Ekonomi

İsviçre halkı birçok farklı ırk ve dinden insanlardan oluşur. Nüfusun yarısı Katolik, öbür yarısı ise Protestan'dır. Halkın yaklaşık yüzde 70'i Almanca, batı bölgelerinde yüzde 19'u Fransızca, Ticino yöresinde yüzde 9'u İtalyanca, doğuda yaşayan ve nüfusun yakla­şık yüzde l'ini oluşturan kesim de Romans dili konuşur. Bir olasılıkla çok eskiden Roma­lı askerlerin konuştuğu Latince'den türeyen Romans, bir çeşit köylü Latincesi olarak tanımlanabilir. İsviçre Almanca'sı olarak bili nen birçok İsviçre-Germen lehçesi vardır.
İsviçre'nin başkenti Bern'dir. Ülkenin en büyük kenti olan Zürich, uluslararası banka­cılığın merkezidir. Bunun dışındaki başlıca kentler Basel, Cenevre ve Lozan'dır.
İsviçreliler'in büyük çoğunluğu küçük aile çiftliklerinde çalışır. İsviçre'de kışlar uzun, tarlalar küçük, toprak verimsizdir. Bu dağlık ülke, zengin odaklarıyla tahıl üretiminden çok sığır, domuz, keçi ve koyun yetiştirmeye elverişlidir. İsviçre'nin peyniri, sütü ve sütlü çikolatası bütün dünyada tanınmıştır. En ünlü İsviçre peyniri, güneybatıdaki Gruyeres kasa­basında üretilir.
İsviçre'de, çiftçilikten çok sanayi önem taşır. Ülkenin kömür ve petrol gibi doğal kaynaklan yoktur. Su enerjisinden elde edi­len elektrik bu eksikliği karşılar. Ülkede ayrıca birkaç tane nükleer santral vardır. Neuchâtel ile doğudaki St. Gailen arasındaki düzlük alanda çok sayıda sanayi kuruluşu yer alır. Burası ekonomik yaşamın merkezidir. Metal ve pamuk gibi hammaddelerin hemen hemen tümü yurtdışından sağlanır. İsviçre, nitelikli ve lüks araç gereç üretiminde uzman­laşmıştır. Bu ürünler arasında jeneratörler, türbinler, dizel motorları, pompalar, kimya­sal maddeler, kol, duvar ve masa saatleri, elektronik aygıtlar, takılar ve müzik araçları sayılabilir. Turizm İsviçre için büyük önem taşır. Ülkeye gelen turistlerin yüzde 80'i Avrupalılar'dır. Uluslararası ticaret ve banka­cılık önemli gelir kaynaklarıdır.
Dağlar arasındaki vadilerde yaşayan İsviç­reliler, yazları dağcılara, kışları da kayakçıla­ra rehberlik ederek ek gelir sağlarlar. İsviç­re'ye özgü yodel adı verilen bir şarkı söyleme türü vardır. Yodel dağlarda, peşten tize ve tizden pese ani atlayışlarla geçerek söylenir. Ses böylece çok uzaklara gider.
Dağlardaki geçitler ile yüzyıllardan beri kullanılan su ve karayolları yüzünden İsviç­re'nin ulaşım açısından Avrupa'da merkezi bir konumu vardır. Demiryollarının çoğunu devlet işletir. Dağlarda ulaşım teleferiklerle sağlanır. Büyük göllerin tümünde gemiler işler. Havalimanlarının en önemlileri Zürich ve Cenevre'dedir.


Ekonomi

Zengin ve kararlı bir pazar ekonomisine sahip olan İsviçre, kişibaşı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve büyük Avrupa ekonomilerinin önünde yer alırken alım gücü paritesinde onuncu sırada gelir. 20. yüzyılın çok önemli bir döneminde açık ara ile Avrupa’nın en refah ülkesi olan İsviçre 1990’lardan beri ağır bir büyüme dönemine girmiş ve 2005’e gelindiğinde kişi başına GSYİH’da nüfusu bir milyondan büyük Avrupa ülkeleri arasında İrlanda, Danimarka ve Norveç’in ardından dördüncülüğe düşmüş ve satınalma paritesine göre de onunculuğa gerilemiştir. İsviçre Avrupa Serbest Ticaret Alanı üyesidir.
Son yıllarda İsviçreliler uluslararası rekabet güçlerini arttırmak için ekonomik uygulamalarını büyük bir oranda Avrupa Birliği ile uyumlu hâle getirmiş olsalarda güçlü bir büyüme oranına ulaşamadılar. Avrupa Birliği’ne tam üyelik İsviçre hükümetinin uzun dönem hedefleri arasında yer alsa da İsviçre halkı önemli ölçüde buna karşı çıkmaktadır. İsviçre’nin Avrupa’nın geri kalanından izole olmasının olumsuz etkilerini azaltmak için Bern ve Brüksel arasında ticaret bağlarını daha da liberalleştirmek için karşılıklı yedi sektörel anlaşma imzalanmıştır. 1999 yılında imzalanan ve 2001 yılında yürürlüğe giren bu anlaşmaların arasında serbest dolaşım hakkı da bulunmaktadır. Dokuz farklı alanı kapsayan ikinci bir dizi sektörel anlaşma 2004 yılında imzalanmıştır ve hükümetler tarafından bu anlaşmaların kabulü beklenmektedir. Bu ikinci dizi anlaşma arasında Şengen antlaşması ve Dublin anlaşması bulunmaktadır. İki taraf arasında diğer alanlarda karşılıklı işbirliği konuları görüşülmektedir. Dört yeni alanda hazırlık görüşmelerine başlanmıştır: elektrik enerjisi pazarının açılması, Avrupa Galileo GPS sistemine dahil olma, Avrupa hastalık önleme merkezi ile işbirliği ve yiyecek ürünlerinin kaynak sertifikalarının tanınması. İsviçre Aralık 1992’de Avrupa Ekonomik Alanı’na üye olmama yönünde oy kullandığı için hem Avrupa Birliği ile hem de Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini ikili sektörel anlaşmalarla sürdürmektedir. Mart 2001’de yapılan referandumla İsviçre halkı ülkenin AB’ne tam üye olmasına karşı yönde oy kullanmıştır.


Güncel Ekonomik Gelişmeler
İsviçre ekonomisi, 2001 yılından bu yana genel bir durgunluk içindedir. Atalete yol açan tekelci yaklaşımın da etkisiyle ekonomik yapıda zaman içinde ortaya çıkan sorunların çözümü için geniş kapsamlı idari ve sosyal reformlara ihtiyaç bulunduğu genel kanıdır. İsviçre’nin idari yapısı itibarıyla uzun bir süreç içereceği anlaşılan yapısal reformlar için Federal Hükümet bazı çalışmalar başlatmıştır.
İç pazardaki yapısal sorunların aşılmasının zaman alacağının bilincinde olan Federal Hükümet dış dünya ile ekonomik ilişkilere özel bir önem atfetmektedir. Bu çerçevede, ilk kez 2005 yılında dış ekonomik ilişkiler stratejisi oluşturulmuş ve uygulamaya konmuştur. Dışa dönük stratejinin bir sonucu olarak İsviçre’nin çok uluslu nitelikteki, uluslararası alanda yatırım ve faaliyette bulunan UBS gibi bankaları ile Roche, Novartis, Nestle gibi şirketleri son dönemde tarihi kârlar elde etmektedirler.
Bununla birlikte ülkedeki iç piyasadaki daralma aşılamamaktadır. Bunu aşmak için devlet inşaat sektörü gibi istihdam ve çeşitli sektörlerde zincirleme olumlu katkı sağlayan alanları teşvik etmektedir. Bunlara ilave olarak AB ile ikili anlaşmalarla artan ekonomik ilişkilerin de etkisiyle iç piyasa, komşu AB ülkelerinin tüketim sektöründe (çoğunlukla gıda, süpermarketler, giyim ve ev eşyaları) faaliyet gösteren mağazalarına açılmış ve böylece ülke içindeki tekelci yaklaşımlar azalmaya başlamıştır. Bunun hem fiyatlara hem de istihdama olumlu etkisi olmaktadır.
Bu gelişmelerin etkisiyle 2006 yılının ilk altı ay verileri itibariyle ekonomi olumlu ilerleme kaydetmiştir. Son yıllarda en büyük sorun olan işsizlik 2006 yılında düzenli olarak azalarak yüzde 3.1’e gerilemiştir. Keza, artan petrol fiyatlarına ve faiz oranlarının yükselmesine rağmen enflasyonda görece az bir artış olmuştur. Bu artış da petrol fiyatlarına bağlı üretici fiyatlarındaki artışın etkisiyle olmuştur. Ekonomideki genel iyileşmenin bir göstergesi de Hükümetin 2006 yılı büyüme tahminini Haziran ayında yüzde 2 oranında yükselterek yüzde 2.7 olarak açıklaması olmuştur. Keza, OECD de İsviçre için 2006 yılı büyüme tahminini yüzde 1.7’den yüzde 2.4’e çıkarmıştır.
İsviçre’nin 2005 yılı Ocak-Haziran döneminde 64 milyar ABD Doları olan ihracatı, 2006 yılının aynı döneminde yüzde 7.50 artarak 68,8 milyar Dolar’a yükselmiştir. 2005 yılında 61 milyar Dolar olan ülke ithalatının 2006 yılında yüzde 9.01 artarak 66,5 milyar Dolar’a yükseldiği görülmüştür.


Nüfus Yapısı
İsviçre’de konuşulan başlıca diller:
Almanca, Fransızca, İtalyanca, Romanş
Swiss languages

İsviçre Avrupa’nın bazı önemli kültürlerinin kavşak yerinde yer alır. Bu kültürler ülkenin dillerini ve kültürü önemli ölçüde etkilemiştir. İsviçre’nin dört resmî dili vardır: kuzeyde ve Orta İsviçre’de Almanca(64%); batıda Fransızca (20.4%); güneyde İtalyanca (6.5%); ve güneydoğuda Graubünden kantonunda küçük bir azınlık tarafından konuşulan Romanş (< 1%). Federal hükümet dört resmî dili de kullanmak zorundadır. Federal Meclis’te bu dört dilde simültane tercüme yapılmaktadır. İsviçre’de konuşulan Almanca diyalekt grubuna genel olarak İsviçre Almancası denir, ancak yazılı iletişimde ve radyo-televizyon yayımcılığında standart Yüksek Almanca kullanılır. Benzer şekilde İsviçre’nin diğer bölgelerinde de İsviçre Fransızcası ve
Ticino diyalekti kullanılır. Ayrıca resmî diller (Almanca, Fransızca ve İtalyanca) diğer dillerden İsviçre dışında anlaşılmayan bazı terimleri (Fransızca’dan geçen Almanca Billette) ve diğer dillerdekine benzer kelime kullanımlarını (İtalyanca azione, eylem anlamında değil Almanca Aktion gibi indirim anlamında kullanılır) ödünç almıştır. Her İsviçrelinin okulda kendi anadilinden başka İsviçre’nin resmî dillerinden birini öğrenmesi zorunludur. Bu nedenle İsviçrelilerin çoğu en azından iki dil bilmektedir.
Ülkede ikamet eden yabancılar ve geçici yabancı işçiler nüfusun %21’ini oluşturur. Ortalama 100.000 Türk vatandaşimizin İsviçre'de yaşadığı bilinmektedir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!