Arama


beşiktaşlım - avatarı
beşiktaşlım
Ziyaretçi
28 Ekim 2009       Mesaj #13
beşiktaşlım - avatarı
Ziyaretçi
Şırnak İl Sağlık Müdür yardımcısı Uzm. Dr. Rıza Çıtıl, hiçbir içeceğin veya yiyeceğin anne sütünün yerini tutamadığını söyledi.

İl Sağlık Müdür yardımcısı Uzm. Dr. Rıza Çıtıl, "Anne sütü, bebek beslenmesinde tek başına yeterli olan en üstün vasıflı ve fizyolojik olan tek besindir. Bu nedenle emzirme son derecede sağlıklı ve doğal bir yöntemdir" dedi.
Anne sütüyle beslenmenin teşvik edilmesi amacıyla anne sütü ve emzirmenin önemine değinen Dr. Çıtıl, "Anne sütü bileşim yönünden bebeğin büyüme hızı ve sindirim sistemi özelliklerine uygun özellikleri taşıması nedeni ile yeni doğan bebek için en uygun besindir. Hiçbir yiyecek veya içecek anne sütünün yerini tutamaz. Anne sütü, bebek beslenmesinde tek başına yeterli olan en üstün vasıflı ve fizyolojik olan tek besindir. Bu nedenle emzirme son derecede sağlıklı ve doğal bir yöntemdir. Anne sütünün fonksiyonu sadece bebeği beslemek değildir. Anne sütü bebeği en iyi şekilde beslediği gibi, bebek ve anne açısından yararları sayılamayacak kadar çoktur" diye konuştu.
Çocuğun sağlığı açısından anne sütü son derece önemli olduğunu vurgulayan Dr. Çıtıl, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anne sütü bir bebek için en ideal besindir, doğaldır. Gerekli maddeleri yeterli miktarda içerir, hastalıklara karşı koruyucudur, pratik ve ekonomiktir. Anne sütü ile beslenen bebekler daha sağlıklı, daha dirençli ve daha zekidirler. Yapılan araştırmalarda bebekliklerinde anne sütü ile beslenen gençlerin mama ile beslenenlere göre zeka düzeylerinin daha yüksek olduğu ve okulda daha çok başarı gösterdikleri saptanmıştır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal, solunum sistemi hastalıkları ve alerjik hastalıklar çok daha az görülür. Emzirme anne ile bebek arasında kuvvetli bir duygusal bağın oluşmasını sağlar; bu güven bağının, bebeklerin çocukluk dönemlerini dahi olumlu yönde etkilediği saptanmıştır. Çocuğun anne sütü ile beslenmesi yalnızca çocuk için değil, anne için de yararlıdır. Çünkü emziren annelerin göğüs kanserine yakalanma riskleri daha düşüktür. Bebekleri en iyi şekilde besleyen ve çeşitli hastalıklara karşı koruyan anne sütü bebeğe 6 ay boyunca, su dahi verilmeksizin tek başına verilmelidir. 6 aydan sonra anne sütü bebek için yetersiz olmaya başlar, bu nedenle anne sütüne ilave olarak ek besinler verilmeye başlanmalıdır. Bebeğe; yeterli çeşitte ve miktarda ek besinler verilerek 24 ay anne sütü verilmeye devam edilmelidir. Üstün özellikleri nedeni ile bebek için harika bir besin olan anne sütü ile ilgili çalışmalar devam etmekte ve bebeklere anne sütü verilme çabaları gün geçtikçe artmaktadır."


Anne sütü ile beslenmenin önemi



KİLİS (İHA) - Kilis İl Sağlık Müdürü Dr. Turgay Happani, anne sütü ile beslenmeyen çocuklarda ölümlerin anne sütü ile beslenenlere göre 4-6 kat daha fazla olduğunu söyledi.
Dr. Turgay Happani, yaptığı açıklamada, UNICEF'in tahminlerine göre, yaşamının ilk altı ayında yalnız anne sütü ile beslenememe nedeniyle dünyada her yıl 1 milyon 300 bin çocuğun öldüğünü belirterek, "Ülkemizde her yıl yeni doğan bin bebekten 29'u yani 50 bin bebek, daha 1 yaşına gelmeden kaybediliyor. Bebeklerimizi kaybetme nedenlerimiz arasında beslenme bozuklukları 2. sırada yer almaktadır. İlk 6 ay sadece anne sütü ile besleyerek önemli oranda bebek ölümlerinin önüne geçebiliriz. Ülkemizde yapılan araştırmalar, gerek 0-6 aylık dönemde gerekse ek gıdaya geçtikten sonra anne sütünün kullanımının yeterli olmadığını göstermekte ve bu yetersizlik, bebekte beslenme sorunlarının yanı sıra başka sağlık sorunlarının da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Oysa anne sütü yalnızca bebek için değil, sağlıklı bir yetişkin olmak için de son derece önemli. Anne sütü bebekte hastalığa yol açabilecek mikropları içermemektedir, bebeği zatürre, bronşit, orta kulak iltihabı, ishal, idrar yolu enfeksiyonları ve menenjit gibi enfeksiyon hastalıklarından korur, bebeğin bağışıklık sistemini geliştirir, aşıların etkenliğini artırır. Anne sütü, her zaman taze ve içilmeye hazır bedava bir besin olup, mamalarda olduğu gibi hazırlama, koruma, taşıma gibi süreçleri yoktur. Bebeğe her yerde kolaylıkla verilebilir. Her zaman uygun sıcaklık olan beden ısısındadır. Bebek için ideal birleşime sahiptir, bebeğin tüm ihtiyaçlarına göre ayarlanmıştır. İçerdiği enzimler sindirimi kolaylaştırır, karın ağrısı, gaz sancısı, kabızlık, pişik ve benzeri birçok cilt sorunları az görülür. Anne sütü bebek için doğal bir ağrı kesici ve sakinleştiricidir. Anne sütü emen bebeklerin beyin gelişiminin daha sağlıklı ve zeki oldukları bilimsel olarak kanıtlanmıştır" dedi.
Anne sütü ile beslenmenin yalnız çocuklukta değil, ileri dönemlerde de yararlı olduğunu vurgulayan Happani, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anne sütü ile beslenen çocukların ileride daha sağlıklı, hastalıklara karşı daha dirençli oldukları, hatta bazı kanserlere daha da az yakalandıkları saptanmıştır. Ayrıca anne sütü ile beslenen çocuklarda aşırı şişmanlık, şeker hastalığı, damar sertliği, koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon, bronşit, astım, alerji ve psikolojik rahatsızlıklar daha az görülmektedir. Anne sütü, annenin sağlığı açısından da oldukça önemlidir. Emziren annelerde doğum sonrası kanamalar daha az görülmekte, rahim hızla küçülmekte, meme, yumurtalık ve rahim kanserlerinin görülme sıklığı ile kemik erimesi (osteoporoz) tehlikesi azalmaktadır. Emzirmenin annenin ruh sağlığı açısından destekleyici rolü bulunmaktadır. Doğumdan hemen sonra bebeğe, doğumun ardından anneden gelen sarımsı renkteki ilk süt olan ağız sütünün mutlaka verilmesi gerekmektedir. Bu sütün miktarı az olsa da içeriği bebeğin gereksinimi olan her şeydir. Bebeğe, şekerli su, mama, inek sütü ya da başka bir besin maddesinin verilmesi kesinlikle uygun değildir. Bu tür besinler, bebekte doygunluk hissi oluşturmakta, bebeğin emme isteğini ve gücünü azaltmakta, anne sütünün gelmesini engellemektedir. Doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde, bebeğin, annenin memesine konularak emmesinin sağlanması annenin sütünün bol olması noktasında çok önemlidir. Bu sürenin geçirilmesi emzirmenin yetersiz olmasına yol açmaktadır. Bebeğin belirli zaman aralıklarıyla değil, istedikçe ve istediği süre emzirilmesi gerekmektedir. Emzirme sırasında en fazla uyarıyı emzirilen meme aldığından, her emzirmede bir meme emzirilerek tamamen boşaltılmalıdır. Bunun bir nedeni de bir memeden gelen sütün emzirmenin başında ve sonunda farklı olmasıdır; emzirmenin sonuna doğru gelen süt daha yağlı olduğundan bebekte daha iyi doygunluk hissi olur. Bir meme boşalmadan, diğer memenin emzirilmemesi; hem iki memenin de tam olarak boşalmamasına ve
buna bağlı olarak süt yapımının azalmasına ve daha 'sulu' süt alan bebeğin doymamasına neden olur. Bebekler emmeye başladıktan sonra 5 dakika içinde o memeden alabilecekleri sütün çoğunu alırlar. 15-20 dakika kadar emzirildikten sonra bebekler annenin göğsü üzerine yatırılmalı ve emme sırasında yuttukları hava çıkarılmalıdır. Aksi takdirde midede biriken bu hava kusmaya veya karın ağrısına neden olabilir. Yeni doğum yapan bir annenin sütünün bebeği için yetersiz kalacağı kaygısı gereksiz bir kaygı olup, anne cerrahi operasyonla her iki memesini de yitirmemişse veya kanser ilaçları kullanmıyorsa bebeğine sütünü verememesi, hatta ikiz veya üçüz sahibi annelerin bile sütünün yetmemesi söz konusu olamaz. Bir annenin süt üretimi, emzirdiği bebek veya bebeklerin ihtiyacına göre ayarlanan biyolojik ve hormonal bir sürecin ürünüdür. Beyindeki üst merkezler sevgi, nefret, korku ve kaygı gibi duygularla etkilenip bu doğal süreci bozabilir. Yeni doğum yapan bir anne psiko-sosyal açıdan olumlu bir ortamda emzirmeye başlayabilirse hiç bir sorun yaşamaz. Sağlık çalışanlarına anneleri rahatlatmak ve emzirmeyi desteklemek açısından büyük görev düşmektedir. Bebeklere bir fabrika ürünüymüş gibi yaklaşılmamalı, her bebeğin aynı büyüme ve gelişmeyi gösteremeyebileceği bilinmelidir. Bu nedenle, bebekler özellikleri doğrultusunda büyüme ve gelişme yelpazesinin herhangi bir yerinde yer aldıkları sürece anne sütünün yetersizliğinden söz edilemez. Ayına göre çok iri bebekler olabileceği gibi anne ve babası ufak tefek olan daha ufak yapılı bebekler de normal sınırlar içinde kabul edilebilmektedir. Bebekler ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Bu süre içinde vitamin dışında su dahil ek hiçbir şey verilmemesi gerekmektedir. Bebeğin doymadığı gerekçesiyle mamaya başlanması doğru olmayıp mutlaka doktora danışılmalıdır. Bebeğe ilk 6 ay içinde ek besinlere başlanması, başta ishal gibi enfeksiyon hastalıklarının daha sık ve ağır geçirilmesine neden olmaktadır. İleri yaşlarda şeker ve tansiyon gibi hastalıkların önlenmesi için 6 aya kadar sadece anne sütü, 6 aydan sonra ise 2 yaşına kadar ek gıdaların yanında emzirmenin sürdürülmesi gerekmektedir."

KİLİS
Türkmedya.com

Son düzenleyen beşiktaşlım; 28 Ekim 2009 13:39 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi