Aciya Gulmek cidden çok güzeL bir türküdür.. madem CrasHofCinneT bunu bizimle paylaşmiş bende hikayesini yazayımda tam oLsun
Tarihten iki ayrı coğrafya’ya damlayan..İki yürekte durmadan kanayan.Seyduna ile Şahrud.Yüreklerinin akarken bıraktığı izi,birbirlerinin gözlerinde aradılar.
İki iklim farklıydılar..Ne zaman göz göze deyseler,yangın çıkmayacak denli uzaktılar.Yalnızca,aynaların dökülen sırrına yansırdı,üçüncü bir kente düşmüş suretleri.
Şahrud,gökyüzü geliniydi.Yüzüne bulut inse..dolardı masal gözleri.Bir solukluk rüzgarda bile,usul usul kanardı,gelincik bedeni.
Seyduna,yeryüzü cehennemi.Ölüm çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını..mağma yüreği.Yalnız,ufuk çizgisinde buluşurlardı.Onu da güneş,günde iki kez ateşe verirdi...İki iklim ayrıydılar. "Ya Sahrud.!"dedi Seyduna. "Gözlerine mermi diye,sevdanı sürdüm,ardına bakma.Gözyaşımla vurulursun,su gibi git.!" Şahrud'un yüzüne keder,mayın gibi durdu.Ve zaman,gözlerinin su yeşiline kuruldu.Hüzün,bir buda heykeli gibi..çırılçıplak yüzlerine oturdu.Rivayet odur ki;Şahrud,vardığı denizlerde hala..Seyduna türküleri ile uyanmakta ..Seyduna ,Şahrud'un gözlerinden kalan masalla yaşlanmakta..