Fyodor DOSTOYEVSKİ (1821-1881)
MsXLabs.org & Temel Britannica
Dünyanın en büyük yazarlarından biri olan Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Moskova'da doğdu. Babası yoksul bir doktordu. İlk eğitimini annesi verdi. Daha sonra bir Fransız öğretmenden ders aldı.
Babası sert ve acımasız bir adamdı. Annesi 1836'da genç yaşta ölünce, Dostoyevski ağabeyi ile birlikte Askeri Mühendislik Okulu'na verildi. Okulun katı - kuralları ve babasının cimriliği yüzünden zor geçen bu yıllarda Fyodor zamanının büyük bir bölümünü edebiyata ve okumaya verdi. Rus ve Avrupa edebiyatını bu sırada tanıdı. 1839'da okuldayken babasının çiftlikte kendi serflerince öldürüldüğünü öğrendi. Okulu bitirdikten kısa bir süre sonra edebiyatla uğraşabilmek için askerlikten ayrıldı ve 1846'da ilk romanı İnsancıkları yayımladı. Kitap okuyuculardan ve eleştirmenlerden büyük ilgi gördü. Aynı yıllarda Çar I. Nikolay'ın baskıcı yönetimine karşı devrimci bir grubun toplantılarına katılan Dostoyevski, bu etkinliklerinden ötürü 1849'da tutuklandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Sekiz ay hücrede tutulduktan sonra cezanın yerine getirilmesine birkaç dakika kala bağışlanarak Sibirya'ya sürgüne gönderildi. Sibirya'da geçen yılların onda bıraktığı izler, Ölüler Evinden Anılar (1861-62) ile Yeraltından Notlar (1864) adlı romanlarında görülür. Sürgündeyken sıradan Rus insanına yakınlık duymaya başlayan Dostoyevski, sonraki yapıtlarının çoğunda aşağılanan ve acı çeken bu insanların iç dünyalarına yer verdi. İsa gibi acı çekerek insanları kurtarma düşüncesi daha önceki devrimci düşüncelerinin yerini almaya başladı. Köktenci siyasal çözümler yerine, Çar II. Aleksandr'ın reformlarına bel bağladı.
1857'de evlenen Dostoyevski'nin yaşamının büyük bölümü borç içinde geçti. Ayrıca, sık sık sara nöbetleri geçiriyordu.
1859'da Amcamın Rüyası adlı komik bir öykü yazdı. Bunu kısa bir roman izledi. Bu romanın yayımlanmasının ardından 10 yıl önce ayrılmak zorunda kaldığı St. Petersburg'a dönmesine izin verildi. 1860'ta ağabeyi ile birlikte "Zaman" adlı bir dergi çıkardı. Dergide Ezilenler tefrika edilmeye başladı. İlk kez bu romanda küçük bir kız çocuğunun iç dünyası derinlemesine inceleniyordu.
Dostoyevski, 1862'de doktorların önerisi üzerine Avrupa'ya gitti. Döndükten sonra, Avrupa izlenimlerini anlatan yazı dizisi yüzünden dergisi kapatıldı. O da, kumarda şansını denemek için yeniden Avrupa'ya gitti. Rusya'ya dönünce, "Çağ" adında yeni bir dergi çıkarmaya başladı. İlk olarak bu dergide yayımlanmaya başlayan Yeraltından Notlar daha sonraki büyük romanlarının habercisiydi. Ne var ki, eleştirmenlerden pek ilgi görmedi. Karısı ve kardeşi ölen, dergisi de kapatılan Dostoyevski umutsuzluğa kapılarak Paris'e gitti. Orada kendini kumara verdi ve tüm malvarlığını yitirdi. Bu acılı dönemin ürünü bir başyapıt olan Kumarbaz'dır.
1866'da yayımlanan Suç ve Ceza uzun yılların birikimine dayanan bir sürecin sonunda ortaya çıktı. Bütün romanlarında olduğu gibi iyilik ile kötülük arasında çetin bir iç mücadelenin yer aldığı Suç ve Ceza'da ana tema özgürlük arayışıdır. 1867'de genç sekreteriyle evlenen Dostoyevski'nin yaşamı karısının çabalarıyla bir ölçüde düzene girdi; ama parasal sıkıntıları azalmadı. Bu dönemde Budala, Ebedi Koca, Ecinniler adlı romanları yazdı. Bunlardan Budala'daki Miskin tipi, iyilik, sevgi ve inanç dolu saf kişiliğiyle okurların gönlünde yer aldı.
Karamazov Kardeşler adlı son romanında tüm yazarlık yaşamı boyunca yer verdiği felsefi, dinsel ve toplumsal temaları bir arada işledi.
Uzun süren sara hastalığının ciğerlerinde yol açtığı yıpranma sonunda ölen Dostoyevski, 19. yüzyıl romancıları içinde en çok okunan ve üzerinde en çok tartışılanlardan biridir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!