Kuğu Açılışı - 2
Görüyorsun ki ben çocuk değilim, aşık da değilim.
Maksadım güzek söz söylemekten ibarettir.
"Ben çocuktum , kimseye ülfetim yoktu, sözüm tamamiyle şöhret bulmuştu."
- Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk
Uğursuz bir bahis geçelim, ancak senin ve uzak görüşlü okurun o esşiz dehası için şöyle bir hamle yapıp ufak bir ipucu vereceğim :
"Bu bahislerin, bu işlerin belirmesine sebep, bir şaşı bakış bir eğri görüştü ."
- Şeyh Galib
400 vuruşlu darbaden kasıt,
Kalp ülkesine sefer etmektir çünkü:
"Hüsn'ün sevgisi için çok bela çekmek gerektir. Önce sana Kimya lazım."
- Şeyh Galib
Sen beni terkedince kaza geçirdin.
Ben de üzülmedim.
"Kaza ve Kader divanı, zulüm yapısını kurmada."
- Şeyh Galib
Korkak !
"Cellat , canından korkup tit tit titremede."
- Şeyh Galib
Bazen aşkı görünüyor yapıyorum.
Bazen onu kesif bir dumanla kaplıyorum.
Maksadım ancak şu :
"Ne kadar saklasam elbette açılır, görünür. Bu ateş, gönül dağına basılan pamuğun içinde gizli kalamaz .."
- Şeyh Galib
Çünkü ben de korkağım;
Şah ve Mat demek kim ? Ben kim ?
"Neden bu kadar gönül yarışını gizlesin?
Efendim, vallahi başka birşey yok, inan buna."
- Şeyh Galib
Taksiden inerken bileklerini kesen o kadını, ben değilmişim gibi yaptım, ancak bu bir hamleydi yoksa :
"Arasat gününde sana, bu benim katilimdir dersem bedenimin gömleği kanlara bulanmış bir halde bunu ispat eder."
Bakma, 19. hamle de bir hamleydi, benim maksadım güzel söz söylemekten ibarettir.
"Galip, aşk davasına kalkışsa, aşık olduğunu söylese sözüne kim inanır ki? O bir delidir ."
Yalan, senin en çok bakışını sevdim.
"Gözleri ela, bakışı sarhoşça. Yabancılarla bildik de aşıka karşı yabancı ..!"
Aşığım desem de yalan, değilim desem de. Tanrı tanıktır ki aslını anlamadım. Dedim ya açıklanamayan şeylerin merkezi bi kitap. Merkeze yaklaştıkça da aşk çoğalıyor ya da yokoluyor. Tanrı tanıktır ki, aslını anlamadım.
"Aklımı şaşkınlık aldı, susup kaldım. Yalnız bazı bazı uğradığım dehşeti anlamaktayım."
- Şeyh Galib
Onun gidişine, telefonlarına, saatlerin , geyiklere, kumlara, kuğulara, kulak verme. O
serseridir, serseridir, serseri.
"Tanrı hakkı için bu, başka bir macera, bela defteri diye bakma sen."
- Şeyh Galib
Bu aşk da, bu kitap da sona erdi, bundan ötesi görünmüyor.
"Ölümsüz diri olan Tanrı'ya yüzlerce hamd olsun ki söz, sükut alemine erdi."
- Şeyh Galib
Ben korkak değilim. Bu bela defteriyle zamanımdakilere Şah ve Mat diyorsam da bakma, asıl büyük aşkım ve asıl büyük kitabım, Azra'nıin değişiyle bir sonrakine kaldı. Binlerce dize yazdıktan sonra aşağıdaki dizeyi düşen Galip gibi bende diyorum ki:
"Ben kaldım, o söz ağzımda kaldı."
Son Hamle :
Biz ne kuğuyuz , ne kuş , ne geyik ne de kumru.
Rilke gibi son bir isim takıyorum bize. "Biz bambaşka bir delilik tarzı yolunu düşmüş yepyeni yolcularız" (Şeyh Galib).
Bu da değil.
Ne yolcu var, ne delilik tarzı.
"Tedbirini terket takdir Tanrı'nındır .
Sen yoksun, bütün o varlıklar senin vehmindir, senin şüphendir." (Şeyh Galib)
En güzel yerlerini Şeyh Galip'ten aldım, aldım amma en cazip yerlerini aldım; gerisi onunki de kuru gürültü.
"Sen de anlamaya hikmeti çok görme.
Canımı, Tanrı'nin başarı vermesine havale et." Lale Müldür