Doğum sonrası "Melankoli"
Kadınların yaklaşık % 85'inde doğumdan sonra melankolik bir durum görülür. Bu gerçek bir duygulanım bozukluğundan çok doğumun normal bir parçası olarak kabul edilmelidir. En sık doğumdan sonraki ilk haftada ortaya çıkar.
Annelerde uyku problemleri, ağlama krizleri, üzgün görünme halsizlik, baş ağrıları, konsantrasyon güçlükleri, şaşkınlık, sinirlilik, iştahsızlık problemleri görülebilir. Bu tablo çok önemli değildir. Genelde 1-2 hafta içinde şikayetler kendiliğinden kaybolur. Ancak bu kısa geçiş döneminde ailesinin ve eşinin anlayışlı davranması ve kendisine yardımcı olmaları gereklidir.
Annelerin %10-15'inde melankoli tablosu iki haftadan uzun sürebilir. Bu durumda depresyon söz konusu olabilir ve profesyonel yardım gerekebilir.
Doğum sonrası "Depresyon" 
Doğum sonrası depresyon; tanım olarak doğumdan sonraki 4 hafta içinde, herhangi bir zamanda majör depressif bir dönem yaşanmasıdır.
Kadınların bir kısmında görülen doğum sonrası depresyon melankoliden daha farklı ve ciddi bir durumdur. Ancak bazı kadınlarda bu süre 6 haftaya kadar uzayabilir.
Nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte doğumdan sonra ani gelişen hormonal değişimlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Başka bir neden de "psikolojik stres" lerdir. Bebeğe karşı aşırı bir sorumluluk duygusunun gelişmesi olayın altında yatan bir diğer sebep olabilir.
Kadının eşiyle olan anlaşmazlıkları ya da ekonomik problemler olayı alevlendirebilir. İlk defa anne olanlar veya eşi ile ayrı olan kadınlar dahi yüksek risk altındadır. Daha önceki gebeliklerinden sonra depresyon yaşayanlarda da daha sık görülür.
Genelde doğumdan sonraki 1-5. günler arasında belirtiler başlar. Hafif depresyonda en sık görülen bulgular halsizlik, isteksizlik, sinirlilik, unutkanlık ve değişik korkulardır. Bunlara genelde uyku problemleri eşlik eder. Biraz daha ileri vakalarda bu belirtilere aksiyete (endişe), panik atak, ağlama krizleri, bebeğe karşı ilgisizlik, ciddi uyku bozuklukları ile ölüm ve intihar düşünceleri eklenir.
Doğum sonrası depresyona % 5 oranında rastlanır. Eskiden sosyal statü ve evlilik ilişkilerinin depresyon ile ilişkisi olmadığı düşünülürken yeni çalışmalarda fakir ve bekar kadınlarda 2 kat daha sık görüldüğü ileri sürülmektedir.
Genç yaşta anne olanlarda da 2-3 kat fazla görülür. Gebelik esnasındaki duygu durumu ile doğum sonrası depresyonun bir ilişkisi bulunamamıştır.
Doğum sonrası depresyonun tedavisi majör depresyon ile hemen hemen aynıdır. Genelde hastalar psikoterapi ve antidepresan ilaçlardan fayda görürler. Emzirenlerde antidepresan kullanımı önerilmediğinden tedavi esnasında kadın doğum ve psikiyatri hekimlerinin birlikte tedavi planı yapmaları uygun olacaktır.
Emzirmenin olumlu etkileri nedeniyle hafif vakalarda ilaç tedavisi yerine sadece psikoterapi yeterli olabilir. Hastaların 2/3'ünde şikayetler en geç 1 yıl içinde kaybolur. Geri kalan vakalarda ise birden fazla sayıda depresif atak görülür.
Doğum sonrası "Psikoz"
Postpartum (doğum sonrası) görülen en ciddi psikolojik hastalıktır. Gebelikten önceki yıla göre karşılaştırıldığında hastalığa yakalanma riski 20 kat fazladır.
Psikoz; düşünce bozukluğu veya gerçekle gerçek olmayanın ilişkinin kaybedilmesi olarak tanımlansa da ciddi duygulanım bozuklukları da bu şekilde sınıflandırılabilir.
Halüsinasyonlar (gerçekte olmayan şeyleri görme ya da duyma) veya hezeyanlar (gerçekle ilgisi olmayan şeylere inanma) olabilir. Önceden kestirilemeyen duygu dalgalanmaları görülür. Genelde doğumdan sonra 2 gün-3 hafta arasında belirtiler ortaya çıkar.
Hezeyanlar özellikle bebek üzerine odaklanır. Bazı durumlarda anne bebeğe karşı aşırı koruyucu obsesyonlar (takıntılar) geliştirebilir. Hatta bazı vakalarda da intihar düşünce ve girişimleri bile olabilir.
Postpartum psikoz son derece acil ve profesyonel yardım gerektiren ciddi bir durumdur. Sıklıkla hastaneye yatırılarak tedavi gerekir. Uygun tedavi ile % 95 oranla hastalar 2-3 ay içinde iyileşir.
Doğum sonrası depresyonda önerilerimiz
Doğum sonu depresyon, hemen her kadında
görülebilen, geçici bir dönemdir. Bu dönemi en
iyi ve rahat bir biçimde atlatabilmek için
aşağıdaki önerilerimizi uygulayınız.

Kendinizi aşırı derecede yormayınız. Uyku zihinsel sağlık açısından çok önemlidir.

Bebeğiniz uyurken siz de uyumaya çalışınız.

Bebeğinizin hareketleri uykunuzu bozuyor ise onu başka bir odaya almayı deneyiniz.

Eşinizle bir vardiya sistemi geliştirin ve bu şekilde bebekten sadece siz sorumlu olmayınız.

Bebeğe bakım konusunda etrafınızdaki akraba ve arkadaşlarınızdan yardım isteyin. Bu sayede kendinize dinlenecek zaman ayırın.

Gebelik esnasında ve emzirme döneminde beslenmenize dikkat edin.

Kendinizi çaresiz ve güçsüz hissediyorsanız bir psikolog veya psikiyatrdan destek almak için zaman kaybetmeyiniz.
Sıkıntı, bunalım, ruh daralması gibi durumlarda nasıl dua etmeli? Sıkılıyorsan istiğfâr oku!
Evliyâ zatlardan
Fahreddîn-i Acemî hazretlerine, “rahmetullahi teâlâ aleyh” bir gün birkaç kişi geldi ve herbiri bir sıkıntısını arzedip, çâresini sordular.
Birincisi;
- Ey efendim, ben çok sıkılıyorum, ne yapmamı tavsiye edersiniz?
diye sordu.
Büyük Velî cevâbında;
- Öyleyse çok tövbe istiğfâr et! O zaman hiç sıkılmazsın,
buyurdu.
İkincisi arzetti:
- Hastayım efendim, ne yapayım? - Çok tövbe istiğfâr eyle!
Üçüncüsü sordu:
- Ben de maddî sıkıntı içindeyim. Ne tavsiye edersiniz efendim? - Tövbe istiğfâr eyle! - Hanımla geçinemiyoruz efendim. - Tövbe istiğfâr eyle! - Çocuğumuz olmuyor efendim. - Tövbe istiğfâr eyle!
Hayretle birbirlerine bakıp;
- Efendim, hepimize de istiğfâr etmemizi tavsiye ettiniz, hikmetini anlayamadık,
dediler.
Buyurdu ki:
İstiğfâr öyle bir anahtardır ki açılmıyan kapılar, onunla açılır. Zîra Allahü Teâlâ; “Tövbe ederseniz imdâdınıza yetişirim!” buyuruyor Kur’ânı Kerîmde.
kaynak:jinekolognet.com,duaistiyorum.com