Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ocak 2012       Mesaj #57
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Atatürk’ün sanat ile ilgili sözleri;
* Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.

* Hepiniz mebus olabilirsiniz vekil olabilirsiniz hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz fakat bir sanatkâr olamazsınız.

* Bir millet sanat ve sanatkârdan mahrum ise tam bir hayata malik olamaz.

* Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.

Atatürk’ün müzik ile ilgili sözleri;

“Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.”

“Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz.”

“Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakş ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.”

“Güzel sanatların hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Ancak bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk müziğidir. Bir ulusun yeni değişikliğine ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.”

“Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim.”

“Ulusal; ince duyguları, düşünceleri anlatan; yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir an önce, modern müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal müziği yükselip, evrensel müzikte yerini alabilir.”

“Halkın da musiki ihtiyacını düşünmek gerekir. Halkın musiki zevkinin gelişmesi için bu musikiye (batı musikisine) alışması ve bu musikiden hoşlanması için, köklü bir musiki eğitimine ihtiyaç vardır.”
“Birçok defa bu musikinin (Türk musikisinin) tam haysiyetini bulamıyoruz. İşte bu dinlediğimiz musiki hakiki bir Türk musikisidir ve hiç şüphesiz yüksek bir medeniyetin musikisidir. Bu musikiyi dünyanın anlaması lâzımdır. Onu bütün dünyaya anlatabilmek için, bizim milletçe bugünkü medeni dünyanın seviyesine yükselmemiz gerekir.”

Atatürk ve Müzik;
Atatürk, şiir ve edebiyat dışında müziğe de büyük bir ilgi duymuştur. Şarkı ve türküleri dinlemekten büyük bir zevk alan Atatürk, zaman zaman okunan şarkılara eşlik etmiş, oynanan halk oyunlarına katılmıştır. Bazı Rumeli türküleri, onun sesinden notalara dökülmüş ve müzik repertuarımızda yer almıştır.
Atatürk, askerî ataşe olarak Sofya da görevli bulunduğu dönemde çok sesli müziğe ilgi duymaya başlamıştır. Klâsik müzik konserlerine ve operalara giderek bu müzik türlerini tanıma fırsatı bulmuştur. Cumhuriyetin ilânından sonra, ülkemizde bu müzik türlerinin sevilmesini ve müzik kültürümüzde yer almasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalara önderlik etmiştir. Ülkemizde müzik sanatının gelişmesi için bütün olanaktan kullanmıştır.
Atatürk’ün zamanında yapılmış bazı binaların güzelliği, ülkemizdeki çağdaşlaşma hareketini ifade edebilecek nitelik taşımaktadır. Ayrıca mimarî eserlerin korunmasına verdiği önem de Atatürk’ün mimarîye olan ilgisinin önemli kanıtlarındandır.
Atatürk’ün, tiyatro, bale, edebiyat, heykeltıraşlık, mimarî, resim, müzik gibi sanat dallarıyla ve sanatçılarla ilgilenmesi, onları desteklemesi Atatürk’ün sanatla çok yakın bir ilişki içinde olduğunun göstergesidir.
Atatürk, sanatla ilgili düşüncelerini, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki konuşmalarında, Çankaya Köşkünde sanatçılarla yaptığı sohbet ve tartışmalarda belirtmiştir. Atatürk’ün bu konuşma ve tartışmalarda dile getirdiği sanatla ilgili düşünceleri, Türk halkına ileti niteliği de taşımaktadır.
Atatürk, sanatın tanımını şu sözlerle açıklamıştır: "Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur."
Sanatın, bir toplumun ilerlemesindeki öneminin ve vazgeçilmezliğinin bilincinde olan Atatürk, bu düşüncesini şu sözlerle ifade ediliştir: "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir," "Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur," "Dünyada medenî, ileri ve gelişmiş olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir." Atatürk’ün bu sözleri, sanalla ilgili temel düşüncelerini ifade etmesi bakımından önemlidir.
Atatürk’ün sanatçılarla ilgili düşüncelerini ifade ettiği sözleri ise şunlardır: "Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır." "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız."
"Adımız Andımızdır" adlı şarkıyı öğrenelim. Şarkıyı, sınıfımızda seslendirelim.
Büyük bir sanatsever olan Atatürk’ün gönlünde, müziğin ayrı bir yeri vardı. Bu nedenle millî kültürümüzde önemli bir yer tutan güzel sanatlar içinde müziğe ayrı bir önem vermiştir. Müziğin önemiyle ilgili düşüncelerini, şu sözleriyle ifade etmiştir: "Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar, insan değildirler.

Atatürk ve Sanat;

Bir milleti meydana getiren unsurların başında, dil, tarih ve kültür birliği gelmektedir. Bu unsurlar içerisinde en önemli yeri kültür tutmaktadır. Kültür bir milletin geçmişi ile geleceği arasında köprü olan, geçmişten getirdiği birikimleri geleceğe aktaran bir unsur olması bakımından da ayrıca önemlidir. Kültür kavramı ile yüzlerce tarif yapılmaktadır. Bunlar içerisinde kültürün en genel tarifi "Bir milletin bütün hayatını ilgilendiren her şey. "İşte bu her şey içerisinde sanat ilk sıralarda yer alır
Lider olmak bir sözüyle veya bir işaretiyle kitleleri peşinden sürüklemek, çok büyük zaferlere imza atmak her insana mahsus bir durum değildir. Mustafa Kemal Atatürk, yok olmak üzere olan bir ulusu yeniden şaha kaldırarak, ona gerçek kimlik ve kişiliğini kazandırması bakımından tarihin yetiştirdiği en büyük liderler arasında ilk sırayı alır.
Atatürk'ü birçok yönüyle tanıtan, onun hayat anlayışı, liderliği. Devlet adamlığı üzerinde duran yüzlerce eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerin hemen tamamında Atatürk.Çeşitli yönlerden değerlendirilirken. Onun sanat anlayışı üzerinde de durulur.
Atatürk'ün dünyaya geldiği 1881 yılında Osmanlı Devleti, çeşitli iç ve dış sıkıntılarla karşı karşıya bulunuyordu. Devletin kendi bekasını sağlamak için aldığı tedbirler, çoğu zaman olumlu sonuçlar vermiyordu. Aydınlar ise, kaleme aldıkları eserlerinde çareler üretiyor, yön ve yol gösterici olmaya çalışıyorlardı.. 8u aydınlar arasında Namık Kemal Ziya Paşa ve Şinasi ilk sıralarda yer alıyordu. Bu aydınlarımız yeniliğin ve gelişmenin savunucuları olarak, gelenekçi anlayışa karşı amansız bir mücadeleye girdiler. Eserlerini halkı aydınlatmak, onlara yeni: bir ruh ve heyecan kazandırmak için kaleme alıyorlar, sanatı toplumun faydasına kullanmaya çalışıyorlardı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk gençlik yılları bu sanatçıların eserlerini okumak- ve onlardan ilham almakla geçer. Manastır Askeri İdadisinde bir ara şiir ve edebiyata ilgisi artar. Bunda arkadaşı Ömer Naci'nin de etkisi olmuştur. Ancak İdadi hocası, kendisini, şiir ve edebiyatla, askerlik mesleğini olumsuz etkileyeceği için uğraşmamasını tembihler: Bunun üzerine şiire ara verir
Manastır İdadisinden mezun olduktan sonra Harp Okuluna kaydolan Mustafa Kemal bu okulun ikinci sınıfında kültür ve edebiyatla yeniden ilgilenir. O yıllara ait hatıralarında şöyle diyor ~
"İkinci sınıfa geçtikten sonra askerlik derslerine merak sardırdım. Şiir yazmak hakkında İdadi hocasının ikazlarını unutmuyordum. Fakat güzel söylemekle yazmak hevesi sürekli vardı. Teneffüs zamanlarında hitabet talimi yapıyordum. (1)" Harp Okulundan mezun olan Mustafa Kemal'in bundan sonraki hayatı ağır mücadelelerle geçer. Cephelerde askerlik sahasındaki dehasını gösterir Çanakkale'de bir destanın yazılmasında başrol oynar ve en büyük savaş sanatçısı unvanına sahip olur. İkinci Dünya Savaşından sonra hiç hak etmediği halde yenik sayılan Türk devleti bir baştan bir başa işgal edilir. Artık tek çare kalmıştır; O da milletin kaderini-yine milletin azim ve kararından. Başka kimsenin kurtaramayacak olmasıdır.