Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
10:39, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Menü
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazartesi, 21 Nisan 2025 - 10:39
Arama
MaviKaranlık Forum
Opera
-
Tek Mesaj #4
buz perisi
VIP
Lethe
25 Ocak 2012
Mesaj
#4
VIP
Lethe
OPERA SANATININ DOĞUŞU
Operayı Hazırlayan Etkenler
Opera, iki sanat dalının temelleri üzerinde yükselmiştir: Tiyatro ve müzik. Ancak opera bu iki sanat dalının üst üste getirilmesi ya da birbirine yapıştırılması değildir. Tiyatro ile müziğin kaynaştığı, edebiyat, özellikle şiir ve plastik sanatların güç verdiği bir sanat bireşimidir opera.
Tiyatro sanatındaki söz, operada müziğin akışını engellemez; aynı şekilde, müzik de sözün önemini gölgelemez. Bu ikisi, birbirinin anlatımını güçlendiren yeni bir sanatı, operayı geliştirmiştir.
Curt Sacbs, 16. yüzyılın sonlarında operanın doğuşundaki toplumsal ve kültürel koşulları şöyle anlatmaktadır: "Paris'te Şiir ve Müzik Akademisi'nin kurulması, Floransa'da ressam Angelo Bronzino'nun ve Kurtulan Kudüs şairi Torquato Tasso'nun klasikçiliği, İtalyan ve Fransız mimarlığında, özellikle Palladio'nun eserlerinde tam klasik Vitruvius yasalarına bağlılıkla başlar.
Sachs'ın burada "tam klasik" olarak nitelendirdiği, doğa felsefesinin sanat alanındaki görünüşüdür. Rönesans'ın gelişen dünya görüşü, her şeyden önce yeni bir yaşam duygusudur; "bu yeni hayat duygusu temelinde, antik çağın başlangıçta çok sıkı olan yardımıyla yeni bir insan anlayışına varılmış, yeni bir din görüşü ortaya konmuş, yeni bir devlet ve hukuk düşüncesi gelişmiş ve doğa bilimi doğmuştur.
Özünde dinamik olan Rönesans doğa felsefesi, antik çağın doğa felsefesini yeniden değerlendirmiş ve antik çağın klasik sanatını yeni çağa taşımıştır. Bu noktada Sachs, tam bir özdeyişle yargıda bulunmaktadır:
Her türlü klasik fizik ve yeni-klasikçilik aydınlık arar. İşte, 16. yüzyılın görünüşte zıt akımlarını birbirine bağlayan Palestrina'nın göksel, durağan missa'larıyla Gastoldi'nin yerel, oynak hallettiklerini, Ga1lilei'nin yanık yakarmalarını ve reçitatifin doğuşunu birleştiren bu erektir.
Müzikte "aydınlığı aramak ereği" nedir? 16. Yüzyılın sonlarında müziğin kaçındığı bulanıklık, alacakaranlık neydi?
"Bütün ileri grupların ve ustaların aydınlık mihrabına yerleştirip kestikleri kurban, kontrapunt'tu. Daha doğrusu, çoksesli deyişin tekeli ve kötü kullanılışıydı. Onlar için kontrapunt, salt ustalık göstermek amacıyla elde edilen bir ustalık, anlatımı körleştiren bir beceriklilik, aydınlığı gölgeleyen bir bulanıklıktan başka bir şey değildi; bunu istemiyorlardı.
Gerçekten kontrpuan ustalığı, 16. yüzyılın ikinci yarısında kimi bestecilerce bir "bulmaca çözme ustalığı" haline gelmiş, polifoni de bu yüzden bir "araç" biçiminde kullanılır olmuştu. Bu durum, tepkisini de birlikte getirecekti:
Güçlü bir doğalcılık itmesiyle reçitatif, 1600 yıllarına doğru, yalnız sözün kendisini değil, anlatmak istediği her çeşit duyguyu, kişiliği, iç yaşantıyı verebilir duruma gelmişti. Böyle olunca, bestecilik alanındaki teknik ilerlemeye değil, doğaya ve doğallığa yönelmek eğilimi üstün çıkmıştır. O kadar ki, operada bir anlamda kontrpuana karşı savaş açılmış, antik çağın yalınlık ve saflığını diriltmek, şiirle müziği birbirine sıkı sıkıya bağlamak ve antik Yunan trajedileri gibi güçlü eserler yaratmak amacıyla kontrpuanın karmaşık yöntemlerinden uzaklaşılmıştır.
Bu eğilim, Floransa'da Kont Giovanni Bardi'nin sarayında odaklaşmıştır. Kont Bardi, döneminin ilerici bir aydınıydı; müzik ve edebiyata gönül vermişti. Onun sarayında genç şairler, düşünürler, müzikçiler ve sanat teoricileri toplanır, sanat sorunları üzerine tartışılır, yeni fikirler ileri sürülürdü. 1573-1590 Yılları arasındaki bu toplantılara katılan aydın grubuna camerata denirdi. Özgür bir akademi özelliğindeki camerata hareketi, Rönesans’ın insanı en yüce değer sayan humanist ilkeleri doğrultusunda çağına göre ileri bir anlayışı temsil ediyordu. opera düşüncesi, bu özgür akımın öne getirdiği humanist kavrayıştan doğmuştur denebilir.
Sonuç şöyle özetlenebilir: "1600 Yıllarında, kontrpuanın bir yana itilmesiyle besteci sonunda humanizmin isteklerini yerine getirecek duruma gelmişti.
Daha açık söylenecek olursa opera, kilisenin müzik üzerindeki tahakkümüne bir tepki olarak ortaya çıkmıştır denebilir.
İlk Opera Denemeleri
Kont Bardi'nin sarayında ilk opera denemelerini başlatan sanatçılar şöyle sayılabilir: Ünlü fizikçi ve astronom Galilei'nin babası Vincenzo Galilei (ölümü 1591), şair Ottavio Rinuccini (1562-1621), şarkıcı ve besteci Jacopo Peri, (15611633), bested Giulio Caccini (1545-1618), Emilio de Cavalieri (1550-1602).
Sahne müziğinin nasıl olması gerektiği hakkında ilk düşüncelerin Vincenzo Galilei tarafından ortaya konduğu sanılmaktadır. Toplantılarda sözü önemsenen bir kişi olan Galilei, eski dönemin yalınlığına dönmeyi önerirken, müziğin teknik bakımdan yoksullaşmasına göz yumuyordu. Ona göre, sözlere iyi uyacak, duygu açısından daha içten, biçimi daha doğal bir melodinin yaratılması söz konusuydu. Bu nedenle Galilei, bütün isteklerin yöneldiği yola ilk olarak girmek onurunu kazandı. Kont Bardi'nin desteğiyle Dante'nin ilahi Komedya adlı eserinin "Cehennem" bölümünden duygu körükteyid monoloğu müzikledi.
Eser camerata grubu tarafından sempati ile karşılanmakla beraber, dış çevrelerde şiddetli tartışmalara neden oldu. Ga1ilei, Ügolino'nun monoloğunu viyola eşliğinde kendisi seslendirdi. Bu tekniği zayıf, beceriksizce yazılmış müziğin, ifadedeki düzgünlükten başka hiç bir özelliği yoktu.
Daha sonra Galilei'nin iki yakarı parçası bestelediği biliniyor: Ügolina monoloğuyla birlikte bu üç beste de yakarma parçasıydı. Tam üç kuşak boyunca, acı, baş konu olacaktır. Bu çeşit yakarmaların temelinde Barok sanatının başlıca ereği yatıyor: Müzikçilerin dediği gibi, bir stile reppresentativo ortaya çıkarmak ve insan duygularının derinliklerine inebilmek için duygulanma ortamı yaratmak. Bunun en kısa ve sağlam yolu gözyaşı pınarlarından geçiyordu. Acılı duyular, insan kalbini avlamakta mutluluk duygularından daha sağlam iş görürler. Örneğin, 1608'de yazılmış bir elçi mektubunda, Monteverdi'nin operası Arianna'yı Mantua sarayında dinlerken, Theseus'un bırakıp kaçtığı Arianna'nın yakarmasına pek çok dinleyicinin gözyaşı döktüğünü yazıyordu.
Galilei'nin kontrpuan müziğine karşı bir bildiri niteliğindeki kitabı günümüze kalmıştır: Dialogo della musica antica e della moderna (Modern Müzik ile Antik Müzik Üzerine Diyalog).
Öte yandan, Romalı soylulardan Emillo de Cavalieri, 1589 yılında Medid Dükü Ferdinand ile Lorraine Düşes'i Cristiana'nın düğününe armağan olarak basit bir sahne müziği besteledi. "Bu eserin yönetmenliğini Gionavvi Bardi yapmıştı. Sözler yine Bardi ve Rinuccini tarafından yazılmıştı. Açılış şarkısı Dalle piu alte sfere, genç evlilere adanmıştı. Bu sahne müziği eserini betimlenen gravür (Floransa Merkez Ulusal Kütüphanesi).
İlk opera eseri olarak bilinen Dafne (söz: Rinuccini; müzik: Jacopo Peri ve Corsi, 1589), günümüze kalmamıştır. "Ancak, 1600 yılında önemli üç eserin doğduğunu görüyoruz. Bunlardan ikisi daha dar anlamıyla operadır ve Floransa'da yazılmıştır: Biri Peri'nin, öteki Caccini'nin (her ikisi de aynı sözler üzerine yazılmıştır): Rinuccini'nin Euridice'si, Orfeo öyküsü. Jacopo Peri'nin partituru, Medici ailesi tarihinde önemli bir siyasal ve toplumsal olay için ısmarlanmıştır: Maria'nın Fransa Kralı LV. Henri ile evlenmesi. Caccini'ninki de yandaş bir partisyondu. Bu yıllardan sonra kırk yıl boyunca bütün operalar prens saraylarında bir kez sahnelenip sonradan unutulmak için bestelendi. Yine 1600 yılında Cavalieri'nin Rappresentazione di anima e di corpo (Ruh ve Beden Oyunu) sahnelenmiştir.
Bu üç opera ve 1600'lerin ilk otuz yılında yazılanlar, (1597'deki Dafne ile beraber), bir sürekli bas üzerinde, arada sırada bazı şarkılarla kesilmiş bir reçitatif ezgisiyle, sonunda kısa bir baleden ibaretti. Orkestra sahne çukurunda değil, üstünde, yanların arkasına gizlenmiş olarak bu sürekli basın armonilerini doldururdu. Sachs'ın "sürekli bas üzerindeki reçitatif ezgisi"ni somutlaştırmak için, (Sürekli bas alt kısımda koyu renkte gösterilmektedir.)
Ancak, Sachs'ın belirttiği gibi, opera orkestrasının her üyesi, sayılı bas üzerinde doğaçtan çalabilecek kadar bilgisine egemen olması gerekirdi. Caccini'nin Le nuove musiche (Yeni Müzik) adlı eserinin partiturundan bir satır.
Daha sonraki ilk opera eserleri arasında Marco da Gagliano'nun (1582-1643) Dafne'si önemli sayılmaktadır. Bestecinin yazdığı "önsöz"de, Sachs'ın alıntı lamasına göre şu görüş yer almaktadır:
Bir operada, en soylu eğlenceler birleşiyor: Şiirsel yaratı, dram ve düşünce, deyiş, ritmin yumuşaklığı, seslerin ve çalgıların birleşmesi, tatlı şarkılar, çevik dans ve oyunlar, giysiler, sahne, resim sanatı bile.
Bu opera betimlemesini, ya da nitelemesini Sachs şöyle değerlendirmektedir: Bu anlayış, Wagner'in Gesamt-Kunstwerk (Tüm Sanat Yaratılan) dediğinden başka bir şey değil. Gagliano önsözünde, şarkıcının oyunda hareketlerini ve adımlarını müziğin vuruşlarına uydurmasını söylüyor ve çalış-söyleyiş üzerinde son ayrıntılarına kadar açıklamalarda bulunuyor. Tıpkı, 1852'de Wagııer'in, Uçan Hollandalının sahneye konması konusunda yayınladığı yazıdaki gibi.
17. YÜZYILDA OPERANIN DOĞUŞU
Floransa'da Kont Giovanni Bardi'nin sarayında toplanan bir grup aydın, Rönesans’ın etkisiyle Eski Yunandaki müzikli dramları yeniden canlandırmak çabasına girişir. Camerata adlı bu grubun içinde şairler, besteciler, şarkıcılar ve çalgıcılar yer almaktadır. Operanın ilk adı Drama per musica'dır. Eski Yunan' da Euripides ve Sofokles'in klasik tragedyalarındaki korolardan yola çıkarlar. Sonra, ortaçağdaki dinsel dramların, kilise sınırlarını aşıp dindışı öğelerden etkilenmesiyle. Mystere adlı oyunlar ortaya çıkar. Oyun öncesinde çalgı topluluğu bir giriş müziği çalar; ayrıca sahneye çıkan her yeni karakter müzik eşliğinde duyurulur. Böylece tiyatro, koro ve çalgıların bir araya geldiği ortamlar yaratılır. 13. yüzyıl başındaki pastoral komedilerle (örneğin Adam de la Halle'nin Robin ve Marion adlı oyunu) halk ezgileri tiyatronun içine katılmış. Troubadour'lar da şarkılarında dramatik anlatım kullanmışlardır. Rönesans tiyatrosunda pek çok Yunan tragedyası gündeme gelmiş ve oyunların başına sonuna şarkı söyleyen bir koro yerleşmesi gelenek olmuştur. Daha önemlisi, tragedyaların perde aralarında yer alan intermezzo adlı zengin bölümler, koro, solistler ve geniş bir çalgı topluluğunu gerektirir. Zamanın pek çok ünlü madrigal bestecisi, başlı.başına bir müzik biçimi haline gelen intermezzo için besteler yapmıştır. Konusunu doğadan alan pastoral şiirler ve madrigal komedileri de operanın öncüleri arasındadır.
Opera sözcüğünün İtalyanca’da sözlük anlamı "eser" dir. Önceki müzikli oyunlarda olduğu gibi operada müzik, oyuna sonradan eklenmiş bir öğe değildir. Operanın müziği, metin ve sahnelemeyle kenetlenmiş bir öğedir. Barok opera önce monodi' nin düzeninden yola çıkar. İlk operalar reçitatiflerden oluşur. Reçitatifte konuşma dilinin ritimsel özelliği ve güftenin anlamı, müzik öğesinden öndedir. Daha sonra ise arya (aria) biçiminin akıcı müziği önem kazanmıştır.
Opera bugünkü tanımıyla, solistleri, korosu, orkestrası, kostümü, sahnesi, ışığı, dramatik oyunu ile müziğe uyarlanmış tiyatrodur. Wagner, Romantik çağın sonunda tüm sanat dallarını birleştiren eser olarak Gesamtkunstwerk şeklinde tanımlar operayı,
İtalya' da Opera
Tarihte ilk opera, 1597' de Floransa karnavalında oynanan, Rinuccini'nin şiirsel metni üstüne Peri'nin müziklediği Dafne'dir. Ancak bu operadan çok az bir bölüm günümüze kalmıştır. 1600 yılında Jacopo Peri (1561-1633) ve Giulio Caccini (_15501610) tarafından Euridiee adlı bir mitolojik-pastoral oyunun müziklenmesiyle ortaya çıkan opera, bu türün elimizdeki en eski örneğidir. Fransa Kralı IV. Henri ile Medici ailesinin kızını Marie'nin evlenme töreninde ilk kez halk ö . ünde temsil edilir. Librettosu, yine şair Ottavio Rinuccini'ye aittir. Opera, parlak ve zengin bir eğlence aracı olduğundan hem Kilise hem de soylular tarafından çok büyük bir coşkuyla benimsenir. Aynı yıl Emilio de Cavalieri (1550-1602), Roma'ya ilk dinseloperayı sahneler: Ruh ve Bedenin Piyefi. Opera sahnesine sonradan eklenen bale, sahne efektleri, zengin çalgı topluluğu, dekor ve ışık derinliği, bu türe yeni anlamlar kazandırmış, 19. yüzyılın görkemli yapıtlarına yol açmıştır.
Kilise, opera tekniğini oratoryo türünde kullanmış ya da dinsel konulu operalar sahnelemiştir. Barak dönemde oratoryo, kutsal konuların, koro ve solistler tarafından orkestra eşliğinde söylenmesidir. Dekor, kostüm ve sahneleme öğeleri yoktur.
İtalyan operası 17. yüzyıl başlarında Monteverdi'nin yapıtlarıyla ünlenmiştir. Monteverdi operaları armoni, melodi ve orkestra efektleriyle metindeki dramatik özelliği canlandırırlar. Besteci, ikinci operası Taneredi ile Czorindaının Savaşı (Combatti mento di Taneredi e Czorinda)'rda dotal sesleri kullanarak insan duygularının müzikteki eşdeğer anlatımını arar. Savaşan silahların sesini orkestra çalgılarında duyarız.
Claudio Monteverdi (1567-1643)
Monteverdi, 16 yaşında iyi bir org ve viyol yorumcusu olarak ün yapar. Aynı yıl kutsal konulu madrigallerini yayınlar. Mantova Dükü'nün hizmetine girdiğinde viyol çalıp danslara eşlik eder ve madrigallerde şarkı söyler. Peri'nin operasını Floransa' da duyunca 1607' de Orfeo adlı ilk operasını yazar. Aynı yıl eşi, ardında üç çocuk bırakarak ölür. Çremona ya döner. Arianna operasını yazar. 1610, dinsel içerikli müzik yılıdır. 1613'te Venedik'te San Marko Kilisesi'ne koro şefi olur. 1625'e dek operalar dönemidir. 1630'da Avusturya askerleri Mantova'yı işgal eder; Monteverdi'nin 12 operası ve birçok yapıtı, bu karışıklıkta yiter; aynı yıl Venedik'te de veba salgını olur. Üst üste yaşadığı acılar, bestecinin. kendini dine adamasına yol açar. 1638' de sekizinci madrigal kitabı ardından, Odysseus'un Dönüşü adlı operası ortaya çıkar. Madrigalleri 40 yıllık bir zaman dilimine yayılmıştır. Yeni madrigal stili, Monteverdi ile özdeştir. Monteverdi'nin tüm yapıtları vokal müzik içindir.
Monteverdi'nin Başlıca Yapıtları
Operalar: Orfeo (1606), Arianna (1608), Odysseus'un Dönüşü (1640) Poppea'nın Taç Giymesi (1642), Taneredi ile Clorinda'nın Savaşı (1651); Madrigalleri sekiz kitaptan oluşur (1587-1638). Diğer dindışı vokal yapıtları: Müziksel seherzo'lar, kanzonetler. Kutsal vokal müziği: Vesper (1610), Missa ve mezmurlar için müzik.
Fransa' da Opera
İtalyan operaları 17. yüzyıl boyunca Avrupa’nın her köşesinde sergilenir. Buna karşılık, başta Fransa olmak üzere diğer ülkelerin kendi ulusal operalarını ortaya çıkarmaları zaman alır. 1760'lara dek Fransızlar opera türünü bir türlü benimseyememiştir. En sonunda 14. Louis'nin emri ile Jean-Baptiste Lu1ly (1632-1687), ilk Fransız operasını besteler. İçinde solo, koro, zengin orkestra çalgıları ve danslar yer almaktadır. Lu1ly'nin Moliere ile tarihi işbirliği sonucunda comedie-ballet geleneği doğmuştur. Lu1ly, o güne kadar şarkılı girişi olan operalara çalgısal giriş getirip, opera uvertürünün temel biçimini üç bölümlü yapıda kurmuş, böylece Klasik çağın senfonisine ışık tutmuştur. 18. yüzyılın ortasına kadar yazılan Fransız operalarının iki özelliği vardır: Birincisi mutlaka renkli bir bale bölümü bulunması, ikincisi de klasik Fransız tragedyalarıyla (Racine, Comeille gibi) ilişkili olması gereğidir.
Jean-Baptiste Lully (1632-1687)
1646 yılında İtalya' dan Fransa'ya göç edip, 1652'de on dört yaşındaki Fransa Kralı XIV. Louis'ye keman dersi vermek üzere saray hizmetine girer. Sonradan kralın da dansçılar arasında yer aldığı saray dansları ve baleler besteler'. Kralın özel orkestrası olan Les Petits Violons du Roi'yı düzenler. Müzik yeteneği, organizatörlüğü ve hırsı ile 1661' de kral ailesinin baş müzisyenliği görevine atanır. 1663-1671 arasında Moliere ile işbirliği yapması Kibarlık Budalası (1670 gibi komedi türünde yapıtlar doğurur. Kibarlık Budalası, 1600'lerde bir süre İstanbul' da kalan bir Fransız büyükelçisinin anılarından kaynaklanıp, hayal ürünü Türkçe ve benzeri sözcüklerle bezenmiş bir güldürüdür. 1672' de Fransız operasını geliştirmek için tüm yetki Lully'ye verilmiştir. O da komedi-bale' den trajedi-lirik türüne yönelir. Trajedi-lirik, Lully'nin tüm operaları için geçerli bir terimdir. Metin yazarı Quinau1t ile ortak çalışmalarından 14 yılda sayısı yirmiyi bulan opera üretir. Lully'nin kendine özgü yüksek düzeyli yorum standardı, günün Avrupa'sına ölçüt oluşturmuştur. Fransızca dilini müziğe uyarlamış, kuru reçitati here orkestra eşliğinde yeni bir yorum getirmiştir. En başarılı yıllarında garip bir kaza sonucu ölmesi yıllarca anlatılmıştır:, O zamanlar müzik topluluğunu yönetmek için bugünkü gibi şeherin ellerinde değnek olmadığından şeher, nota yazılı büyük kartonlardan oluşan bir ruloyu yere vurarak tempoyu verirlermiş. Lully de böylesi ağır bir ruloyu yanlışlıkla ayağına vurarak yararlanmış ve bir türlü kapanmayan yara, kangren olup ölümüne yol açmış!
İngiltere' de Opera
İngiltere' de opera, 17. yüzyılda soyluların, eğlencesi olarak Fransız saray balesinin benzeri, masque (maske) adlı oyunlarla başlar. Masque'lar da intennezzo ve mister oyunlarından kaynaklanır. Masque'ın içinde şiir, şarkı, dans, dekor, kostüm, çalgılar ve sahne oyunu yer alır. Konular, alegorik ,veya mitolojiktir. Oyuncuların yüzlerine değişik maskeler takmaları, bu türe adını vermiştir. John Blow'un (1646-1708) Venus, ve Adonis (1681) adlı yapıtı, bilinen en eski masque'tır. İngiltere Kralı II. Charles Fransa' da izlediği Jul1y'nin operalarına hayran kalmış ve kendi saray orkestrasından Fransızlarınkine benzer yapıtlar istemiştir. Henry Purcell (1659-1695) kralın emrini hemen uygulamış, İtalyan ve Fransız stillerini bir araya getirip İngiliz tarihinin ilk operası Dido ve fieneas (1689)'ı bestelemiştir.
Henry Purcell (1659-1695)
Zamanının en önemli İngiliz bestecisi olduğu gibi ölümünden sonra da 200 yıl kadar İngiltere' de besteci yetişmediğinden bu türü korumuştur. Purcell, müzik çalışmalarına babasıyla başlar, kraliyet bandosu müzisyenleriyle sürdürür. 1679'da Westminster Abbey' e orgcu olarak atanır. 20 yıla yakın bir süre içinde her tür için özgün ve alımlı müzikler besteler. Kilise müziği, anthem'ler, motetler, taç giyme törenleri için müzikler, org, klavsen ve çalgı toplulukları için besteler; 100 kadar solo şarkı kraliçeyi, soyluları veya azizler günlerini kutlamak için çeşitli parçalar, oda müzikleri, trio sonatlar bestelemiştir. Çoksesliliğin gelişmesi ve armonik kusursuzluğa varmak için çeşitli deneyler yapmış, ses kitlelerinin karşılıklı dengesini araştırmıştır. Operaları, masque'ları ve yarı-opera olarak adlandırılan, müzikle konuşmanın yer değiştiği dramlarında tiyatro ve müziği ustalıkla birleştirmiştir.
Almanya' da Opera
Alman bestecileri, operada ve ne dik ve Fransız stilinden etkilenirler. Hamburg Alman operasının en önemli merkezidir. Avrupa’nın ilk opera evi 1637'de Venedik'te açılmış, ikincisi de 1678'de Hamburg'da yapılmış ve 1738'de yanmıştır. Almanya' da operanın canlanması, okul piyesleri ve Almanca solo şarkılarla başlar. 1700'lerde opera sözcüğünün Almanca karşılığı singspiel (şarkılı oyun)'dir. Müzikli bir tiyatro oyununda reçitatifler, yerini karşılıklı konuşmalara bırakmıştır. Alman şarkılı oyunları, Fransız gülünçlü operasının benzeridir. Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma operası, şarkılı oyun türünde yazılmıştır. Reinhard Keiser (1674-1739), Hamburg operası için sayısı yüzü aşan opera bestelemiş ve bu dönemin en ünlü Alman opera bestecisi olmuştur.
18. YÜZYILDA OPERADA YENİ SOLUKLAR
18. yüzyılın ortalarında bir çok besteci, operada bir devrim yapılması gereğini duymaktadır. Değişen toplumun değişen koşullarına göre bir opera olmalıdır. Özellikle Paris’te insanların daha güncel konuları sahnede izleyeceği, kendi dillerinde ve karakterlerinde bir opera türü denenir. Konuları hafif ve gülünçlüdür. Daha geniş bir halk kitlesine seslenmeyi amaçlar.
Christopn Willibald von Gluck (1714-1787)
Operada ilk devrimi gerçekleştiren Christoph Willibald von Gluck'tur Gluck, tüm Klasik dönem boyunca geçerli olan uluslararası bir opera türü yaratır. Bohemya'da doğmuş, ilk müzik eğitimini Çekoslovakya' da görmüş, İtalya'da Sammartini'nin öğrencisi olmuştur. Londra ve Almanya'da orkestra şefi olarak görev almış, Viyana' da saray besteciliği yapmıştır. 1756' da Papa tarafından Altın Mahmuzlu Şövalye rütbesine değer bulunur. 1773'te Paris'te, eski öğrencisi Marie Antoinette'in hizmetine girer.
Gluck'un ilk yapıtları İtalyan ciddi operası türündedir. Bu arada opera Seria'nın başarısız yönlerini de saptamıştır. Aynı zamanda Rameau ve Handel'in etkisiyle kendini geliştirir. İtalyan operasında mutlaka bir reform gerektiğini savunur. 17621770 yılları arasında yazdığı üç başyapıt ile reformcu amaçlarını kanıtlar: Orfeo ve Euridice; Alceste; Paris ve Helena. Bu operalarında İtalyan melodi güzelliğini, Alman ciddiyetini ve Fransız lirik trajedisinin görkemini kendi reformcu anlayışı ile birleştirir. Gluck'un reformunda başlıca amaç, şiiri yine odak noktası yapmak, müziği şiirin (güftenin) hizmetine sunmak, solistiri ses güzelliğini sergilemesi için şiiri bozmasına izin vermeyerek bu vokal süslemeleri, yapay uzatmaları, yinelemeleri ortadan kaldırmak; yaşanan anın, yalın ve doğal güzelliğini dramatik yönüyle değerlendirmektir. Böylece İtalyanların ayrı bir olay olarak gördükleri uzun aryalar, Gluck'un operasında yeniden şekillenmiş, yapıtın akışıyla tümleşmiştir. Ayrıca, perde açılmadan önce orkestranın seslendirdiği uvertür bir sinfonia yapısında olup, operanın müziksel özenti olmalıdır. Gluek'a göre bu reformlar müziğe "güzel bir yalınlık" getirmektedir. Bu "güzel yalınlık" felsefesi de Klasik dönem operasının özelliği olmuştur. Gmek, Fransız besteci Etienne Mehul (1763-1817)'ü; İtalyan bestecilerden Luigi cherubilni ve Gasparo Spontini'yi, Avusturya' dan Mozart'ı etkilemiş; bir sonraki yüzyılda Berlioz ve Wagnerin çalışmalarına ışık tutmuştur.
GLUCK'UN BAŞLICA YAPITLARI
Operalar: (40'dan fazla) Artaserse (1741), Orfeo ve Euridiee (1762), Aleeste (1776), ifigeniya Avlis'te (lphigenie en Aulide) (1774), Armide (1777), ifigeniya Tavris'de (Iphigenie en Tauride) (1778).
Don Juan balesi; şarkılar, dinsel vokal müzik, oda müziği yapıtları.
Ciddi Opera (Opera seria)
Yeni İtalyan operası giderek Avrupa sahnelerine egemen olur. Opera seria ise Aydınlanma çağında müzik biçimlerini ve yeni müzik dilini şekillendiren aynı etmenlerin ürünüa4,ir. Net, kolay anlaşılır, mantıklı, doğal, uluslararası dile sahip ve dinleyene zevk verebilen özellikleri içermelidir. İtalyan operasında odak noktası, aryalardır. Orkestranın uvertür dışında şarkıcılara eşlik etmekten öte pek etkinliği yoktur. Reçitatifler bir klavsen eşliğinde sunulur. Şarkıcılar arasında ünlü kastratolar yer alır. Pergolesi, gülünçlü intermezzolarıyla tanındığı halde ciddi opera türüne de örnekler vermiştir. çağın sonuna doğru gerçek reform başlar operada. Besteciler tümüyle daha doğal bir ortam isterler. Özde derin bir anlatımcılık, müziksel kaynaklarda ise çeşitlilik öngörürler. Arya ve reçitatiflerin değiştirimiyle olay daha hızlı akmaya başlar. Orkestra, yapıtın bütününde önem kazanır. Koro yeniden belirir. Bu dönemde Johann Christian Bach, reform özelliklerini içeren 12 opera besteler.
Gülünçlü Opera (Opera-comique)
Kahraman ve mitolojik kişiler, düşlemsel ortamlar yerine tanıdık sahneler, bildik, güncel karakterler sunan, türdür. Libretto (opera metni) yerel dildedir. Müzik de yerel renkleri çağrıştırır. Komik opera, değişik ülkelerde değişik biçimler alır. Önce trajik İtalyan operasına bir başkaldırıdır. İtalya' da en önemli örnek intennezzo'lardır. Bunlar ciddi operanın sahneleri arasına yerleştirilmiş müzikli komik oyunlar niteliğin"de ortaya çıkmışlardır. Viyana' da buffa geleneği, çağ boyunca sürer. Sonradan Mozart, gülünçlü, ciddi ve duygusal dramayı geniş kitlelerin benimseyeceği bir müziksel stilde birleştirecektir. Fransa'daki ulusal hafif opera türü, opera-comique olarak tanımlanır. Bildik ezgiler, yalın bir yapıda eğlence için hazırlanır. Opera-comique, Fransız Devrimi süresince, Napolyon döneminde ve hatta Romantik çağda bile Fransa' da geçerliliğini korur. François Andre Dancan-Philidor ve Andre Ernest Modeste Grey Fransa' da komik operanın başlıca bestecileridir. İngiltere' de ise ballad opera türü gündeme gelir. Dilenci Operası'nın (Beggers Opera) (1728) sahnelenmesinden sonra ilgi çeken bu tür, popüler ezgileri, baladları, ve ünlü operalardan bildik aryaların parodisini içermektedir. İngiltere' de Thomas Arne başlıca balIad opera bestecisidir. Almanya' da singspiel (şarkılı oyun) geleneği sürmektedir. Singspiel, 1700'de opera adım alır. 1800'lerde 18. yüzyılın singspiel'leri Alman şarkılarıyla kaynaşır, halk ezgilerine dönüşür.
Mozart, Klasik operayı kusursuz bir biçim yapısına kavuşturur. Melodik yeteneği, dramatik önsezisi, çalgılar ve solistlerin sesleri arasındaki dengede gösterdiği ustalık, bu çağın tarihini yazmıştır.
Orfeo ve Eurıdıce Operası
Zamanının diğer örneklerinden çok farklı bir operadır. Metni 18. yüzyılın ünlü İtalyan yazarı Raniero di Calzabigi (1714-179s)'ye aittir. Diğerleri gibi konuyu karmaşıklaştırıp geliştirmek yerine, yalın ve içten bir aşk ortamında sunar. Güzel sesi, ses cambazlıklarını gerektiren uzun ve süslü de cafe aryaları yoktur. Arya ve reçitatiflerin değiş iminde orkestranın ördüğü arka doku, müzikte kopukluğu önleyip yapıtın bütününe birliktelik getirir. Koralara insanın çeşitli yönlerini simgeleyen roller verilmiştir. Yas tutanlar, kutsal ruhlar, cinler gibi.
İlk perde, Euridice'nin gömütü başında, yaslılar korosu ile açılır. Ölen eşi için ağlayan Orfeo'ya Zeus'tan bir haber ulaşır: Ölüler ülkesine gidip Euridice'yi getirebilecektir. Tek koşul, yeryüzüne çıkana dek dönüp onun yüzüne bakmamasıdır. Orfeo lirini kapar ve ölüler ülkesine doğru yola koyulur. İkinci sahne tümüyle Orfeo'nun yeraltı dünyası, Hades'e inişine ayrılmıştır. Cinleri güzel müziği ile yumuşatıp Tartare Kapısı'nı açtırır. Elysee çayırlarında mutlu ruhların dansı biterken Euridice görünür ve Orfeo'nun liri eşliğinde onun peşine düşer. Üçüncü sahnede Orfeo Euridice'yi yeryüzüne doğru götürürken, kendisinin yüzüne bakmadığından, onu artık sevmediğinden yakınan Euridice, huzursuz gün ışığına çıkmaktansa ölüler ülkesinin huzurlu ortamına dönmeyi yeğ tutar. O an Orfeo, Zeus'e verdiği sözü tutamaz, dönüp eşinin yüzüne bakar ve onu bir kez daha yitirir. Üstüne kapanmış ağlarken tanrılar Euridice'yi yeniden canlandırır ve birleşmeleri koronun kutlaması, balenin şenliği ile tümleşir. Her şey aşkın yenilmez gücünü kutlamaktadır.
19. YÜZYILDA OPERA
Romantik dönemin en önemli özelliklerinden biri, her ülkenin kendine özgü bir müzik anlayışı geliştirmesi, böylece kendi ulusunun renklerini taşıyan bestelere yol açılmasıdır. çağ başında Fransa' da yazılan operalar, aslında Fransa'ya İtalya' dan göç eden bestecilerin tekelindedir. Bir de Almanya' dan göç eden Meyerbeer gibi bir bestecinin öncülüğü gözlenmektedir. Ancak Paris' e yerleşen bu besteciler, kendi teknik birikimlerini getirdikleri gibi, o sıralarda Fransa'nın içinde- bulunduğu genel havaya uygun, Fransız ulusunu yücelten görkemli duygular içinde besteler yapmaktadırlar. Aynı yıllarda İtalya' da ve Almanya'daki opera çalışmaları da, hem ülkelerinin kimliği ile özdeş, hein de Romantik opera dağarcığının başyapıtları sayılan yapıtlarla sonuçlanır. Fransa' da Meyerbeer, Berlioz, Boieldieu, Offenbach ve Bizet gibi bestecilerle ünlenen sahne sanatları, İtalya' da Rossini, Donizetti, Bellini ve verdi ile doruğa tırmanır. Almanya' da ise Richard Wagner'in müzikli dramları başlı başına bir çığır açar.
Grand Opera
19. yüzyılın ilk yarısında operanın başkenti Paris'tir. Gluck'un etkisi, Fransız Devrimi'nin getirdiği değişimler ve Napolyon'un debdebeli sanat anlatışı, yeni bir opera türünün doğmasına yol açar. Kalabalık sahneler, tarihsel ve mitolojik kahramanlık konuları, bale, dans, geniş koro, zengin dekor ve alabildiğine görkemli bir müzik... Bütün bu etmenler birleşince Grand Opera adını alan tür doğar. Eğitimsiz, hazırlıksız bir dinleyici kitlesine seslenen, içindeki zengin öğelerle izleyiciyi coşturan, oyalayan ve eğlendiren bir türdür bu. Bir önemli özelliği de her sözün müzikleşmiş olmasıdır. Sahnede müziksiz söyleşiler yer almaz. Tüm diyaloglar reçitatif halindedir. Bu akımın öncüleri, opera metin yazarı (libretist) Eugene Scribe (1791-1861), besteci Giacomo Meyerbeer ve Paris Operası'nın müdürü Louis Veron (1798-1867)'dur.
Opera-Comıque
Fransa'da Grand Opera ile atbaşı giden bir diğer opera türü de opera-comique'tir. 19. yüzyıl boyunca bu iki türün başlıca teknik farkı, opera-comique'te reçitatif yerine konuşma diyaloglarının yer almasıdır. Boyut olarak opera-comique daha az şarkıcı ve çalgıcıyı kapsar; daha yalın müziksel kavramlarla yazılır; konusu doğrudan sunulan yarı ciddi bir dram veya gülünçlü bir konudur. Büyük Operanın gösterişli tarihsel debdebesine sahip değildir. Komik opera, yıllar boyu gündemde kalmasını, melodik ve ritmik öğelerinin doğal akıcılığına, armonik yapısının yalınlığına ve biçiminin gelenekselliğine borçludur.
19. yüzyılın başlarında komik-opera iki türe ayrılır: Romantik ve komik. Aslında pek çok yapıtta bu iki özellik de birarada yer alabilir. Birinci tür, Romantik konuların, güzel melodilerin yer aldığı, duygulu ve soylu yapıtlardan oluşur. Bu türün başlıca örnekleri François Adrien Boieldieu (17751834)'nün Beyaz Bayan'ı (La Dame blanche) (1825), (Boieldieu, arp konçertosu ile müzik tarihinde önemli bir yer tutar); Ferdinand Herold (17911833)'un Onur Alanı (1832) ve Zampa (1831)'sıdır. Daniel Auber'in Fra Diavolo (1830) gibi tatlı melodilerle bezenmiş eğlenceli yapıtları, Paris'teki romantik opera-comique türünün başlıca temsilcilerindendir. Komik-opera, İtalyan opera buffası ve İngiliz ballad operasının da etkisinde kalmıştır. İngiliz ballad operası, John Gay ve John C. Pepusch (16671752)'un ortak çalışmaları olan Dilenci Operası'ndan (The Begger's Opera) kaynaklanmıştır. İçinde müzik olmaksızın konuşma söyleşilerinin yer aldığı, popüler melodilere yeni sözlerin yerleştiği, yoksul tiplerden oluşturulan karakterlerle yüksek düzeyin yaşamını irdeleyen bir opera türüdür. Komik opera, önceleri festivallerde, şenliklerde oynanan komik opera türü, opera bouffea dönüşmüş ve operet geleneğini doğurmuştur. Eğlenceli karakterleri gülünçlü ortamlarda yakalayıp, sahneye giriş çıkışın yoğunluğundan doğan bir devingenlik içinde sergiler. Müzik ile bu devingen sahneyi birleştirmek ise, bestecinin özel yeteneğine bağlıdır.
1860'larda yine Paris'te ünlenen opera bouffe, zeki, alaycı, esprili ve tatlı ezgilerle süslü bir türdür. (18. yüzyıldaki İtalyan opera buffası ile karıştırılmamalıdır.) Paris'teki opera bouffeun başlıca kurucusu Jacques Offenbach (1819-1880)' dır. Orpheus Yeraltında (Orphee aux enfers) (1858), Güzel Helena (La Belle Helene) (1864), Offenbach'ın bu türe verdiği en güzel örneklerdir. Paris'e gelip yerleşen bu Alman Yahudisi, sahne yapıtlarını temsil ettirecek bir yer bulamayınca Bouffes-Parisiens (Parisli komikler) adıyla kendi tiyatrosunu kurup, tek perdelik komik-operalarını sahneler ve bu yoldan zengin olur, Paris yaşamındaki yozlaşmayı alaya alan, bu eğlenceli operetler, saçmalığı ustaca kullanan sahneleriyle günümüzde de zevkle izlenmektedir. Örneğin: Orpheus yer altında operetinde Olimpos tanrılarının kan-kan dansı sahnesi gibi. Bestecinin tamamlayamadığı Hoffmann'ın Masalları (Les ConItes dBoffmann) adlı operası ise tek ciddi türdeki çalışmasıdır. Offenbach, Fransa dışında da etkin olmuş, İngiltere'de Gilbert ve Sullivan'ın MikadoI (1885)'suna; Viyana'da oğul Johann Strauss'un Yarasa (1874) operetine yol açmıştır. 20. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'ne kadar yolculuğunu sürdüren komik-opera geleneği, müzikal başlığı ile değişim geçirmiş ve yeni bir canlılık kazanmıştır.
Komik-operanın romantik dalı, bir süre sonra lyrique-opera'yı geliştirir. Lirik-opera, Grand Opera ile komik-opera arasında bir yerdedir. Tıpkı komik-operadaki gibi güzel melodilerle alımlıdır. Konuları romantik, dramatik ve düşlemsel (fantastik)dir. Genel boyutu komik-operadan geniş ve Büyük Opera' dan daha küçüktür. Zamanında en beğenilen lirik-operalardan biri Ambroise Thomas (1811-1896)'nın Mignon (1866) adlı yapıtı olmuştur. Bu türün en ünlü yapıtı ise Gounod'nun Faust'udur. Önce karşılıklı konuşmaların yer aldığı sahnelerle 1859' da komik-opera türünde verilen temsilinden sonra diyaloglar, bestecisi tarafından müzikli reçitatiflere çevrilmiştir. Fransa' da Gounod'nun izleyicisi bir sonraki kuşaktan Camille Saint-Saens (1835-1921) olmuştur. Samson ve Dalila (1877) lirik-opera türüne iyi bir Örnektir.
İtalya'da Opera
İtalyan bestecileri 19. yüzyıl başında Avrupa'nın her köşesinde etkinlik göstermektedir. İtalya için opera, artık yerleşik bir gelenek halini almıştır. 19. yüzyılda İtalyan operasından söz etmek de, bu yerleşik geleneğin gelişmesine değinmektir. İtalya bu dönemde opera açısından tutucu bir tavır içindedir. İtalyan bestecileri, Kuzey ülkelerindeki gibi yenilikler denemek ve köktenci değişimlere girişmekten yana değildir. Romantik öğeler, İtalyan operasının dokusuna yavaş yavaş işler. Bu dönemde İtalyanların müzik arenasında kendilerini gösterdikleri en önemli biçim, opera olmuştur. Seria ve buffa, 19. yüzyıl başlarına dek kalıtımsal kimliklerini korurlar. İlk değişim ciddi türde (serm) başlar. Francesco Algarotti (1712-1764)'nin kuramsal yazılarında söyledikleri, Gluck'un ilkelerinin benzeridir. AIgarotti zamanın operasını çok sert eleştirip, geleceğin operasına ilişkin varsayımlar ileri sürer. Hatta tıpkı Wagner'in yüz yıl sonra yaptıracağı Bayreuth tipindeki opera merkezlerine değinir. Bu kuramları Niceola Jommelli (1714-1744) Gluck'tan da önce Fransız kültürünün egemen olduğu yörelerde uygular ve lirik trajedi ile ciddi opera arasında bir karışım oluşturur. Uzun aryaların atılması ve dramatik reçitatiflerin kullanımını yerleştiren Jommelli'nin devrimci operası, önceleri İtalya içinde pek geçerli olmasa da opera orkestrasının yapısını etkiler. Orkestra renkleri tahta üflemeli çalgılar ve kornolarla zenginleşir; opera içinde orkestraya daha büyük görev verilir ve koronun kullanımı daha yaygınlaşır. 19. yüzyıl İtalyan ciddi operasının kurucusu Johann Simon Mayr (1763-1845), Alman asıllı bir bestecidir. Romantik İtalyan operası, temelde dört büyük isme dayalıdır: Başlangıçta Rossini; 1830-40'lı yıllarda Bellini ve Donizetti; çağ sonuna doğru Verdi.
Operada Diva kimdir?
Tanrıça anlamına gelen bu İtalyanca kaynaklı sözcük, yeteneği ve saygınlığı ile ünlenmiş, baş kadın oyuncuya verilen addır. Bir opera evinin, bir opera kumpanyasının veya bir mevsimin divası olabilir. Yalnız operada değil, sinema ve tiyatroda da divalar vardır. Opera bestecileri tarihin her döneminde belli seslere, tanıdıkları solist Zere göre roller yazmışlardır. 18. yüzyılda castrato sesinin sanatsallığı bestecileri büyülemiş, her besteci belli bir castratonun özel ses rengine göre yazmıştır. 19. yüzyılda ise soprano kadın sesi gündeme gelir. İlk ünlenen sopranonun Giuditta Pasta (1798-1865) olduğu sanılmaktadır. Bellini, bu sopranonun sesi için N arına ve La sonnambula rollerini yazar. Sesini denetleyebilen, ses sınırlarını zorlayabilen bir sanatçıdır Pasta. Başlıca özelliği dehşet saçan ses niteliği ve sahnedeki oyun yeteneğidir. Olağanüstü bir başka yetenek de, on yıllık kariyeri içinde sesiyle herkesi büyüleyen Maria Malibran (18081836)'dır. Bu dönemin en önemli sopranosu Jenny Und (1820-1887)'dir. Önce vatanı İsveç'te ünlenmiş sonra Londra'ya gelip uluslararası düzlemde sesini duyurmuştur. Yalın, abartısız görünüşü, geniş halk kitlesi tarafından sevilmesine neden olmuştur. Sesindeki sağlık ve genç kız tazeliği ile özellikle erkek dinleyicileri büyülediği söylenir. Örnek bir diva olan, Adelina Patti (1843-1919)'nin kariyeri tam yarım yüzyıl sürmüştür. Sevil Berberi'ndeki Rosina rolü ile ünlenen Patti, Rossini'nin de hayranlığını kazanmıştır. Yetmiş yaşının üstünde olduğu halde sahnedeki duyarlı oyunu ve sesini dramatik kullanma sanatı ile izleyiciyi son derece duygusal bir ortama soktuğu hatta bazı şarkılarda ağlattığı da söylenir. Lilian Norton (1857-1914) Amerikalı bir divadır. Bayreuth'a gelip Wagner operalarında Ün yapmıştır. Renata Tebaldi (1922-), 1949-59 arasında La Scala'nın divası olmuş, 195073 arasında özellikle Verdi ve Puccini operalarındaki rolleriyle New York Metropolitan Operası'nın baş kadın oyuncusu olmuştur. La Scala'nın ünlü bir divası da Türk saprano Leyla Gencer'dir. Donizetti ve Verdi operalarının başrollerindeki başarısı ve disiplinli kişiliği ile seçkinleşmiştir. Diva olabilmek için yetenek, özel bir ses ve yaratıcılığın yanı sıra disiplin, özveri ve sağlam bir kişilik gereklidir.
Giuseppe Verdi
Verdi, Rossini ile başlayıp Puccini ile son bulan 19. yüzyıl İtalyan opera bestecileri yelpazesi içinde en önemli isimdir. İlk dönem çalışmalarında bir önceki kuşağın izinde, Bellini ve Donizetti'nin dilini kullanır. Yapıtlarındaki en önemli etkinlik, vokal çizgidir. Arya ve reçitatiflerde yalın bir çalgı eşliği kullanması; operanın akışı içinde bir parçadan diğerine geçişteki doğal akıcılığı ve sahnelerin birkaç geleneksel kalıptan oluşması ilk Verdi operalarının teknik özelliklerindendir. Aryalar, belirli ve temel bir şancı için yazılmıştır. Verdi bu geleneksel kurallara kendine özgü yeteneğini de ekler: Kulakta kalan melodiler ve özel bir coşku. Örnek bir Verdi operasında tenor ve soprano anlatıcı roldedir. Karşılarında bir romantik düşman vardır. İl Trovatore' de olduğu gibi bir bariton; ya da La Traviata'daki gibi bir baba. Bu bariton rolleri, Verdi operalarının özelliği olmuştur. Operalarının bir diğer ortak yönü de son sahnede temel karakterlerden en az birisinin ölmesidir.
İlk dönemindeki operalarında bazı kolay izlenebilme yollarına başvurmuş, örneğin, Don Carlos ve Macbeth'te Fransızların dans ve bale geleneğini kullanmıştır. Verdi, 1850 ve 60'lı yıllarda geleneksel kalıplardan arınmaya başlar. Eşlikleri daha zenginleşir, müziksel geçişleri daha yumuşak hale gelir; dinleyicinin alışageldiği, beklediği olaylar değişikliğe uğrar. Aida, Otello ve Falstaff gibi yapıtlarında üstün bir opera tekniği ve ustalıklı bir orkestra eşliği kullanmıştır. Verdi, olgunluk döneminde geleneksel yapıyı daha esnekleştirmeye ve müzik eşliğini daha anlatımcı kılmaya çalışmıştır. Yine de melodisinin gücünden, melodik çizginin görkeminden hiçbir zaman ödün vermez. Verdi'nin melodik çizgileri zaman zaman bayağılaşmaya elverişli olduğu gerekçesiyle kınanmıştır.
Verdi'nin ünü, Alman çağdaşı Wagnet'e göre daha az yaygındır. Romantik stili koruyan birçok besteci için Romantik opera, Verdi ve Wagnet'in stilleri bir arada algılandığı sürece önemlidir. Ancak 1900'den sonra gelişen müziksel dil, Verdi'nin lirizminden çok, Wagner'in karmaşık yapısına, polifonik ve kromatik armonisine bağlıdır. Zamanın eleştirmenleri ve akademisyenleri tarafından Verdi, Wagner' e kıyasla daha tutucu olarak nitelenmiştir.
1960'lardan sonra Verdi, daha iyi değerlendirilmeye başlanır ve operaları da daha çok oynanmaktadır. Tüm yapıtları dünyanın dört bir yanında her an temsil edilmekte, operaya adımını atmamış dahi olsa pek çok kişi onun popüler aryalarını tanımaktadır. Plağa kaydı yapılmamış hemen hiçbir operası kalmamış gibidir.
Nabucco'dan Falstaffa kadar Verdi'nin tüm operalarındaki ortak karakter, doğal, dünyasal, doğrudan etkileyen, dolaysız ve yalın anlatımdır. Verdi Romantik olmaktan çok Klasik bir bestecidir. Romantiklere benzemeyen bir yönü de doğaya kutsal bir yer vermemiş olmasıdır. Doğayı betimleyen, Rigoletto'daki, Otello'daki gibi fırtınayı duyuran müziği, Aida'da yarattığı egzotik atmosfer, yalnızca stilize bir anlatımdır. Verdi için doğa çok değerlidir, onu konu olarak kullanabilirsiniz ama ona tapınmaya gerek yoktur. Tümüyle duygusallıktan arınmış bir yaklaşımı vardır doğaya karşı. Besteci aynı zamanda çok iyi bir çiftçi olduğundan doğayı çok yakından tanır.
Verdi'nin Başlıca Yapıtları
Operaları:
Aberto (1837-8); Bir Günlük Kral (Un giorno di regno) (1840); Nabucco (1841); Lombartlar (I Lombardi alla prima crociata) (1842); Ernani (1843); iki Foskariler (I dua Foscari) (1844); Giovanna d'Arco (1844); Alzira (1845); Attila (1845-46); Macbeth (1846-47); Haydutlar (I masnadieri) (1846-47); Korsan (Ilcorsara) (1847-48); Legnano Savaşı (La battaglia di Legnano) (1848); Luisa Miller (1849); Stiffelio (1850); (Sonradan Araldo olarak yenilenmiştir-1856); Rigoletto (1850-51); II travatore (1851-1857); La traviata (1853); Sicilya'nın Akşam Ayinleri (Les Yepres siciliannes) (1854); Simone Boecanegra (1857, 1880); Maskeli Balo (Un ballo in maschera) (1857-58); Kaderin Gücü (La lorza del destino) (1861); Don Cari os (1866,1884); Aida (1870); Otello (188486); Falstaff (1889-1893).
20. Yüzyılda Opera
19. yüzyıl sonundaki lilusal akımlar, opera dalını da etkiler. Rusya' da Orta Asya halk müziği, Rus tarihi ve masalları, Clinka, Mussorgski, Rimski-Korsakof ve Borodin ile sahneye yansır. Bohemya' da Smetana, Dvorak. ve J anacek yine benzeri bir yansımayı simgelerler. ıtalya' daki gerçekçilik akımı, Verdi'nin boşluğunu doldurmak üzere ortaya çıkar, ilk ürününü Palyaça ile verir. Sıradan insanın gündelik acılarını, özellikle 20. yüzyıl gibi bir şiddet çağının başlangıcında, bu gerçekçi operalarda görürüz.
Debussy'nin tek perdelik operası Pelleas ve Melisande (1902), sembolist şiirin, baştan çıkarıcı bir müziğe uyarlanmasıdır. Stravinski, sahne yapıt1arında bale, kantata ve müzikli tiyatroyu bir araya getirir. Bülbül (1914); Mavra (1922) ve Hovardanın Sonu (1951) adlı operalarında Geç Romantizmden Yeni Klasikçiliğe doğru bir değişim göze çarpar. Hindemith de alaycı ve dışavurumcu ilk operalarından sonra giderek derin felsefe taşıyan Ressam Mathis (1938) ve Dünyanın Armonisi (1951) gibi yapıtlara yönelmiştir. İkinci Viyana Okulu bestecileri, 12-ton yöntemini dışavurumcu düşünceye bir araç olarak operada da kullanırlar: Schönberg'in psikolojik ve dinsel derinliği olan, Bekleyiş, Şanslı El gibi operaları; Berg'in 1925'teki toplumsal protestosu Wozzeck ve 1935'teki Lulu'su gibi.. Schönberg'in Pierrot Lunaire adlı yapıtıyla Stravinski'nin Askerin Öyküsü adlı yapıtı, sahneye yeni tip bir uygulama getirmiştir. Konuşma ile şarkı söyleme arasında içini döken bir insan sesi; az sayıda çalgı ile derin bir etkinlik yaratmak! Ayrıca dekor-kostüm gerekliliğini ortadan kaldıran bu yapıtlar, yeni çağın sahnesine yeni bir boyut katarlar.
Hans Werner Henze (1926)
Savaş sonrası birçok kaynağı birleştiren Alman besteci Henze, opera geleneğinden oda operalarına ve dizisel yöntemdeki komik operalara kadar büyük türler dener. Henze için İtalyan şarkı söyleme geleneği önde gelir. 1 Temmuz 1926' da Westphalia' da bir öğretmenin oğlu olarak dünyaya gelen Henze, Brunswick'teki Devlet Müzik Okulu'nda eğitim görür; İkinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere tutsak olur; 1946' dan sonra müzik çalışmalarını Heidelberg'de sürdürür. 1953'te İtalya'ya yerleşen sanatçı burada Marksist eylemlere katılır; aynı zamanda Küba'daki siyasal olaylara ilgi duyar. 1962-66 döneminde Salzburg Mozarteum' da ders verir. Boulevard Solitude (1951) sahne yapıtları arasındaki ilk başarısıdır. Besteci, Stravinski'nin, Schönberg'in, Debussy'nin müziğinden olduğu kadar, Boulez-Stockhausen diziselliğinden, caz müziği ve Karayip halk ezgilerinden de etkilenmiştir. Ayrıca tiyatro sanatının müzikle birleşimini alımlı kılacak niteliklere özen gösterir. Kral Stang operası (1956), zengin armonik buluşlarıyla yüklü düşlemsel bir yapıttır. The Bassarids (1966), Eski Yunan' dan Euripides'in Bakkhalar'ına dayanan, aralıksız dört bölümlü bir senfoni biçiminde bestelenmiştir. 1968' de Vietnam savaşı etkisiyle Amerika ve Avrupa'ya karşı bir sanatçı duyarlılığı içinde, ezilen işçi sınıfına seslenmeye başlar. Medusa'nın Salı başlıklı dramatik oratoryosu bu dönemin ürünüdür. 1969-70 yıllarında Havana'da öğretim üyeliği yapar. 1971'de Edinburg Üniversitesi'nden onursal doktora alır. 1976'daki Akarsuya Varırız adlı operası ile politik konulu çalışmalarının son örneğini verir. Bundan sonra oda müzikleri yazarak 1960 öncesindeki gençlik stiline döner. Henze Roma'da yaşamaktadır.
Luigi Nono (1924-1990)
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra opera türüne örnek verenlerden biri de İtalyan bested Luigi Nono'dur. İşçi hakları, ezilen azınlık, siyasal hükümlüler üstüne yazdığı sosyal içerikli yapıtlarla, teknik olarak koro operaları adı verilen türü doğurur. Hoşgörüsüzlük (Intolleranza) (1960), gibi. Nono, 1950'lerde Boulez-Stockhausen grubunun başlıca üyelerinden biridir. Verdi tipi operaların geniş halk kitlesini kamçılayıcı yönüne dikkati çeker. Aynı zamanda elektronik olanaklardan da yararlanır. İşçilere seslenebilmek için fabrikalarda, yapıtlarından oluşan konserler düzenlemiştir.
Nono, 29 Ocak 1924'te Venedik'te doğar. Venedik Konservatuarı’nda Malipiero'nun öğrencisi olur. 1948'de Maderna ve Scherchen ile çalışır. Padua Oniversitesi'nin Hukuk Bölümü'nü bitirdikten sonra İtalyan Komünist Partisi'nin üyesi olur. 1955'fe Schönberfin kızı Nuria ile evlenir. 1954-60 yıllarında Darmstad'daki öğretmenliği sırasında elektronik müzik dünyasında araştırmalar yapar. 1984'te yazdığı Prometeo adlı operasının özelliği, içinde hiçbir sahne etkinliği olmayışıdır. Yapıtlarının çoğu korolu ve insan sesi ile elektronik seslerin karışımı ortamlar için bestelenmiştir. Oda orkestrası için Kanonik Çeşitlemeler (1950); Kompozisyon 1, 2 (1951, 1959); Bastiana Tai Yang Cheng için Teypli Müzik (1967), başlıca orkestra çalışmalarıdır.
kaynak
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
In science we trust.
Cevapla
Kapat
Saat: 10:39
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
ESKÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚°LER BURDA MI?
kompetankedi
-
02:21
Soru-Cevap
ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂu Anda DinlediÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¸iniz ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂarkÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±
WaRrioR
-
20:50
Forum OyunlarÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±
Uydurmasyon Kampanyalar YaratÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±n
WaRrioR
-
22:01
Forum OyunlarÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±
Uykusuzlar Buraya, Gece Sohbetimiz
WaRrioR
-
23:18
Forum OyunlarÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±
SÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±kÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±ldÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±m, ne yapabilirim?
Dilhun
-
22:24
CevaplanmÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚ÂÂÂÂÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚±ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã‚ ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Â ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã¢â€ÂÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¦ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚ ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã¢â€ÂÂÂ¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’‚¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ã‚¬ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã‚¦Ãƒâ€šÃ‚¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’†â€ââ€Â¢ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€šÃ‚¢ÃƒÂ¢Ã¢â‚¬Å¡Ã‚¬Ã…¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒâ€ Ã¢â‚¬ââ€Â¢ÃƒÆ’¢â‚¬Å¡ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚¸