ALETLİ DALIŞ
- Aletli dalış yapabilmek için, öncelikle uzman gözetiminden geçmeyi,
"Aletli dalış yapmasında bir sakınca yoktur !" olurunu almayı - Sahip olunması gereken donanımları, edinim, kullanım ve bakım kriterlerini
bundan önceki bölümlerde öğrenmiştik.
Uygulama eğitiminin başarı ile bitirilip deneyim kazanılmasından sonra, edinilmesinde fayda olan aygıt ve donanımlar (Tüp, dalış-bilgisayarı, ....) ilerleyen bölümlerde ayrıntıları ile incelenecektir.
İnsan vücudunun su altına uyumunu, fizik ve fizyoloji konuları, birbirleri ile ilintilidir. Eksiksiz öğrenilmesi gerekir. Bilinmesi gereken bir diğer konu da, biyolojik gelişimin belli bir ergenliğe (14 yaş sonrası) erişmesi gerekliliğidir.
Dalış sporu ancak bu şeklide sağlıklı, keyifli ve güvenli bir şekilde yapılabilir. Basınç ve Basınç Farkı P, PΔ [bar]
Basınç birimi olarak [bar] kullanılmaktadır. Yaklaşık 1 kg ağırlığın 1 cm2 ye etkisine eşittir. Deniz seviyesindeki atmosfer basıncı 1 bar olarak düşünülmelidir. 10 metre su sütunun 1 cm2 üzerindeki etkisi 1 bar dır. Uluslararası simgesi (Pressure) "P" dir. Basınç farkı olarak da PΔ simgesi kullanılmaktadır.
[Yardımcı bilgi: Özgül ağırlığı 1 kg/dm3 olan 10 metre yüksekliğindeki su sütunun ağırlığı 1 kg olduğuna göre, 1 cm2 üzerindeki basıncı da 1 bar olacaktır]
Su basıncı, derinlikle doğru orantılıdır. 10 metre de 1 bar, 20 metre de 2 bar,.... Etkilendiğimiz basınç, toplam basınç yani mutlak basınç, su basıncı ve atmosferik basıncın toplamıdır. Atmosferik basınç 10 metre su sütununa [1 bar] eşit olduğuna göre, farklı dalış derinliklerindeki basınçları aşağıdaki formül ile bulabiliriz. Mutlak Basınç
Pd = Pa + Ps
Pd Derinlikteki Basınç Pa Atmosferik BasınçPs Su Basıncı PD = 1 + Derinlik / 10Derinlik Dalış derinliği [m] Mutlak BasınçDerinlikFark1Fark2[bar][m][bar][%][bar][%] P0 = 1 + 0 / 101.000000 P1 = 1 + 1 / 101.110.1100.110 P5 = 1 + 5 / 101.550.4360.550 P10 = 1 + 10 / 102.0100.5331.0100 P20 = 1 + 20 / 103.0201.0502.0200 İnsan vücudu basınçtan çok, basınç farkı na duyarlıdır. Yukarıdaki tabloda, iki derinlik arasındaki basınç farkı Fark1, yüzey ile dalış derinliği arasındaki fark ise Fark2 ile belirtilmiştir. Görüldüğü gibi 0 - 10 [m] arasındaki basınç farkı % 100 dür. Bu yüksek oran, dalış hızını etkileyecek ve
"Dalış tabloları - Dalış profili" bölümünde ayrıntıları ile işlenecektir. Hacım ve Hacım Farkları V, VΔ [litre, dm3]
Sabit ısıda veya ihmal edilebilir ısı farklarında hacım / basınç ilişkisi
"Boyle-Mariotte" yasasına göre belirlenir. Sadece gazlar, (sıkıştırılabilen cisimler), yapısı ve/veya dokusu gereği hacmı değişebilen cisimler için geçerlidir.
Örneğin, bir dalış tüpünün hacmı, hangi derinliğe indirilirse indirilsin değişemez.
[Boyle ve Mariotte aynı yasayı, farklı yerlerde, aynı zamanda bulan iki ayrı fizikçidir]
P1 x V1 = P2 x V2
P1, V1 1. Ortamdaki Basınç ve Hacım P2, V2 2. Ortamdaki Basınç ve Hacım
Bu denklem ile çözüm üretebilmek için dört bilinmeyenden üçünün bilinmesi gereklidir. Örnek 1:
Yüzeyde 6 litre olan bir balon, 10 metre derinlikte kaç litredir ?
(P1 x V1) / P2 = V2
P1 0 m derinlikteki basınç 1 barV1 0 m derinlikteki hacım 6 litreP2 10 m derinlikteki basınç 1+ 10 / 10 = 2 bar(1 x 6) / 2 = 3V2 10 m derinlikteki hacım 3 litre Örnek 2:
1 metre derinlikte hacmi 6 litre olan bir balon, yüzeyde kaç litredir ?
(P2 x V2) / P1 = V1
P1 0 m derinlikteki basınç 1 barV1 0 m derinlikteki hacım 6.6 litreP2 1 m derinlikteki basınç 1 + 1 / 10 = 1.1 bar(1.1 x 6) /1 = 6.6V2 1 m derinlikteki hacım 6 litre Örnek 3:
Yüzeyde 6 litre olan bir balonun 1, 5, 10, ve 20 metre derinlikteki hacımlarını hesaplayınız P1 = 1 bar
V1 = 6 litre
(1 x 6) / Pd = Vd
Derinlik [m]151020 Pd [bar] = 1 + D / 101,11,52,03,0 Vd [litre]5,54.03.02.0
Bu örnek ile hacmın basınçla doğru orantılı olarak azaldığı gösterilmiştir.
Dalış elbiseleri, gözenekli neopren yapılarından ötürü basınç altında sıkışır ve hacım kaybederler. Aynı şekilde vücudumuzun hacmı da basınç altında kısmen azalır. Özgül ağırlık [kg/dm3], Suyun kaldırma gücü
Tarih öncesinden günümüze dek yaşayan
bu canlı, başını kabuğuna çekerek yoğunlaşır
ve dalar; ters hareketle yüzeye doğru yükselir.
[Denizaltının dalış ve yükseliş prensibi]
Kütle aynı kalır ve hacım azalırsa, özgül ağırlık artar.
Özgül ağırlığı artan bir cismin yüzerliliği azalır.
Daldıkça basınç artar, hacım azalır, dalıcının kütlesi değişmez ve yüzerlilik de bu nedenle azalır.
Suyun kaldırma gücü:
Su, cisimleri, aynı hacımdaki eşdeğer ağırlığı kadar kaldırır.
[Arşimed yasası]
Cisimler suda eşdeğer ağırlık farkı (cisim/su) kadar yüzer veya batarlar.
Cisim
Özgül ağırlık
Aynı hacımdaki tahta, sudan hafiftir ve yüzer.
Yağ sudan, tatlısu tuzlusudan, demir cıvadan hafiftir.
Tümü bir kabın içine yerleştirilecek olsaydı. Cıvanın üzerinde demir, demirin üstünde sırasıyla, tuzlusu, tatlısu, yağ ve tahta yüzeceklerdi.
Örnek: Demir ile Cıva kıyaslamasında (~8/14 = 0.58), demir kütlenin %42 si cıva üzerinde kalarak yüzecektir.
Farklı yoğunluktaki sıvılar birbirlerine karışmazlar.
Sınır bölgeye "Kristal Tabaka" denir.
Tahta0.800Yağ0.850Tatlı su1.000Tuzlu su1.030Demir7.860Cıva13.550
Vücudumuzdaki Boşluklar
Akciğerler, ortakulak ve sinüsler dalış sırasında etkilenen önemli vücut boşluklarıdır.
Akciğerler / Hava / Solunum
Akciğerler göğüs kafesi ile çevrelenmiş ve dış basınca karşı kısmen korunmuşlardır.
Akciğer içindeki havanın genleşmesi önemlidir. Bu nedenle dalış sporunun Altın Kurallarından biri "Asla nefes tutma! " dır.
Basınç nedeni ilen oluşan hasarlara "Barotravma" denir ve dalış sporundaki en ciddi riskdir. Bu bölümde öğreneceğiniz bilgi ve kurallara uyulması halinde riskler büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. Akciğerler karın kas ve zarının hareketleri ile dolup boşalabilirler. Kendi doku yapısı soluk almamız için yeterli değildir. Sönme doğrultusunda esnektirler. Ancak tam kapasitesinden daha fazla şişemezler bu bağlamda asla esnek değillerdir. Zorlanmaları halinde alveol'lerden başlayarak zarar görmeye başlarlar. "Dalış Hastalıkları" bölümünde bu konuya ayrıntıları ile değinilecektir.
Bir yetişkinin akciğerini, tam dolu olduğu zaman 6.0 litre olarak kabul edebiliriz. Bu hacım teknik terimi ile "Total Kapasite" olarak adlandırılır. Tüm soluğumuzu boşaltsak dahi, akciğerlerimizde yine de yaklaşık 1.5 litre hava kalacaktır. [Kalan kapasite = "Rezidüel Kapasite" ] Hiç bir güç harcamadan oturduğumuz yerde dakikada 10 - 12 defa 0.5 litre soluk alıp veririz. Bu kapasite de "Gel-git" anlamında "Tidal Kapasite" dir. Ortalama akciğer doluluğu 4.5 litre, soluk verme - boşaltma hacmı yaklaşık 2.0 litre, ciğerlerin tam doldurulması için alınan hava da yine yaklaşık 2.0 litredir. Soluk hareketlerinin tümü ise yaşamsal anlamında "Vital Kapasite" olarak tanımlanır. Bu verilere göre:
Total Kapasite = Rezidüel Kapasite + Vital Kapasite
Yukarıda "Fizik / Hacımlar" bölümünde işlemiş olduğumuz bir Örnek 2 yi tekrar hatırlayalım. Bir metre derinlikteki 6 litrelik bir balon yüzeye çıkartılınca 6.6 litre olacaktır. Oysa 6 litrelik bir akciğerin 6.01 litre bile olabilmesi mümkün değildir Güvenlik için tek çare Altın Kural'ı uygulamaktır. "Asla nefes tutma !". Karadaki yaşamımızı düşünürsek, doğal davranışlarımız arasında nefes tutup dolaşmak olmadığına göre ortada endişelenecek bir durum da yoktur. Bilinç üstü-altındaki endişelerden kurtulmanın ve doğal davranmanın tek yolu, bilinmesi gereken her şeyi, sonuç-neden ilişkisi içinde öğrenmekten geçmektedir.
Soluk alma işlemi, ağız-burun, geniz, soluk borusundan geçerek akciğerlerde gerçekleşir. Oksijen-Karbondioksit alışverişi Alveol denilen hava kesecilerinde gerçekleşir. Bronş (dal) lar dahil saydığımız tüm organlar solunum için geçiş yollarıdır ve bir diğer deyişle "ölü" hacımlardır. (Sağlıklı soluklanmayı bu aşamada konu dışı bırakmaktayız.)
Bundan sonraki hesaplamalarda havanın ana bileşenleri % 20 oranında Oksiyen ve % 80 oranında Azot olarak kabul edilecektir.
Önemli: Dalış tüpümüzün içinde karada doldurulmuş, sıkıştırılmış, filtre edilmiş, nemden arındırılmış hava vardır. Herhangi bir derinlikte soluduğumuz havanın yapısında bir değişiklik olamaz.
Ciğerlerimiz dolacaksa yine karadaki kadar dolacaktır. Yani soluduğumuz hacımda da bir fark yoktur.
Ancak soluduğumuz hava miktarı basınçla orantılı biçimde farklıdır. Örneğin 20 metre derinlikte, 3 bar basınçta solunan hava miktarı 3 kat daha fazladır. Bir başka ifade ile 6 litre solursak, ciğerlerimize yüzeyde 18 litre solumuş kadar hava dolacaktır. Yani havanın yoğunluğu basınç çarpanı kadar artmıştır. Bunun anlamı, düşünülenin tersine, sorun "su altında havasız kalmak değil", fazla havanın gerektiğinde uygun biçimde boşaltılmaması olabilir. Yükselirken olağan soluklanma biçimine özellikle dikkat etmek gerekir.
Kulak
Kulaklarımız basınca ve özellikle basınç farkına son derece duyarlıdırlar. Dış-, Orta-ve İç-kulak olmak üzere üç bölümden oluşur.
"Dış kulak" ve "Orta Kulak", "Kulak Zarı" ile ayrılmıştır. Başlıklı dalış elbisesi veya başlık dahi kullanılsa Dış- kulak içine su girebilir. Önemli olan dış ve orta kulak arasındaki basınç farkının dengelenmesidir. Bu farkın dengelenmesine "Kulak Eşitleme" denir.
Önemli:
Kulakların eşitlenememesi dalışa kesinlikle engeldir.
Dış-kulak yolunda koruyucu kulak salgısı vardır. Kulak temizliği adına kulak-çubuğu ve benzeri araçlarla bu salgının kısmen veya tamamen alınması, yer değişimine neden olmak sakıncalıdır. Dış kulak duvarından uzaklaşan salgı, ısı değişikliğine uğrar, sertleşir ve üzerine farklı birikimleri toplar. Su ile çözülmeye elverişlidir, kulak zarına sıvışır, dolgunluk duygusu ve geçici duyma azalmalarına neden olabilir.
Kulak eşitlemesi doğal şartlar altında yapılmalıdır.
Dış kulak yolu açık olmalı su girişini engelleyici veya başka bir amaçla herhangi bir şey (tıkaç vb) kullanılmamalıdır.Dalışa geçmeden önce genize burundan biraz su çekmek oldukça tatsız bir işlemdir. Ancak kaybedilebilecek bir dalış gününü kurtarabilir. Tuzlu su mukotik dokuyu salgılamaya özendireceğinden, öztaki borusu geniz ucu dahil tüm yüzeyler kayganlaşacaktır.
"Valsalva" [Eşitleme hareketinin adı] işlemi kolaylaşacaktır.Bu işlem dalış-maskesinin burunluğunun üzerinden burunu dışardan tutarak, hafifçe kulaklara basınç uygulayarak yapılır.
Eşitleme gereksinimi oluşmadan hafifçe kulak zarı dışa doğru itilmelidir. Dış ortamdaki yüksek basınç kulak zarını normal konumuna getirmeli ve bu işlem dalış sırasında kontrollü olarak sürdürülmelidir.
Kulak eşitlemesinde zorluk çekiliyorsa "Sabancı sendromu" [Alt çenenin dışa doğru itilmesi] öztaki geniz ağzının açılmasını sağlar ve eşitlemeyi kolaylaştırır.
Önemli :
Valsalva işleminde kulaklarınıza asla güçlü basınç uygulamayınız. ! Eşitlemeyi gerçekleştiremiyorsanız, yükselerek basıncı azaltın ve tekrar deneyin. Sonuç alınamaması halinde dalışı terk edin!
Sinüsler
Sinüsler kafatası içinde yanda görüldüğü biçimde yer alırlar. Sinüs içindeki havanın, genleşme sonucu sinüslerden çıkamaması sinüs sıkışmasına neden olur ve ciddi bir "Barotravma" örneğidir.Sinüs eşitlemesi, Kulak eşitlemesi ile birlikte gerçekleşebilir.
Eşitlenemeyen sinüsler ağrı verir ve bu durumun giderilememesi dalışa engeldir. Nezle ve gripal enfeksiyonlarda sinüs eşitlemesi yapılamaz ve bu gibi hallerde dalınmamalıdır. Dalabilmek için, üst solunum yollarını açan ilaç kullanılması kesinlikle sakıncalıdır. İniş sırasında sorun çıkmaması yeterli değildir. Yoğun hava ile dolan boşluklar çıkış sırasında genleşeceğinden, çıkış sırasında sorunlar yaşanabilir. Ancak yüzeye çıkmak zorunlu olduğundan, inişte karşılaşılan sorunlardan daha önemlidir. İlaç etkisinin hangi aşamada azalacağı veya kalmayacağı bilinemez. Yükselme ve alçalma sırasında kontrollu olmak, büyük farklar yaşamamak önemlidir.
Dalış'ın bir diğer altın kuralı da: "Asla yalnız dalma!" dır. Kontrol kavramı sadece dalanın kendisi için değil, aynı zamanda dalış-eşi için de geçerlidir!