İskenderiye
Akdeniz'de liman kenti (Mısır). Helenistik çağın büyük kültür merkezlerinden biridir. Günümüzde 3.000.000'u (1986) aşan nüfusu, coğrafî konumu, tarihî ve turistik değeriyle Mısır'ın en büyük ve önemli kentleri arasındadır. Adını, kurucusu olan Makedonyalı Büyük İskender'den aldı (İ.Ö. 332). Helenistik krallıklardan Ptolemeoslar ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde gittikçe büyüdü, önemi arttı. İskenderiye Kitaplığı ve Müzesi ile İ.Ö. 280 tarihlerinde yapılıp sonra yıkılan İskenderiye Feneri, büyük yapıtlarındandır. Roma İmparatoru Sezar, 46 yılında Kraliçe Kleopatra zamanında İskenderiye'ye girdiyse de kenti ünlü kraliçeye bağışladı. Fakat 30'da Augustus, İskenderiye'yi alarak Roma'nın Mısır eyaleti başkenti yaptı. Augustus döneminden başlayarak İskenderiye, bütün Mısır'ın ve Roma İmparatorluğu ekonomisinin can damarı oldu. İmparatorluğun her yanından buraya akan nüfus ile de kozmopolit bir kente dönüştü. İbraniler ile ilk Hristiyanların da yoğun olarak bulunduğu bir kentti. Hristiyanlık döneminde İskenderiye Patrikhanesi ile İstanbul Patrikhanesi uzun süre üstünlük yarışına girişti. Kent, Arapların eline geçince (642-645) büyük yıkıma uğradı. Fakat Emevîler ve Abbasîler döneminde de kentin ticarî ve askerî önemi azalmadı. Bu öneminden ve konumundan ötürü kent sayısız el değiştirdi (Fatımiler, Sicilyalı Normanlar, Cenovalılar, Venedikliler vb.). Hindistan'a Ümit Burnu'ndan dolaşılarak gidilip gelinmeye başlanınca İskenderiye gerilemeye başladı. Osmanlıların eline geçtiğinde (1516) kent eski önemini ve görkemini yitirmişti. Kavalalı Mehmet Ali Paşa zamanından başlayarak yeniden kalkınmaya ve büyümeye başladı.
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi