Arama


NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
30 Ekim 2006       Mesaj #2
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
YÖNETİM KURULU
Yönetim Kurulu Üyeliğinin Kazanılması:
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu en az 3 üyeden oluşur. Ani kuruluşta ilk yönetim kurulu üyelerinin esas sözleşmeyi belirlemesi mecburidir. Tedrici kuruluşta ise atama mümkündür ancak zorunlu değildir. Ayrıca 275.md. gereğince konusu kamu hizmeti olan A.Ş. lerde kamu tüzel kişileri temsilcileri doğrudan doğruya kamu tüzel kişileri tarafından atanırlar. Bu durumlar dışında Yönetim Kurulu üyelerinin seçimi normal olarak Genel Kurula aittir. Ancak ölüm,temyiz kudretini kaybetme,istifa gibi bir nedenle üyeliğin açılması durumunda, 275. md. Hükmü saklı kalmak üzere, Yönetim Kurulunun yasal koşullara sahip bir kimseyi ilk toplanacak Genel Kurulun onayına sunma koşulu altında geçici olarak seçmek yetkisi vardır. Bu şekilde seçilen üye Genel Kurul toplantısına kadar görevini yapar. Yönetim Kurulu üyeleri en çok 3 yıl için seçilebilirler. Esas sözleşmede aksi öngörülmemişse tekrar seçilmeleri caizdir. Sonraki seçimler için yetkili organ adi Genel Kuruldur. Yönetim Kurulu üyesi olmak için Türk vatandaşlığı, Türkiye’de oturma veya belirli bir meslekten olma gibi şartlar kanun tarafından aranmış değildir. Fakat esas sözleşme yolu ile bu çeşit sınırlamalar konulabilir.

Davacının Şirket Yönetim Kurulu Üyesi Olması Nedeni İle 312.Madde Gereğince En Az Bir Pay Sahibi Olduğu Kabul Edilerek İlandan Ayrı Olarak Kendisine Çağrı Mektubu Gönderilmesi Gerekirken Yapılmaması Ve Davacının Toplantıya Katılmamış Olması Durumunda Muhalefet Şerhi Vermemiş Olmasına Rağmen Dava Açma Hakkı Bulunmaktadır. (11.H.D. 1988/4218-1989/1164 – 27.02.1989)

Yönetim Kurulu Üyeliği için Gerekli Koşullar:
- Ancak gerçek kişiler yönetim kurulu üyesi olabilir. Pay sahibi olan tüzel kişiler ise yönetim kurulu üyesi seçilemezler, ancak kendi temsilcilerini üye seçtirebilirler.
- Yönetim kurulu üyeleri ilke olarak pay sahipleri arasından seçilir. Pay sahibi sıfatı taşımayan şahsın yönetim kuruluna üye seçilmesi halinde, göreve başlayabilmek için pay sahibi niteliği kazanması, yani en az bir paya sahip olması aranmaktadır.. 275.md. gereğince, kamu tüzel kişilerinin yönetim kuruluna temsilci göndermeleri halinde, tüzel kişinin ve temsilcinin pay sahibi sıfatı taşıması zorunluluğu yoktur.
- Yönetim kurulu üyeliği için tam ehliyet gerekir. Bu nedenle mümeyyiz küçük ve mahcurlar Yönetim kurulu üyeliğine seçilemezler.
- Yönetim kurulu üyesi olacak kimsenin iflas etmemiş, ağır hapis gerektirici veya haysiyet kırıcı bir suçtan dolayı mahkum olmamış olması gerekir.
- Yönetim kuruluna üye seçilecek kimsenin memur ya da şirkette aynı zamanda denetçi olmaması gerekir.
- Ayrıca üyelerden her biri esas sermayenin en az yüzde birine eşit miktarda hisse senedini şirkete teminat olarak yatırmalıdır.Verilen hisse senetleri üyenin Genel Kurulca ibrasına kadar görevinden doğan sorumluluğa karşı rehin hükmünde olup başkasına devredilemez veya şirketten geri alınamaz. Yönetim kurulunun izni bulunmak şartıyla rehin hükmündeki hisse senetleri bir üçüncü kişi tarafından da yatırılabilir. (313.md.) Ancak kamu tüzel kişileri temsilcileri, yönetim kurulu üyesi sıfatıyla hisse senedi vermek yükümlülüğünden muaftırlar.

Yönetim Kurulu Üyeliğinin Kaybedilmesi:
- Yönetim kurulu üyesinin iflasına karar verilmesi, kısıtlanması,ağır hapis cezası ile veya sahtekarlık, emniyeti suistimal, hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından, mahkum olması ve üyelik için gerekli nitelikleri kaybetmesi durumunda üyelik sıfatı sona erer.
- Yönetim kurulu üyelerinin süreli olarak seçilmesi halinde sürenin dolmasıyla,
- Yönetim kurulu üyeliği istifa ile de sona erer. Ancak istifa hakkının, Yönetim kurulu üyesine düşen özen borcunun bir gerçeği olarak uygun zamanda kullanılması gerekir.
- Yönetim kurulu üyeleri esas sözleşmeyle tayin edilmiş olsalar dahi Genel kurul tarafından her zaman azlolunabilirler. Azlolunan yönetim kurulu üyesi bu nedenle tazminat talep edemez. Ancak 275. md. Hükmü saklıdır.

Ttk.'Nun 312 Ve 316. Maddeleri Hükümleri Uyarınca, Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçim Ve Görevden Alınması Yetkisi Yalnız Ortaklık Genel Kuruluna Aittir. (H.G.K. 306/700 13.06.1984)

Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre, Yöneticilerin Genel Kurul Kararı İle Azledilebilmesi İçin, Bu Konunun Genel Kurul Gündeminde Bulunması Zorunludur. Genel Kurulca Şirket Yöneticilerinin Her Zaman Azledebileceklerine İlişkin Ttk.'Nun 316. Maddesi Hükmü, Gündeme Bağlılık İlkesini Bertaraf Edemez. (11.H.D. 3578/4774 – 24.09.1985)


Tescil ve İlan:
Yönetim kurulu üyeliğinin kazanılması veya kaybedilmesi, ticaret siciline tescil ve ilan edilmek gerekir. Ancak tescil ve ilan kurucu anlam taşımayıp durumun iyi niyetli üçüncü kişiler nezninde hüküm ifade edebilmesi için önemlidir.

Yönetim Kurulu Üyelerinin Görev ve Yetkileri:
Yönetim:
Ortaklığın yönetimi yönetim kuruluna aittir. Genel anlamı ile yönetim kavramı kanunda diğer organlar için öngörülmüş görevler dışındaki olağan ve olağanüstü bütün işlemleri kapsar.

Temsil:
Yönetim kurulu şirketin kanuni temsilcisidir. Temsil yetkisinin kullanılabilmesi açısından yönetim kurulu üyelerinden ikisinin imzası (esas sözleşmede aksine hüküm bulunması hariç) yeterlidir. Buna “çift imza kuralı” denir. Ancak şirkete karşı ihtar, ihbarname tebligatın yönetim kurulu üyelerinden yalnız birine yapılması dahi şirketi bağlar. Temsil yetkisi yönetim kurulu üyesi olmayan murahhas müdürlere veriliyorsa, yönetim kurulu üyelerinden de en az birisinin temsil yetkisine sahip olması zorunludur.

Ortaklık sözleşmesinde hüküm varsa, yönetim kurulu yetkilerinin üyeler arasında bölünmesi mümkündür. Yönetim haklarının hukuken geçerli şekilde bölünmesi, bir sorumluluk bölünmesini de beraberinde getirir. Her üye ancak kendisine bırakılan işler nedeniyle sorumlu tutulabilir. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunda geçerli olan müteselsilen sorumluluk kuralı burada yürümez. Yönetim işlerinin murahhaslara bırakılabilmesi, sözleşmede bu konuda açık hüküm bulunmasına bağlıdır. Murahhaslar kendilerine bırakılan alandaki bütün yetkileri ve sorumluluğu devralmış olurlar. Bu safhalara giren işlemler nedeniyle kural olarak diğer yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu söz konusu olmaz. Ancak yönetim kurulu yönetim yetkilerinin tümünü murahhaslara bıraksa dahi münhasıran yetkisine giren ve devri kabil olmayan yetki ve görevleri muhafaza etmektedir. Yönetim kurulunun murahhaslar üzerinde genel bir gözetim yükümü de vardır.Yönetim kurulunun bu yükümü gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan sorumluluğu devam eder.

Anonim Şirket, Yönetim Kurulu Üyesinin, Yönetim Kurulu Tarafından Kendisine Verilen Temsil Yetkisini Kötüye Kullanarak Kendi Nam Ve Hesabına Haksız Biçimde El Koyduğu İşletmeyi Şirkete Devretmesi Gerekir. (11.H.D. 1988/8953-1989/7012 – 11.12.1989)


Tescilden Önce Şirket Namına İşlem Yapan Kimse Bu İşlemlerden Şahsen Sorumludur. Ancak Bunun İlerde Kurulacak Şirket Namına Yapıldığı Açıkça Bildirilmiş Ve Şirketin Ticaret Siciline Kaydından Sonra 3 Ay İçinde Bu Taahhütler Şirketçe Kabul Edilmişse Yanlız Şirket Sorumludur.(11.H.D. 2294/3475 – 06.12.1974)


Anonim Ortaklığı Borç Altına Sokan Sözleşmeler, Ancak Kanunun Ve Ana Sözleşmenin Öngördüğü Biçimde Temsil Yetkisine Sahip Olanlar Tarafından Yapılabilir. Temsil Yetkisine Sahip Olmayan Bir Müdürün Ortaklığı Borç Altına Sokabilmesi İçin, Ortaklığın Bu İşlemi Benimsemesi Gerekir. (11.H.D. 199/504 – 07.02.1983)

Şirket Defterlerinin Tutulması:
Yönetim kurulu tacirler tarafından tutulması gerekli yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri dışında anonim şirket tarafından tutulması gerekli diğer defterleri tutmak zorundadır. Bu defterler pay defteri, genel kurul tutanaklarının yazılmasına ait toplantı ve müzakere defteri, yönetim kurulu karar defteri, tahvil çıkarıldığı takdirde tahvil defteri ve işletmenin niteliğine göre tutulması gereken kasa defteri, mal defteri, sabit değer ve amortismanlar defteri, alacaklılar defteri ve borçlular defteri
- Bilanço ile kar ve zarar cetvelinin düzenlenmesi
- Yıllık raporun düzenlenmesi ve kar dağıtım önerilerinin hazırlanması
- Genel kurulun toplantıya çağrılması, gündemin hazırlanması, ilanı, toplantı sırasında ortakların ortak sıfatlarının tespiti görevleri yönetim kuruluna verilmiştir. Ancak denetçilerde ivedi durumlarda genel kurulu fevkalade toplantıya davete mecburdurlar.

Genel kurul kararlarının yürütülmesi:
- Maddeten sakat genel kurul kararlarının iptalinin istenilmesi,
- Sermayenin arttırılması veya azaltılması ile ilgili formalitelerin yerine getirilmesi,
- Tahviller ile ilgili görevlerin yerine getirilmesi :
Bu çerçevede izahnamenin düzenlenmesi yayınlanması ve ilanı, genel kurulun toplantıya çağrılması, genel kurulca verilecek kararın mahkemenin onayına sunulması, gerektiğinde tahvil senetleri genel kurulun toplantıya çağrılması ve bu toplantıdan önce dolaşımdaki tahvillerin bir listesinin görülebilecek bir yere asılması,
- Memur ve müstahdemlerin tayini ve azli konusundaki yetki esas sözleşmeyle genel kurula verilmemişse yönetim kuruluna aittir.
- Esas sözleşme veya genel kurul kararı ile tasfiye memuru ayrıca tayin edilmiş bulunmadıkça tasfiye işlerinin görülmesi yönetim kuruluna ait bir görevdir.
- Kanunun emrettiği durumlarda tescil ve ilanın yaptırılması da yönetim kuruluna düşer.

Malvarlığının azalması halinde görevleri :
Ortaklık malvarlığı esas sermayenin yarısı oranında azalmışsa, yönetim kurulu durumu derhal genel kurula bildirmek, ortaklığın aciz halinde bulunduğu şüphesi varsa hemen bir ara bilanço düzenlemek ve yine durumdan genel kurulu haberdar etmek zorundadır. Ortaklığın aktifleri borçlarına yetmiyorsa, yönetim kurulu mahkemeye başvurarak iflasını istemek zorundadır.

Ttk.'Nun 324. Maddesinin Düzenlenme Şeklinden Şirket Borç Açığının Şirket Aktifinin 1/5 Kadar Olmasından Çok Daha Fazla Tutarlar İçin Şirketin İflası Yoluna Gidileceği Anlaşılmaktadır. (11.H.D. 5319/5358 -29.08.1988)

Ttk.'Nun 324. Maddesinin, Aynı Kanunun 434. Maddesi Hükmüyle Birlikte Gözönünde Tutulması Halinde Anonim Şirketin Sermayesinin 2/3 Oranında Kaybetmesi Halinin Kendiliğinden Fesih Sebebi Sayılacağı Yargıtayın Kökleşmiş İçtihatlarındandır. (11.H.D. 4054-4223 – 28.10.1982)

Şirket Sermayesinin 2/3'nün Karşılıksız Kaldığının Anlaşılması Halinde Ortaklık Kendiliğinden Ve Otomatikman Feshedilmiş Sayılamaz. Ancak Genel Kurul Toplanmaz Ve Kaybedilen Sermaye Hakkında Bir Karar Alınmazsa Pay Sahibine Ortaklığın Feshedilmiş Olduğunun Saptanması Yolunda Dava Hakkı Tanınmalıdır. (11.H.D. 2820/2734 – 07.06.1982)

Yönetim kurulunu S.P.K.’dan doğan yetki ve görevleri :
Hisse senetlerini halka arz etmek üzere kurulan Anonim Ortaklıklar ile kurulmuş olup da sermaye artırmak suretiyle hisse sentlerini halka arz edecek olan Anonim Ortaklıklar SPK’dan izin almak şartı ile kayıtlı sermaye sistemini kabul edebilirler. Bu halde ortaklığın sermayesi çıkarılmış sermaye olur ve sözde tespit edilen kayıtlı sermaye miktarına kadar yeni hisse senetleri çıkarmak suretiyle yönetim kurulu tarafından TTK’nun esas sermayenin arttırılmasına ilişkin hükümlerine bağlı kalınmaksızın sermaye attırılabilir. Çıkarılan hisse senetleri tamamen satılarak bedelleri ödenmedikçe yeni hisse senetleri çıkarılamaz. Kayıtlı sermayeli ortakların başlangıç sermayesinin kurulca belirlenecek miktardan az olmaması ve ünvanlarının kullanıldığı belgelerde çıkarılmış sermaye miktarının gösterilmesi zorunludur. Yönetim kurulunun imtiyazlı veya itibari değerinin üzerinde hisse senedi çıkarılması, pay sahiplerinin yeni pay almak haklarının sınırlandırılması konularında ve imtiyazlı hisse senedi sahiplerinin haklarını kısıtlayıcı nitelikte karar alabilmesi için, esas sözleşme ile yetkili kılınması şarttır. Yönetim kurulunun bu maddedeki esaslar çerçevesinde aldığı kararlar aleyhine, Yönetim kurulu üyeleri, denetçiler veya hakları ihlal edilen pay sahipleri, kararın ikamından itibaren 30 gün içinde Anonim ortaklığın merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde iptal davası açabilir.(SPK. 12.md.)

Genel kurula ait olan tahvil çıkarma yetkisi bu tür ortaklıklarda esas sözleşmeye konulacak bu hükümle yönetim kuruluna bırakılabilir.(SPK. 13.md.)

Yönetim Kurulu Üyelerinin Hak ve Borçları:
Borçları:
- Özen Borcu: Yönetim kurulu üyeleri dikkatli ve basiretli bir yöneticinin aynı şartlar altında seçeceği hareket tarzına uygun surette dikkat ve özen göstermelidirler.
- Sadakat Borcu: Yönetim kurulu üyeleri bütün işlemlerde ortaklık menfaatini ön planda tutmakla yükümlüdürler.
- Sır Saklama Borcu: İster görevde iken, ister ayrıldıktan ve hatta azledildikten sonra olsun, işletmenin sırlarını saklama ve dosyalarını geri vermekle Yönetim Kurulu üyeleri yükümlüdür.

Sanık, Daha Önce Ortağı Ve Muhasebecisi Olduğu Şirketin Vergi Kaçırdığını Resmi Makamlara Duyurmuştur. Eylemin, Yasanın 363. Maddesinde Yaptırım Altına Alınan İş Sırrının Korunması İle İlgili Olmadığı Gözönüne Alınmadan Beraat Yerine Hükümlülük Kararı Verilmesi Doğru Değildir. (7.C.D. 1986/17826-1987/4019 080.04.1987)

- Teminat Verme: Yönetim kurulu üyeleri görevlerinden doğacak sorumluluğun teminatı olarak 500 TL. nominal değerde pay senedini ortaklığa vermekle yükümlüdür. Kural olarak pay senetlerinin teminat veren üyeye ait olması gerekmektedir. Ancak Yönetim kurulu teminatın bir üçüncü tarafından verilmesine de müsaade edebilir.(313.md)
. Yönetim kurulu üyeleri kendilerinin veya yakınlarının menfaatlerini ilgilendiren konuların yönetim kurulunda görüşülmesine katılamazlar.
. Rekabet Yasağı: Yönetim kurulu üyelerinden biri genel kurul iznini almaksızın şirketin konusuna giren ticari muamelelerle meşgul olan bir şirkete sorumluluğu sınırsız olan ortak olarak da giremez.

Bir Anonim Şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Ve Genel Müdürü Olan Şahsın Genel Kuruldan İzin Almadan Aynı Konuda Faaliyet Gösteren Bir Limited Şirket Kurup, Müdür Sıfatıyla Bu Şirketin İşlerini Yürütmesi Ttk'nun 335. Maddesine Aykırıdır. (11.H.D. 5620/6350 – 21.11.1985)

- Yönetim kurulu üyelerinden birinin genel kuruldan iznini almaksızın kendi veya başkası namına bizzat veya dolayısıyla şirketle şirket konusuna giren bir ticari muamele yapamaz. Aksi takdirde şirket yapılan muamelenin batıl olduğunu iddia edebilir. Aynı hak diğer taraf için mevcut değildir.(334.md.)
- Yönetim kurulu üyeleri ortaklığın yönetimini ve işlerin gidişini gözlemlemekle yükümlüdürler.

Hakları.
. Huzur Hakkı: Yönetim kurulu üyelerine hazır bulundukları toplantılar için esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde verilen ücrettir.

Anasözleşmede Huzur Hakkı Ödeneceğine Dair Bir Hüküm Bulunmaması, Genel Kurulun Bu Doğrultuda Verdiği Kararları Geçersiz Kılmayacağı Gibi Böyle Bir Karara Dayanarak Yöneticilere Ödenen Meblağlar Geri İstenemez. Ancak Genel Kurulda Bu Konuda Bir Karar Alınmayıp Yönetim Kurulu Üyelerinin Kendi Aralarında Anlaşmaya Varmaları Şartına Bağlanması Durumu Hariçtir. (11.H.D. 1988/5438-1989/2851 – 15.05.1989)

. Ücret: Esas sözleşme veya genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyelerine belirli dönemler için bir ücretin verilmesi kararlaştırılabilir.
. Kazanç Payları:
Yönetim kurulu üyelerinin kazanç payına hak kazanabilmeleri için;
- Esas sözleşmede, kazanç payı dağıtımına izin vermelidir.
- Safi kar üzerinden kanuni yedek akçe ayrılmalı ve pay sahiplerine %4 oranında veya esas sözleşme ile belirli daha yüksek bir oranda kar payı fiilen dağıtılmış olmalıdır.
- Genel kurulun takdiri üzerin, bazı başarılı hizmetler için yönetim kurulu üyelerine ikramiye verilmesi mümkündür.
- Her üye yönetim kurulunun toplantıya çağrılmasını yönetim kurulu başkanından yazılı olarak istemek, bu toplantıda fikirlerini söylemek ve oyunu kullanmak hakkına sahiptir.
- Yönetim kurulu toplantılarında üyelerin şirketi temsile ve şirket işlerini görmeye memur kimselerden işlerin gidişi veya belirli bazı işler hakkında açıklamalar istemek hakkına sahiptir.

Anonim Şirketlerin Yönetim Kurulu Üyeleri, Üç Yıllık Görev Sürelerini Tamamlasalar Dahi, Yeni Yönetim Seçilene Kadar Görevlerine Devam Ederler. (12.H.D. 691/1434 – 12.02.1998)

Yönetim Kurulu Kararları:
Esas sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça yönetim kurulunun bir karar verebilmesi için üyelerinin en az yarısından bir fazlasının toplantıda hazır bulunması şarttır. Kararlar, mevcut üyelerin çoğunluğu ile verilir. Bir üyenin başka bir üye adına vekaleten oy kullanması caiz değildir. Oylar eşit olduğu takdirde keyfiyet gelecek toplantıya bırakılır. Bu toplantıda dahi oylarda eşitlik olursa öneri reddedilmiş sayılır. Yönetim kurulu kararları, üyelerden biri görüşme isteğinde bulunmadıkça bir üyenin belirli bir hususa dair yaptığı öneriye diğerlerinin yazılı onayları alınmak suretiyle toplantısız da verilebilir. Ancak kararların geçerliliği, yazılıp imza edilmiş olmasına bağlıdır.(330.md.) Yönetim kurulu kararları kural olarak şirketi doğrudan bağlayıcı nitelikte değildir. İfa ve icrası gereken işlemler için esas teşkil eder.

Anonim Ortakların Yönetim Kurulu Kararlarına Karşı Kural Olarak İptal Davası Açılamaz. Ancak, Bazı Durumlar Ve Özellikle Pay Sahiplerinin Kişisel Haklarını İhlal Eden Yönetim Kurulu Kararları Hakkında İptal Davası Açılabilir.Yasalara Aykırı Batıl Olan Bir Yönetim Kurulu Kararı İçin Genel Kurula Başvurulmadan Dava Açılır. (11.H.D. 1988/3414-1989/260 – 26.01.1989)

Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu:
Şirketin temsil yetkisine sahip yönetim kurulu üyelerinin şirketin maksat ve konusu çerçevesinde şirket adına yaptıkları bütün söz ve işlemler şirketi bağlar ve sorumlu kılar. Sözü geçen sorumluluk, görevlerini yerine getirdikleri sırada işledikleri haksız fiillerden doğan tazmin borcunu da kapsar. Bununla beraber şirketin ve tüzel kişinin rücu hakkı saklıdır. Yönetim kurulu üyeleri, yönetim kuruluna kurul olarak verilmiş olan görevlerin ihlali nedeniyle müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Davacı, sorumlu yöneticilerin kusur derecesine bakılmaksızın tazminatın tamamını birinden veya hepsinden isteyebilir.

Yönetim Kurulu Üyelerinden Bazılarının İşlemleriyle Şirketi Zarara Uğratması Halinde Bu İşlemlere Nezaret Etme Durumunda Olan Diğer Yönetim Kurulu Üyeleri De Müteselsilen Sorumludurlar. (11.H.D. 5009/7236 – 07.10.1994)


Şirketin Zarara Sokulması Nedeni İle Açılacak Davalar 5 Yıllık Zamanaşımına Tabidirler. (11.H.D. 1988/5218-1989/2885 – 15.05.1989)


Yöneticiye Karşı Pay Sahibinin Tazminat Davası Açmak Hakkı Varsa Da, Bu Davanın Açılabilmesi, Dava Tarihinde Pay Sahibi Olmak Koşuluna Bağlıdır. (11.H.D. 1988/4114-1989/1057 – 23.02.1989)


Sorumluluk Davasının Şirket Adına Değil, Şirket Ortağı Sıfatına Açılmış Olması Ve Davalının Da Bir Yönetim Kurulu Üyesi Olmaması Durumunda Ttk.'Nun 340. Maddesi Yollaması Nedeniyle Davacının Bir Dava Hakkı Yoktur. (11.H.D. 6705/6027 – 21.10.1988)


Şirketle Muamele Yasağını İhlal Eden Yönetim Kurulu Üyeleri Aleyhine, Sorumluluk Davası Açılabilmesi İçin Şirket Genel Kurulunca Bu Yolda Karar Alınması Ve Davanın Denetçiler Tarafından Açılması Gerekir. Bu Bir Dava Şartıdır. (11.Hd. 1990/3980-1991/6455 – 03.12.1991)


Müteselsil sorumluluk doğuran sebepler: (336.md.)
- Hisse senetleri bedellerine mahsuben pay sahipleri tarafından yapılan ödemelerin doğru olmaması
- Dağıtılan ve ödenen kar paylarının gerçek olmaması
- Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması ve intizamsız tutulması
- Genel kuruldan çıkan kararların sebepsiz olarak yerine getirilmemesi
- Kanunun veya sözleşmenin kendilerine yüklediği sair görevlerin kasten veya ihmal ile yerine getirilmemesi

Müteselsil sorumluluğu gerektiren muamelelerde bir kusuru olmadığını ispat eden üye sorumlu olmaz; özellikle bu muamelelere olumsuz oy vermiş olup, bunu tutanağa geçirmekle beraber denetçilere hemen yazılı olarak bildiren ya da meşru mazereti nedeniyle toplantıya katılmamış olan üye de sorumlu değildir.

Sorumluluk davasında Ortaklığın Dava Hakkı:
Genel kurul, yönetim kurulu üyelerine karşı şirketçe uğranılan zararların tazmini için dava açılmasına karar verirse veya dava açılmamasına karar verip de esas sermayenin en az 1/10 unu temsil eden pay sahipleri buna rağmen dava açılması isteğinde bulunursa şirket, karar veya azınlık tarafından ileri sürülmüş istek tarihinden itibaren 1 ay içinde dava açmaya mecburdur. Ancak bu sürede geçse de dava hakkı düşmez. Sürenin geçmesi ancak görevlilerin sorumluluğunu gerektirir. Şirket namına dava açmak, denetçilere aittir. Ancak azınlığın isteğiyle dava açılması halinde azınlık, denetçiler dışında bir vekil tayin edebilir. Dava açılması talebinde bulunan azınlık, ortaklığın bu nedenle göreceği muhtemel zararlara karşı teminat olmak üzere paylarını bir bankaya yatırmak zorundadırlar. Davanın reddi halinde azınlık ortaklığa karşı tazminatla yükümlüdür.(341.md.) Ortaklığın dava hakkı, iflas halinde iflas idaresince, iflastan başka tasfiye hallerinde ise tasfiye memurlarınca kullanılır.

Ortakların ve Alacaklıların Dava Hakkı:
Ortakların ve alacaklıların yönetim kuruluna karşı 2 türlü dava açma hakkı vardır.
a.) Dolayısıyla zararlara dayanan dava: dava konusu, ortaklığın uğradığı zararın tümüdür. Ancak hüküm olunan tazminatın şirkete verilmesi esastır.
b.) Doğrudan doğruya zararlara dayanan davalar: Doğrudan doğruya zarar yönetim kurulu üyelerinin fiilleri sonucunda ortakların veya alacaklıların, ortaklığın zararından bağımsız olarak gördükleri zararlardır. Bu fiillerin ayrıca ortaklığı da zarara sokmuş olup olmadığı önem taşımaz. Doğrudan doğruya uğranılan zararlar nedeniyle açılan davalarda ortaklar ve alacaklılar, tazminatın kendilerine verilmesini isteyebilirler.

Sorumluluğun sona ermesi:
Zamanaşımı (309.md.) Sorumlu olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve ayrıca sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran eylemin meydana geldiği tarihten itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımı uğrar. Ancak bu eylem ceza gerektirip CK.’na göre süresi daha uzun bir zamanaşımına tabi bulunuyorsa tazminat davası içinde o zamanaşımı uygulanır. Rekabet yasağını ihlalden doğan davalarda zamanaşımı yasağa aykırı işlemin yapıldığı veya üyenin aynı neviden ticari işlemlerde bulunan bir şirkete sınırsız ortak olarak girdiğinin diğer yönetim kurulu üyelerince öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve herhalde vukuundan itibaren 1 yıldır md.309 ve 335’in kapsamı dışında kalan durumlar BK.126.md. uygulanır. Buna göre şirket müdürleri,temsilciler....ile şirket veya ortaklar arasındaki davalar 5 yıllık zamanaşımına tabidir.

Ortaklar Ve Alacaklılar, Ttk.'Nun 309 Ve 336. Maddeleri Uyarınca, Tazminat Doğrudan Kendilerine Verilmek Üzere Yönetim Kurulu Üyelerine Karşı Sorumluluk Davası Açabilirler. (11.H.D. 1993/4314-1994/4368 – 17.05.1994)

İbra:
Yetkili organın (Genel Kurul), sorumlu organın üyelerine karşı karar şeklindeki bir irade açıklamasıdır. Genel kurul bu kararı ile yönetim kurulu üyelerinin söz konusu dönemdeki işlemlerini hukuka ve ortaklık açısından işin gereğine uygun olduğunu beyan etmektedir. Genel kurul ibra kararıyla, yönetim kurulu üyelerini ilgili dönemdeki faaliyet sebepleri ile sorumlu tutmayacağını açıklamaktadır. İbra konusunda karar vermek yetkisi Genel Kurula aittir. İbra oylamalarında, yönetim kurulu üyeleri ile yakınları ve şirket işlerinin görülmesine herhangi bir şekilde katılmış olanlar oy hakkından yoksundur. İbra varsayımının ortaya çıktığı hallerde ortaklığın dava açma hakkı ortadan kalkar. TTK.’da ibra kararının ortakların dava haklarına etkisini düzenleyen bir hüküm yoktur.

Yazının Devamı Vardır