Bildiğiniz gibi kemalist rejim, bayrağı haç olan Isviçre’nin Medeni Kanunu’nu Müslümanlara dayatmıştır. Işte Kadir Mısıroğlu, kemalist rejim tarafından Müslümanlara dayatılan 1926 tarihli Medeni Kanun’un müzakeresiz cumburlob Meclis’ten geçirildiğini iddia ediyor.
Buna delil olarak ise Resmi Gazete’de yayınlanmış Kanun’un 92’nci maddesinde yer alan bir ifadenin, kitaplaştırılmış Medeni Kanun’da yer almamasını gösteriyor. Olay özetle şöyle gelişiyor; Kemalist rejimin lider kadrosu, Islami kanunları bir an evvel atabilmek için, Isviçre Medeni Kanunu’nu Fransızca bilen Milletvekillerine forma forma dağıtıp alelacele tercüme ettiriyor. Vekiller de verilen formaları kendi üslub ve anlayışlarına göre tercüme ediyorlar. Ardından kanun müzakere edilmeden Meclis’ten geçirilip Resmi Gazete’de yayınlanıyor. Yani kanun yürürlüğe giriyor… Artık değişmesi hukuken mümkün değildir. Değişmesi için tekrar meclise gelmesi gerekir. Lakin kemalistin biri kanunda dini bir hüküm olduğunu farkediyor, bunun üzerine kanun tekrar meclise getirilmeden sözkonusu dini hüküm -resmi gazetede yayınlandığı halde- çıkarılıp o şekilde kitaplaştırılıyor. Eğer mecliste müzakere edilmiş olsaydı, ki madde madde müzakere edilmesi gerekirdi, vekillerden biri bu dini hükmü farkedecek ve Resmi Gazete’de yayınlanmayacaktı.
Peki Resmi Gazete’de yayınlanıp daha sonra kitaba alınmayan o dini hüküm neydi?
Karşılaştırmak için evvela Resmi Gazete’de yayınlanan Medeni Kanun’un ilgili bölümünü dikkatlerinize arz ediyoruz:
Madde: 92 – Aşağıdaki kimseler arasında evlenmek memnudur (yasaktır) :
1. Nesep, sahih olsun, olmasın usul ve füruğ arasında, ana, baba bir veya baba bir yahut ana bir kardeşler arasında,
Bir kimse ile amca, dayı, hala ve teyzesi arasında,
Süt ana ve kardeşler arasında.
2. Sıhriyet hısımlığını tevlit etmiş olan evlenme feshedilmiş veya vefat yahut boşan ile zail olmuş ise bile karı ile kocanın usul ve füruğu ve koca ile karının usul ve füruu arasında,
3. Evlâtlık ile evlâtlık edinen ve bunlardan biriyle diğerinin koca veya karısı arasında.[1]
[1] no’lu dipnotla ilgili… Resmi Gazete’de yayınlanan Medeni Kanun’da, “Süt ana ve kardeşler arasında” (evlenmek yasaktır) ifadesi geçiyor…
***
Şimdi de -Meclis tutanaklarından- Türk Medeni Kanunu kitabına bakalım:
Madde: 92 – Aşağıdaki kimseler arasında evlenmek memnudur (yasaktır) :
1. Nesep, sahih olsun, olmasın usul ve füruğ arasında, ana, baba bir veya baba bir yahut ana bir kardeşler arasında,
Bir kimse ile amca, dayı, hala ve teyzesi arasında. (Boş…)
2. Sıhriyet hısımlığını tevlit etmiş olan evlenme feshedilmiş veya vefat yahut boşan ile zail olmuş ise bile karı ile kocanın usul ve füruğu ve koca ile karının usul ve füruu arasında,
3. Evlâtlık ile evlâtlık edinen ve bunlardan biriyle diğerinin koca veya karısı arasında.[2]
[2] no’lu dipnotla ilgili… Medeni Kanun kitabında “Süt ana ve kardeşler arasında” ifadesi çıkarılmış…
***
Farkı gördünüz mü?
Müzakere edilmeden meclisten geçtiği için gözden kaçan, dolayısıyla Resmi Gazete’de yayınlanmış olan 92’nci maddenin birinci fıkrasında yer alan “Süt ana ve kardeşler arasında” ifadesi, kitapta yok!
Yani Müslümanların kitabı Kur’an’da, nikahı haram kılınan “süt ana ve kardeşler”, kemalist rejim tarafından helal kılınıyor.
Allahu Teala’nın haram kıldığı bir iş, kemalist rejim tarafından, üstelik hukuk ihlal edilerek helal kılınıyor.
M. Kemal’in meclisi işte böyle hukuksuz, yönetimi ise böyle diktatörce idi. M. Kemal burada açıkça hem Islam Hukukuna, hem de evrensel hukuk kaidelerine aykırı hareket etmiştir. Nitekim, “Hedefimize varmak için kanunlarımız müsait değilse o kanunları değiştiririz, yeni kanun yaparız. En nihayet lüzum ve mecburiyet görürsek bu yolda her şeyin üstüne çıkarak hedefimize yürümekte, asla tereddüt etmeyiz.”[3] diyen de kendisinden başkası değildi.
Peki bu dini hükmün kitaba girmesini kim engelledi? Kadir Mısıroğlu, “Isviçre-Türk Hukukuna Göre Iktisabi Müruru Zaman” kitabının yazarı Prof. Dr. Ismet Gülümser’in bir derste şunları anlattığını aktarıyor:
“Bu dini hükmü farkeden biri, M. Kemal’e giderek Medeni Kanun’a süt kardeşliğiyle ilgili dini bir hüküm sokuşturulduğunu haber veriyor, M. Kemal’in cevabı ise net: “Ben süt kardeşliği, peynir kardeşliği tanımam; Çıkarın!”
Zaten onun zamanında ondan başka kimse böyle bir hukuksuzluğa cüret edemezdi.
Kur’an’da nikahı haram kılınan “süt ana ve kardeşler”le ilgili ayet (Elmalılı Meali) :
Nisa Suresi
23 – “Size şunları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır. Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmiştir. Şüphesiz ki Allah gafur (çok bağışlayıcı) ve çok merhamet edicidir.”
Ey Müslümanım ama Atatürkçüyüm diyenler! Allah’ın Kanunu mu, yoksa M. Kemal’in Kanunu mu?
Karar sizin!
**********
KAYNAKLAR:
[1] 04.04.1926 Tarih ve 339 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi, sayfa 12.
[2] TBMM Zabıt Ceridesi, Içtima 57, cild 22, 17.02.1926, sayfa 237’den sonra Türk Kanunu Medenisi kitabı tutanağa geçirilmiş. Kitap sayfa no: 10.
[3] (1931) Ayın Tarihi, cild 25, sayı 82, 83.