UÇURUM a.
1. Dik inen, derin ve sarp yamaç: Uçurumdan yuvarlanmak.
2. Şeyler, kişiler arasındaki büyük aynm, derin uyuşmazlık: Bu iki görüş arasında bir uçurum var. Aramızdaki uçurum gün geçtikçe büyüyor.
3. Bir yıkımın, bir felaketin dipsiz izlenimi veren en uç noktası: Kumar ve içki onu uçuruma sürükledi. Uçuruma doğru gitmek. Uçurumun kenanndan dönmek.
Kaynak: Büyük Larousse