SAHİL a. (ar safıl). Deniz, göl, ırmak kıyısı: Ege sahilleri.

—Esk. Sahil-hane - SAHİLHANE. |j Sahil -reşide, kıyıya ulaşmış: "Hep nefha-ilatifei aşkındır eyleyen i Sahii-reside, mevc-i perişan şirimi" (Tevfik Fikret). || Sahil-seray -SAHİLSARAY.

—Ask. denize. Sahil muhafaza filosu -SAHİL GÜVENLİK GEMİSİ.

—Denize. Sahil feneri, gemilerin güvenle seyredebilmeleri için, kıyıların gerekli görülen noktalarına, liman ağızlarına, ticaret yolları üzerindeki adalara, tehlikeli kayalık ve sığlıklara yerleştirilen ve havanın kararmasıyla birlikte yanan fener. || Sahil işareti, denizden kolayca görülebilen mevkilere yerleştirilen ve sahil seyri yapan gemilerin kerteriz olmasını ve kıyıyı tanımasını sağlayan işaret. || Sahil seyri, geminin seyir güvenliğini bozmadan, sahil boyunca yer alan fener, şamandıra vb. seyir yardımcılarını izleyerek, gemiyi bir yerden bir yere götürme.

—Huk. Sahil şeridi, kıyı kenar çizgisinden başlayarak kara yönünde, duruma göre on, otuz ya da yüz metre genişlikteki alan.(Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Huk. Sahil şeridi, uygulama imar planı bulunan alanlarda en az on metre, uygulama imar planı bulunmayan belediyelerle belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışındaki köy ve mezraların yerleşik alanlarında en az otuz metre, Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında planı bulunmayan alanlarda uygulanacak İmar yönetmeliği’nin 6. bölümüne göre yapı yapılabilecek alanlarda ise, en az yüz metredir. Kıyıda doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan araziler üzerinde yapılabilecek yapılarla, toplumun yararlanmasına açık olmak koşuluyla turizm, dinlenme ve sportif amaçlı yapı ve tesisler, sahil şeridinde yer alabilir.