SANCI a. (esk. türkç sançmaktan).
1. iç- organlarda batar ya da saplanır gibi duyulan ve nöbet nöbet azalıp çoğalan ağrı: Böbrek sancısı.
2. Bir toplumda, bir toplulukta değişen durumlardan, koşullardan kaynaklanan, sıkıntı, tedirginlik, acı: Türk toplumu yıllardır doğudan batıya geçişin sancılarını yaşıyor
3. Sancısı tutmak, şiddetli bir biçimde birdenbire ağrı gelmek: Sancın tuttuğunda bu ilacı kullanırsın.
—Kad. doğ. Doğum sancısı, doğum sırasında dölyatağı kasılmalarının ağrılı olarak algılanması. (Kasılmaların bu öznel görünümünün önemli psikosomatik bir bileşimi vardır; psikoprofilaksi yöntemiyle doğuma hazırlama, ağrıları tümüyle yok edemese de [ağrısız doğum] katlanılabilir hale getirebilir.) || Dölyatağı sancısı, doğumdan sonra dölyatağında duyulan kasılma ağrıları. (Özellikle çok doğum yapmış kadınlarda görülür. Birkaç gün sürer ve emzirme sırasında şiddetlenir.)
Kaynak: Büyük Larousse