Çavlan nedir, Çavlanların özellikleri hakkında bilgi

Çavlan, şelale olarak da bilinir, akarsu yatağının, suların dike yakın bir şekilde aniden düştüğü kesimine verilen isimdir. Çavlanlar, akarsu akıntıları içindeki en büyük kesintileri oluşturur. Akarsular çoğunlukla akışları sırasında, aşındırma ve biriktirme yoluyla doğal yapıyı değiştirir ve araziyi yavaş yavaş düzleştirir. Zamanla akarsuların profili (eğim gradyanı) yumuşak bir eğri biçimi alır; bu eğri, akarsuyun kaynağına doğru daha dik, ağız bölümüne doğru ise daha yumuşak eğimlidir. Bu eğriyi kesintiye uğratan çavlanlar, aynı zamanda aşınmanın gelişme düzeyini gösteren ölçütleri oluştururlar. Çavlanlar kimi zaman çağlayan olarak da adlandırılır; ama çağlayanlar esas olarak, düşen su miktarının ve düşme eğiminin daha az olduğu çavlan türleridir. Daha az eğimli olmalarına karşılık, yatak gradyanında görülen bölgesel eğim artışından ötürü suları burgaçlı ve beyaz renkte düşen akarsu dökülmelerine ise ivinti denir.
Çavlanların en önemli özelliklerinden birisi çok büyük aşındırma gücüne sahip olmalarıdır. Aşınmanın hızı, suyun düşme yüksekliğine, düşen suyun hacmine, aşağıya taşıdığı kayaçların yapısına ve öteki etmenlere bağlıdır. Çoğu durumda çavlanların düşme hattı aşınarak, akarsu kaynağına doğru geriye kayar. Kimi zaman da aşındırmanın yönü aşağıya yöneliktir ve böylece suların düştüğü ağız bölümü aşınarak daha yumuşak bir eğim kazanır. Her iki durumda da, çavların profili zaman içinde önemli değişikliklere uğrar. Kayaç döküntüleri taşımasalar bile çavlanların, döküldükleri taban bölümünü aşındırma enerjileri çok büyüktür. Bu kesimlerde çavlanlar geniş ve derin çukurlar oluşturur. Kimi durumlarda bu çukurların derinliği, düşme yüksekliği kadar olabilir.
Yüzey şekillerinin kalıcı olmaması çavlanların bir başka özelliğidir. Niyagara Çavlanı gibi çoğu çavlan, bundan 12 bin yıl önce, son büyük buz örtülerinin de orta enlemlerden çekildiği dönemde ortaya çıkmıştır. En eski çavlanlar ise, Afrika ve Güney Amerika’daki büyük platolara ve dikliklere yol açan yükselmelerin yer aldığı Tersiyer (Üçüncü) Dönemin (y. 65-2,5 milyon yıl önce) son dönemlerinde oluşmuştur. Tan- ganika Gölü yakınlarındaki Kalambo Çavlanı, Güney Afrika’daki Tugela Çavlanı, Etiyopya Platosu üzerinde, Mavi Nil Irmağının yukarı bölümündeki Tisisat Çavlanı ve Venezuela’daki Angel Çağlayanı, Pleyistosen Bölüm (y. 2,5 milyon-10 bin yıl önce) öncesinde oluşan çavlanlara örnektir.
Çavlanların yüksekliği ile döktükleri su miktarı arasında her zaman doğrudan bir bağıntı bulunmaz. 300 m’nin üstündeki çavlanların çoğunda, dökülen su miktarı görece azdır. Öyle ki, taban bölümünde su ancak bir çiğ gibi çevreye yayılır. Buna karşılık, Laos’un güneyinde yer alan Mekong Irmağmdaki Khone Çavlanı yalnızca 22 m yüksekliğindedir, ama burada dökülen su miktarı saniyede 11.330 m3‘tür. Yükseklik ve su hacmi ölçütleri birlikte alındığında, Victoria, Niyagara, Paulo Afonso ve Guairâ çavlanları, dünyanın en büyük çavlanları olarak kabul edilir.
Çavlanların yeryüzündeki dağılımı düzensizdir ve çoğu yerde bu tür oluşumlara hiç rastlanmaz. Çünkü yeryüzeyinin birçok bölümü çöllerle ve yarı kurak arazilerle kaplıdır ve buralarda iklim değişikliklerinin etkisiyle oluşan çağlayanlar ya da çavlanlar görülmez. Buzlarla örtülü kutup bölgeleri ile görece kırılmamış, alçak düzlükler ve platolar da çavlan oluşumu için elverişli değildir.
Çavlanlar temel olarak üç tür bölgede toplanmıştır. Bunlar, yüksek platoların kenar bölümleri ile buraları kesen büyük çatlak hatları, karaların iç bölümlerinde bulunan kristalin kayaçlar ile kıyı bölgelerinde yer alan gevşek tortul oluşuklar arasında uzanan çavlan hattı kuşakları ve özellikle ilk dönemlerdeki buzullaşmanın etkisi altında kalan yüksek dağlık bölgelerdir.
Çavlan Türleri
Çeşitli çavlan türleri, oluşum süreçlerine bakılarak üç temel grup altında toplanır. Bunlardan birincisi, akarsu profillerinin, kırılma, buzullaşma ya da başka süreçler sonucunda değişikliğe uğramasıyla oluşan çavlanlardır. Yerkabuğunun birçok bölümü, deniz dibi yayılması, kıta kayması ve genel dağoluşumu süreçleri nedeniyle hareket halindedir. Bu tür geniş çaplı hareketler, yüzeyin belirli derinliklerindeki yerkabuğu kayaçlarında gerinimlerin oluşmasına yol açar. Kayaçlar bu gerinimden kurtulmak için akarlar ya da kayarlar ve gelişmeler ani bir biçimde ortaya çıktığında depremler oluşur. Böylece Yer yüzeyinde tepeler ya da bir kuşak halinde tepe dizileri ve eğimli bölgeler ortaya çıkar. Aynı kuşakta ya da çizgide birbirini izleyen kırılmalar, oldukça kısa bir jeolojik zaman dilimi içinde yüzlerce metre yüksekliğe ulaşan kırık basamaklarına yol açar. Bu kırıklar, bölgede bulunan akaçlama sistemlerini kestiğinde de çavlanlar oluşur. Buzullaşma süreci de benzer bir sonuca yol açar. Daha önceleri buzullaşmaya uğramış dağ sıralarındaki buzyalaklarının (sirk) ağız bölümlerinde, buz birikiminin ve bu birikimin âna kayaç üzerindeki aşındırıcı etkisinin neden olduğu çavlanlara rastlanır. Ayrıca asılı vadilerin bulunduğu yörelerde de çavlanlar yaygındır. Bu tür vadiler çoğunlukla buzul buzların’ın ana vadiyi aşındırarak, vadi tabanının üst bölümlerinde asılı gibi duran birçok küçük vadinin oluşumuna yol açtığı durumlarda görülür. Akarsu profillerinde değişikliğe yol açan bir başka süreç de, kireçtaşlarının ve öteki karbonatlı kayaçların çözünerek, kuyuların, düdenlerin, mağaraların ve birbiriyle bağıntılı in dizilerinin oluşmasıdır. Bu tür bir karst yapısında çoğunlukla su bulunduğundan, bu sular akmaya ve çavlanlar ya da çağlayanlar oluşturmaya başlayabilir.
İkinci ana grup altında sınıflandırılan çavlan türleri, farklı aşınma süreci sonucunda oluşanlardır. Farklı kayaçların, akarsu aşındırmasına karşı dirençleri de farklıdır. Örneğin başkalaşım kayaçları, tortul kayaçlara oranla daha dirençlidir. Tortul kayaçlar da aşındırmaya karşı dirençleri açısından, çimentolarıma derecelerine ve içerdikleri kayaç yapılarına bağlı olarak değişik türlere ayrılır. Çavlanlar ya da çağlayanlar ise, bu değişik türden kayaçların üç temel jeolojik düzenlenişi durumunda oluşur.
Bunlar:
1) Daha dirençli kayaçların görece zayıf kayaçların üzerinde yer aldığı ve böylece koruyucu bir takke oluşturdukları yatay ya da hemen hemen yatay katmanlaşma,
2) dirençli ve zayıf yatakların birbirini izlediği eğimli katmanlaşma ve
3) sert kristalin kayaç dayklarının ya da damarlarının daha zayıf kayaçlarla yan yana konumlandığı, tortul kökenli olmayan kayaç düzenidir. Her üç durumda da, akış halindeki su zayıf kayaçları daha kolay ve hızlı aşındırır ve böylece daha dirençli kayaçlar yüksekte kalarak çavlan oluşumuna yol açarlar.
Üçüncü tür çavlanlar, yapılanma süreci sırasında oluşanlardır. Setlerin ve böylece de çavlanların .oluşumuna yol açan dört temel yapılanma süreci vardır. Bunlar:
1) Çözeltilerden kalsiyum karbonat çökelmesi,
2) lav akıntılarının ya da volkan küllerinin ve öteki piroklastik tortulların birikmesinin etkisiyle akaçlamanın bozulması,
3) buz setlerinin oluşması ve daha önceki buzulların çevrede bıraktıkları buzultaş yığınlarının birikmesi,
4) yer kayması ve çığ molozlarının birikmesidir.
Çavlan nedir, çavlan türleri hakkında bilgi ve özelliklerini aktardık.