KEPÇE Far. kefçe
MsXLabs.org & TDK, Türk Dil Kurumu
1. Sulu yiyecekleri karıştırmaya ve dağıtmaya yarayan, uzun saplı, yuvarlak ve derince kaşık:
- “Tahta kaşık ve kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı.” -N. Araz.
2. sf. Bu kaşığın alabildiği miktarda olan:
- Tabağına iki kepçe çorba koydu.
3. Erimiş madeni kalıba dökmek için kullanılan büyük kaşık.
4. Saplı bir çembere geçirilmiş olan, balık veya kelebek tutmada kullanılan ağ.
5. Tahıl, kömür, kum vb.nin yüklenip boşaltılmasında kullanılan, tek veya iki çeneden oluşmuş motorlu araç.
6. sf. Bu aracın alabildiği miktarda olan.
7. den. Gemilerde, ortasında dümenevi bulunan yuvarlak kıç çıkıntısı.
8. sp. Güreşte hasmın arkasından bacakları arasına el sokma oyunu.