yatmak
(nesne almayan fiil)
1 . Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak:
"Arka üstü yattım, kuşu seyretmeye başladım."- M. Ş. Esendal.
"Dört nal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak."- N. Hikmet.
2 . Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek.
3 . Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek.
4 . Hastalık sebebiyle yatakta kalmak:
"Gün geçmeden bronşiti, çarpıntısı tutar; yatak yorgan yatar."- S. M. Alus.
"Burada bir hastanede yatıyor."- F. R. Atay.
5 . Geceyi geçirmek üzere bir yerde kalmak:
"Tavuk pazarındaki handa yatmakta devam ediyor."- M. Ş. Esendal.
6 . Boş yere beklemek.
7 . İşlemez, çalışmaz durumda kalmak.
8 . Bir özellik kazanmak için bir şeyin içinde beklemek.
9 . Hapsedilmek.
10 . (ölü) Gömülmüş olmak:
"Mezarlık servilerinin altında ninelerim, teyzelerim yatarlardı."- Halikarnas Balıkçısı.
11 . Düz bir duruma gelmek, düzleşmek.
12 . mecaz Bulunmak, var olmak:
"Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür."- H. Taner.
13 . teklifsiz konuşmada Olumsuz veya başarısız bir sonuç almak.
14 . halk ağzında İşsiz kalmak, çalışmamak.
15 . (ile edatıyla kullanılan fiil) Cinsel ilişkide bulunmak.
16 . Bir düşünceyi veya bir öneriyi benimsemek, razı olmak.
17 . Heves etmek, eğilmek:
"Çalı süpürgelerinin kırmızı çiçeklerindeki bal kokusuna yatmışlardı."- S. F. Abasıyanık.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yatıp kalkıp
yatıp kalkmak