MERKÜR'ÜN YÜZEY ŞEKİLLERİ

Merkür yüzeyi ile ilgili tüm bilinenler, aslında tek bir uzay aracının; yani 1973 ve 1974'te üç ölçüm yapmış olan Mariner 10'un gönderdiği verilere dayanmaktadır. Böylece, sadece bir yarım küresini görüntüleyebilmiştir. Bugün bile Merkür yüzeyinin, ancak % 45'nin haritası çıkarılabilmiştir. Ancak geri kalan kısmının da bundan çok farklı olabileceği sanılmamaktadır.
Merkür yüzeyinin en dikkat çeken özelliği, tüm gezegen üzerine dağılmış olan irili ufaklı çarpma kraterleridir. İlk bakışta, Ay yüzeyine benzeyen bu görünümün, daha dikkatli bir incelemeyle birçok farklılıklar içerdiği anlaşılmaktadır.
Merkür yüzeyindeki oluşumlar ve büyük kraterlerin çoğu, Güneş Sistemi'inde büyük çarpışmaların sürdüğü 4,5 ile 3,8 milyar yıl öncesinde oluştuğu düşünülmektedir. Güneş Sistemi, 3,8 milyar yıl öncesinden günümüze kadar büyük çarpışmaların sıklığı azalmıştır.
Merkür üzerindeki en büyük çarpışma izi, 1300 km çapındaki Caloris Havzasıdır. Bu dev lav denizi, 100 km çapındaki bir gökcisminin çarpması ile gezegenin manto tabakasından yüzeye çıkan sıvılaşmış materyal ile oluşmuştur.
Ayrıca düzlükler üzerinde, yüzlerce kilometre uzunluğunda ve yüksekliği 2-3 km yi bulan kırıklar dikkati çeker. Bunlara, gezegenin soğuması sırasında, büzüşmesinin neden olduğu sanılmaktadır. Kırıkların, bazı kraterlerin içinden de geçmeleri, krater oluşum döneminden daha sonra meydana geldiklerini düşündürmektedir.
Gezegen yüzeyinin en dışta kalan birkaç metre kalınlığındaki kısmının, Ay yüzeyindekine benzer biçimde, çok küçük göktaşlarının milyarlarca yıldır süren bombardımanıyla oluşmuştur. Bu, ince toz haline gelmiş regolit tabakasıdır. Aynı Ay'da gözlendiği gibi az sayıdaki genç kraterin, ışınsal olarak kendilerini çevreleyen parlak beyaz çizgilerin ortasında yer aldığı görülmektedir. Bu çizgiler, çarpma sırasında, kirli regolitin üzerine sıçrayan taze materyal ile ilişkilidir. Erozyona neden olacak uygun bir atmosferi yoktur. Merkür yüzeyindeki kütle çekim kuvveti Ay'ın iki katıdır.
kaynak: Gezegenler Klavuzu