Arama

Güç Nedir? - Tek Mesaj #9

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Ağustos 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM

GÜÇ



—ANSİKL. Dilbil. Bir dilbilgisel, sınırlı bir kurallar bütününden yola çıkarak, sonsuz sayıda dilbilgisel cümleler bütününü üretebildiğinde zayıf bir üretici gücü vardır (ya da uygunluğu güçsüzdür denir). Ayrıca, böylelikle oluşturulmuş her cümleye, belirsizlikleri ve sözdizimsel bakımdan yakın sözceleri açıklamasını sağlayan yapısal bir gösterim getirebildiğinde yüksek bir üretici gücü vardır (ya da uygunluğu güçlüdür denir).

—Elektrotekn. Bir santral biriminin elektriksel gücü. Aşınyük gücü, kısa bir süre boyunca elde edilebilen sınır elektriksel güç, olası en büyük güç ise, birimde sürekli rejimde gerçekleştirilebilen en büyük elektriksel güçtür. Üretilen brüt güç, bir ya da birçok üretecin uçlarında tüketilebilen elektriksel güce denir. Üretilen net elektrik gücü, üretilen brüt güçle, yardımcı düzeneklerce soğurulan ve birimin transformatörlerinde yitirilen güç arasındaki farktır.

—Fels. Ancak dAlembert'in yapıtıyla bir sonuca ulaşan canlı güçler tartışması, Evren'de olduğu gibi korunan şeyin niteliği konusunda Descartes ile Leibniz arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanır. Descartes'a göre (Felsefenin ilkeleri), sözkonusu şey, hareketin niceliğidir (yani kitlenin hızla çarpımı); Leibniz’e göreyse; tersine, bu ancak canlı güç olabilir (kitlenin, hızın karesiyle çarpımı: mv2). Tartışma yalnız dinamik alanını değil, tümüyle metafizik alanını da ilgilendiriyordu: Leibniz, gücün, bedende bulunan tamamen gerçek bir şey olduğunu ve biçimle uzamın belirlenimlerine indirgenemeyeceğini ileri sürüyordu. Leibniz, bu bakımdan, Descartes'ın mekanikçi felsefesinin örtülü biçimde içerdiği dünya imgesinin güçsüzlüğünü ve sınırlılığını özellikle belirtir ve Descartes'in reddettiği tözsel biçim gibi skolastik kavramlara bir anlamda yeniden saygınlık kazandırmaya çalışır (hatta, Descartes’in, doğru bir güç anlayışı oluşturabilseydi, mutlaka kendisinin kotarmış olduğu metafizik öğretiye, önceden kurulmuş uyum öğretisine varacağını iddia edecek kadar ileriye gider): “güç, biçimle hareketin büyüklüğünden farklı bir şeydir. Bundan da anlaşılacağı gibi, bedende varlığı düşünülen her şey, bazı modern düşünürlerimizin sandıkları gibi, yalnızca uzam ve bunun değişiklikleri değildir. Bunun için, onların dışladıkları bazı varlık ya da biçimleri yeniden benimsememiz gerekir. Ve doğadaki bütün özel olaylar her ne kadar, bunlardan anlayanlarca matematik ya da mekanik olarak açıklanabilirse de, cisimsel doğanın ve mekaniğin genel ilkeleri yine de daha çok metafizik ve geometrik niteliktedir ve cisimsel kitleden ya da uzamdan çok, görünüşlerin nedenleri gibi, birtakım bölünmez biçimler ya da doğalarla ilgilidir” (Discours de metaphysique [Metafizik üzerine konuşma], 18).

Hegel, "güç”ten (Kraft) ne anladığını şöyle açıklar: "Bağımsızlıkları içinde alınan farklılıklar, dolaysızca kendi birliklerine; birlikleri, dolaysızca açılıp yayılmalarına; açılıp yayılmaları da, tekrar birliğe indirgenmelerine dönüşür. Güç denen, işte bu harekettir. Gücün momentlerinden biri [...], onun dışsallaşmasıdır; diğeri de [...] kendi içine itilmiş güç, ya da tam anlamıyla güçtür. Fakat kendi içine itilmiş güç, zorunlu olarak kendini dışa vurur ve bu dışsallaşmış güç, hem kendi kendinde güçtür, hem de bu kendi-kendinde -varlık taki dışsallaşmadı" (Phânomeno- log{e des Geistes, “Bilinç").

—Fels. ve Topbil.
• Emek gücü. Bu, marxçı düşüncenin temel kavramlarından biridir. Marx bunu şöyle açıklar: “Bir metaın kullanım değerinden, mübadele değeri elde edilmek için, paralı adamımızın, dolaşım (tedavül) alanında, yanı pazarda, kullanım değeri mübadele değerinin kaynağı olabilecek bir meta bulmak mutluluğuna ermesi gerekir. Öyle bir meta ki, onu tüketmek demek, iş gerçekleştirmek, dolayısıyla değer yaratmak olsun.
Gerçekten de, adamımız pazarda böyle özel niteliğe sahip bir meta bulur; bu metaın adı, iş kuvveti ya da emek gücüdür.
Emek gücü dendiğinde, insanın bedeninde, onun canlı kişiliğinde var olan ve yararlı şeyler üretmek üzere harekete geçirilmesi gereken fiziksel ve zihinsel yetilerin tümünü anlamak gerekir” (Kapital, 1,1,6). Marx, şunu ekler: "Şimdi emek gücünü daha yakından incelememiz gerekiyor. Bu metaın da, başka her meta gibi, bir değeri vardır. Nasıl belirlenir bu değer? Üretilmesi için gerekli emek süresiyle”

Toplumsal güçler. Engels, bu güçleri şöyle tanımlar: "Toplum içinde etkili güçler, tıpkı doğa güçleri gibi etkinlik gösterir: onları bilmediğimiz ve hesaba katmadığımız sürece, bu güçler kör, haşin ve yıkıcıdırlar. Ama onları bir kere bildik mi, etkinliklerini, yönelimlerini, sonuçlarını bir kere kavradık mı, artık onları gittikçe daha çok irademize bağımlı kılmak, onlar’ sayesinde amaçlarımıza ulaşmak elimizde demektir” (Anti-Dühring, 3,2).

Üretici güçler. Marx, Proudhon'un idealist anlayışının geçersizliğini gösterir: "Ezilen bir sınıfın varlığı, sınıf uzlaşmaz lıkları temeline dayanan her toplumun yaşamsal koşuludur. Bunun için, ezilen sınıfın kurtuluşu, zorunlu olarak yeni bir toplumun yaratılması anlamına gelir Ezilen sınıfın kurtulabilmesi için, daha önce elde edilmiş üretici kuvvetlerle halen var olan toplumsal ilişkilerin, varlıklarını daha fazla bir arada sürdüremez olmaları gerekir Bütün üretim araçları içinde, en büyük üretici kuvvet, devrimci sınıfın kendisidir. Devrimci öğelerin sınıf olarak örgütlenmesi, eski toplumun bağrından doğabilecek bütün üretici güçlerin varlığını şart koşar" (Felsefenin sefaleti). Marx, daha sonra da şunu belirtir: "insanlar, hayatlarının toplumsal üretimi sırasında belirli, zorunlu ve iradeleri dışında ilişkilere, üretim ilişkilerine girerler; bu ilişkiler, onların maddi üretim güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder (...) Gelişmelerinin belli bir aşamasında, toplumun maddi üretim güçleri mevcut üretim ilişkileriyle çelişkiye düşer” (Ekonomi politiğin eleştirlsipe katkı).

—Fişekç, Güç, ya patlayıcı havan -sarkacı, ya da Trauzl blokları yardımıyla saptanır. Bu ikinci deneyde, güç, karşılaştırma sistemi biçiminde alınan ve 100 olarak kotlanan pikrik asidin gücüyle ölçülür. Bu da pratik kullanım katsayısını verir. Bunun bazı değerleri şunlardır: dinamit lokumu A: 155; tetril; 114,5; tolit: 94; şedit n° 5 A: 87.

—Hidrol. iki tür güç vardır.
1. brüt güç: eğimin ve derinliğin, dolayısıyla da hız ve debinin, yoğunluğunun ve türbülansın bir fonksiyonudur. Henüz rakamlarla değerlendirilebilen bir kavram değildir;
2. net ya da gerçek güç, brüt güç bütünüyle ya da- kısmen suyun içerisindeki kştı malzemenin yük taşınmasında kullanıldıktan sonra aşındırma görevi yapacak olan artık güç. Belli bir brüt güç ve taşınan katı malzemenin her bir boyutu için taşınan malzemenin miktarı belli bir sınırı aşamaz. Bu' sınır taşınan taneler küçüldüğü oranda yükselir Taşınan katı malzeme miktarının üst sınırına erişilmişse, net güç sıfırdır; bu sınır aşılmışsa doldurma (yatağın dolma sı) olayı görülür. Bununla birlikte, kayalık bir akarsu yatağında katı malzeme miktarının başka bir alt sınır değerin altına düşmesi durumunda aşındırma gücü azalır; çünkü akarsu darbe ve parçalama malzemeleri bakımından yeterince yüklü değildir.
Debinin ve taşınan katı malzeme miktarının sık sık değişime uğraması kurulmuş olan dengeyi sürekli olarak bozar öyle ki aşındırma ve doldurma fazlan birbirini izler. Ancak faz değişimleri ani değildir ve oldukça uzun bir mesafe boyunca dağılmıştır.

—Isıl mot. ve Oto. Bir motor gücünün ayırtedici özelliklerini belirlemek için, bu güç farklı rejimlerde bir deney bankosunda ölçülür Motor gücü belirli bir silindir hacmi için silindir sayısına, rejim hızına, çalışma sıcaklığına, sıkıştırma oranına, dağıtım biçimine ve ayar düzenine, yakıt karışımına, ateşlemeye ve çevrime göre değişir.

—ida. huk. Meclis başkanlarının meclislerin güvenliğini sağlamak için sahip oldukları fiili müdahale hakları bir yana bırakılırsa, güvenlik gücü daima yürütme iktidarına tabidir Örgütlenmiş zor kullanma yetkisi yürütme organının tekelindedir; ne özel kişiler, ne mahkemeler ve ne de yasama organı güvenlik güçlerini harekete geçirme yetkisine sahip değildir.

—ikonogr. Eskiler Hercules’i fiziksel gücün temsilcisi sayarlardı. Gücü betimlerken çoğu kez Hercules’in özelliklerinden yararlanılırdı. Giotto gücü zırhlı ve aslan postundan miğfer takmış, küçük bir kalkanın arkasına gizlenmiş olarak çizmiştir. Daha sonraki tablolarda Güç, başının üstünde ya da sırtında bir örs taşır ve elinde tuttuğu, duvarı çatlak bir kuleden, bir ejderhayı zorla çıkarır. Bu ikonografiye, Miraflores'te Castillalı Juan ll'nin, Nantes’ da François II de Bretagne'ın mezarını (M. Colombe’un yapıtı), Saint-Denis'de Louis XII ve Henri ll’nin mezarlarını, Longuevılle düklerinin bugün Louvre’da bulunan mezarlarını (M. Anguier’nin yapıtı) süsleyen figürlerde de rastlanır. Güç, Botticelli tarafından da resmedildi (Uffizi müzesi); Rubens’in Marie de Medicis'in yaşamı (Louvre) adlı tablosunun taslaklarında da kullanılan bir tema oldu. Gücün betimlendiği öteki yapıtlar arasında Coyzevox'un (Versailles şatosu tırabzanı), Berruer’nin (Bordeaux Adalet sarayı), David d’Angers’nin (Marsilya Zafer takı) heykelleri sayılabilir.

—ikt. Paranın satın alma gücü. Fiyatların genel indeksi yükseliş yönünde değişme gösterirse, paranın satın alma gücü azalır. Bunun tersi de olabilir. Ama bu ancak fiyat indeksi "dengeli" ise, yani ele alınan sürelerde ödemelere konu olan bütün mal ve hizmetlerin tutarı göz önünde tutularak hesaplanmışsa doğrudur. (TARTİLAMA.) Oysa, kullanılan indeksler, ancak az sayıda malın fiyatını gösterir ve hepsi de dengeli değildir Bundan ötürü, paranın satın alma gücünün uğradığı değişiklikler konusunda ancak kusurlu bilgiler elde edilebilir.

Enflasyon, fiyatların genel düzeyini değişikliğe uğratarak paranın satın alma gücünde az ya da çok güçlü bir çöküntü oluşturur ve sabit gelir (ücretler, emekli maaşları, ödenekler, kiralar vb.) sahiplerini zor bir duruma sokar. Onun için, bu gibi gelir sahipleri, iş sözleşmelerine bir oynak merdiven maddesi koydurmaya ya da bu maddeyi yasa zoruyla kabul ettirmeye çalışırlar.

—Su ür. kül. Biyogenetik güç. Genellikle akarsular için kullanılan bu değerin ölçülmesi sırasında, besleyici fauna ve flora, akarsu kenarlarının dip yapısı, suyun fiziksel-kimyasal niteliği gibi olumlu etkenler ve barajların bulunması, çevre kirlenmesi vb. gibi olumsuz etkenler hesaba katılır. Biyogenetik güç, balık üretim kapasitesi en yüksek sular için 10, en düşük sular içinse 1’dir.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM