penisilin

Antibiyotikler içinde ilk keşfedilen Penisilinler
Antibiyotikler, antibakteriyel kemoterapötikler içinde önemli yer tutan ilaç grubudur.
1929 yılında penisilin Alexander Fleming tarafından tesadüfen keşfedilmiştir.

1940 yılında CHAIN VE FLOREY’in uzun süren denemelerinden sonra tedavi amacı ile Penisilin kullanılmaya başlanmıştır.

Florey ve arkadaşlarının kristalize penisilini saf olarak elde etmesi ile bakteriyel enfeksiyon hastalıklarla mücadelede kliniğe önemli bir olanak sunulmuştur.
- Bir çok bakteriyel enfeksiyon hastalığı kontrol altına alınmış,
- İnsanların ömür süresi uzamı,
- İlaç sanayinin büyük bir kısmı antibiyotik üretimine kaymış,
- Formülü çözümlenerek sentetik ve semisentetik penisilinler yapılmış,
- Daha geniş spektrumlu antibiyotikler elde edilmeye başlanmıştır.
- Günümüzde klinikte kullanılan çok sayıda antibiyotik, mantar veya bakteri gibi bir mikroorganizmanın fermentasyon ortamından kazanılarak tedaviye sunulmasından çok, biyosentetik ve sentetik yolla daha ekonomik ekilde üretilmekte ve tedaviye sunulmaktadır.
Doğal Penisilinler
- Penisilin grubu antibiyotiklerin ilk örneği olan penisilin G, Penicillium notatum
- kültüründen izole edilmiş ve benzilpenisilin olarak isimlendirilmiştir.
- 6-Amino-3,3-dimetil-7-okso-4-tiya-1-azabisiklo[3.2.0]heptan-2-karboksilik asid (6-APA)
- 6-Aminopenisilanik asid
Biyosentetik Penisilinler
1940-1954 Yılları arasında ilk elde edilen, klinik denemelerde ve tedavide kullanılan penisilinler, biyosentetik olarak elde edilen bileşiklerdir. Bu yıllarda penisilinin fenilasetik asit yan zincirindeki benzil grubu yerine çeşitli alkil ve aralkil grubu taşıyan birçok doğal penisilin hazırlanmıştır; bunlara “biyosentetik penisilinler” denir.
Semi-sentetik Penisilinler
(Yarı sentetik penisilinler)
Doğal penisilinlerin etki edemediği ya da doğal penisilinlere karşı direnç gösteren mikroorganizmalara karı kimyasal reaksiyonlarla yapıları değiştirilen penisilinlerdir.
kaynak: Biyolojik Sistemlerde Kimya