Ermenice
Hint-Avrupa dil ailesinin batı öbeğinin bağımsız bir kolu. Ermenistan’da, Türkiye ve başka ülkelerde yaşayan Erme- nilerin anadilidir. Ayrıca Bağımsız Devletler Topluluğu’nun Ermenistan dışındaki bölgelerinde de konuşulur. Ermeni göçmen ve mültecilerle birlikte bütün Anadolu’ya ve Ortadoğu’ya yayılan Ermenice, bu bölgelerden de Romanya, Polonya ve Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ve Amerika’ya geçmiştir.
Otuz sekiz harften oluşan Ermeni alfabesi, 5. yüzyılın başlarında piskopos Aziz Mesrop Maştotz (362 7-440) tarafından bulunmuştur. Bu alfabe dünyanın çeşitli yerlerindeki Ermeniler tarafından bugün de kullanılmaktadır. Ermeni kültürünün en gelişkin duruma geldiği 5. yüzyıldaki yazı dili olan Kırapar’ın Van Gölü çevresinde kullanılan Taravn lehçesine dayandığı kabul edilegelmiştir. 5-8. yüzyıllar arasında ortaya konan Ermenice yapıtların dilinde bir farklılaşma görülmez. Ama 9. yüzyıla gelindiğinde, yazı dilinde değişik lehçelerin etkileri belirmeye başlar. Kırapar’ın Orta Ermenice dönemine ait en tanınmış biçimi, 12. ve 13. yüzyıllarda Kilikya’da kullanılmıştır. Kırapar’m az çok bozulmuş biçimleri, 19. yüzyılın ortalarına değin edebiyat dili olarak varlığını sürdürmüştür.
Ermeni milliyetçiliğinin 1800’lerde canlanmasıyla, konuşma diline çok daha yakın olan yeni bir edebiyat dili gelişti. Bu yeni dil Doğu ve Batı Ermenice olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Günümüzde Ermenistan’ın resmî dili olan Doğu Ermenice, Erivan kentinde konuşulan lehçeye dayanır. Batı Erme- nicenin temeli ise İstanbul lehçesidir. Çağdaş Ermenicenin bu iki yazılı biçimi arasında, karşılıklı anlaşmayı engelleyecek kadar büyük bir farklılık yoktur. Bu iki yazı dilinin yanı sıra, Ermenicenin daha pek çok lehçesi vardır. Bunların bazıları arasında fark, konuşanların birbirini anlamasını engelleyecek kadar büyüktür.
19. yüzyılda Ermenicenin, Farsçanın bir lehçesi olduğu sanılmaktaydı. Ama daha sonraki araştırmalar bu dilin Hint-Avrupa dil ailesinin bağımsız bir kolu olduğunu ortaya çıkardı.
Ermenicedeki sesbilgisel gelişmeler, kökenini oluşturan Hint-Avrupa dilinin ses sisteminde köklü değişikliklere yol açmıştır. Özellikle kapantılıların düzeni farklılaşmışta. Merkez Ermenice lehçelerinde üç ayrı kapantılı dizisi ayırt edilebilir. Çevre Ermenice lehçelerinde ise, bunların sayısı ikiye inmiştir. Bütün Ermenice lehçelerinde iki tür “r” görülür; bunlardan biri iyice titretilerek, öteki daha az titretilerek söylenir. Eski Ermenicede de iki tür “1” ayırt edilebilir; bunlardan biri yansızdır, öteki ise artdamaksıllaşmıştır, yani dilin arka bölümünün ağzın gerisinde yumuşak damağa yaklaştırılmasıyla söylenir.
Gerek konuşulan lehçelerde, gerek her iki edebi dilde, bugüne değin korunmuş, oldukça karmaşık bir ad çekimi sistemi vardır. Eski Ermenicenin eylem sisteminde görülen belirgin bir değişiklik, yalın şimdiki zaman biçimlerinin yerini genel olarak daha dolaylı anlatımların almasıdır. Bunlar, zaman ya da başka özellikleri göstermek için çekilebilen tek bir sözcüğün yerini alan, yardımcı eylemleri de içeren sözcük öbekleridir. Lehçeler, bu dolaylı anlatım türlerine göre sınıflandırılır. Eski ve Çağdaş Ermenicede şimdiki zaman eyleminin belirttiği oluşun tamamlanıp tamamlanmadığını ya da süresini bildirmeyen geniş zaman ve dolaylı geçmiş zaman ayırt edilir. Eskiden var olan ve klasik Ermenicede korunan yalın zaman, günümüz Ermenicesinde ortadan kalkmıştır. Eski Ermenicede gelecek zaman, yalın zamanla belirtilirdi. Çağdaş Ermenicede, İngilizcedeki Ishall go (“gideceğim”) ve he will work (“çalışacak”) biçimlerinde olduğu gibi gelecek zaman için dolaylı anlatımlar kullanılır. Çağdaş Ermenicenin bir başka özelliği de, edilgen eylem biçimlerinin önem kazanması ve eylemlerin değişik olumsuz çekim biçimlerinin ortaya çıkmasıdır. Eski Ermenice birçok açıdan Eski Yunancaya yakındı. Çağdaş Ermenice ise türsel olarak Türkçeye çok daha yakındır. Bütünüyle Kırapar’a dayanan Ermenice yazı dili, komşu dillerden alınmış çok az sözcük içerir.
Sayılar
1 - Mek (Doğu Ermenice) - Meg (Batı Ermenice)
2 - Yerku (Doğu Ermenice) - Yergu (Batı Ermenice)
3 - Yerek (Doğu Ermenice) - Yerek (Batı Ermenice)
4 - Çors (Doğu Ermenice) - Çors (Batı Ermenice)
5 - Hin (Doğu Ermenice) - Hing (Batı Ermenice)
6 - Vets (Doğu Ermenice) - Vets (Batı Ermenice)
7 - Yotı (Doğu Ermenice) - Yotı (Batı Ermenice)
8 - Utı (Doğu Ermenice) - Utı (Batı Ermenice)
9 - İnı (Doğu Ermenice) - İnı (Batı Ermenice)
10 - Dası (Doğu Ermenice) - Dası (Batı Ermenice)
20 - Gısan (Doğu Ermenice) - Kısan (Batı Ermenice)
50 - Hissun (Doğu Ermenice) - Hissun (Batı Ermenice)
100 - Hakyor (Doğu Ermenice) - Hayrur (Batı Ermenice)
1000 - Hazar (Doğu Ermenice) - Hazzar (Batı Ermenice)
Ermeni alfabesi
İS 5. yüzyılın başlarında Ermenice için geliştirilen, günümüzde de kullanılan alfabe. Eski İran’da kullanılan Pehlevi alfabesinden türetildiği sanılmaktadır. Ermeni alfabesi Aziz Mesrop Maştotz (3627-440) tarafından bulunmuş, Maştotz’a Ermeni Apostolik Kilisesi’nin başı Aziz Sahak (y. 345-439) ile Rufanos adında bir Yunanlı yardımcı olmuştur. Aziz Sahak bir çevirmenler okulu kurarak bu yeni alfabe ile yazılmış Ermenice Kitabı Mukaddes’i hazırlatmıştır. Günümüze ulaşan en eski Ermenice yazma belgeler İS 9. ve 10. yüzyıllardan kalmadır.
Ermeni alfabesinde, Ermenicenin gereksinmelerini yeterince karşılayan, 31’i ünsüz, yedisi ünlü olmak üzere 38 harf vardır. Ermeni alfabesi, eskiden çok yaygın kullanım alanı olan Arami alfabesinden türeyen Pehlevi alfabesine dayanmakla birlikte, ünlü harflerin olması ve soldan sağa yazılması nedeniyle belirgin bir Yunan etkisi de taşır. Ermeni alfabesi Ermeniceye belirli bir biçim ve kararlılık kazandırarak, Ermenilerin ve kilisenin sürekli birliğini sağlamada önemli bir etken olmuştur.
kaynak: Ana Britannica