Meksika Savaşı
ABD ile Meksika arasında, ABD’nin 1845’te Teksas’ı ilhakı ve sımr anlaşmazlıktan nedeniyle çıkan savaş (Nisan 1846-Şubat 1848). ABD’nin kesin zaferi ve Rio Grande’den Büyük Okyanusa kadar uzanan geniş Meksika topraklarını (1,3 milyon km2) ele geçirmesiyle sonuçlanmıştır.
Texas’m ilhak edilmesinin yarattığı gerginliğin ardından, ABD başkanı James K. Polk, John Slidell’ı tartışmak Texas sının konusunu ve Meksika’nın elindeki New Mexico ile California’nın satın alınmasını görüşmek üzere Mexico’ya gönderdi. Meksika yöneticilerinin bu görüşmeyi reddetmesinden sonra, General Zachary Taylor komutasındaki birliklere Nueces ile Rio Grande arasındaki tartışmalı bölgeyi işgal etme emrini verdi (Ocak 1846). Kongre’den Meksika’nın bu tutumu nedeniyle savaş açılmasını isteyeceği bir sırada, Meksika birliklerinin 25 Nisan’da Rio Grande’yi geçerek Taylor’ın birliklerine saldırdığını öğrenince, 11 Mayıs’ta Meksika’nın “ABD topraklarında Amerikalı kanı döktüğü” temasını işleyen bir konuşma yaptı. Kongre 13 Mayıs’ta savaş ilanını büyük çoğunlukla onayladı. Demokratlar savaşı coşkuyla desteklerken, girişimi haksız bir toprak gaspı olarak gören Whig’ler ile köleciliğin yeni topraklara yayılmasından kaygı duyan kölecilik karşıtı çevreler savaşa karşı çıktı.
ABD kamuoyundaki derin bölünmeye karşın, ABD birlikleri sayıca daha üstün olan Meksika ordusunu bütün önemli çarpışmalarda yenilgiye uğrattı. Taylor’ın kuvvetleri Meksika’nın kuzeydoğusunu işgal etti. Albay Stephen Keamy New Mexico ve Califomia’yı ele geçirdi. General Winfield Scott Veracruz’dan Mexico üzerine yürüdü. Mexico’nun 14 Eylül 1847’de düşmesiyle savaşın askeri aşaması sona erdi.
Barış görüşmelerini yürütmek üzere Scott’m kuvvetleriyle birlikte Mexico’ya giden Nicholas Trist, Meksika’da yeni bir yönetimin kurulmasından sonra 2 Şubat 1848’de Guadalupe Hidalgo Antlaşması’m imzaladı. Antlaşmayla bugünkü New Mexico, Nevada, Arizona ve California eyaletlerini oluşturan topraklar 15 milyon ABD Dolan karşılığında ABD’ye bırakıldı.
Savaştan ulusal bir kahraman olarak çıkan Zachary Taylor 1849’da Polk’un yerine başkan oldu. Öte yandan savaş ABD’de köleliğe ilişkin tartışmaların daha da yoğunlaşması sonucunu doğurdu.
Meksika Devrimi
Porfirio Dfaz’ın 30 yıllık askeri diktatörlüğünün devrilmesi ve anayasal bir cumhuriyetin kurulmasıyla sonuçlanan uzun ve kanlı devrim (1910-20).
Varlıklı toprak sahipleri ve sanayicilerin çıkarlarını kollayan, seçkinci ve oligarşik politikalara tepki olarak başlamış, ittifakları sürekli değişen birçok hizbin mücadelesi biçiminde gelişmiştir.
İstifa etmeyi ve açık başkanlık seçimlerine izin vermeyi reddeden Dıaz’ın yeniden seçilmesine karşı olanların (Antireeleccionista) lideri olarak ortaya çıkan Francisco Madero,1910’da başkanlığa adaylığını koydu. Madero’yu tutuklatan Dıaz, göstermelik bir seçim sonunda başkanlığı kazandığım açıkladı. Madero serbest bırakıldıktan sonra Texas’taki San Antonio’ya giderek halkı 20 Kasım’da ayaklanmaya çağırdı. Ayaklanma başarısız olduysa da birçok yörede devrimcileri harekete geçirdi. Kuzeyde Pascual Orozco ile Pancho Villa düzensiz kuvvetleriyle garnizonları basmaya başladı. Güneyde Emiliano Zapata cacique'lere (yerel önderler) karşı kanlı bir hareket başlattı. 1911 ilkbaharında Ciudad Juârez’i ele geçiren devrimci kuvvetler Dıaz’ı istifaya zorladı ve Madero’yu başkan ilan etti.
Madero yönetimi daha başlangıçta iki cephe arasında kaldı. Zapata, Yerlilere ellerinden alınmış toprakların hemen geri verilmemesi nedeniyle Madero’nun aleyhine döndü. Başlangıçta Madero’yu destekleyen Orozco da toprak reformunun ağırdan alınması üzerine kuzeyde devrimci hareketin başına geçti. Öte yandan ABD Madero’nun kararsızlığı yüzünden gelişen iç savaş ortamının çıkarlarına zarar vermesinden korkarak Madero’dan desteğini çekti. Başkent Mexico’da eski diktatörün yeğeni Felix Dıaz’ın önderliğindeki asiler ile Victoriano Huerta komutasındaki federal birlikler arasında başlayan çarpışmalarla gerilim doruğuna ulaştı. La Decena Trâgica (On Trajik Gün) olarak bilinen karışıklıkların dokuzuncu gününe rastlayan 18 Şubat 1913’te Huerta ile Dıaz, Madero’yu devirip Huerta’yı başkan ilan etme konusunda anlaşmaya vardılar.. Ertesi gün Madero’yu tutuklatan Huerta başkan oldu. Madero birkaç gün sonra öldürüldü.
Huerta’nın despotik yönetimine karşı muhalefetin geliştiği kuzeyde Pancho Villa, Âlvaro Obregön ile Venustiano Carranza anlaşmazlıklarını bir yana bırakarak Huerta’ya karşı birleştiler. 1914 ilkbaharı ve yazında saldırılarım Mexico üzerinde yoğunlaştıran ayaklanmacılar Huerta’yı kaçmaya zorladı. Carranza, Villa’nın itirazına karşın 20 Ağustos’ta kendini başkan ilan etti. Bunu yeni karışıklıklar ve kanlı olaylar izledi. Sonunda Villa’nın Obregön ve Zapata ile yaptığı toplantıda çatışmayı önlemek için Eulalio Gutierrez’in geçici başkanlığa getirilmesi kararlaştırıldı. Ama Carranza’yla yeniden ittifak kuran Obregön Nisan 1915’teki kanlı çarpışmada Villa’nm kuvvetlerini bozguna uğrattı. Bundan sonra hem Zapata, hem de Villa güç yitirmeye başladı. Bu yenilgiyi ABD başkanı Woodrow Wilson’ın Carranza’yı desteklemesine bağlayan Villa, intikam almak amacıyla Meksika’daki ABD’lilere ve ABD sınır kasabalarına karşı saldırılara girişti. Villa’yı yakalamak için Meksika’ya geçen ABD birlikleri bir sonuç alamadı.
Yeniden başkan olan Carranza 1917’de başkana diktatörlük yetkileri veren, varlıklı toprak sahiplerinin arazilerine el koyma hakkını getiren, işçi haklarını güvence altına alan ve Katolik Kilisesi’nin ayrıcalıklarını sınırlayan bir anayasa hazırladı. Muhaliflerini tasfiye ederek ve Zapata’yı 1919’da öldürterek konumunu sağlamlaştırdı. Ama 1920’de Sonora’daki bir demiryolu grevini şiddete başvurarak kırmaya kalkınca muhalefet doruğuna çıktı. Obregön’un ve öteki yandaşlarının da desteğini yitiren Carranza, 21 Mayıs’ta başkentten kaçmaya çalışırken öldürüldü. Ardından başkanlığa Obregön getirildi.
Birçok tarihçinin Meksika Devrimi’nin 1920’de sona erdiğini kabul etmesine karşın, 1934’te başkan olan Lâzaro Cârdenas’ın devrimin kazanımlannı bir dizi yasayla kurumsallaştırmasına değin federal birliklerle çeşitli ayaklanmacı kuvvetler arasında çatışmalar sürdü.
Meksika Körfezi
Kuzey Amerika’nın güneydoğu kıyısında, Florida Boğazıyla Atlas Ökyanusuna, Yucatân Boğazıyla da Antil Denizine bağlanan su kütlesi.
Kuzey, kuzeybatı ve kuzeydoğusunda ABD, batı, güney ve güneydoğusunda Meksika, doğusunda Küba yer alır.
Oval biçimli olan körfezin yüzölçümü yaklaşık 1.300.000 km2, su hacmiyse 2.332.000 km3’tür. En derin yeri, deniz düzeyinin 4.023 m altında bulunan Sigsbee Çukurudur. Yucatân Boğazı aracılığıyla Antil Denizinden gelen ve Florida Boğazından Atlas Okyanusuna çıkan Gulf Stream, körfezdeki başlıca okyanus akıntısıdır. Körfeze dökülen en büyük ırmaklar ise Mississippi ile Rio Grande’dir. Tuzluluk oranı açık sularda yaklaşık binde 36, kuzeyde, Mississippi’nin döküldüğü yerin yakınlarında ise binde 14-20’dir. Yazın yüzeyde 18°C-24°C arasında değişen su sıcaklığı, kışın kuzeyde 18°C, güneyde Yucatân kıyısı açıklarında 24°C’dir. Haziran-ekim arasında bölgede şiddetli harikanlar görülür.
Önemli bir besin, enerji ve mineral kaynağı olan Meksika Körfezinin kıyılan turizm ve çeşitli atıklar nedeniyle kirlenmektedir. Ticari amaçla avlanan başlıca deniz ürünleri dilbalığı, karides, kefal, istiridye ve yengeçtir. Kıta sahanlığındaki petrol rezervinin 326 milyon ton, gaz rezervinin de 960 milyar metreküp olduğu tahmin edilmektedir. Körfezdeki başlıca limanlar, Meksika’da Veracruz, ABD’de ise Galveston, New Orleans, Pensacola ve Tampa’dır.
Kaynak: Ana Britannica