Yaprakların Dökülmesi,Kış ve Fotosentez
Bitkilerin, özellikle geniş yapraklı ağaçların sonbaharda yaprak dökmesinin en temel nedeni kışa hazırlıktır. Şayet bu doğal döngüyü gerçekleştirmezlerse yaprakların içerisindeki su ve glikoz gibi besinler donarak bitkinin dolaşımını engelleyip ölmesine neden olur.
Bunun yerine bitkiler tüm yapraklardaki besinleri gövdeye çekerek depolama işlemine girer ve yapraklardaki besinler gövdeye çekilir. Bu işlem, güneş ışığının az olduğu kış aylarında bitkiyi fotosentez yapmaya zorlamak yerine depoladığı besinleri kullanmaya iter. Yapraklarda su ve besinler gövdeye çekildikten sonra yapraklar kurumaya ve dökülmeye başlar. Yaprakların dökülmesi hem bitkiyi kışa hazırlar hem de rüzgarlı ve soğuk havalarda bitkinin rüzgarla temasını azaltarak zararlı erkisini minimalize eder.Bahar mevsimiyle birlikte güneşten yararlanarak tekrar fotosentez yapmaya başlamak için yeni yapraklar çıkarır ve eski yaşamına geri döner.
Ancak yapraklarını hiç dökmeyen ağaçlarda vardır. Çam, köknar, ladin ve ardıç bu ağaçlara örnek verilebilir. Peki, bu ağaçlar kışın neden yapraklarını dökmezler? Daima yeşil kalan bu ağaçlara bu özelliklerinden dolayı "yaprak dökmeyenler" denir. Kış mevsimi boyunca yaprak dökmeyen ağaçların genelde iğne yapılı, küçük yaprakları vardır. Yaprakları küçük yüzeyli olduğundan besin üretebilmeleri daha az ışık gerekir. Bu nedenle kozalıklı ağaçlar, sonbaharda ya da kışın güneş ışığının azalmasından diğer ağaçlara göre daha az etkilenirler. Böylece yıl boyunca yeşil kaldıklarında sürekli besin üretirler. Soğuk kış günlerinde bile besisuyu bunların yapraklarına kadar dağılabilirler. Ayrıca bu ağaçlarda iğne yaprak yüzeyinin küçük olması terleme yoluyla olan su kaybını da azaltır. Bu ağaçların sadece yaşlanmış ya da hiç güneş almayan bölümlerindeki yaprakları dökülebilir ki topluca dökülen bu yaprakların yerine de yeni biten yapraklar alır. Bir çam ağacının dibine bakıldığında yerdeki kurumuş iğne yaprakları daima görülebilir.
Yapraklarla her ne kadar hem fotosentez hem de solunum yapılabiliyor olsa da,aslında bitkinin başka bölümlerinde de oksijenli solunum yapılması mümkündür.Bir bitkide bulunan tek canlı yapılar yapraklar değildir.Odunsu bitkilerin gövdesi ve kökleri de canlı hücrelerden oluşur.Tabii ki bu hücrelerin her biri de,diğer bütün canlı hücreler gibi,oksijenli solunum gerçekleştiren organeller olan mitokondrilere sahiptir.
Bitkilerin kabuğunda bulunan ve lentisel adı verilen delik ve küçük açıklıklar da bitkinin hava alışverişini sağlarlar.
Derlemedir