Thomas Stearns Eliot
(d. 26 Eylül 1888, St. Louis, Missouri, ABD - ö. 4 Ocak 1965, Londra, İngiltere) ABD asıllı İngiliz şair, oyun yazarı, edebiyat eleştirmeni.
The Waste Land (1922; “Çorak Ülke”) gibi şiirleri ve Murder in the Cathedral (1935; Katedralde Cinayet), The Cocktail Party (1950; Kokteyl Parti, 1963, 1975) gibi manzum oyunlarıyla çağdaş şiirin öncülerinden biri olmuştur. Şair, oyun yazarı, eleştirmen ve yayıncı olarak I. ve II. Dünya savaşları arasındaki dönemde 20. yüzyıl kültürünü önemli ölçüde etkilemiştir.
Sözcük seçimi, söyleyiş tarzı, üslup ve şiir tekniğinde giriştiği deneylerle İngiliz şiirine yenilik getirmiş, eleştirel denemelerinde yerleşik öğretileri yıkarak yenilerini koymuştur. Toplumsal ve kültürel sorunlar üzerine görüşlerini de açıklayan T. S. Eliot, Faber & Faber Ltd. yayınevinin yöneticisi olarak genç şairlerin destekçisi olmuştur. II. Dünya Savaşı sırasında Four Quartets (“Dört Kuartet”) adlı yapıtının yayımlanmasından sonra yaşayan en büyük İngiliz şair ve edebiyatçı sayılmış, 1948’de Liyakat Nişanı’yla Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır
Ailesi ve gençlik yılları.
Eliot' ın baba tarafından ilk Amerikalı atası olan ayakkabı ustası Andrew Eliot, 1670’te İngiltere’den Boston’a göç etti. Şairin büyükbabası Peder William Greenleaf Eliot, 1834’te Harvard Üniversitesi’ni bitirir bitirmez Boston’dan St. Louis’e taşındı. Ateşli bir Birlik yanlısı ve Üniteryen olan W. G. Eliot, köleliğin yaygın olduğu bu eyalette köleliğin kaldırılması için çalıştı. Washington Üniversitesi’ nin de kurucularından olan W. G. Eliot, 1872’de, daha önce adının verilmesine karşı çıktığı bu üniversitenin rektörü oldu. Şairin babası Henry Ware Eliot aile geleneğinin dışına çıkarak iş hayatına atıldı. Annesi Charlotte Champe Stearns üretken ve tanınmış bir şairdi. Kayınpederinin yaşam öyküsünü kaleme almıştı. Ayrıca, 15. yüzyıl İtalyan din reformcusu Savonarola’nın şehit edilişini anlatan manzum bir oyunu vardı; T. S. Eliot bu yapıta 1926’da bir giriş yazısı yazmıştı.
T. S. Eliot doğduğunda, Eliot’lar 54 yıldır Missouri’de yaşıyorlardı. Ama Güney’in ve Batı’nın etkilerine karşı New England’m siyasal ve dinsel kültürünü her zaman korudular. T. S. Eliot yaşamının sonlarına doğru Boston, New York ya da Londra yerine St. Louis’de doğmuş olmaktan mutluluk duyduğunu söylemişse de, sonuna değin bir New England’lı olarak kaldı.
Eliot’ın aile çevresi, yazarlığını anlamak açısından önemlidir; çünkü ticarete atılması konusunda babası tarafından hiçbir etki altında bırakılmadan kapsamlı bir öğrenim görme olanağı bulabildi. St. Louis’deki Smith Academy’den Massachusetts’teki Milton’a giden Eliot, 1906’da Harvard’a girdi. Dört yıllık öğrenimi üç yılda tamamlayarak 1909’da buradan mezun oldu. Harvard’da felsefeci ve şair George Santayana ve eleştirmen Irving Babbitt’ten etkilendi. Babbitt’in romantizm karşıtı tavrını benimsedi. Sonraları İngiliz felsefecileri F. H Bradley ve T. E. Hulme’un etkileriyle daha da güçlenen bu tavrını yaşamı boyunca sürdürdü. 1909-10 öğrenim yılında Harvard’da felsefe asistanlığı yaptı.
1910-11 dönemi, 20. yüzyılın en büyük şairleri arasına girecek olan T. S. Eliot için bir dönüm noktası oldu. Bu dönemi Fransa’da, Henri Bergson’un Sorbonne’da verdiği felsefe derslerini izleyerek ve Alain- Fournier ile şiir çalışmaları yaparak geçirdi. Fournier’den aldığı “dersler” yalnızca Fransızcasının yetkinleştirmeme kalmadı, Charles Baudelaire, Jules Laforgue ve Stephane Mallarme gibi simgeci şairleri yakından tanımasını da sağladı. 1914’te Ezra Pound’ la tanıştı. (1946’da, Poetry: A Magazine of Verse adlı şiir dergisinde yayımlanan ve I. Dünya Savaşı öncesi 10 yıllık dönemde ABD’li genç şairlerin içinde yetiştikleri cansız edebiyat ortamını ele alan bir yazısında siyasal görüşlerine değinmeksizin Pound’un sanatını savunacaktı.) Pound trubadurlara ve İtalyan erken Rönesans şairlerine; Eliot ise Laforgue ve Dante’ye yöneldi. Laforgue ve Dante, Eliot’m kendi üslubunu bulmasında John Webster ve John Donne’ dan bile daha etkili oldu.
Eliot, 1911-14 arasında Harvard’da Hint felsefesi okudu ve seçkin bilim adamı Charles Lanman’dan Sanskrit dersleri aldı. 1913’te Bradley’in Appearance and Reality: A Metaphysical Es s ay (1893; Görünüm ve Gerçeklik: Bir Metafizik Deneme) adlı yapıtını okudu. 1916’da, Avrupa’dayken Knowledge and Experience in the Philosophy of F. H. Bradley (1964; F. H. Bradley’nin Felsefesinde Bilgi ve Deneyim) adlı doktora tezinin yazımını bitirdi. I. Dünya Savaşı başlayınca Harvard’a dönemedi ve son sözlü sınava giremediği için doktorasını tamamlayamadı.
İlk yapıtları
. Yayıncılık, oyun yazarlığı, edebiyat eleştirmenliği ve şairliği birlikte sürdüren Eliot, o dönemde İngiliz dilinde yazan belki de en bilgili şairdi. Öğrencilik yıllarında yazdığı şiirler, özgün olmayan “edebi” yapıtlardı. Yayımlanan ilk önemli şiiri “modernizm”in İngiliz dilindeki başyapıtı sayılan “The Love Song of J. Alfred Prufrock”tır (“J. Alfred Prufrock’un Aşk Şarkısı”). Eliot, şiirinin bir kopyasını arkadaşı Conrad Aiken’e vermiş, Aiken Ezra Pound’a, Pound da Poetry dergisinin yayın yönetmeni Harriet Monroe’ya göndermişti. Monroe yapıtın edebi değer taşıyıp taşımadığından emin olamayınca, şiir dergide bir yıldan uzun bir süre yayımlanmadan kalmıştı.
Pound daha 1908’de A lume spento adlı bir kitapçık bastırmıştı ama, Eliot’ın şiiri o dönemde deneyselliği aşarak yetkinliğe ulaşan ilk yenilikçi yapıttı. “Prufrock”, Samuel Taylor Coleridge ve William Wordsworth’ün Lyrical Ballads'da (1798; Lirik Baladlar) yaptıklarına benzer biçimde, yakın geçmişle radikal bir kopuşu temsil ediyordu. 20. yüzyılda şiirde yaşanan devrimin olgunluk dönemi, Eliot’ın ilk kitabı Prufrock and Other Observations’la (1917; Prufrock ve Başka Gözlemler) başlatılabilir; çünkü kitapta “Prufrock”ın yanı sıra Eliot’ın en iyi yapıtlarından “Preludes” (“Prelüdler”) ve “Portrait of a Lady” de (“Bir Kadının Portresi”) yer alıyordu. 20. yüzyıl şiirindeki bu devrimin önemi günümüzde de tartışılmaktadır, ama Coleridge ve Wordsworth’ün romantik devrimiyle çarpıcı bir benzerlik taşıdığı da kuşku götürmez. Bu şairler gibi Eliot ve Pound da, öncelikle şiirsel söyleyiş biçimlerini değiştirdiler. Wordsworth “insanoğlunun gerçek dili”ne döndüğünü düşünürken, Eliot bir aydının konuşabileceği “ne bilgiç, ne de bayağı” olan bir dil arayışı içindeydi. Swinburne için şöyle yazmıştı: “Böylesine seçkin bir şiirde ilk kez ses, anlam olmadan var olmaktadır.
“Eliot bir yıl süreyle Highgate Okulu’nda Fransızca ve Latince dersleri verdi. 1917’de kısa bir süre Lloyds Bank Ltd.’de banka memurluğu yaptı. Bir yandan da edebiyat eleştirisi ve felsefe alanında çok sayıda eleştiri yazısı ve deneme yazdı. 1919’da Poems (Şiirler) adlı kitabı yayımlandı. Kitapta düşünceye dayalı bir iç monolog biçiminde ve açık ölçüyle yazılmış “Gerontion” adlı şiir de yer alıyordu. Şiir,İngiliz şiirinde o güne değin denenmemiş bir tarzın örneğiydi.
Çorak Ülke ye edebiyat eleştirileri. 1922’de “Çorak Ülke”nin yayımlanmasıyla Eliot uluslararası üne kavuştu. Beş bölümden oluşan şiir, Batı’nın büyük kentlerinde yaşayan çağdaş insanın parçalanmış yaşantısını yansıtan “retorikte süresizlik” ilkesi üzerine kuruludur. Eliot urbs aeterna’ nın (ölümsüz kent) yozlaşmasıyla ortaya çıkan laik kentin şairidir. “Çorak Ülke” de şiirin retorik yapısındaki sürekli değişimler ve iç içe geçirilmiş karşıt üsluplarla dile getirilen ana tema budur. Ama şiir bazı eleştirmenlerin ileri sürdüğü gibi kahramanca bir geçmiş ile yozlaşmış bugün arasındaki basit bir karşılaştırmadan çok, ahlaksal yüceliği ve kötülüğü şeytanda fark eden evrensel bir bilincin ürünüdür. Yaklaşık 800 dizelik özgün metin, Ezra Pound’un önerisiyle 433 dizeye indirilmiştir. “Çorak Ülke” Eliot’m en ünlü şiiri olmakla birlikte başyapıtı değildir.
Eliot şair-eleştirmenin kaçınılmaz olarak “programlı eleştiri” "yazmak zorunda olduğunu savunmuştur. Eliot’a göre bu, şairi arka planı içine yerleştiren tarihsel eleştiriden farklı olarak, şairin şair olmasından ötürü sahip olduğu kaygılan ifade eden bir eleştiridir. Bilinçli ya da bilinçsiz yapılan bu tür eleştiri, şair-eleştirmenin kendi şiirinin önceki çağın ölçütlerinin belirlediği bir edebiyat ortamında olduğundan daha iyi anlaşılabilmesini ve değerlendirilmesini sağlayan bir atmosfer oluşturur. Eliot’ın The Sacred Wood (1920; Kutsal Koru) adlı ilk eleştiri kitabında yer alan “Tradition and the Individual Talent” (Gelenek ve Bireysel Yeti) adlı denemesi, Wordsworth’ün Lyrical Ballads’a. yazdığı “Önsöz”le tarihsel bir benzerlik içindedir ve tarihsel açıdan onun kadar önemlidir.
“Yenilik yinelemeden iyidir” diyen Eliot’a göre, gelenek şair tarafından kazanılmalıdır: Gelenek, yakın geçmişte ortaya konan yapıtların yinelenmesi değildir ve Homeros’tan günümüze değin tüm Avrupa edebiyatını kapsar. Bu yüzden İngilizce yazan şair, herhangi bir dilde yazılmış ve herhangi bir döneme ait malzemeyi kullanarak kendi geleneğini kurabilir. Bu yaklaşım, okuru Eliot’ın “Çorak Ülkesinin şiirde çığır açan yenilikçi öğelerini (çeşitli dillerden alıntılara ve başka şairlerin üsluplarının parodilerine yer verme) kabul etmeye yönelttiği için “programlı” bir yaklaşımdır.
Eliot’ın The Sacred Wood'da yer alan “Hamlet and His Problems”da (Hamlet ve Sorunları) ortaya koyduğu “nesnel karşılık” kuramı da aynı yaklaşımın ürünüdür. “Sanatta duyguyu ifade etmenin yegâne yolu, duygunun ‘nesnel karşılığı’nı bulmaktır” diyen Eliot, Santayana’dan ya da ABD’li ressam ve yazar Washington Allston’dan aldığı bu kavramı şiir kuramına uygulamış, sözcük ve nesne arasındaki uygunluğu vurgulayan bu kuramıyla geç Victoria döneminin retorikte yarattığı belirsizliğe son vermiştir. The Sacred Wood'dan bir yıl sonra yayımlanan “The Metaphysical Poets” (Metafizik Şairler) ve “Andrew Marvell” adlı denemeleriyle Eliot’ın eleştiri alanındaki temel yapıtları tamamlanır.
Selected Essays 1917-32 (1932; Seçme Denemeler) adlı kitapta yer alan bu denemelerinde Eliot, İngiliz şiirini yeniden değerlendirerek o güne değin önemsenen 18. ve 19. yüzyıl şairlerinin yerine, 17. yüzyıl metafizik şairlerini üstün tutmuştur. İngiliz şiirinde Donne ve Marvell’den sonra ortaya çıkan değişimi açıklamak için bulduğu “duyarlığın çözülmesi” kavramını da ilk kez bu elips 206 yazılarda kullanır.
Eliot’a göre bu değişimin nedeni, düşünce ve duygu birliğinin yok olmasıdır. Kavram çeşitü saldırılara hedef olmuşsa da, Eliot’ın onu kullanmasına yol açan tarihsel gerçek yadsınamaz. Ayrıca Eliot ve Pound’un şiirleri gibi, bu kavram da bazı 17. yüzyıl şairlerine karşı ilginin yeniden canlanmasına önemli katkıda bulunmuştur.
Eliot’ın eleştirilerinin ilk ya da “programlı” dönemi Harvard’da verdiği Charles Eliot Norton konferanslarından oluşan The Use of Poetry and the Use of Criticism (1933; Şiirin Yararı ve Eleştirinin Yararı) ile son buldu. Eliot, kitabın yayımlanmasından kısa bir süre önce ilahiyat ve toplumbilime ilgi duymaya başlamıştı. Bunun sonucunda üç kısa kitap ya da uzun deneme yayımladı: Thoughts After Lambeth (1931; Lambeth Sonrası Düşünceler), The Idea of a Christian Society (1939; Hıristiyan Toplumu Düşüncesi) ve Notes Towards the Definition of Culture (1948; Kültür Tanımına Yönelik Notlar) Bu yapıtlar, bir başyapıt niteliğindeki Dante (1929; “Dante”) ile birlikte edebiyat alanını ilahiyata ve felsefeye açtı. Eliot bu denemelerinde, bir yapıtın şiir olup olmadığına edebi ölçütlerle karar verilmesi gerektiğini, büyük şiir olup olmadığını anlamak içinse edebiyat ölçütlerinden daha yüksek ölçütlere başvurulması gerektiğini savundu.
Eliot’ın yapıtlarında eleştiri ve şiir öylesine iç içe geçmiş, öylesine bütünsel bir zihnin ve duyarlığın ürünleridir ki birbirinden ayrı ele almak güçtür. Dante’yi konu alan önemli denemesini, Katolik olduktan (1927) iki yıl sonra yayımladı ve aynı yıl İngiliz uyruğuna geçti. Katolik olduktan sonra yayımladığı ilk uzun şiiri “Ash Wednesday” (1930) eski şiirlerinden çok farklı bir üslupla yazılmış dinsel bir şiirdir. Eliot, bütün şiirlerinde kendine özgü üslubunu korumakla birlikte kendini hiçbir zaman yinelemedi. “Ash Wednesday”, şiirin özerk ama dindışı bir sanat olarak değerlendirildiği bir çağda olumlu tepki görmedi. Edmund Wilson gibi eleştirmenler, şiiri kişisel bir düş kırıklığının ifadesi olarak yorumladılar.
Son yapıtları ve etkileri.
Eliot’ın başyapıtı “Dört Kuartet”tir. Yapıtın her “kuartet”i de başlı başına bir şiirdir. 1935-41 arasında farklı tarihlerde yayımlanan kuartetler, 1943’te kitap olarak yayımlandı. Yapıt, Eliot’ın 1948 Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasını sağladı.
Eliot’ın ilk oyunu, ilk kez 1934’te sahnelenen Sweeney Agonistes (1926; Sweeney Agonistes, 1961), son oyunu ise ilk kez 1958’de sahnelenen The Elder Statesman'dir (1959; Emekli Devlet Adamı). 1935’te yayımlanan ve sahneye konan Murder in the Cathedral dışında, Eliot’ın oyunlarının hiçbiri lirik ve düşünsel şiirlerinin düzeyine ulaşamaz. Dindışı tiyatronun bile bilinçsizce din arayışı içinde olan insanlara seslendiğine ve gerçekte bütün tiyatro yapıtlarının insanın kendini tanımasına, uzlaşmaya ve arınmaya yönelik bir dinsel yapısı olduğuna inanması, Eliot’ın “manzum oyun”u öbür şiir türlerinden üstün tutmasına yol açtı. Bütün oyunlarında ölçünün anlamla iç içe geçtiği ve kendi buluşu olan bir tür açık ölçüyü kullandı; böylece “manzum oyun”u popüler tiyatroya geri getirdi. The Family Reunion (1939; Aile Toplantısı) intikamı; Murder in the Cathedral ise gururu konu alan Hıristiyan trajedileridir. Eliot' ın öbür oyunları, konularını Eski Yunan tiyatrosundan alan komedilerdir. Bunların en başarılısı, Euripides’in Alcestis'inden yola çıkarak yazdığı ve ilk kez 1949’da sahnelenen Kokteyl Parti' dir.
Eliot’ın yayıncılığı, ana uğraşlarına yardımcı nitelikteydi. Üç ayda bir çıkardığı edebiyat dergisi Criterion (1922-39) döneminin uluslararası düzeyde en seçkin eleştiri dergisi oldu. Eliot ayrıca 1920’lerin başından ölümüne değin Faber & Faber Ltd. yayınevinin yayın yönetmenliğini yürüttü.
Ölümünden sonra yayımlanan eleştiri kitabı To Criticize the Critic, and Other Wri- tings'de (1965; Eleştirmeni Eleştirmek ve Başka Yazılar) iki önemli deneme yer alır. Yapıta adını veren denemede Eliot, kendi eleştiri anlayışını keskin ama yapmacık bir alçakgönüllülükten uzak bir biçimde değerlendirir. “American Literatüre and the American Language”da (Amerikan Edebiyatı ve Amerikan Dili) Amerikan İngilizcesini ayrı bir dil olarak gören milliyetçi miti yıkarak İngiliz ve Amerikan edebiyatlarını tek bir edebiyatın dalları olarak ele alır. Bugün 18. yüzyıl ortaları nasıl Johnson çağı olarak tanınıyorsa, 20. yüzyılın ilk yarısı da ilerde edebiyat tarihçileri tarafından büyük olasılıkla Eliot çağı olarak anılacaktır. Ama yeni-klasik dönemin sonunda ortaya çıkan ve bu dönemi özetleyen Samuel Johnson’ dan farklı olarak Eliot, eleştirmen ve şair olarak kendi çağını yaratmıştır.
Eliot özel yaşamını her zaman büyük bir titizlikle arka planda tuttu. 1915’te Vivian Haigh Wood’la evlendi. Karısı 1933’ten sonra akli dengesini yitirdi ve ayrı yaşadılar. Haigh Wood 1947’de öldü. Eliot, Şubat 1957’de Valerie Fletcher ile evlendi ve ölümüne değin onunla yaşadı.
Eliot’ın şiirleri Türkçede Seçme Şiirler
(1965) ve Çorak Ülke, Dört Kuartet ve Başka Şirler (1990) adlarıyla yayımlanmıştır. Denemelerinden yapılan seçmeler ise Denemeler (1961, 1988), Kültür Üzerine Düşünceler (1981) ve Edebiyat Üzerine Düşünceler (1983) adlı kitaplarda toplanmıştır.
ÖBÜR ÖNEMLİ YAPITLARI. Şiir. - Ara Vos Prec (1920),
- Journey of the Magi (1927),
- Collected Poems, 1909-35 (1936; Toplu Şiirler,1909-35),
- Old Possum’s Book of Practical Cats (1939),
- Collected Poems, 1909-62 (1963; Toplu Şiirler, 1909:62).
Oyun. - The Rock (1934; bazı bölümleri Çorak Ülke, Dört Kuartet ve Başka Şiirler içinde Türkçeye çevrildi),
- The Confidental Clerk (1954; Güvenilir Kâtip).
Eleştiri. - Ezra Pound: His Metric and Poetry (1917; Ezra Pound: Ölçüsü ve Şiiri),
- Homage toJohn Dryden (1924; John Dryden’a Saygı),
- For Lancelot Andrewes: Essays on Style and Order (1928; Lancelot Andrevves İçin: Üslup ve Düzen Üzerine Denemeler),
- John Dryden: The Poet, The Dramatist, The Critic (1932; John Dryden: Şair, Oyun Yazarı, Eleştirmen),
- Elizabethan Essays (1934; Elizabeth Dönemi Denemeleri),
- Essays Ancient and Modern (1936; Eski ve Çağdaş Denemeler),
- The Music of Poetry (1942; Şiirin Müziği),
- The Classics and the with a Translation by T.S. Eliot (1930; Anabasis-T.S. Eliot’ın Çevirisiyle St. J. Perse’in Bir Şiiri).
Çeşitli. - After Strange Gods-A Primer of Modern Heresy (1934; Tuhaf Tanrılar Peşinde-Çağdaş Heretiğin Elkitabı),
- Reunion by Destruction (1943; Yıkımın Kurduğu Birlik).
Kaynak: Ana Britannica