Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
05:21, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Menü
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Salı, 22 Nisan 2025 - 05:21
Arama
MaviKaranlık Forum
Diyarbakır
-
Tek Mesaj #22
kamyon
Kayıtlı Üye
16 Aralık 2006
Mesaj
#22
Kayıtlı Üye
KÜLTÜR-SANAT
KUYUMCULUK SANATI
Diyarbakir’in en önemli sanatlarindan birisi kuşkusuz kuyumculuktur. Hala eski tip törelerini sürdüren ailelerden işlenmis ayna, gülabdan, nalin ve ziynet takılarını korumak için Pestahtah” adi verilen gümüs işlemeli sandıklar bulunmaktadır.
Kuyumculuk sanatının en büyük ismi 940’ta doğan Ahmet Çelebi’dir. Bu dönemlerde Ahmet Çelebi’nin gerçekleştirdiği altın, gümüş, ve mücevherata ilişkin ürünler büyük ilgi görüyordu. Grift elmaslarla büyük boyutlu olarak yaptiğı “Ay”,”Gün” çalismalari günesle etkilesime girdiginde, meydana gelen isik kümeleri günesin parlakligini son derece etkileyici bir sekilde yeniden üretir, izleyenleri büyülerdi.
675 yilinda Diyarbakir valiligine atanan Hasan Pasa, kuyumculugun yöredeki potansiyelini görünce “Kuyumcular Çarsisi”nin insasina baslama emrini vermistir. Kuyumcular Çarsisi’na Ulu Cami’ye dogru bir kol atarak Ketenciler Çarsisini da ilave ettirmistir. Ahmet Çelebi ve ögrencilerinin ürettigi brosar, gerdanliklar, kiliçlar, hançerleri mücevherler bu Ketenciler Çarsisi’nda satilirdi.
Hasan Pasa ayrica bu çarsinin kuzey tarafina kendi adiyla anilan bir hamam yaptirmisti. Mücevherlerin bulundugu çarsilar arasina kapilar yaptirmisti. Her yerden gelen tüccarlar bu kapilar araciligi ile ellerindeki ham taslari kuyumculara satar, yerlerine islenmis mücevherat satin alirlardi. Her tarafi kursunla donatilmis bu kapilar aksamlari kapatilarak çarsi korumaya alinirdi.
1978'de kente sayili zenginlerden Özdemiroglu Osmanli Pasa Vali yayin edilmisti.
Osman Pasa'nin da gayretleriyle büyük maddi külfetlere girilerek yedi yilsda tamamlanan çarsinin açilis konusmasinda Ahmet Çelebi'yi "Kuyumcular Reisligi"ne getirmistir.
Olgunluk döneminde Ahmet Çelebi tüm ögrencilerini yanina alarak on yil sürecek iki essiz düzenleme gerçeklestirecekti. Bu bahçe betimlemelerinde yapraklarin damarlarina ,yemislerin kabuklarina ve içlerine çok güçlü bir ifade gücüyle degerli taslar yerlestirmisti. Bir yil sonra Bagdat'a götürülen bu çalisma görenleri hayrete düsürmüstü.
Mevlana Celalettin Rumi'nin türbesindeki gümüsten yapilmis ikinci kapida tüm isçiligi ile Ahmet Çelebi'ye aittir.
1010 yilinda yitirilen Ahmet Çelebi'nin sanatini,ögrencileri uzun yillar yasatmaya çalismistir.
Günümüzde kuyumculuk Diyarbakir'in en önemli sektörlerimizden biridir. Ancak altin isçiligi yapan atölyeler eskiye nazaran parmakla sayilacak kadar az sayidadir. Su anda bu meslegi yürüten Hüseyin Acemoglu'nun ögrencisi Celil Sengül Usta yalnizca
Diyarbakir'a özgü olan bu hasir isletmeciligini yapan tek ustadir. Celil Sengül'ün anlattiklarina göre kuyumculuk sanatina emegi geçen birkaç sanatçi söyle siralanabilir:
BAKIRCILIK
Insanoglunun madeni islemeyi ögrenmesi ,insanlik tarihinin en büyük çalismalarindan biri olmustur. Gerçek madencilik ,madenin isiyla olan iliskisinin kesfi ile baslamistir. Arastirmalardan yöntemin ilk kez Anadolu'da gerçeklestirildigi anlasilmaktadir.
BAKIR KAP YAPIM TEKNİKLERİ:
Dövme ,döküm.sivama, preste basma olmak üzere dört bölüme ayrilmistir. Kaplarin üzerleri kazima kabartma, zimba teknikleri kullanilarak da çesitli süslemelerle islenmistir. Bu teknikteki süslemelerin araciligi ile güldanlik, ibrik, günlük yasamda ve dügünlerde kullanilan degisik amaçli kaplar, siniler, kaplar, sürahiler, serbetlikler, bardak gibi birçok esyanin yapimina gidilmistir.
Büyük bir incelik ve ustalikla islenen bakir isçiligi babadan ogula ve ustadan çirak iliskisi içinde ögrenilir ve bir sonraki kusaga aktarilir. 75 sene öncesinde yasayan bakirci ustalarinin en ünlülerinden olan Diyarbakir’li Haci Abdulkadir, Sait Usta, Sehmus Usta gibi isimler günümüzde de anilmaktadir.
Çok katmanli kültürlerin bir arada yasadigi bugün ise yasamaya çalistigi Diyarbakir’da Ermeni ve Süryanilerin yasadiklarini ve Diyarbakir el sanatlarinin nerede ise tamamini olusturdugunu görüyoruz. Günümüzde az sayida kalmis bakir ustalari bu sanati davam ettirebilmek için direnmeye çalisiyorlarsa da hem bu sanatin ögreniminin zor olusu hem de Pazar payinin kisitligi nedeni ile mevcut ustalar dar bir alana sikismistir.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 05:21
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Işığın dalga-tanecik modeliyle izah edilemiyen davranışları
studentin
-
18:18
Fizik
ESKİLER BURDA MI?
kompetankedi
-
02:21
Soru-Cevap
Åu Anda DinlediÄŸiniz Åarkı
WaRrioR
-
20:50
Forum Oyunları
Uydurmasyon Kampanyalar Yaratın
WaRrioR
-
22:01
Forum Oyunları
Uykusuzlar Buraya, Gece Sohbetimiz
WaRrioR
-
23:18
Forum Oyunları