Dilovası...
DİLOVASI BELDESİ'NİN TARİHÇESİ
M.Ö. 297 Yılında İzmit Körfezi ve civarı
Bitinya Krallığı'na bağlanmıştır.
Bitinya krallığı himayesinde Körfez ve çevresinin
yerleşime çok elverişli olmasından dolayı
kısa zaman içinde yörede "NİCEA" İznik, "LIBYSSA"
Dil iskelesi, "BRUNG" Yarımca gibi kentler kurulmaya başlamıştır.
Bitinya Kralı I. Nicomed, İzmit Körfezi'nin
( Nicomedia Körfezi ) kuzey kıyılarına doğru krallığın
iç ve dış güvenliğini sağlanmak amacıyla
yeni şehircikler kurar.
Bunlar;
1.Dacybza ( Gebze )
2.Lbyssa ( Dil iskelesi )
3.Kalos Agros ( Darıca )
4.Nikeiata ( Eskihisar )
5.Galakrene ( Hereke )
6.Brunga ( Yarımca )
7.Fhlokrene ( Tavşancıl )
Tarihi kaynaklara bakıldığında bugün Dilovası'nın
en büyük Mahallesi olan
Diliskelesi'nin tarihçesinin çok eskilere dayandığı görülür.
Diliskelesi'nin Gebze'nin 12 km doğusunda yer alan en eski yerlerden
biri olan Nicamedia'ya bağlı bir kıyı kenti olduğu sanılmaktadır.
Tarih içinde Osmanlı topraklarına 1419'da 3 kez katılan bu yöre
karşı kıyıda bulunan Hersek'e geçişlerde iskele olarak kullanılmıştır.
Dilderesi'ne bağlı olarak Diliskelesi adını almıştır.
Gebze'de bulunan bazı kalıntılardan tarihin bilinen dönemleri
Bizanslılara kadar uzamaktadır.
Beldeye çok önem veren Romalılar,bu toprakları korumak için
Eskihisar ve Hereke kalelerini inşa etmişlerdir.
Diğer bir ifade ile Dilovası ve Gebze, Libissa adı verilen bir köy olarak Asya'ya
karşı bir savunma hattı olarak kullanıldığı tarihçiler tarafından ileri sürülmektedir.
Belde Büyük İskender'in ölümünden Mekodonyalıların Trakya Kralı
Limanhos ve haleflerinin müteakiben Bitinya Kralları hakimiyetine
ve daha sonra Doğu Roma İmparatorluğu egemenliği altına girmiştir.
LİBYSSA İSKELESİ ( DİLİSKELESİ )
/ I.Justinyen'in yeni yol politikasına göre;
denizden Nicaia'ya ilişki kurmak amacı ile yapılmıştır.
M.S. 1873 yılına kadar (İzmit körfezinin en dar yerinde olması nedeni ile) önemini korumuştur.
Tarihsel süreç içinde Diliskelesi'ni önemli kılan neden ise
İzmit Körfezi'nin karşı kıyıya en yakın yerinin burada olmasıdır.
Hersek burnu ile Diliskelesi arasındaki deniz mesafesi çok kısadır.
Bitinya, Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukları zamanında önemli
bir yerleşim yeri olan İznik'e en kısa ve hızlı yoldan ulaşım
yüzyıllar boyunca bu noktadan sağlanmıştır.
Günümüzde de önemini koruyan Diliskelesi mevkii'ne Körfez Geçiş Köprüsü adı
altında Diliskelesi ile Hersek burnu arasında asma köprü yapma
projeleri başlamış durumdadır.
Dilovası'nda yaşayan eski imparatorlukların bıraktığı eserler ise
Liyssa kalesi, Liyssa iskelesi( Diliskelesi) ve Mimar Sinan Köprüsüdür.
LIBYSSA SURU /
Bu günkü Diliskelesi Kuzeybatısında Gebrez tepedeki
bu surlar M.S. VII. Yüzyıla aittir.
Kırk metre civarında.
Halen içinde bir mahzen ile yatır vardır.
Prof. A.M. Mansel'e göre bu mezarın ANİBALA'a ait olması muhtemeldir.
(Fotoğraf Gebze Kaymakamlığı 2001 Kitabı "Wegant çizimi")
MİMAR SİNAN KÖPRÜSÜ /
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan'a yaptırılan bu tarihi köprü
Dilderesi üzerinde yer almaktadır.
HERSEK BURNU /
Günümüzde de tarihi önemi koruyan Hersek Burnu
İzmit Körfezi'nin en dar kesimini oluşturmaktadır.
Yunan ve İngiliz işgallerini gören bu bölge İngilizlerin Gebze'yi işgal etmek için
Diliskelesi'ne İngiliz askerlerinin çıkartma yaptıklarına şahit olmuştur.
Gebze'yi işgal eden İngiliz askerleri Diliskelesi'nden çıkartma yapmışlardır.
Yunan askerleri ise Diliskelesi tren istasyonunu kullanmışlardır.
Buradan çıkan askerler Tavşancıl, Çerkeşli ve çevre beldelere ulaşıp
halkı sindirmek ve istediklerini kolayca elde etmek için her türlü baskıyı uygulamışlardır.
T.C
GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI
ANKARA
18 OCAK 1979
GEBZE BELEDİYE BAŞKANLIĞINA
GEBZE
İLGİ: GEBZE Belediye Başkanlığının 2.1.1979 gün ve 4 sayılı yazısı.
1. 13 Temmuz 1336 (1920) günü, İngiliz kuvvetleri,
topçu ateşinden sonra,GEBZE' ye taarruz etmiş,
Dil İskelesi'ne çıkarma yapmış ve GEBZE' yi işgal etmiştir.
Gebze' yi savunan " Osmancık Taburu " üstün İngiliz
kuvvetlerinin taarruzu karşısında, GEBZE' yi
boşaltarak 15 kilometre kuzeye çekilmiştir.
BELGE:254
(Gebze kaymakamlığının 21 Kasım 1336 tarih ve 383 sayılı yazısından)
Bir subay komutasındaki Yunan askerleri 18 Kasım 1336 (1920) Perşembe günü
Diliskelesi'nden hareket ederek Tavşancıl köyünü abluka etmişler ...
Köy ihtiyar heyetine baskı yaparak, halkın Yunan askerlerinden memnun olduklarına dair,
mazbata düzenlenmesini istemişlerdir.
Muallim, Çerkeşli ve Demirci köylerinde de aynı yolda davranmışlardır.
İstasyondaki Yunan askeri komutanlığı bu gibi hareketlerde bulunarak halkı incitmektedir.
Cumhuriyet dönemindeki gelişme ise, Türkiye'nin planlı sanayileşme
döneminin başlangıcı olan 1960 yıllarına kadar gider.
Cumhuriyetin ilk yıllarında belde halkının geçim kaynağı
tarıma dayalı bir görünüm sergiliyordu.
Planlı sanayileşme ile birlikte fabrikaların kurulmaya başlaması,
Dilovası Beldesi ve çevresini sanayi bölgesi haline getirmiştir.
Belde'de kentsel yerleşim fabrikalarda çalışanların barınmak maksadıyla
ile yaptıkları gecekondu ve müstakil ev yapmaları daha sonra akraba,
eş, dost aracılığı ile iş ve aş sıkıntısı çeken insanların direk uğrak yeri olmuştur.
Eynerca Deresi ile Dilderesi arasındaki Diliskelesi yada
Dilovası olarak adlandırılan kesim Çerkeşli Köyü'ne aitti.
Eynerce deresinin diğer kısmı Tavşancıl Köyü'ne aitti.
Dilderesi'nden başlayıp İzmit Körfezi'ne kadar uzanan kesim ise
Tavşanlı ve Muallim köyü sakinlerine aitti.
Dilovası kesiminde Çerkeşli Köyü'nün bağ ve bahçeleri bulunuyordu.
1955 yılına doğru yaptırılan E-5 karayolu Dilovası'ndan geçirildi.
Buraları değer kazandı. Buralarda ilk olarak 1954' Marshall Boya Fabrikası,
1966'da Çolakoğlu, ardından Basf Sümerbank,
Nasaş, Diler Demir, OlmukSa-Alemdar gibi bir çok fabrika kurulmaya başladı.
Çerkeşlinin Dilovası kesimi artık bağlık bahçelik değil, sanayi alanıydı.
1965'ten sonra Dilovası kesimi sanayi alanı olunca yeni iş sahaları açıldığından
buraya Doğu Anadolu bölgesinden göçler başladı.
Artık, bağ ve bahçe yerleri çoktan satılmış,
buraları yerleşim yerleri olmaya başlamıştı.
Dilovası'nda sanayileşmenin başladığı zamanlar. (Fotoğraf ATK Arşivi)
1970 yılına gelindiğinde Çerkeşlinin nüfusu 1226 olarak belirlendi.
Bu nüfusun 400 kişilik bölümü aşağı kesimde kalıyordu.
1970'ten sonra göçler iyice arttı.
Artık Çerkeşli Köyü'nün ahalisi de aşağı kesime inmeye başlıyordu.
Ancak yinede nüfusun büyük bir bölümünü
Karslılar, Ağrılılar, Erzurum ve Gümüşhaneliler oluşturuyordu.
1980 yılında nüfus 4000'leri buldu.
1985'teki sayımda ise 7227 kişilik nüfus ile Çerkeşli, Kocaeli bölgesinin
en büyük köylerinden birisi durumundaydı.
31 Aralık 1986 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan bir karar ile
8500 nüfuslu Çerkeşli Köyü ile 3800 nüfuslu Muallimköy birleştirilerek
Dilovası'nda toplam 1200 nüfuslu bir belediyelik kararlaştırılmış,
söz konusu belediye 7 Haziran 1987 tarihinde yapılan
belediye başkanlığı seçimlerinden sonra Dilovası Belediyesi
adı altında hizmete başlamıştır.
Bu arada yukarı Çerkeşli Köyü ile asıl Muallim Köyü (650 nüfuslu) nün daha sonra
(ekim 1987de) Dilovası Belediyesi'nden ayrılıp tekrar
müstakil bir köy durumuna getirilmesi için bir referandum yapılmış,
Çerkeşli Köyü ve Muallimköy Haziran 1988 tarihinde İçişleri Bakanlığı'nın
onayıyla Dilovası beldesinden ayrılıp
tekrar müstakil birer köy durumuna gelmişlerdir.
Bu gelişmelerden sonra Dilovası bugünkü 7 Mahalleyi kapsayan konumuna gelmiştir.
Dilovası'na , Dilderesi'ne ve Diliskelesi'ne adını veren dil kelimesi konusunda ise
bazı söylentiler vardır.
Bu söylentiler Diliskelesi sahilinde denize doğru dil şeklinde
toprak çıkıntısı olması, burada vaktiyle Dilbaba diye bir ermişin yaşaması ve
ismini vermesi ve Yalova tarafındaki Hersek burnunun dil şeklinde
Dilovası kesimine uzamasıdır.
Bugün göç alma hızı azalsa da 50.000'leri geçen nüfusu ile İlçe olabilecek duruma gelmiştir.
Dilovası Beldesi halen kamu hizmeti yönünden halkın isteklerine
cevap verememekte ve karşılayamadığı ihtiyaçları için
Gebze ilçesine gitmektedir.
Bu durum yükü zaten ağır olan Gebze ilçesinin sorunlarını
bir kat daha artırmaktadır.