Ben seni sevdim, yada seni sevdiğimi sandım! Peki, artık yalan söylemeyeceğimi söylemiştim değilmi. Öyleyse işte doğru olan, ben seni hiç sevmedim hemde hiç...

Bunun sebebide yoktu. Sevmedim ve sana açıkça yalan söyledim.Ben bariz bir yalancıyım. Senin duygularını sebepsizce hırpaladım. Sebebi olmalımıydı yalanlarımın?
Dalgalar hiçbir alıp verecekleri olmayan kumsalları, kayaları niçin yüzyıllardır hırpalar... varmıdır bir sebebi? Ama sen değilmiydin bana deniz kenarında birbirimize sarılıp aşkımızı anlatırken dalgaları romantik bulduğunu söyleyen. Beni dalgalara benzeten ve onlar kadarda romantik ulduğumu söyleyen. İşte senin iki romantiğin, iki sebepsizce hırpalayanın. Ben ve çok sevdiğin dalgaların...
Ne dalgalar aynı kıyıya ikinci defa çarpar, nede sen ikinci defa bana haber vermeden gökyüzüne yükselebilirsin. Ne kıyı o dalgalara bunun için müsade eder, nede ben ikinci defa ölüp gitmene, sana bir elveda dememe bile izin vermeden, beni benimle yapayalnız bırakmana müsade ederim. Nede bu yazıdaki kadar çok yalanı sana bir daha söyleyebilirim...Belki artık sadece kızabilirim, bağırıp çağırabilirim. Aynı beni benzettiğin dalgalara, kıyının kızması gibi. Bunu bile artık duyamayacağını bile bile... Sen bana söylemeden sonsuza dek gittin. Bana ilk yalanın oldu bu. Benim sana son yalanımda sonsuzluğa çekip gitmene müsade etmem oldu.