Marilyn Monroe
, asıl adı Norma Jean MORTENSON, NORMA JEAN BAKER olarak da bilinir (d. 1 Haziran 1926, Los Angeles - ö. 5 Ağustos 1962, Los Angeles, ABD), Hollyvvood’un yarattığı en büyük cinsellik simgelerinden biri olan ABD’li sinema oyuncusu. 1950’lerde rol aldığı başarılı filmlerle yıldızlaşmış, genç yaştaki trajik ölümünden sonra adı bir efsaneye dönüşmüştür.
Yetimhanelerde ve yabancı ailelerin yanında geçen mutsuz bir çocukluk döneminden sonra, gençlik yıllarında fotoğrafçılara modellik yapmaya başladı. Dergi kapaklarında çıkan resimleri ve bir takvimde yer alan çıplak fotoğrafıyla Hollywood çevrelerinin dikkatini çekti ve Scudda-Hoo! Scudda- Hay! (1948) adlı filmde küçük bir rolde göründü. Bunu başka önemsiz roller izledi. John Huston The Asphali Jungle (1950; Elmas Hırsızları) ve Joseph L. Mankiewicz’in Ali Aboui Eve (1950; Perde Açılıyor) filmlerindeki küçük rollerinde başarı kazandı. Sonraki yıllarda Howard Hawks’ un Gemlemen Prefer Blondes (1953; Erkekler Sarışınları Sever), Jean Negulesco’nun Howio Marry a Millionaire (1953; Milyoner Avcıları! Bir Milyonerle Nasıl Evlenilir?) ve Billy Wilder’ın The Seven Year Iich (1955; Yaz Bekârı) komedilerindeki başrolleriyle bir cinsellik simgesi haline geldi.
Çekiciliği kadar oyunculuk yeteneğiyle de ilgi görmek istiyordu. Bu amaçla New York kentindeki Actors Studio’ya gitti ve Lee Strasberg’den dersler aldı. Hollywood’a dönerek daha önemli filmlerde oynadı. Bunlardan bazısı Joshua Logan’ın Bus Siop (1956; Otobüs Durağı), Laurence Olivier’nin hem yönetip hem de başrolünü paylaştığı The Prince and The Showgirl (1957; Uyuyan Prens), Wilder’ın Some Like li Hoi (1959; Bazıları Sıcak Sever) filmleriydi. Huston’m The Misfits'i (1961; Uygunsuzlar) son filmi oldu. Aşırı dozda uyku ilacı almış olarak ölü bulunması bütün dünyada şaşkınlık yarattı. Özel yaşamı sürekli bir ilgi odağı olan Monroe, 1954’te beyzbolcu Joe DiMaggio ile kısa süren bir evlilik yapmış, 1956-61 arasında da, kendisi için Uygunsuzlar filminin senaryosunu da yazan ünlü oyun yazarı Arthur Miller’la evli kalmıştı.
Başlangıçta yaratılan güzel, ama aklı kıt sarışın imajı sonradan çarpıcı bir biçimde yerini, Hollywood tarafından sömürülüp tüketilmiş duyarlı ve güvencesiz kadın imajına bıraktı. Monroe’nun asıl önemli yanı ise yeterince değerlendirilememiş oyun gücü ile komediye, yumuşak sesiyle de müzikale olan yatkınlığıydı. Öbür filmleri arasında Henry Hathaway’in Niagara (1953), Otto Preminger’in River of No Return (1954; Dönüşü Olmayan Nehir), Walter Lang’m There's No Business Like Show Business (1954; Sahne Âşıkları! Müzik Dünyası) ve George Cukor’un Lef s Make Love (1960; Gel Sevişelim! Milyarderin Aşkı) sayılabilir. Norman Mailer’ın yazdığı Marilyn: A Bio- graphy of Marilyn Monroe (Seks Meleği Marilyn Monroe) 1973’te yayımlanmış ve Türkçeye çevrilmiştir.
Kaynak: MsXLabs.org & Ana Britannica