Arama

Mel Gibson

Güncelleme: 27 Haziran 2008 Gösterim: 27.038 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mel Gibson (1956 - .... )
MsXLabs.org

Sponsorlu Bağlantılar
“Bütün olan bitenler çok hızlı gelişti. Artık buna bir dur demek zorundayım ya da iyi bir şamar yiyeceğim.”

Ad:  gibsonwallpaper01.jpg
Gösterim: 329
Boyut:  25.4 KB


New York Merkez Tren İstasyonu’nda çalışan babasının, oğullarını hem Vietnam tehlikesinden hem de ekonomik zorluklardan kurtarmak maksadıyla geldiği Avustralya’da 3 Ocak 1956’da on bir çocuğun altıncısı olarak dünyaya gelen Mel Gibson, okulu bitirdikten sonra New South Wales Üniversitesi’nin drama bölümüne girdi.
Öğrenim yıllarında “Summer City” adlı bir filmde Scollop adında genç bir sörfçüyü canlandıran aktör, mezun olduktan sonra Güney Avustralya Devlet Tiyatrosu’na katıldı. Burada birçok klasik oyunda rol alan Gibson, özellikle çağdaş oyunlardaki performanslarına hayran kalan yönetmen George Miller’ın beğenisini kazandı. Miller’ın teklifiyle kendini bir anda film setinde bulan aktör, sinemaya “Mad Max” adlı aksiyon filmiyle giriş yaptı.
Filmdeki, "geleceğin yeni kahramanı Mad Max" karakteriyle Avustralya’da büyük üne kavuşan Gibson, filmin devamı niteliğindeki “The Road Warrior” ile Amerika’da da tanındı. Yönetmen Peter Weir’ın I. Dünya Savaşı epiği “Gallipoli / Gelibolu” filmindeki rolüyle En İyi Aktör dalında Avustralya Film Enstitüsü ödülünü kazanan aktör, “The Year of Living Dangerously”, “The Bounty” ve “Mrs. Soffel” adlı filmlerle iyi bir oyuncu olduğunu kanıtladı. 1984 yapımlı “Bounty” filminde Anthony Hopkins, Liam Nelson ve Daniel Day-Lewis gibi ünlülerle rol aldı. Gibson, People dergisinin 1985 yılında düzenlediği yarışmada “Yaşayan En Seksi Adam” unvanının da sahibi olarak kadınların tutkusu haline geldi.
Aksiyon filmlerine devam etmekte kararlı görünen Mel Gibson, Mad Max’ten sonra Danny Glover ile başrol oynadığı “Lethal Weapon / Cehennem Silahı” ile çok farklı ve yine unutulmaz bir kahraman karakteri yarattı. Ölümden korkmayan depresif polis karakteriyle box office listelerinde fırtınalar estiren Gibson, Hollywood’un en popüler oyuncularından biri oldu. 1990’daki üç filminin ilki olan "Teldeki Kuş" adlı komedi-macera filminde korunma programındaki bir adamı canlandıran aktör, sonraki filmi "Air America"da savaşın ortasında bir sivil pilot karakterini oynadı. Bir sonraki filmi yine bir aksiyon olan aktör, "Tequila Sunrise" filminde başrolü Kurt Russel’la paylaştı. Yapımcılar daha fazla bekleyememiş olacak ki ilkinden iki yıl sonra "Cehennem Silahı II" çekildi.
Elde ettiği prestijle kendi istediği filmlerde oynama lüksüne kavuşan aktör, “Hamlet” ve “The Man Without a Face / Yüzü Olmayan Adam” gibi dramatik oyunculuğu ağır basan filmlerde oynadı. Bu filmlerin beklenen ilgiyi görmemesi Gibson’ı aksiyon filmlerine dönmeye mecbur etti.
1994 yılında “Maverick” adlı çağdaş western filmiyle komedi türünü de deneyen aktör, oyunculuğa ara verip yönetmenliğe soyundu. 1995 yapımlı, İskoçya’nın İngiltere’ye karşı verdiği mücadeleyi konu alan görkemli bir baş yapıt olan “Braveheart / Cesur Yürek” filminin hem yönetmeni hem başrol oyuncusu olan aktör, En İyi Film ve En İyi Yönetmen olmak üzere iki Oscar ödülünün sahibi oldu.
“Randsom” adlı gerilim filminde oğlu kaçırılan bir hava alanı yetkilisini canlandıran Gibson, 1997 yılında Julia Roberts ile birlikte “Conspiracy Theory / Komplo Teorisi” adlı filmde rol aldı. Ertesi yıl “Lethal Weapon / Cehennem Silahı” serisinin sonuncusuna imza atan aktör, “Payback” adlı yüksek bütçeli gerilim filminde, inançsız karısı ve iki taraflı oynayan bir arkadaşından intikam almaya çalışan bir hırsızı canlandırdı.
2000 yılının en çok iş yapan yaz filmlerinden “Chicken Run”da seslendirme yapan aktör, daha sonra Roland Emmerich’in Amerikan Devrim Savaşı’nı konu alan “ The Patriot / Vatansever” adlı filmde oynadı. Yine aynı yıl, romantik-komedi filmi olan “What Women Want / Kadınlar Ne İster?”de güzel oyuncu Helen Hunt ile birlikte başrol oynayan aktör, filmde, talihsiz bir kaza sonucunda kadınların aklını okuma yeteneğini kazanan ve bu yeteneği yüzünden başına ilginç olaylar gelen Nick Marshall karakterini canlandırdı.
Mel Gibson, 2002 yılında "We Were Soldiers / Bir Zamanlar Askerdik" ve "Signs / İşaretler" isimli iki filmde rol aldı. “Signs” filmi, eşini erken yaşta kaybettikten sonra Tanrı’ya olan inancını yitirmiş rahip Graham Hess’in, Pennysylvania’daki çiftliğinde ailesiyle yaşarken, esrarengiz olaylarla karşılaşmasını ve bu olaylar sonucu yitirmiş olduğu inancını yeniden sorgulamasını konu alıyor.

Biyografi Konusu: Mel Gibson nereli hayatı kimdir.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #2
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Mel Gibson

Sponsorlu Bağlantılar
Doğum:
3 Ocak 1956 Peekskill, New York.


Aile:
Tam 11 çocuklu bir ailenin üyesi. 1980'den bu yana hemşirelik yapan Robyn Moore ile evli. 6 çocukları var ve yedincisi de yolda.


Eğitim:
Sydney'deki Ulusal Dramatik Sanatlar Enstitüsünde eğitim aldı. Kızkardeşi okula Mel'in haberi olmadan onun adına başvuruda bulunmuştu. Okulda Amerikan aksanı nedeniyle diğer çocukların alay konusu oluyordu. Ayrıca New South Wales Üniversitesine devam etti.


İlk Filmi:
1977 yapımı düşük bütçeli "Summer City" filminde bir sörfçüyü oynadı.


Büyük Çıkışı:
"Summer City" yi izleyen yönetmen George Miller, yeni filmi "Mad Max"in oyuncu seçimine Gibson'ı da çağırdı. Görüşmeden bir gün önce büyük bir bar kavgasına katılan Gibson'ın yüzü yara bere içinde kaldı. Belki de bu garip tesadüf sayesinde yüzü Mad Max karakteri için daha uygun gözüktü ve filmin büyük başarısıyla bir anda tanındı. Ardından gelen "Cehennem Silahı" serisi ile bir yıldız statüsüne ulaştı.


Ödüller:
"Braveheart" ile en iyi yönetmen ve en iyi film Oscarları. "Gallipoli" filmiyle Avusturalya Film Enstitüsü en iyi oyuncu ödülü.


Medya:
1997 yılında Empire Dergisi tarafından tüm zamanların 100 Film yıldızı listesinde 12. sırayı aldı. People dergisinin her sene seçtiği dünyanın en güzel 50 insanı listesine üç defa girmeyi başardı.


Biliyor musunuz?:
Amerikan Kütüphaneler Birliğinin Okuma Yazma seferberliği için büyük çaba gösterdi.

Üniversitede Geoffrey Rush (Shine) ile oda arkadaşıydılar.

Bunu biliyor musunuz?:
New York'ta doğan Gibson'ın babası 1968'de Jeopardy (Riziko) programında 24000 dolar kazanınca ailesi ile birlikte Avusturalya'ya yerleştiler.


Söz:
"Herşey çok çabuk gelişiyor. Hemen frenlere basmam gerek yoksa bir yerlere fena toslayacağım."

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 29 Ekim 2015 21:56
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
27 Haziran 2008       Mesaj #3
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
What Women Want - (Kadınlar Ne İster?)

Ad:  what woman what.jpg
Gösterim: 323
Boyut:  27.6 KB

Bekar bir erkek olan olan Nick Marshall başarılı bir reklamcıdır. Marshall'a verilen yeni bir görevde amirinin bir bayan, Darcy McGuire, olacağı söylenir. Marshall, Darcy ile daha iyi anlaşabilmesi için kadınların neler düşündüğünü ve neleri sevdiklerini anlamasını sağlayacak bir testten geçirilir; fakat bu sırada ufak bir kazaya uğrar. Nick sonraki sabah uyandığında kadınların yanındayken gaipten sesler duyduğunu farkeder, fakat sonra kadınların düşündüklerini anlayabildiği farkeder. Önceleri bu durumdan hiç hoşlanmayan ve kurtulmaya çalışan Nick, kurtulamayınca durumu kendi yararına kullanabileceğini düşünür.

Ad:  What Women Want.jpg
Gösterim: 292
Boyut:  21.5 KB
Gerçekçi ol imkansızı iste...

Benzer Konular

15 Mart 2009 / ThinkerBeLL Edebiyat ww
12 Ağustos 2008 / KisukE UraharA Sinema ww
30 Kasım 2009 / _KleopatrA_ X-Sözlük
14 Ağustos 2015 / Kral_Aslan Taslak Konular
10 Nisan 2015 / Jumong Müzik ww