Arama

Alain Delon

Güncelleme: 22 Ocak 2013 Gösterim: 71.304 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
22 Ocak 2013       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Alain Delon
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar
Alain Delon, Fransa'nın Oscar'ı olarak bilinen Cesar Award kazanmış Fransız sinema oyuncusudur.
Ad:  Alain_Delon_2.jpg
Gösterim: 1235
Boyut:  29.8 KB

8 Kasım 1935'te Sceaux, Fransa'da dünyaya geldi. Sinema oyunculuğu kariyerinde çok hızlı bir şekilde yükselmeye başlayan Delon, henüz 23 yaşındayken Fransa'nın efsane aktörleri Gerard Philipe ve Jean Marais ile ve Amerikalı aktör James Dean ile kıyaslanmaya başladı. Delon, kariyeri boyunca Luchino Visconti, Jean-Luc Godard, Jean-Pierre Melville, Michelangelo Antonioni ve Louis Malle gibi önemli yönetmenlerle çalıştı. 1999 yılında İsviçre vatandaşı oldu.
Paris'e birkaç kilometre uzaklıktaki Sceaux'ta dünyaya gelen Delon'un çocukluğu burada geçti. Roma Katolik yatılı okuluna gönderildikten sonra, uyumsuz davranışları yüzünden pek çok kez okuldan uzaklaştırıldı. Öğretmenleri, dine olan yatkınlığı sebebiyle onu rahiplik okuluna gitmeye ikna etmeye çalıştılarsa da, bu konuda başarılı olamadılar. 14 yaşına geldiğinde okulu bırakan Delon, üvey babasının sahibi olduğu kasapta çalışmaya başladı. Üç yıl sonra orduya kaydoldu ve 1953 yılında savaşa gönderildi. Askerlik yaptığı 5 yılın 11 ayını disiplinsiz davranışları yüzünden askeri hapisanede geçirdi. Askerlikten atıldıktan sonra parasız bir şekilde Paris'e dönen Delon geçinebilmek için, garsonluk, hamallık ve tezgahtarlık gibi ilerde çalıştı. Bu yıllarda aktris Brigitte Auber ile tanıştı ve birlikte Cannes Film Festivali'ne gittiler. Alain Delon'un aktörlük kariyeri burada başladı.
Cannes'da bulundukları sırada yetenek avcısı David O. Sleznic ile tanışan Delon, uygulanan yetenek sınavında başarılı olarak Sleznick'le sözleşme imzaladı. Daha sonra İngilizce öğrenmek için geri döndüğü Paris'te Fransız yönetmen Yves Allegret tarafından, kariyerine Fransa'da başlaması konusunda ikna edildi. İlk oyunculuk tecrübesini Allegret'in yönettiği "Quand la Femme s'en Mele" ile yaşayan Delon, bu filmin ardından Amerika'da da gösterime giren ve başarı yakalayan film "Faibles Femmes" te yer aldı.
İlk sahne tecrübesini 1961 yılında John Ford'un "Tis Pity She's a Whore" oyunu ile yaşayan Delon, bu oyunun ardından "II Gattopardo", "Un Flic", "Le Cercle Rouge" ve "Le Samourai" oyunlarında da rol aldı.
1973 yılında Fransız pop şarkıcısı Dalida ile, "Paroles, Paroles" şarkısında yaptıkları düet, başta Fransa olmak üzere, dünyanın pek çok yerinde büyük beğeni topladı.
1984 yılına gelindiğinde, bir Bertran Biler filmi olan "Notre Historie" ile, En İyi Erkek Oyuncu dalında Cesar Award kazanan Delon, pek çok filmde yeraldıktan sonra 1997 yılında aktörlüğü bıraktığını açıkladı. Bu açıklamanın ardından da zaman zaman bazı filmlerde yer almaya devam etti.
Ünlü aktör zaman zaman T.V. dizilerinde rol alsa da 2008 yılına kadar sessizliğini korudu. 2008 yılında Asteriks Olimpiyat Oyunları'nda adlı filmde Jül Sezar rolünü oynayarak sinemaya kariyerine hızlı bir dönüş yaptı.


Filmografi
  • 2008 - L'Instinct de mort
  • 2006 - Astérix aux Jeux Olympiques Jules César
  • 2004 - Frank Riva (dizi 2. sezon)
  • 2003 - Frank Riva (dizi 1. sezon)
  • 1999 - Les Acteurs
  • 1997 - Une Chance sur deux
  • 1996 - Le Jour et la nuit
  • 1994 - Les Cent et une nuits
  • 1993 - L'Ours en peluche
  • 1992
    • Un Crime
    • Le Retour de Casanova Casanova
  • 1990
    • Nouvelle vague
    • Dancing machine
  • 1988 - Ne réveillez pas un flic qui dort
  • 1985 - Parole de flic
  • 1984
    • Notre histoire
    • Le Passage
  • 1983
    • Le Battant
    • Swann in Love
  • 1982 - Le Choc
  • 1981 - Pour la peau d'un flic
  • 1980
    • Trois hommes à abattre
    • Teheran 43. Nid d'espions
  • 1979
    • Le Toubib
    • The Concorde: Airport '79
  • 1978 - Attention, les enfants regardent
  • 1977
    • Le Gang
    • Mort d'un pourri
  • 1976
    • Monsieur Klein
    • Armaguedon
    • Comme un boomerang
    • L'Homme pressé
  • 1975
    • Flic Story Roger Borniche
    • Le Gitan
  • 1974
    • Zorro
    • Les Seins de glace
    • Borsalino & Co.
  • 1973
    • Deux hommes dans la ville
    • La Race des seigneurs
    • Les Granges brûlées
    • Scorpio
    • Les Grands fusils
  • 1972
    • Traitement de choc
    • Il était une fois un flic
    • Le Professeur
  • 1971
    • Un Flic
    • La Veuve Couderc
    • Soleil Rouge
    • Fantasia chez les ploucs
    • The Assassination of Trotsky
  • 1970
    • Le Cercle rouge
    • Borsalino
    • Doucement les basses
  • 1969
    • Le Clan des Siciliens
    • Madly
    • Jeff
  • 1968
    • La Piscine
    • La Motocyclette
    • Adieu l'ami
    • Spirits of the Dead
  • 1967
    • Le Samouraï
    • Diaboliquement vôtre
  • 1966
    • Les Aventuriers
    • Les Centurions
    • Texas nous voilà
  • 1965
    • Paris brûle-t-il ?
    • Once a Thief
    • The Yellow Rolls-Royce
  • 1964 - L'Insoumis
  • 1963
    • La Tulipe noire
    • The Leopard
    • Mélodie en sous-sol
    • Les Félins
  • 1962
    • Le Diable et les Dix Commandements
    • Carambolages
    • L'eclisse
    • L'Amour à la mer
  • 1961
    • Les Amours celebres
    • Quelle joie de vivre
  • 1960
    • Plein Soleil
    • Rocco Ve Kardeşleri
  • 1959
    • Le chemin des écoliers
    • Faibles femmes
  • 1958 - Christine
  • 1957
    • Quand la femme s'en mêle
    • Sois belle et tais-toi
Ad:  Alain_Delon_4.jpg
Gösterim: 1114
Boyut:  94.6 KB


Alain Delon resim/fotoğraf konusu için bakınız > Alain Delon Resimleri

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Biyografi Konusu: Alain Delon nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
22 Ocak 2013       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Alain Delon: Melek ya da şeytan… Suçlu mu, değil mi?
Ad:  Alain_Delon_4.jpg
Gösterim: 931
Boyut:  35.8 KB
17 Kasım 1968. O Pazar Milliyet gazetesinin okurları gazeteleriyle birlikte ücretsiz olarak aldıkları hafta sonu ilavesinin üçüncü sayfasında yukarıdaki başlığı taşıyan bir haber-makale ile karşılaştılar. Ünlü yıldız Alain Delon birbiriyle bağlantılı olduğu düşünülen üç kanlı cinayetle ilintilendiriliyordu. Üstelik bu cinayetlerin ardında ucu eroin ticaretinden ünlü gangsterlere, şantajdan politik entrikaya kadar pek çok yasadışı konuya uzanan olası senaryolar vardı.
Sponsorlu Bağlantılar
İsterseniz en baştan başlayalım…

Alain Fabien Maurice Marcel Delon, 8 Kasım 1935’de Paris’in banliyölerinden birinde doğdu. Yeniyetmeliğinde ele avuca sığmaz, zaptedilemez bir başbelasıydı. Asi ruhlu çocuk uygunsuz davranışları yüzünden neredeyse girdiği tüm okullardan atıldı. Eğitim hayatından umudu kesince kısa bir süre kasap olan üvey babasının yanında çıraklık yaptıktan sonra şansını bir de orduda denemeye karar verdi (1952). Bıyıkları daha yeni terlemiş bir deniz piyadesi olarak Hindiçini’ndeki savaşa katııldı. Otorite ve disipline olan alerjisi burada da kendini gösterdi. Delon ordudaki dört yılının 11 ayını hapishanede geçirdi.
1956’da Fransa’ya döndüğünde sivil, işsiz ve beş parasızdı. Ne iş bulursa onda çalıştı. Ya da çalışmadan hayatta kalmanın yollarını buldu. Yakışıklılığı, karizmasıyla, pervasızlığıyla bu dönemde pek çok arkadaş edindi. Onu Cannes Film Festivalin’e “gezmeye” götürüp keşfedilmesini ve sinema çevresine girmesini sağlayan güzel aktrist Brigitte Auber gibi, ünlü gangster François Marcantoni de bunlardan biriydi.
Korsikalı Marcantoni 2. Dünya Savaşı sırasında direnişçi olarak savaşmış, Delon’la tanıştığı 50’lerde ise bir dizi banka soygununa adı karışmıştı. Marcantoni, Delon’un suç dünyasından kendine arkadaş seçtiği tek kişi değildi üstelik. Söylentilere göre Marsilyalı ünlü gangster başı Antoine Guerini ile de ahbaptı Delon. (Uyuşturucu trafiğinin merkezi sayılan Marsilya’dan çıkmış en ünlü gangsterlerden biri olan Guerini bir gazeteciye Kennedy suikastını da kendisinin organize ettiğini açıklamıştı.)

“Öldürmeyi sevdiği için adam öldüren bir genç, bir sadist ve bir seks manyağı!”
Bugün bile pek fazla kişi Delon’un bu tür karanlık insanlarla niye arkadaşlık kurduğunu bilmiyor. Kimisine göre şiddete olan yatkınlığıydı bunun açıklaması. Zaten ünlü bir aktör olmasaydı hangi mesleği seçeceğini soranlara o yıllarda verdiği yanıt dikkat çekiciydi Delon’un:
Ünlü bir gangster.
Ama Delon hakkındaki en çarpıcı açıklama Hindiçini’de onun komutanlığını yapan Guy De Vignac’dan gelir. 1969’da Der Spiegel’e şöyle tarif etmiştir asker Delon’u:
“Öldürmeyi sevdiği için adam öldüren bir genç, bir sadist ve bir seks manyağı!”
Delon’un az gündeme getirilen ama onun profilini çıkarmak açısından altının çizilmesi gereken diğer ilişkilerinde ise hayranlığını gizlemediği uç sağ kanatı temsil eden politikacı Jean-Marie Pen ve sert metodlardan hiç kaçınmayan Fransız Gizli Servisi başı çekiyor.

Markovic’i kim öldürdü?
Nikola Milinkovich, 1950’li yıllarda Avrupa’da ve tüm dünyada etkin olan Sırp mafyasının lideriydi. “Çılgın Sırp” lakaplı Nikola söylentilere göre New York’ta Al Capone’un tetikçisi tarafından öldürülmüştü (1953).
Nikola için büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Yakın arkadaşları adet olduğu üzere cenaze konvoyunun önlerinde yer aldılar. Bu arkadaşlardan biri de Stevan Markovic idi. Alain Delon’un korumalığını da üstlenen, ancak 1968’de cesedi bir çöplükte bulunacak bir başka Sırp. Kafasına yediği 9 mmlik kurşun akla hemen profesyonel katilleri getiriyordu.
Alain Delon, Stevan ile 1950’de tanıştığı söylenir. Delon bir film çekmek için Belgrad’da bulunduğu sırada iki Sırpın vahşi kavgasına tanık olur. Kavga edenler Stevan Markovic ve arkadaşı Miloş Milosevic’den başkası değildir. Delon ikiliye koruması olmalarını teklif eder.
Stevan, Delon’la Fransa’ya gelir. Miloş ise şansını önce Hollywood’da deneyecektir. 200 bin dolar karşılığı Nikola Milinkovich’in düzenlediği sokak dövüşlerine katılıp büyük paralar kazanır ve kazandırır. Miloş ayrıca 1966 tarihli The Russians Are Coming, The Russians Are Coming filminde küçük bir rol de üstlenmiştir. 1966 aynı zamanda Miloş’un talihinin döndüğü yıldır. Yaklaşık 1 yıldır Mickey Rooney’nin karısı Barbara Ann Thomason ile yasak ilişki yaşamaktadır. Çift Rooney’nin Los Angeles’daki evinde ölü olarak bulunur. Resmi açıklamaya göre Miloş önce sevgilisini vurmuş, sonra intihar etmişti. Ama söylentiler bunun bir intikam cinayeti olduğu yönündeydi. Rastlantıya bakın ki Marcantoni ve Delon o sırada Hollywood’daydı.
Yakışıklılığı dikkati çeken, Hollywood partilerinin müdavimi olan ve uyuşturucu piyasasıyla bağlantıları olan çetinceviz Stevan Markovic’in öldüğü sırada hala Delon’un korumalığını yapıyor muydu belirsiz. Ama cinayetten sonra François Marcantoni hakkında soruşturma açıldığı ve 11 ay gözaltında kaldığı biliniyor. Delon da sorgulanıyor ama cinayet sırasında St. Tropez’de film çekiminde olduğu anlaşılınca aklanıyor. Şüphelerin Marcantoni ve Delon üstünde yoğunlaşmasının nedeni ise Stevan’ın, kardeşi Alexandar’a yazdığı bir mektupta şöyle demesi:
“Eğer öldürülürsem, bil ki bu yüzde yüz Alain Delon ve onun hamisi François Marcantoni’nin yüzünden.”
Marcantoni’nin ağzından şu cümleler yazıyor Milliyet’in haberinde:
“Stevan palavracının tekiydi. Bir gün Alain gibi şöhrete ulaşacağı inancındaydı. Onun hiçbir zaman beyaz zehir dünyasından söz ettiğini duymadım. Alain’i felakete sürüklemek istediği apaçık ortada, ancak neden böyle davrandığını anlayamıyorum. Alain’i fakir ve mutsuz olduğu günlerde tanımıştım. Bugün ünlü ve zengin. Ama mütevazılığından ve iyiliğinden hiçbir şey kaybetmedi.”
Milliyet’in haberine göre polisin ele geçirdiği deliller arasında en önemlisi bir hatıra defteridir. Yine bir yıldız olan Marie Lafôret’in ismine bu şekilde ulaşılmıştır. Ama sorgusunda Stevan’ı yalnızca iki defa gördüğünü iddia eder Lafôret. Defterde adı geçen ve bilgisine başvurulan bir diğer ünlü isim ise şarkıcı Guy Beart’dür. Oysa Beart, daha önce Stevan’la hiç tanışmadığını ve Delon’la çok samimi olmadığını açıklamıştır. Ama hepsinden ilginci cinayetin aydınlanmasında anahtar rol oynayacak bu hatıra defterinin daha sonra esrarengiz biçimde kaybolması.
Hem Stevan’ın hem de Miloş’un yakın arkadaşı olan Uros Miliçevic cinayetlerin ardından soluğu Belgrad’ta aldı. Orada daha güvende olacağına inanıyordu. Özellikle de sağda solda Miloş’u kimlerin öldürdüğünü bildiğini söyleyen Kiro Popcevski’nin hunharca katledilmesinin ardından. Stevan’la aynı evi paylaşan Uros, Stevan’ı canlı gören son kişiydi. Birileriyle telefonda konuştuktan sonra son derece tedirgin biçimde biriyle buluşması gerektiğini söylemişti Uros’a. Stevan’ın evlerinin önüne gelen bir taksiye binip uzaklaştığını gördü Uros. Bu, onu canlı olarak son görüşüydü.
“Stevan, Miloş cinayeti hakkında çok şey bildiği için öldürüldü. İkisini de aynı kişiler öldürdü.”
Stevan Markovic cinayeti dolaylı yoldan olsa da Delon’un isminin yine geçtiği daha büyük bir başka politik skandala daha yol açıyordu. Araştırmalar ilerledikçe sonradan Başkan olacak eski Başbakan Georges Pompidou’nun ismi de geliyordu gündeme. Tanık olarak bilgisine başvurulan kişilerden Borivoj Ackov, Pompidou’nun karısı, Stevan Markovic ve Alain Delon ile bazı partilere katıldığını itiraf etti. Pompidou’nun karısının toplu seks yapılırken çekilen fotoğraflarının olduğu söylentilerinin çıkmasına yol açar bu açıklamalar. Pompidou politik rakiplerinin Fransız İstihbarat Servisi’ni kendine tuzak kurmak için kullandığını iddia eder. Başkan olunca ilk işi bu servisi elden geçirmek olur.
Alain Delon’un melek yüzlü olduğu konusunda sanırım hepimiz hemfikiriz. Ama kendisinin bir melek mi yoksa bir şeytan mı olduğu bir zamanlar çok tartışılmıştı. Bugün bunların pek çoğu hatırlanmıyor ya da hiç bilinmiyor elbette. Yalnızca bu yazıda anlatılanlar yüzünden değil, hakkında yazılacak ilk biyografi kitabını engellemek için mahkeme kapılarını nasıl aşındırdığına bakarsanız, Delon’un gerçekten de geçmişiyle ilgili günışığına çıkmasını istemediği şeyler varmış hissine kapılıyorsunuz.



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

30 Ocak 2013 / sanar Taslak Konular
24 Kasım 2015 / Mira Sinema ww
22 Ağustos 2015 / Safi Bilim ww
19 Temmuz 2015 / Safi Sinema ww
22 Ekim 2015 / Jumong Müzik ww