
Ziyaretçi
Askeri darbeler tarihi; "28 Şubat" darbesinde 380 milyar attaya nasıl götürüldü! (3)

"Yediğimiz hurmalar günü gelir tırmalar!"
Darbe gerçeğine, 1622 ve 1940’lı yıllardan verilen örneklerden sonra bir örnekte, 1980’li yıllardan verilmektedir. 1986 Yılında SHP Milletvekili Cüneyt Canver ve arkadaşları, 12 Eylül askeri cuntası generallerinden ve Hava Kuvvetleri eski komutanı Tahsin Şahinkaya hakkında bir soru önergesi verirler, ancak soru önergesi aşağıda açıklanan gerekçelerle reddedilir.
Bakalım reddedilen soru önergesinde kimler ve neler bulunmaktadır?
"Tahsin Şahinkayanın rüşvet aldığı iddiasını, 1986da Meclis gündemine getiren Cüneyt Canver Büyükelçi Yalım Eralp, o yıllarda değerli bilgilerini bizden ve yüce Meclisten saklamış olmasaydı, Şahinkaya hakkında bir komisyon kurdurabilirdik dedi.
Yıl 1986: 12 Eylül askeri cuntasının generallerinden Milli Güvenlik Konseyi (MGK) üyesi, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın adı,
-"Askeri uçak alımlarından çıkar sağlamak,
-Hava Kuvvetleri'nce yaptırılan inşaatlarda belirli bir şirketi kollamak,
-Elde ettiği haksız kazançla çok sayıda gayrimenkule sahip olmak"la ilgili iddialar çerçevesinde gündeme geliyordu.
Söz konusu iddialar, 1986 yılında, dönemin Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) milletvekili Cüneyt Canver başkanlığında hazırlanan bir soru önergesiyle Meclis'e sunulmuştu.
Ancak, Fikri Sağlar'ın ifadesiyle, Başbakan ve Anavatan Partisi genel başkanı Turgut Özal'ın özel çabaları ve Anavatan Partisi grubunun oylarıyla, önerge Meclis'te red edildi. Dosya kapanmış, iddialar araştırılmamıştı.
Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, geçtiğimiz günlerde Hürriyet gazetesine verdiği röportajda,
-"1981'de ABD'liler bana askeri uçak seçiminde rüşvet alındığını anlattılar. Verilen tarif Tahsin Şahinkaya'ya uyuyordu" diyerek Orgeneral Tahsin Şahinkaya ile ilgili iddiaları yeniden gündeme getirmiş oldu.
Cüneyt Canver'e böyle bir çerçevede bir zamanlar kendisinin Meclis gündemine getirdiği Orgeneral Tahsin Şahinkaya ile ilgili önergeyi sorduk.
Canver, iddiaları ve o iddiaların geçmişini bianet'e şöyle değerlendirdi:
* 1986 yılında, o zamanki Milli Güvenlik Konseyi üyesi emekli orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın nüfuzunu kullanarak yolsuzluk yaptığına ve zenginleştiğine dair bir takım bilgilere ulaştık. Bu bilgileri derledik ve bir soru önergesi hazırladık. O önergede, şu iddiaların araştırılmasını istedik:
1. Tahsin Şahinkaya, Amerika'dan alınacak askeri uçaklarla ilgili olarak şahsi çıkar sağlıyordu.
2. Tahsin Şahinkaya'nın bir Amerikan firması ile ilişkisi vardı. Aynı Amerikan firması, İŞKUR ve BAGFAŞ firmalarını destekliyordu. Bu firmalarda Şahinkaya'nın eşinin ve oğullarının ortaklığı vardı. Şahinkaya ayrıca, iki önemli şirketin daha hissedarları arasına girmişti.
3. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın Şahinkaya dönemindeki bütün ihalelerdeki şartnamelerde, Şahinkaya'nın ortağı olduğu Çanakkale Seramik firması kollanıyordu.
4. Şahinkaya'nın görevde olduğu 1979-1981 yılları arasında Hava Kuvvetleri Komutanlığı 54 milyar liralık ihale verdi. Bu, o yılların koşulları dikkate alındığında çok büyük bir rakam.
5. Şahinkaya, bu yollardan elde ettiği kazançla çok sayıda gayrimenkule sahip olmuştu. Hatta, o dönemde Merve adında bir yat inşa ettiriyordu.
* Soru önergesi hazırlanırken, Meclis Başkanlık Divanı'na Anayasa'daki geçici 15. maddenin soruşturmayı engelleyip engellemeyeceğini sorduk. Başkanlık Divanı, bu maddenin yolsuzluk yapanları korumayacağını söyledi. Biz de soru önergesini gönül rahatlığıyla verdik.
* Araştırma önergesi Meclis'te hararetli tartışmalar yaşanmasına neden oldu. Anavatan Partisi Grup Başkan vekili Pertev Ahçıoğlu, bu önergenin Şahinkaya'yı değil, bizzat 12 Eylül'ü ve 12 Eylül'ü yapanları hedef aldığını söyledi.
* Tahsin Şahinkaya dosyası, ANAP'lı yılların kapatılan ilk dosyasıydı. Emekli Büyekelçi Yalım Eralp, bu çok değerli bilgileri o yıllarda bizden ve yüce Meclis'ten saklamış olmasaydı, Şahinkaya hakkında bir komisyon kurdurabilirdik.
* O gün cesur davranılsaydı, ondan sonraki soygunların büyük bir bölümünün önüne geçilebilirdik. Cümle aleme, şunu gösterecektik.
-Yolsuzluk yapan darbeci bile olsa, general bile olsa bir gün soruşturmaya uğrar.
Bunu yapabilseydik, ülkenin bu derece soyulmasını bir nebze olsun engelleyebilirdik.
O gün Şahinkaya dosyasını kapatanlar, bugün ülkeyi soymayı sürdürüyorlar.
Araştırma önergesini Meclis'e sunduktan sonra, Milli Güvenlik Kurulu'nun sizi özel bir görüşmeye çağırdığı söyleniyor. Bu iddiaların aslı nedir? sorusuna ise Cüneyt Canver'in yanıtı şöyle oldu:
* Soru önergesini Meclis'e sunmamızdan bir ay kadar önce de, eski siyasilere af getirilmesini teklif etmiştim. Bunun üzerine, Tahsin Şahinkaya, Nurettin Ersin ve Nejat Sümer beni Meclis'teki odalarına davet ettiler. Nurettin Ersin bana üstü kapalı olarak; "Biz bu adamları siyasetten atmak için darbe yaptık. Siz bunların affını istiyorsunuz. Ayıp olmuyor mu?" dedi. Sözlerinde üstü kapalı bir tehditseziliyordu. Ben de kendimi savundum.
* Bunun üzerine Tahsin Şahinkaya benim sırtımı sıvazladı ve beni öven bir iki söz söyledi.
* O görüşmeden bir ay sonra, ben Meclis'e önerge verdim. Ondan sonra hakkımda kendisinin ne düşündüğünü bilmiyorum.
* Şahinkaya sadece, iddiaların 12 Eylül hareketini yıpratmak isteyenler tarafından ortaya atıldığını söyledi. "Önergenin sonu neye varır bilemem" gibi bir açıklama yaptı. Bir de malvarlığını açıkladı.
* Malvarlığını açıklamadan önce, birçok gayri menkulünü satmış. Hakkımda herhangi bir dava da açmadı, iddiaları da yalanlamadı. (1)
...
Konu paradan açılınca, paşayla ilgili iddialar bitmiyor.
Time dergisi, dünyanın en zengin 50 paşasını sıralamış o sıralar. Listede Merzifon’da yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğan Tahsin Şahinkaya’nın serveti milyar dolarları bulmuş. Dergi Türkiye’ye hiç sokulmamış.
Ve 30 yıl susan emekli Paşa Habertürk'e yaptığı açıklamada iddialara cevap vermektedir;
-“Şerefsizlerin işi” diyor: “Çocuklarım bocalayıp duruyorlar. Banka hesabımda bloke var.
Lojmandan çıkartılırsam oturacak evim yok. Mütevazı bir insan olarak hisse alımı suç mudur?
Az miktarda gübre fabrikasından aldım ve sattım. Seramik fabrikası için aldığım hisseler ise fabrika kapanınca yandı.”(2)
***
Peki, 28 Şubat’ta 380 milyar nasıl buharlaştırıldı?
Kaynak; Taraf gazetesi, Pazartesi konuşmaları 16.04.2012, Neşe Düzel’in Cengiz Çandar ile yaptığı röportaj, “28 Şubat darbesinde İsrail var.”
-“28 Şubat’ta Cumhuriyet tarihinin en büyük soygunu oldu. Bu soygunun bedelini vatandaş 2001’de feci bir ekonomik krizle yoksullaşarak ve işsiz kalarak ödedi. Sadece bankaların içinin boşaltılması, vatandaşa 380 milyar liraya mal oldu.
Vatandaş bu faturayı fakirleşerek ödedi.
-Öyle... 28 Şubat sürecinde yaşananlar o kadar aleniydi ki! Ama medya kontrol altında tutulduğu ve manipüle edildiği için bunlar yazılmadı. 28 Şubat darbesi göstere göstere yapıldı! Herkes belli roller üstlendi. Demirel, hükümet kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. Aradan 10-15 gün geçti, parlamento aritmetiği birden değişti ve DYP’den istifalar başladı. Yılmaz’ın partisi ANAP aniden Meclis’te en büyük parti oldu. Hüsamettin Cindoruk ve Ecevit’le koalisyon yapıldı.
-Bu milletvekilleri hangi tehditlerle DYP’den ayrıldılar? DYP’nin içi nasıl boşaltıldı? ANAP’ın içi nasıl dolduruldu? Bütün bunlar sizce 28 Şubat soruşturmasıyla ortaya çıkacak mı?
-28 Şubat soruşturmasının çok ciddi yapılması gerekiyor. Çünkü hâlâ çok itibarlı bir sürü ismin dâhil olmasını gerektiren bir içeriğe ve doğaya sahip bu darbe. 28 Şubat’ın yıldızı Çevik Bir’di ama beyni, düşünen adamı dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya’ydı. O dönemde Hürriyet’e, “Sıra sivil kuvvetlerde!” demişti.
Konu aşağıda belirtilen kişisel web sitemizde daha detaylı olarak verilmektedir.
www.canmehmet.com
Devam edecek...
-Yediğimiz hurmalar günü gelir tırmalar!
resim; turbohaber.com'dan alıntıdır.
(1) Bağımsız iletişim ağı (Canver, Şahinkaya Dosyasını Anlatıyor - Burçin Belge - bianet)

12 Eylül 1980 darbesinin komutanlarından Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya 30 yıl sonra ilk kez konuştu. Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut'un sorularını yanıtlayan Şahinkaya hakkındaki iddialara yanıt verdi.

Sponsorlu Bağlantılar
Darbe gerçeğine, 1622 ve 1940’lı yıllardan verilen örneklerden sonra bir örnekte, 1980’li yıllardan verilmektedir. 1986 Yılında SHP Milletvekili Cüneyt Canver ve arkadaşları, 12 Eylül askeri cuntası generallerinden ve Hava Kuvvetleri eski komutanı Tahsin Şahinkaya hakkında bir soru önergesi verirler, ancak soru önergesi aşağıda açıklanan gerekçelerle reddedilir.
Bakalım reddedilen soru önergesinde kimler ve neler bulunmaktadır?
"Tahsin Şahinkayanın rüşvet aldığı iddiasını, 1986da Meclis gündemine getiren Cüneyt Canver Büyükelçi Yalım Eralp, o yıllarda değerli bilgilerini bizden ve yüce Meclisten saklamış olmasaydı, Şahinkaya hakkında bir komisyon kurdurabilirdik dedi.
Yıl 1986: 12 Eylül askeri cuntasının generallerinden Milli Güvenlik Konseyi (MGK) üyesi, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın adı,
-"Askeri uçak alımlarından çıkar sağlamak,
-Hava Kuvvetleri'nce yaptırılan inşaatlarda belirli bir şirketi kollamak,
-Elde ettiği haksız kazançla çok sayıda gayrimenkule sahip olmak"la ilgili iddialar çerçevesinde gündeme geliyordu.
Söz konusu iddialar, 1986 yılında, dönemin Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) milletvekili Cüneyt Canver başkanlığında hazırlanan bir soru önergesiyle Meclis'e sunulmuştu.
Ancak, Fikri Sağlar'ın ifadesiyle, Başbakan ve Anavatan Partisi genel başkanı Turgut Özal'ın özel çabaları ve Anavatan Partisi grubunun oylarıyla, önerge Meclis'te red edildi. Dosya kapanmış, iddialar araştırılmamıştı.
Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, geçtiğimiz günlerde Hürriyet gazetesine verdiği röportajda,
-"1981'de ABD'liler bana askeri uçak seçiminde rüşvet alındığını anlattılar. Verilen tarif Tahsin Şahinkaya'ya uyuyordu" diyerek Orgeneral Tahsin Şahinkaya ile ilgili iddiaları yeniden gündeme getirmiş oldu.
Cüneyt Canver'e böyle bir çerçevede bir zamanlar kendisinin Meclis gündemine getirdiği Orgeneral Tahsin Şahinkaya ile ilgili önergeyi sorduk.
Canver, iddiaları ve o iddiaların geçmişini bianet'e şöyle değerlendirdi:
* 1986 yılında, o zamanki Milli Güvenlik Konseyi üyesi emekli orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın nüfuzunu kullanarak yolsuzluk yaptığına ve zenginleştiğine dair bir takım bilgilere ulaştık. Bu bilgileri derledik ve bir soru önergesi hazırladık. O önergede, şu iddiaların araştırılmasını istedik:
1. Tahsin Şahinkaya, Amerika'dan alınacak askeri uçaklarla ilgili olarak şahsi çıkar sağlıyordu.
2. Tahsin Şahinkaya'nın bir Amerikan firması ile ilişkisi vardı. Aynı Amerikan firması, İŞKUR ve BAGFAŞ firmalarını destekliyordu. Bu firmalarda Şahinkaya'nın eşinin ve oğullarının ortaklığı vardı. Şahinkaya ayrıca, iki önemli şirketin daha hissedarları arasına girmişti.
3. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın Şahinkaya dönemindeki bütün ihalelerdeki şartnamelerde, Şahinkaya'nın ortağı olduğu Çanakkale Seramik firması kollanıyordu.
4. Şahinkaya'nın görevde olduğu 1979-1981 yılları arasında Hava Kuvvetleri Komutanlığı 54 milyar liralık ihale verdi. Bu, o yılların koşulları dikkate alındığında çok büyük bir rakam.
5. Şahinkaya, bu yollardan elde ettiği kazançla çok sayıda gayrimenkule sahip olmuştu. Hatta, o dönemde Merve adında bir yat inşa ettiriyordu.
* Soru önergesi hazırlanırken, Meclis Başkanlık Divanı'na Anayasa'daki geçici 15. maddenin soruşturmayı engelleyip engellemeyeceğini sorduk. Başkanlık Divanı, bu maddenin yolsuzluk yapanları korumayacağını söyledi. Biz de soru önergesini gönül rahatlığıyla verdik.
* Araştırma önergesi Meclis'te hararetli tartışmalar yaşanmasına neden oldu. Anavatan Partisi Grup Başkan vekili Pertev Ahçıoğlu, bu önergenin Şahinkaya'yı değil, bizzat 12 Eylül'ü ve 12 Eylül'ü yapanları hedef aldığını söyledi.
* Tahsin Şahinkaya dosyası, ANAP'lı yılların kapatılan ilk dosyasıydı. Emekli Büyekelçi Yalım Eralp, bu çok değerli bilgileri o yıllarda bizden ve yüce Meclis'ten saklamış olmasaydı, Şahinkaya hakkında bir komisyon kurdurabilirdik.
* O gün cesur davranılsaydı, ondan sonraki soygunların büyük bir bölümünün önüne geçilebilirdik. Cümle aleme, şunu gösterecektik.
-Yolsuzluk yapan darbeci bile olsa, general bile olsa bir gün soruşturmaya uğrar.
Bunu yapabilseydik, ülkenin bu derece soyulmasını bir nebze olsun engelleyebilirdik.
O gün Şahinkaya dosyasını kapatanlar, bugün ülkeyi soymayı sürdürüyorlar.
Araştırma önergesini Meclis'e sunduktan sonra, Milli Güvenlik Kurulu'nun sizi özel bir görüşmeye çağırdığı söyleniyor. Bu iddiaların aslı nedir? sorusuna ise Cüneyt Canver'in yanıtı şöyle oldu:
* Soru önergesini Meclis'e sunmamızdan bir ay kadar önce de, eski siyasilere af getirilmesini teklif etmiştim. Bunun üzerine, Tahsin Şahinkaya, Nurettin Ersin ve Nejat Sümer beni Meclis'teki odalarına davet ettiler. Nurettin Ersin bana üstü kapalı olarak; "Biz bu adamları siyasetten atmak için darbe yaptık. Siz bunların affını istiyorsunuz. Ayıp olmuyor mu?" dedi. Sözlerinde üstü kapalı bir tehditseziliyordu. Ben de kendimi savundum.
* Bunun üzerine Tahsin Şahinkaya benim sırtımı sıvazladı ve beni öven bir iki söz söyledi.
* O görüşmeden bir ay sonra, ben Meclis'e önerge verdim. Ondan sonra hakkımda kendisinin ne düşündüğünü bilmiyorum.
* Şahinkaya sadece, iddiaların 12 Eylül hareketini yıpratmak isteyenler tarafından ortaya atıldığını söyledi. "Önergenin sonu neye varır bilemem" gibi bir açıklama yaptı. Bir de malvarlığını açıkladı.
* Malvarlığını açıklamadan önce, birçok gayri menkulünü satmış. Hakkımda herhangi bir dava da açmadı, iddiaları da yalanlamadı. (1)
...
Konu paradan açılınca, paşayla ilgili iddialar bitmiyor.
Time dergisi, dünyanın en zengin 50 paşasını sıralamış o sıralar. Listede Merzifon’da yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğan Tahsin Şahinkaya’nın serveti milyar dolarları bulmuş. Dergi Türkiye’ye hiç sokulmamış.
Ve 30 yıl susan emekli Paşa Habertürk'e yaptığı açıklamada iddialara cevap vermektedir;
-“Şerefsizlerin işi” diyor: “Çocuklarım bocalayıp duruyorlar. Banka hesabımda bloke var.
Lojmandan çıkartılırsam oturacak evim yok. Mütevazı bir insan olarak hisse alımı suç mudur?
Az miktarda gübre fabrikasından aldım ve sattım. Seramik fabrikası için aldığım hisseler ise fabrika kapanınca yandı.”(2)
***
Peki, 28 Şubat’ta 380 milyar nasıl buharlaştırıldı?
Kaynak; Taraf gazetesi, Pazartesi konuşmaları 16.04.2012, Neşe Düzel’in Cengiz Çandar ile yaptığı röportaj, “28 Şubat darbesinde İsrail var.”
-“28 Şubat’ta Cumhuriyet tarihinin en büyük soygunu oldu. Bu soygunun bedelini vatandaş 2001’de feci bir ekonomik krizle yoksullaşarak ve işsiz kalarak ödedi. Sadece bankaların içinin boşaltılması, vatandaşa 380 milyar liraya mal oldu.
Vatandaş bu faturayı fakirleşerek ödedi.
-Öyle... 28 Şubat sürecinde yaşananlar o kadar aleniydi ki! Ama medya kontrol altında tutulduğu ve manipüle edildiği için bunlar yazılmadı. 28 Şubat darbesi göstere göstere yapıldı! Herkes belli roller üstlendi. Demirel, hükümet kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. Aradan 10-15 gün geçti, parlamento aritmetiği birden değişti ve DYP’den istifalar başladı. Yılmaz’ın partisi ANAP aniden Meclis’te en büyük parti oldu. Hüsamettin Cindoruk ve Ecevit’le koalisyon yapıldı.
-Bu milletvekilleri hangi tehditlerle DYP’den ayrıldılar? DYP’nin içi nasıl boşaltıldı? ANAP’ın içi nasıl dolduruldu? Bütün bunlar sizce 28 Şubat soruşturmasıyla ortaya çıkacak mı?
-28 Şubat soruşturmasının çok ciddi yapılması gerekiyor. Çünkü hâlâ çok itibarlı bir sürü ismin dâhil olmasını gerektiren bir içeriğe ve doğaya sahip bu darbe. 28 Şubat’ın yıldızı Çevik Bir’di ama beyni, düşünen adamı dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya’ydı. O dönemde Hürriyet’e, “Sıra sivil kuvvetlerde!” demişti.
Konu aşağıda belirtilen kişisel web sitemizde daha detaylı olarak verilmektedir.
www.canmehmet.com
Devam edecek...
-Yediğimiz hurmalar günü gelir tırmalar!
resim; turbohaber.com'dan alıntıdır.
(1) Bağımsız iletişim ağı (Canver, Şahinkaya Dosyasını Anlatıyor - Burçin Belge - bianet)

12 Eylül 1980 darbesinin komutanlarından Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya 30 yıl sonra ilk kez konuştu. Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut'un sorularını yanıtlayan Şahinkaya hakkındaki iddialara yanıt verdi.
18 yaşında subay olduğunu Amerika'da 2 sene uçuş eğitimi alan Şahinkaya havacılığı Amerika'da öğrendiğini söyledi.
"O seneler uçaklar Belçika'nın Hollanda'nın hurdalarından toplanan uçaklardır. Kıbrıs Harekâtı boyunca uçakların parça bekleyen uçakları faal bir hale getirmek için Almanyalar'a gittik. Yani zamanın gereği olarak bir havacılık sanayine ihtiyaç vardı." diyen Şahinkaya havacılık sanayinin kuruluş süreci hakkında da bilgiler verdi.
Havacılık sanayiinin o dönem hayal olduğunu vurgulayan Şahinkaya "Millet verdikleri paralarla bizi harekete geçirdi ve en nihayet genelkurmay başkanlığı F-16 uçağının alınmasına karar verdi. F-16 sanayisinin kurulmasına karar verildi Ankara'da..."
Şahinkaya neden F-16'nın tercih edildiğini de şöyle açıkladı: "Ben çift motorlu F18 tercih ediyordum çünkü çift motorluydu. Fakat mahçup etmedi F 16 uçağı. Ama Genelkurmay başkanlığının görüşü hem ucuz olsun hem fiyat farkı vardı. Bu arada Yunanistan'ı da işaret etmek isterim. Bu herhalde zamanın tehdidi karşısında bazı kararları harekete geçirdi. Bulandırmak için ne lazım gelirse onu yapmaya başladılar önünün kesilmesi için."
Şahinkaya yıllardır konuşulan rüşvet iddiaları ile ilgili olarak da "Bir karmaşa içerisinde bu iş devam edip duruyor. Bir söyledikleriyle bir söyledikleri tutmuyor. Benim Hava Kuvvetleri Komutanlığım sırasında alınan hiçbir karar şahsi değildir. Öyle bir entrikalar dönüyor ki... Şerefsizliktir haysiyetsizliktir... Kaldı ki ben uçak sanayinin kurulmasına büyük emeği geçmiş bir insanım. İnsan evladına ihanet eder mi nankörlük eder mi?"
NEDEN HİÇ KONUŞMADI?
Şahinkaya 30 yıl süren sessizliğin de nedeninin açıkladı: "Karar verdik sadece Kenan Paşa konuşacaktı. Fakat artık geçici 15. madde de kalktıktan sonra konuşmaya karar verdim. Konuşsaydık zamanın idarecileri gibi herkes kendi fikrine göre değerlendirecekti."
Şahinkaya 30 yıl süren sessizliğin de nedeninin açıkladı: "Karar verdik sadece Kenan Paşa konuşacaktı. Fakat artık geçici 15. madde de kalktıktan sonra konuşmaya karar verdim. Konuşsaydık zamanın idarecileri gibi herkes kendi fikrine göre değerlendirecekti."
Şahinkaya 12 Eylül için Amerikalılar'a atfedilen "Bizim çocuklar başardı" söylemine de tepki gösterdi: "Bu çok garip bunu kendimize yediremiyoruz. Biz onların çocukları değiliz. Kendi başlarına gelin güvey oluyolar. Amerikalıların sözüyle hareket edecek halimiz yok."