Arama

Necdet Kent

Güncelleme: 12 Şubat 2013 Gösterim: 5.121 Cevap: 1
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
12 Şubat 2007       Mesaj #1
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
İsmail Necdet Kent (d. 1911 - ö. 2002)
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

1941 - 1944 arasında Türkiye'nin Marsilya Başkonsolosu idi. II. Dünya Savaşı sırasında birçok Yahudi'ye Türk pasaportu vererek hayatlarını kurtardı.

Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde, yüksek öğrenimini New York Üniversitesi1937 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girdi. 1941-1944 yılına kadar kaldığı Marsilya Başkonsolosluğu görevinden önce Atina'ya Başkonsolos muavini olarak atandı.

Necdet Kent'in Nazi işgali altındaki Fransa'da geçirdiği yıllardaki kahramanlıkları Alman toplama kamplarına giden treni durdurmakla sınırlı değildi. Aynı zamanda güney Fransa'da yaşayan veya oraya kaçan, geçerli Türk pasaportu olmayan birçok Türk Musevi'ye Türk kimliği sağladı.

Kent bir keresinde, Gestapo karargahına giderek, erkeklerin Musevi olup olmadıklarını anlamak için sokaklarda soyulmalarını protesto etti. Alman komutanını azarlayarak, sünnetin, bir kişinin Musevi olduğunu kanıtlamak için yeterli olmadığını söyledi. Kent anılarında, "Komutanın gözlerindeki boş bakışları gördüğüm zaman, ne demek istediğimi anlamadığını farkettim ve onların doktorları tarafından muayene edilmeye razı olabileceğimi söyledim" diyor.

Bir akşam, Konsolosluktaki yardımcısı, o bölgede yaşayan Türk Musevilerin Alman toplama kamplarına gönderilmek üzere hayvan vagonlarına yüklendiklerini bildirdi. Kent, bunun üzerine hemen Saint Charles tren istasyonuna gitti. Kent trene yaklaştı ve daha sonra hatıralarında bu olayı şöyle anlattı: "O akşama dair hatıralarımdan silinmeyecek olan tek anı, vagonlardan birinin üzerinde gördüğüm, 'Bu vagona 20 baş hayvan ve 500 kilo ot konulabilir' şeklindeki yazıydı." Kent'in kısa sürede fark edeceği gibi bu vagonların içinde tıka basa sıkıştırılmış 80 kişi vardı. İstasyondaki Gestapo kumandanı, Kent'in orada bulunuşundan haberdar olunca kendisine yaklaştı ve hemen ayrılmasını istedi. Ancak Kent, nezaketini zorlayarak, bu insanların Türk vatandaşı olduklarını ve ortada hemen düzeltilmesi gereken bir hata bulunduğunu söyledi. Gestapo kumandanı, kendisinin sadece emirleri yerine getirdiği ve vagonlardaki bu insanların Türk değil, sıradan Museviler oldukları şeklinde yanıt verdi. Kent, daha sonraki hatıralarında şunları söylemişti: "Tehditlerimin sonuçsuz kaldığını gördüğüm zaman birdenbire yardımcıma döndüm ve 'Hadi gidiyoruz, biz de bu trene biniyoruz' dedim. Beni durdurmaya çalışan askeri bir kenara iterek vagonlardan birine bindim. Böylece yalvarma sırası Gestapo subayına gelmişti. Hiçbir uyarıya yanıt vermedim ve tren de hareket etmeye başladı." Tren bir sonraki istasyonda durdu ve Alman subayları trene binerek, Marsilya'da trenden ayrılmasına izin verilmediği için kendisinden özür dilediler. Dışarıda kendisini ofise geri götürmek üzere bekleyen bir Mercedes vardı. Ancak Kent yerinden kımıldamadı. Anılarında bu olaydan şöyle bahsetmişti: "Musevi oldukları için 80'den fazla Türk vatandaşının bu hayvan vagonlarına yüklendiklerini ve benim de, böylesi bir davranışı reddeden bir hükümetin temsilcisi olduğumu açıkladım." Onun bu taviz vermeyen tutumuyla şaşkına dönen Almanlar herkesi trenden indirdiler ve bu drama bir son verdiler. Kent, daha sonra şöyle demişti: "Kurtardığımız insanların boynumuza ve ellerimize sarılmalarını, gözlerindeki minnettarlığı ve sabaha karşı yatağa giderken duyduğum iç rahatlığını unutamam."

Kent savaştan sonra Türkiye'nin New York Başkonsolosu olarak görev yaptı ve bunu takiben Yeni Delhi, Stockholm ve Varşova'da büyükelçilik görevlerinde bulundu.

Artık emekli bir diplomat olan Kent'e, 15 Mayıs 2001 tarihinde, İsrail'den gelen ve üzerinde "Bir can kurtarmak dünyayı kurtarmak gibidir" yazan özel bir madalya ile beraber Türkiye'nin en yüksek şeref madalyalarından birisi olan Üstün Hizmet Madalyası verildi. Bu tören sırasında Kent, "Benim yaptığım, yapmam gereken şeydi. Birşeyler yapmam gerektiğini biliyordum" dedi.

Yine kendisi gibi İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudileri Nazi soykırımından kurtaran iki Türk diplomat Namık Kemal Yolga ve Selahattin Ülkümen ile birlikte Türk Dışişleri tarafından ‘Üstün Hizmet Madalyası’ ile ödüllendirildi.

Biyografi Konusu: Necdet Kent nereli hayatı kimdir.
_GüzelikMeleği_ - avatarı
_GüzelikMeleği_
Ziyaretçi
12 Şubat 2013       Mesaj #2
_GüzelikMeleği_ - avatarı
Ziyaretçi
Necdet Kent

Sponsorlu Bağlantılar
İsmail Necdet Kent, 1911 yılında doğdu. Muhtar Kent'in babasıdır. Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde, yüksek öğrenimini New York Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümü'nde tamamladı.
1937 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girdi. 1941 yılından 1944 yılına kadar Marsilya Başkonsolosluğu görevinde bulundu. II. Dünya Savaşı sırasında birçok Yahudi'ye Türk pasaportu vererek hayatlarını kurtardı.
Kent, savaştan sonra Türkiye'nin New York Başkonsolosu olarak görev yaptı ve ardından Yeni Delhi, Stokholm ve Varşova'da büyükelçilik görevlerinde bulundu.
15 Mayıs 2001 tarihinde, İsrail'den gelen ve Türkiye'nin en yüksek şeref madalyalarından birisi olan Üstün Hizmet Madalyası verildi.
Ayrıca, yazar Ayşe Kulin'in yazdığı ve II. Dünya Savaşı sırasında Museviler'in çektiği Nazi zulmünü anlatan "Nefes Nefese" adlı romanda geçen "T.C. Marsilya Başkonsolosu Nazım Kender" karakteri de Necdet Kent'i temsil eder.
Necdet Kent, 2002 yılında vefat etti.

Benzer Konular

24 Kasım 2009 / asla_asla_deme Sosyoloji
1 Mart 2009 / ThinkerBeLL Mimarlık
16 Mayıs 2011 / AndThe_BlackSky Mimarlık
7 Şubat 2012 / bhye Tiyatro tr
8 Haziran 2011 / DERUNİ X-Sözlük