Arama

Tiberius

Güncelleme: 3 Ocak 2016 Gösterim: 5.572 Cevap: 5
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tiberius
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Hüküm süresi: 14– 37
Tam adı: Tiberius Caesar Augustus (Tiberius Claudius Nero olarak doğmuştur.)
Doğumu: 16 Kasım M.Ö. 42
Ölümü: 16 Mart 37 (78 yaşında)
Misenum
Önce gelen: Augustus
Sonra gelen: Caligula
Eş/Eşler:
  • Vipsania Agrippina, M.Ö. 20 - M.Ö. 12
  • Yaşlı Julia, M.Ö. 11 - M.Ö. 2
Çocukları: Julius Caesar Drusus
Hanedan: Julio-Claudian hanedanı
Babası: Tiberius Nero
Annesi: Livia
Roma İmparatorluk Hanedanları
Tiberius Caesar Augustus (doğumda, Tiberius Claudius Nero; Kasım M.Ö. 42 – 16 Mart 37), Augustus'un 14 yılında ölümünün ardından Roma İmparatorluğu tahtına çıkan ikinci Roma İmparatorudur. Tiberius Claudius Nero ve Livia Drusilla'nın oğlu olan Tiberius doğuştan Claudius ailesinin mensubuydu. Annesi, babasından boşanarak M.Ö. 39 yılında Octavian Augustus ile yeniden evlenmiştir. Tiberius, sonradan Augustus'un kızı ve üvey kız kardeşi Yaşlı Julia ile evlenmiş ve ardından Augustus tarafından evlat edinilerek Julius ailesi mensubu olmuştur. Tiberius'un ardından gelen imparatorlar bu iki aile arasındaki karışımı gelecek 40 yıl boyunca devam ettirmişler, tarihçiler de bu hanedanı Julio-Claudian hanedanı olarak adlandırmışlardır.
Tiberius, Pannonia, İllirya, Rhaetia ve Germania'daki seferleriyle kuzeydeki sınırların temelllerini atmış, Antik Roma'nın en büyük generallerinden birisiydi. Ancak, imparator olmayı hiçbir zaman gerçekten istememiş karanlık, münzevi ve kasvetli bir yönetici olarak hatırlanmış; Yaşlı Pliny tarafından tristissimus hominum yani "insanoğlunun en kasvetlisi" olarak adlandırılmıştır. Tiberius’un oğlu Julius Caesar Drusus'un 23 yılında ölmesinin ardından, saltanatının kalitesi azalmış ve terörle sona ermiştir. 26 yılında Tiberius kendi kendini Roma'dan gönüllü sürgüne gitmiş ve yönetim erkini geniş ölçüde ahlaksız Praetorian Prefect'leri Lucius Aelius Sejanus ve Quintus Naevius Sutorius Macro'nun ellerine bıraktı. Tiberius’un ölümünden sonra evlatlık oğlu Caligula tahta çıkmıştır.


Konu Başlıkları

  1. Erken dönem hayatı
    • 1.1 Geçmişi
    • 1.2 Sivil ve askeri kariyeri
    • 1.3 Rodos'ta emeklilik
    • 1.4 Augustus'un varisi
  2. İmparator
    • 2.1 Erken dönem saltanatı
    • 2.2 Germanicus'un yükselişi ve düşüşü
    • 2.3 Tiberius Capri'de, Sejanus Roma'da
    • 2.4 Son yılları
  3. Mirası
    • 3.1 Tarih yazım
      • 3.1.1 Publius Cornelius Tacitus
      • 3.1.2 Suetonius Tranquilius
      • 3.1.3 Velleius Paterculus
      • 3.1.4 İnciller
    • 3.2 Kazıbilimi
    • 3.3 Kurgusal Tiberius

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2016 00:34
Biyografi Konusu: Tiberius nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Nisan 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tiberius
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Erken Dönem Hayatı


Geçmişi
Tiberius Claudius Germanicus Augustus Nero, 16 Kasım M.Ö. 42'de Tiberius Nero ve Livia Drusilla'nın oğlu olarak Roma'da doğdu. M.Ö. 39'da annesi babasından boşandı ve kısa bir süre sonra Tiberius Nero'nun oğluna hamile olduğu halde Gaius Julius Caesar Octavianus'la evlendi. Bu olaydan kısa bir süre sonra M.Ö. 38 yılında kardeşi Nero Claudius Drusus doğdu.
Tiberius'un erken dönem hayatı hakkında çok az bilgi vardır. Halk önüne ilk kez M.Ö. 32 yılında henüz dokuz yaşındayken çıkmış, biyolojik babasına bir methiye sunmuştur. M.Ö.29'da, üvey babaları Octavian'ın Antonius ve Kleopatra'yı yendiği Actium savaşı onuruna düzenlenen zafer alayında kardeşiyle birlikte zafer arabasında yer almıştır. M.Ö. 26 yılında Augustus ölümcül bir biçimde hastalanınca imparatorluğun yeniden bir kaos içine düşme tehlikesi baş gösterdi. Tarihçiler genellikle bu dönemde Augustus'un varisinin kim olacağı sorusunun birden ortaya çıktığı, ölümü halinde kendi pozisyonu için varis olarak Agrippa ve Marcellus'u işaret etmiş olsa bile, ardılının kim olacağı belirsizliğinin Augustus'un en büyük sorunu haline geldiği konusundan hemfikirdirler.
Yanıt olarak, aralarında Tiberius ve kardeşi Drusus'un da bulunduğu birkaç olası varisin seçildiği görülmektedir. Tiberius, M.Ö. 24'de on yedi yaşındayken Augustus'un yönlendirmesiyle quaestor olarak politikaya girdi ve yasalar tarafından belirlenmiş beş yıllık süreden önce praetor ve konsül olarak seçilme hakkı kazandı. Benzer koşullar Drusus için de oluşturuldu.

Sivil ve Askeri Kariyeri
Kısa bir süre sonra Tiberius mahkemelerde bir avukat olarak yer almaya başladı ve muhtemelen Yunan hatipliğine merakı bu dönemde başladı. M.Ö. 20'de, Tiberius Marcus Agrippa ile doğuya gönderildi. Persler; Marcus Licinius Crassus (M.Ö. 53, Carrhae savaşında), Decidius Saxa (M.Ö. 40) ve Marcus Antonius (M.Ö. 36) komutasındaki Roma lejyonlarının sancaklarını ele geçirmişlerdi. Birkaç yıl süren müzakerelerden sonra, Tiberius Ermenistan'a Roma-Pers sınırında bir tampon devlet kurmak amacıyla büyük bir güçle girdi ve ardından Augustus bir uzlaşma sonucu sancakları geri aldı ve Ermenistan iki devlet arasından tarafsız tampon topraklar olarak kaldı.
M.Ö. 19'da doğudan döndükten sonra Tiberius, Augustus'un yakın arkadaşı ve Roma'nın en büyük generallerinden Marcus Vipsanius Agrippa'nın kızı Vipsania Agrippina ile evlendi. Drusus dikkatini Galya Narbonensis'e ve Germen cephesine verirken, Tiberius Alpler ve Transalp Galya'sı içlerindeki kabilelerle savaştı. Tiberius M.Ö. 16 yılında Tuna'nın kaynaklarını keşfetti ve kısa bir süre sonra yarı yoldan geri döndü. M.Ö. 13 yılında Roma'ya dönünce konsül olarak atandı ve hemen hemen aynı dönemde oğlu Julius Caesar Drusus doğdu.
Agrippa'nın M.Ö. 12'de ölümünün ardından hem Tiberius hem de Drusus saygıyla varis ilan edildiler. Augustus’un ricası üzerine Tiberius Vipsania'dan boşanarak Augustus'un kızı ve Agrippa'nın dul eşi Yaşlı Julia ile evlendi. Bu olay Tiberius için bir kırılma noktasıdır; Julia ile mutsuz bir evlilikleri vardı ve tek çocukları henüz bebekken ölmüştü. Anlatıldığına göre Tiberius bir keresinde Vipsania'ya koşmuş ve ağlayarak kendisini affetmesi için yalvarmıştı. Kısa bir süre sonra Tiberius, Augustus ile buluşmuş ve Tiberius ile Vipsania'nın asla bir araya gelmemeleri için gerekenler yapılmıştır. Tiberius, Augustus sayesinde yükselmeye devam etmiş ve önce Agrippa'nın, ardından da M.Ö. 9 yılında kardeşi Drusus'un ölümünden sonra tahtın varisi olarak tek başına kalmıştır. M.Ö. 12 yılında oldukça istikrarsız olan ve Augustus siyasetinde önemli yer tutan Pannonia ve Germania'ya askeri görevli olarak atandı. Roma'ya dönüşünün ardından M.Ö. 7'de ikinci defa konsül, sonra M.Ö. 6'da tribünik güç ile (tribunicia potestas) ödüllendirildi ve doğuda, evvelce Agrippa'nın sahip olduğu tüm pozisyonları üstlendi. Ne var ki, tüm bu başarı ve terfilere rağmen Tiberius mutlu değildi.

Rodos'ta Emeklilik

M.Ö. 6'da, tam da doğunun komutasını kabul ederek Roma'daki en güçlü ikinci kişi olmanın eşiğindeyken Tiberius ani bir kararla siyaseti bıraktığını ilan ederek Rodos adasına çekildi. Tiberius'un böyle bir karar almasının nedenleri pek açık değildir. Tarihçiler, bunu Augustus'un evlat edindiği torunları Gaius ve Lucius'un da Tiberius ve Drusus'un daha evvel geçtikleri benzer siyasi süreçlerden geçiyor olmaları ile ilişkilendirirler. Böylece Tiberius geçici bir çözüm olacak ve iktidarı sadece Lucius ve Gaius yasal yaşa gelinceye kadar elinde tutacak, sonra da bir kenara atılacaktı. Ayrıca mutsuz bir evlilik yaptığı karısı Julia'nın davranışları da bu kararı üzerinde etkili olmuş olabilir; gerçekten de Tacitus bunu Tiberius'un Rodos'a gitmesinin intima causası yani en temel nedeni olarak tanımlar ve hareketini tam olarak Julia'ya olan nefretine ve Vipsania'ya olan özlemine bağlar. Tiberius kendini iğrendiği, Forum'daki maceralarıyla onu utandıran ve aşık olduğu kadını görmesini yasaklayan bir kadınla evli bulmuştu.Tiberius'un bu davranışının arkasındaki güdüleri her ne olursa olsun, bu Augustus'un veraset planlarını neredeyse suya düşürdü. Gaius Caesar ve Lucius Caesar henüz onlu yaşlarının başlarındaydılar ve 57 yaşında olan Augustus'un hemen yerine geçebilecek bir varisi yoktu. Augustus'un ölümünün ardından barışçıl bir iktidar devir tesliminin garantisi olmadığı gibi princeps'in devamı için şart olan Augustus'un ailesinin ve dolayısıyla da ailesinin müttefiklerinin iktidarda kalmalarının bir garantisi de yoktu.
Augustus'un, hastalığının ilerlemesine bağlı olarak Tiberius'tan kalmasını rica ettiği yönündeki gerçekliği şüpheli hikâyelere rağmen, Tiberius'un tepkisi Augustus'un hayatta olduğunu duymasının ardından Ostia kıyılarından demir alarak doğruca Rodos'a gitmek oldu. Tiberius'un yolda bunun bir hata olduğunu anladığı ve birkaç kez Roma'ya dönmesi için izin verilmesini istediği ancak bu isteğin her defasında Augustus tarafından reddedildiği aktarılır.

Augustus'un Varisi

Tiberius'un ayrılmasıyla veraset tamamen Augustus'un iki genç torunu Lucius ve Gaius Caesar'ın üzerine kaldı. Durum M.S. 2 yılında Lucius'un ölümüyle daha da tehlikeli bir hal alınca Augustus belki de Livia'nın teşvikiyle Tiberius'un sade bir yurttaş olarak Roma'ya dönmesine izin verdi. MS 4 yılında, Gaius Ermenistan'da öldürülünce Tacitus'un tabiriyle Augustus'un Tiberius'u seçmekten başka şansı kalmamıştı.
Gaius'un MS 4 yılındaki ölümüyle Augustus'un sarayında telaşlı bir hareketlilik başladı
. Tiberius, varis ve oğul olarak evlat edinildi. Buna karşılık Tiberius'tan da kardeşi Drusus'un oğlu olan yeğeni Germanicus'u ve Augustus'un yeğeni Küçük Antonia'yı evlat edinmesi talep edildi. Evlatlık edinilmesinin ardından Tiberius hem tribünlük gücü elde etti, hem de muhtemelen Marcus Agrippa'nın bile asla elde edemediği Augustus'un maius imperium yetkisinden pay sahibi oldu. M.S. 7 yılında Postumus, Augustus tarafından reddedildi ve Planasia adasında tek başına yaşamaya mahkum edildi. Böylece 13 yılına gelindiğinde Tiberius, üstlendiği güçlerle Augustus'un ikinci adamı olmaktan ziyade amaç ve niyetiyle Augustus'la müşterek imparatordu ve artık herhangi bir hükümet boşluğu ya da karmaşa yaşamadan saltanatına devam edebilirdi.
Augustus, 14 yılında 76 yaşında öldü. Şanına yakışır cenaze töreniyle defnedildi, önceden ayarlandığı gibi tanrılaştırıldı, vasiyeti okundu ve Tiberius tek başına yaşayan mirasçısı olarak onaylandı.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2016 00:35
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Nisan 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tiberius
Vikipedi, özgür ansiklopedi
İmparatorluk Dönemi
Erken Dönem Saltanatı
Yeni Princep olarak Tiberius'un pozisyonunun gerçekliği inkar edilememekle birlikte, iktidar devir tesliminin nasıl bir merasimle gerçekleştirileceğini ne Senato ne de Tiberius'un kendisi biliyordu. Senato, 18 Eylül tarihinde Tiberius'un Princep olarak konumunu görünüşte onaylamak ve tıpkı Augustus için yaptığı gibi konumunun sahip olduğu yetkileri genişletmek için toplandı. Tacitus olup bitenleri ayrıntılı bir şekilde anlatır. Tiberius, halihazırda Princepin idari ve siyasi gücüne sahipti. Tek eksiği Augustus, Pater Patriae gibi ünvanlar ve Corona Civica'dı.
Tiberius, ayrıca tıpkı Augustus'un yaptığı gibi, devletine hizmet etmekten başka bir isteği olmayan gönülsüz halk hizmetkarı rolünü üstlenmeye karar verdi. Alçak gönüllülükten ziyade gülünç duruma düştü, devlete hizmet etmek istemekten ziyade de güçlük çıkartan biri gibi göründü. Bir Princep gibi davranamamasının nedeni olarak yaşını gösterdi, bu pozisyonu aslında istemediğini ve devletin sadece bir bölümünü istediğini söyledi. Adamakıllı şaşkına dönen Senato devletin hangi bölümünü istediğini sordu. Sonunda bir senatör bağırarak, "Majesteleri, devletin ne kadar daha başsız kalmasına izin vereceksiniz?" diye sordu. Tiberius sonunda insafa geldi ve kendisi için oylanmış olan güçleri kabul etti. Buna rağmen Tacitus ve Suetonius'un anlattıklarına göre, Pater Patriae, İmparator ve Augustus unvanlarını taşımayı reddetmiş ve Princeps'in en belirgin simgesi olan Civic Crown ve meşe dalından çelengi istememiştir.
Bu oturum adeta Tiberius'un tüm saltanatının niteliğini belirlemiş gibidir. Adeta Senato'nun ve devletin onsuz hareket etmesini istemiştir. Verdiği muğlak emirler yüzünden, geçirilecek yasalardan ziyade tam olarak ne demek istediği üzerine tartışmalar yaşanmıştır. Saltanatının ilk birkaç yılında Tiberius, Senato'nun Augustus zamanında olduğu gibi onun isteklerini yerine getirmek yerine kendi başına hareket etmesini istemiş gibidir; Tacitus'a göre Tiberius, Senato'yla "köle olmaya uygun adamlar" diye alay etmiştir.

Germanicus'un Yükselişi ve Düşüşü


Yeni hükümdar için sorunlar baş göstermekte gecikmedi. Pannonia ve Germania'daki lejyonların Augustus tarafından söz verilen ikramiyeleri henüz ödenmemişti ve kısa bir süre sonra Tiberius'dan bir cevap alınamayacağı netleşince isyan patlak verdi. Germanicus ve Tiberius'un oğlu Drusus, küçük bir kuvvetle isyanı bastırmak ve lejyonları tekrar hizaya getirmek üzere bölgeye gönderildiler. Ancak isyanı bastırmakla kalmak yerine Germanicus isyancıları toplayıp, ele geçirecekleri tüm ganimetleri ikramiyeleri olarak alabileceklerini söyleyerek Ren'in öteki yakasındaki Germen topraklarına bir sefer düzenledi. Germanicus'un birlikleri Ren nehrini geçerek Ren ve Elbe arasındaki toprakları çabucak işgal ettiler. Buna ilaveten Tacitus, Teutoburg ormanı'nın kuşatıldığından ve yıllar önce bir Germen kabilesi tarafından pusuya düşürülen Publius Quinctilius Varus komutasındaki üç Roma lejyonu ve onlara bağlı auxiliary kohort'una ait sancağın geri verilmesinin talep edildiğinden bahseder. Tiberius'un ataleti yüzünden, genç Germanicus Roma'nın düşmanlarını ciddi biçimde püskürtmüş, isyancı bir gücü bastırmış ve kayıp bir Roma sancağıyla Roma'ya dönerek şaşkın Tiberius'la karşılaştırıldığında gerçek bir Augustus ışığına sahip olduğunu göstermişti.
Germania'dan geri çağrıldıktan sonra, Germanicus 17 yılında Roma'da bir Roma zafer alayı ile selamlandı. Bu Roma şehrinin Augustus'un M.Ö. 29 yılındaki zafer alayından beri tanık olduğu ilk büyük zafer alayıydı. Bunun sonucunda 18 yılında Germanicus'a, geçmişte Agrippa ve Tiberius'a verilmiş bir görev olan imparatorluğun Doğu bölümünün kontrolü verildi ve böylece kesin bir şekilde Tiberius'un varisi haline geldi. Germanicus, Suriye valisi Gnaeus Calpurnius Piso tarafından öldürülmeden önce birkaç yıl daha yaşadı. Piso ailesi çok uzun zamandan beri Claudian'ların destekçisiydi ve genç Octavian, Tiberius'un annesi Livia ile evlendiğinde onunla müttefik haline gelmişlerdi. Germanicus'un ölümüyle ilgili suçlamaların hedefinde yeni hükümdar vardı. Piso mahkemeye çıkartıldı ve Tacitus'a göre Tiberius'u da bu işe karıştırmakla tehdit etmişti. Her ne kadar Germanicus'un ölümünden sorumlu valinin hükümdarla olan ilişkisi asla bilinemeyecekse de; Senato'nun ona karşı olmaya başladığıyla ilgili belirtiler üzerine Piso mahkeme devam ederken intihar etti.
Tiberius'un bu noktadan itibaren siyasetten yorulduğu görülür. 22 yılında, yasama ile ilgili güçlerini oğlu Drusus ile paylaştı ve Campania'ya yıldan yıla daha da uzayan seyahatler yapmaya başladı. 23 yılında, Drusus esrarengiz bir şekilde öldü ve Tiberius görünüşe göre onun yerine yeni birisini seçmek için pek bir çaba göstermedi. Tiberius, nihayet 26 yılında tamamen emekliye ayrıldı ve Capri adasına çekildi.

Tiberius Capri'de, Sejanus Roma'da


Lucius Aelius Sejanus, Praetorian Prefect olarak göreve getirildiği 15 yılından itibaren neredeyse yirmi yıl boyunca imparatorluk ailesine hizmet etmişti. Princeps giderek daha fazla usanan Tiberius, Augustus'tan kendisine kalan kısıtlı personele, özellikle de Sejanus ve Praetorian'lara daha bağımlı hale gelmeye başladı. 17 ya da 18 yılında, Tiberius şehrin savunmasından sorumlu Praetorian muhafızlar sınıfını düzenleyerek ordugâhlarını şehir duvarlarının dışından şehir içine taşıttırdı ve Sejanus'a 6000 ile 9000 arası birlik konuşlandırma izni verdi. Drusus'un ölümüyle Sejanus, en azından onu bu olayın ardından ortağım diye çağıran Tiberius'un gözünde terfi etti. Tiberius, şehrin her tarafına Sejanus'un heykellerini diktirdi ve Sejanus, Tiberius'un Roma'dan elini ayağını iyicene çekmesiyle gitgide daha fazla göz önünde olmaya başladı. Nihayet, Tiberius'un 26 yılında tamamen çekilmesiyle Sejanus devletin ve Roma şehrinin sorumlusu haline geldi.
Sejanus pozisyonu itibariyle tam bir varis değildi; 25 yılında Tiberius'un yeğeni Livilla ile evlenmeyi istemiş, ancak baskılar karşısında ricasını hemen geri çekmişti. Sejanus'un Praetorian'ları imparatorluk haberleşmesini kontrol ediyorlardı, bundan dolayı Tiberius'un Roma'dan ve Roma'nın Tiberius'tan aldıkları bilgilere sahiptiler ve görünüşe göre Livia'nın varlığı onun aleni gücünü bir zaman için kontrol etmişti. Livia'nın 29 yılındaki ölümüyle her şey değişti. Sejanus, hem olası muhalif adayları tasfiye etmek hem de imparatorluk hazinesini (ve kendi hazinesini) zenginleştirmek amacıyla senatörlere ve Roma'nın zengin equestrian'lerine karşı bir dizi mahkeme başlattı. Germanicus'un dul eşi Yaşlı Agrippina'yla iki oğlu Nero ve Drusus tutuklanarak 30 yılında sürgüne gönderildi ve bir süre sonra meydana gelen karışıklık sırasında hepsi öldü.


Sejanus 31 yılında Tiberius'la in absentia (gıyabında) konsüllük görevini üstlendi ve ciddi olarak güç için oyununa başladı. Tam olarak ne olduğuna karar vermek zordur ancak Sejanus görünüşe göre Julian ailesine kendisini sevdirmeyi denemiş ve böylece en azından evlatlık edinilme yoluyla bu aile ile bir bağ kurmayı deneyerek, kendisi için hükümdarlık ya da en azından kral naipliği mevkii umut etmiştir. Livilla da daha sonra bu plana dahil edilmiş ve böylece birkaç yıllığına Sejanus'un aşkı olduğunu açığa vurmuştur. Anlaşıldığı kadarıyla plan, Tiberius'un Julian'ların desteğiyle devrilmesi ve Principat'in ele geçirilmesi veya kral naibi olarak Tiberius Gemellus ya da belki de Gaius Caligula'ya hizmet edilmesini içeren iki varyasyona sahipti. Yolu üzerinde duranlar vatana ihanet suçundan yargılandılar ve hızlıca ortadan kaldırıldılar.
Her halükarda, Sejanus nihayet devrildiğinde bu, pek çok Julian taraftarın da birbiri ardınca tasfiye edilmesinin yolunu açtı. 31 yılında Sejanus Senato toplantısına davet edilerek Tiberius'un onu ölüme mahkum eden ve hemen idam edilmesini emreden mektubu kendisine okundu. Yargılanmasının ardından Sejanus ve birkaç arkadaşı aynı hafta içinde idam edildiler. Praetorian Muhafızları'nın başına onun yerine prefect olarak Naevius Sutorius Macro getirildi.
Bu olaydan sonra Roma'da yargılamalar genişletildi. Oysa Tiberius saltanatının başında harekete geçmek için tereddüt etmişti, ancak şimdi, neredeyse ömrünün sonuna doğru böyle yapmaktan herhangi bir pişmanlık duymuyor gibi görünüyordu. Senatörler sınıfından insanların çoğu öldürüldü. En ağır darbe Julian'larla politik bağı olan ailelere vuruldu. İmparatorluk yöneticileri de dahil Sejanus'la birlikte olan ya da onun planlarıyla bağı olan hemen herkes yargılandı ve idam edildi, mülklerine devlet tarafından el konuldu. Tacitus'ın etkili anlatımıyla:
“İdamlar şimdi artık onun gazabı için bir uyarıcı haline gelmişti ve Sejanus'un planına katıldığı suçlamasıyla hapiste yatan herkesin öldürülmesini emretti. Hapistekiler, yani her yaş ve cinsiyetten, ünlü ya da hiç tanınmayan, tek tek ya da grup olarak öldürülenlerin sayısı belirsizdi. Akrabaları ya da arkadaşlarının onlara yaklaşması, onların ardından ağlamaları ya da uzun süre göz temasında bulunmalarına izin verilmiyordu. Etrafta dolaşan casuslar, yas tutanların üzüntülerini not alıyor ve çürümüş cesetleri Tiber nehrine atılana kadar takip ederek kimsenin onları yakmasına ya da onlara dokunmasına izin vermiyorlardı. Dehşetin gücü, kardeşlik ve arkadaşlık duygularını tamamen bastırmış ve gaddarlığın artmasıyla merhamet bir tarafa itilmişti.”
Aynı sıralarda Capri'de Tiberius'un aslında tam olarak ne yaptığıyla ilgili söylentiler oldukça artmıştı. Suetonius'un sado-mazo ve homoseksüellikle alâkalı cinsel sapıklıklar üzerine yaşanmış hikâyeler hakkındaki kayıtları, büyük ihtimalle abartılı olsa bile, hikâyeler en azından Romalıların Tiberius'u nasıl algıladıkları ve 23 yıllık saltanatının etkileri hakkında genel bir resim çizer.

Son Yılları


Sejanus'la olan ilişkisi ve saltanatının sonlarına doğru yapılan vatana ihanet duruşmaları Tiberius'un imajını kalıcı biçimde bozdu ve itibarını sarstı. Sejanus'un idamının ardından, Tiberius'un Roma'dan geri çekilmesi tamamlanmıştı ve imparatorluğun idaresi, bir Princeps'in liderliğinden ziyade temelleri Augustus tarafından atılmış olan bürokratik yapı tarafından sürdürülüyordu. Yavaş yavaş paranoyak bir hâl aldı ve zamanının çoğunu oğlunun ölümü üzerine düşüncelere dalarak geçirmeye başladı. Bu sırada, Suetonius kısa süreli bir Pers istilasından, Daçya kabilelerinin akınlarından ve Ren nehrini geçen birkaç Germen kabilesinden bahseder.
Yerini alacak varisin güvenliği ya da varisin kim olacağı konusunda hiçbir şey yapmamıştı; Julian hanedanı ve destekçileri kendi oğulları ve yakınları öldüğünden, oldukça kızgın bir haldeydiler. Görünüşe göre hem Germanicus'un hayatta kalan tek oğlu Gaius "Caligula" hem de kendi torunu Tiberius Gemellus için belirsiz bir onay vardı, ancak hiçbir şey kesin değildi ve hayatının sonuna doğru gönülsüzce bir teşebbüs olarak Gaius, onursal quaestor yapılmıştı.
Tiberius, 16 Mart 37 tarihinde Misenum'da 77 yaşında öldü. Tacitus, ölüm haberinin duyulması üzerine kalabalıkların çok sevindiğini, düzeldiği yolundaki haberlerin ardından kısa bir sessizlik olsa da Caligula ve Macro'nun onu boğdukları haberi üzerine yeniden sevindiklerini aktarır. Bu durum başka tarihçiler tarafından kaydedilmemiştir ve bu sebeple büyük olasılıkla uydurmadır ancak yine de ölümü üzerine senato sınıfının neler hissettiğinin bir göstergesi olarak alınabilir. Vasiyetinde Tiberius yetkilerini ortak olarak Caligula ve Tiberius Gemellus arasında paylaştırmıştı; Princeps olunca Caligula'nın ilk icraatı Tiberius'un vasiyetini geçersiz hale getirmek ve Gemellus'u idam ettirmek olmuştur.
Tiberius’un düşüşü, gücün suistimali değil onu kullanmayı reddetmesidir. Çekingen doğası, özellikle Augustus'un açıklığıyla karşılaştırıldığında onu hemen sevilmeyen bir figür haline getirmiştir. Senato elli yıldan beri Principate'in direktifleri doğrultusunda çalışıyordu ve Senatörlerin çoğu mevcut konumlarını dalkavuklukla elde etmiş ve daha etkili pozisyonları elde etme umutlarını İmparatorluk makamının inayetine bağlamışlardı. Tiberius'un bazı yönetimsel erklerini Senato ile paylaşma denemesi başarısız olmuştu çünkü senato artık imparatordan bağımsız olarak imparatorluğu nasıl yöneteceğini bilmiyordu. Tiberius, görünüşe göre kendisi için biçilen rolü oynamayı reddetmiş, saltanatı ve itibarı kötüye gitmişti. Hükümetin İmparatorlukla ilgili bölümlerinin yönetimsel gücü bu dönemde arttırılmıştı ancak bunun ne kadarının Tiberius'un eylemi ne kadarının danışmanları olan azatlı kölelerin fikri olduğunu kestirmek zordur. Son olarak, Tiberius belki de gücün eksik kullanılması sonucu nasıl suistimal edilebileceğinin bir örneği olarak gösterilebilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2016 00:36
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Nisan 2009       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tiberius
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Mirası
Tarih YazımTiberius eğer 23 yılından önce ölmüş olsaydı, örnek bir yönetici olarak selamlanabilirdi. Her ne kadar Romalı tarihçilerin ezici bir çoğunluğu tarafından kötü bir yönetici olarak karakterize edilmiş olsa da, Tiberius'un ölümü esnasında imparatorluk hazinesinde neredeyse 3 milyar sesterces vardı. Fetihler için masraflı seferler düzenlemek yerine, imparatorluğu güçlendirmek ve genişletmek için ilave üsler kurmuş, askeri tehlikelerle mücadele etmek için diplomasiyi kullanmış ve genellikle cephe tiranlarının birbirleriyle rekabetleri sonucu ortaya çıkan ufak anlaşmazlıklara karışmaktan sakınmıştır. Sonuç, daha güçlü ve birleşmiş bir imparatorluk olmuştur. Metinleri günümüze kadar ulaşan kaynaklardan sadece dördünün Tiberius'un saltanatı hakkındaki tasviri hatırı sayılır ayrıntılara sahiptir: Tacitus, Suetonius, Cassius Dio ve Velleius Paterculus. Yaşlı Pliny, Strabo ve Yaşlı Seneca'ya ait tanıklıklar parça parça olarak günümüze ulaşmışlardır. Tiberius'un kendisi de Suetonius tarafından "kısa ve kabataslak" olarak tanımlanan ve kaybolan bir otobiyografi yazmıştır.

Publius Cornelius Tacitus

Bu dönem hakkında en detaylı bilgi, ilk altı kitabı tamamen Tiberius'un saltanatını anlatan Yıllıklar adlı eserin sahibi Tacitus tarafından verilir. Tacitus, Nero döneminde 56 yılında doğmuş olan equestrian sınıftan bir Romalıydı. Metinlerinin içeriği, geniş ölçüde acta senatus (Senato oturumlarına ait tutanaklar) ve acta diurna populi Romani 'den (hükümetin icraatları ve saray ile başkent hakkındaki haberlerin bir koleksiyonu) oluşmakla birlikte, Tiberius'un kendi konuşmaları ve çağdaşı diğer tarihçiler Cluvius Rufus, Fabius Rusticus ve Yaşlı Pliny'ye ait hikâyeler (hemen hepsi günümüze ulaşamadan kaybolmuştur) de mevcuttur. Tacitus'un öyküleri hem politik hem de psikolojik güdülenme üzerinde durur. İlk altı kitapta Tiberius çoğunlukla olumsuz olarak karakterize edilir ve Drusus'un 23 yılındaki ölümünün yavaş yavaş kötüleşmesi açısından net bir kırılma noktası olduğu kabul edilir. Julio-Claudian'ların saltanatı Tacitus tarafından genellikle adaletsiz ve 'suçlu' olarak tasvir edilmiştir. Hatta saltanatının başlangıcında Tiberius'a atfedilen erdemlerin aslında ikiyüzlülük olduğu görüşündedir. Tekrar tekrar dile getirilen diğer ana konular ise Senato ve İmparator arasındaki güç dengesi, politik yozlaşma ve Roma'daki yönetici sınıflar arasında gittikçe artan despotluktur. Bu nedenle Tiberius hakkındaki anlatılarının büyük bir bölümü vatana ihanet duruşmalarına ve Augustus dönemi yasalarından maiestas ın yeniden etkinleştirilmesinin ardından gelen cezalandırmalara vakfedilmiştir. Sonunda Tacitus'un Tiberius hakkındaki düşünceleri en iyi altıncı kitabın sonuç kısmında tasvir edilir:
“Karakterinin de farklı dönemleri vardır. Augustus zamanında özel bir vatandaş yahut yüksek görevliyken, hayatının parlak ve itibarlı zamanlarıydı; Germanicus ve Drusus hayatta olduğu sürece kurnazca erdem sahibi birisi tavırları takındığı zamanlardı. Yine annesi hayattayken iyi ve kötünün bir bileşimiydi; Sejanus'u severken ya da ondan korkarken ise zalimliğiyle adı kötüye çıkmış olmasına karşın ahlaksızlıklarını saklamıştı. Nihayet, korku ve utanma duygusundan sıyrılınca kendi heves ve düşkünlüklerine meyletmiş, her türlü ahlâksızlığa ve rezalete bulaşmıştır.”
Suetonius Tranquilius
Suetonius, Trajan ve Hadrian'ın saltanatı sırasında yönetimde görev almış equestrian sınıftan bir yönetici ve tarihçidir. Oniki Sezarlar adlı eserinde Julius Caesar'ın doğumundan Domitian'ın 96 yılında ölümüne kadar principate döneminin biyografik tarihini ayrıntısıyla anlatır. Tacitus gibi, imparatorluk arşivlerinin yanısıra çağdaşı olan tarihçiler Aufidius Bassus, Cluvius Rufus ve Fabius Rusticus'a ait hikâyeleri ve Augustus'un kendi mektuplarını da kaleme almıştır. Ancak onun anlatımları çağdaşlarına oranla daha fazla sansasyoneldir ve anekdotlarla süslüdür. Tiberius'a ait kitabın en ünlü bölümü, Tiberius Capri adasındayken iddia edilen sayısız ahlaksızlıkları derinlemesine araştırdığı kısımdır. Yine de, Suetonius aynı zamanda Tiberius'un saltanatının erken yıllarındaki alçak gönüllülüğünü övmeyi ihmal etmez.


Velleius Paterculus
Tiberius'un saltanatı hakkında günümüze kadar ulaşan kaynaklardan birisi de, Tiberius'un emrinde Almanya ve Pannonia eyaletlerinde sekiz yıl boyunca (4 yılından itibaren) süvari prefect'i ve legatus olarak hizmet etmiş bulunan çağdaşı Velleius Paterculus'tur. Paterculus Roma Tarihinin özeti adlı eserinde Troya'nın düşmesinden Livia'nın öldüğü 29 yılına kadar geçen sürenin hikâyesini anlatır. Tiberius hakkındaki metinde imparator ve Sejanus'un savurganlıklarını över. Bu methiyenin ne kadarının samimi bir hayranlık ne kadarının ihtiyat ya da korku kaynaklı olduğu sorusunun cevabı pek açık değildir ve 31 yılında Sejanus'un arkadaşı olduğu için öldürüldüğü tahmin edilir.


İnciller


Dört kanonik İncil'deki kayıtları göre Nasıralı İsa Tiberius'un saltanatı sırasında Roma İmparatorluğu'nun Yahudiye eyaletinde vaazlar vermiş ve yine bu eyaletin valisi Pontius Pilate'nin emriyle çarmıha gerilmiştir. İncil'de, Tiberius adı sadece bir kez saltanatının onbeşinci yılında Vaftizci Yahya onun hizmetine girdiğinde anılır. Caesar (ya da bazı çevirilerde imparator) olarak yapılan pek çok gönderme, ilave belirtmeler hariç, gerçekte Tiberius'u kasteder.
Benzer şekilde, İsa'nın ispiyonu için ödenen gümüş denarius'ların Tiberius'a ait olduğuna inanılır.

Kazıbilimi
Tiberius'un Roma'daki Palatine Tepesi'nde bulunan sarayının kalıntıları günümüzde bile hâlâ görülebilmektedir. Saltanatı sırasında Augustus'a adanmış bir tapınak ve Pompey Tiyatrosu'nun restorasyonu haricinde, ki her iki eser de ancak Caligula zamanında bitirilebilmiştir, herhangi büyük bir yapı inşa edilmemiştir.
İlaveten, Tiberius'un içinde bir grotto ve birkaç Rodos tipi heykel bulunan Sperlonga'daki villasının ve Capri'nin tepesindeki villası Villa Jovis'in kalıntıları günümüze kadar korunabilmiştir. Capri'deki orijinal yapı kompleksi adaya dağılmış ve en büyüğü, Villa Jovis olan on iki villadan oluşmaktadır.
Tiberius yaşayan bir tanrı olarak tapınılmayı reddetmiş ve kendi onuruna sadece Smyrna'da (bugünkü adıyla İzmir) bir tapınak kurulmasına izin vermiştir.
Celile denizi'nin batı kıyılarında yer alan Tiberya kenti, Tiberius'un onuruna Hirodes Antipa tarafından isimlendirilmiştir.

Kurgusal Tiberius
Tiberius, gerek edebiyatta gerekse sinema ve televizyonda birkaç kez kurgulanmış olmasına karşın, çoğunlukla merkezi hikâyenin seyri içinde ikincil karakter olarak yer almıştır. En bilinen modern yorumda, Robert Graves'in Ben, Claudius adlı romanından uyarlanan BBC yapımı TV filmi "Ben, Claudius"'da aktör George Baker tarafından canlandırılmıştır. İlaveten, Tiberius Ben-Hur adlı filmde George Relph ve Caligula adlı filmde ise Peter O'Toole tarafından canlandırılmıştır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Ocak 2016 00:36
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
26 Kasım 2012       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
TİBERİUS (İ.Ö. 42 Roma-İ.S. 32 Misena),
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Roma imparatoru (İ.S. 14-37). Claudius Nero ile Livia'nın oğludur. Annesinin Augustus ile evlilik yapması üzerine (İ.Ö. 38) Tiberius üvey babası tarafından yetiştirildi. Augustus'un verdiği çeşitli görevlerde başarılı oldu. Raetia (İ.Ö. 15) ve Pannonya'yı (İ.Ö. 12-9) zapt etti. Germania'ya seferler yaptı.

(İ.Ö. 9-7 ve İ.S. 4-6). Bu arada Augustus'un emriyle karısından boşanıp Augustus'un uçarı kızı Julia ile evlenerek Gaius, Lucius ve Agrippa Postumus'un üvey babası oldu (İ.Ö. 11). Bu evlilik aynı zamanda onu devlet yönetiminde ikinci sıraya yükseltti. Julia'nın hafifmeşrep davranışları ve Augustus'un kendisine halef olarak torunları Gaius ve Lucius'u seçmesi üzerine Tiberius kendi isteğiyle Rodos'a çekildi.

Ancak Julia'nın sürgüne gönderilmesinden sonra Roma'ya (İ.S. 2) ve Gaius ile Lucius'un ölümü üzerine (İ.S. 4) Augustus'un hizmetine geri döndü. Onun emriyle yeğeni Germanicus'u evlât edindi. Germania (İ.S. 4-5) ve Pannonya-Dalmaçya (İ.S. 6-9) seferlerini üstüne aldı. Yeniden imparatorunkine eşit bir imperium majus yetkisi elde eden (İ.S. 13) Tiberius, Augustus öldüğünde siyasî mirasçısı olarak yerine geçti.

Senato'dan, Augustus'a verilen yetkileri aldı ve üvey babasının olağanüstü magistratusluğunu devamlı bir kurum hâline getirdi. Devlet giderlerini kıstı, taşra valilerini denetledi, fazla ve haksız vergi alanları cezalandırdı. Dış siyaset alanında ölçülü davrandı. Germanicus'un seferlerinden sonra (14-16), Roma ordusu yeniden Ren Irmağı'na ulaştı (17).

Doğuda Germanicus Ermeniye'yi denetim altına aldı. Kapadokya'yı işgal etti ve Kommagenos'u Suriye'ye bağladı. Tiberius'un aşırı gurur ve şüpheciliği giderek hastalık hâline dönüştü. Bu hastalık, yönetimi boyunca birçok kişinin öldürülmesine yol açtı. 26 yılında senatörlere kızarak Roma'dan ayrılıp Capri Adası'na çekildi ve yönetimi Sejanus'a bıraktı.

Bundan yararlanan Sejanus, imparatoru tahttan indirmeye kalkıştığı sırada Tiberius'un baldızı Antonia tarafından amacı ortaya çıkarıldı ve tutuklanarak öldürüldü (31). Tiberius tekrar Roma'ya döndü. Avrupa'ya yaptığı bir yolculuk sırasında öldü. Yerine Germanicus'un oğullarından Caligula geçti. İsa, Tiberius döneminde çarmıha gerilmiştir (30).
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
3 Ocak 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Tiberius

Ad:  Tiberius1.jpg
Gösterim: 297
Boyut:  162.9 KB

Ad:  Tiberius2.jpg
Gösterim: 246
Boyut:  381.7 KB

Benzer Konular

22 Nisan 2012 / Jumong Hayali Karakterler