Arama

I. Aleksios Komnenos

Güncelleme: 5 Ocak 2016 Gösterim: 3.214 Cevap: 3
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
24 Ağustos 2009       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
I.Aleksios Komnenos - I.Aleksios Komnenos Kimdir - I.Aleksios Komnenos Hakkında

Sponsorlu Bağlantılar


Aleksios Komnenos (ya da Aleksi Komnen) Yunanca: (Αλέξιος Α' Κομνηνός)(d. 1048-ö. 1118) Doğu Roma imparatoru (1081-1118) ve Komnenos hanedanının kurucusudur.

Doğu Roma'nın en karışık döneminde başa geçmiştir. Bu dönemde Peçenekler Tuna'yı geçerek Balkan şehirlerine akın etmişlerdi. Selçuklu orduları Marmara ve Ege denizi kıyılarına kadar ilerlemişlerdi. Başarılı bir diplomattı. Onun döneminde imparatorluk askerî ve malî açıdan yeniden düzlüğe çıkmış, kaybedilen toprakların bir bölümü geri alınmıştır. 1082 yılında Venediklilerle yapılan bir anlaşmayla iktisadî faydalar karşılığında Venedik donanmasının yardımını elde etti. Sonradan İtalyan cumhuriyetlerinin doğuda elde ettikleri servetlerinin kaynağı bu anlaşmadır. 1096'da yapılan Birinci Haçlı seferinden faydalanarak Anadolu'nun büyük bölümünü yeniden ele geçirdi.

İmparatorluğa yükselişi

Babası I. İsaakios'un tahttan feragat etmesinden sonra Aleksios tahtı kabul etmeyi redetmiştir. Bu nedenle 1059 ile 1081 döneminde değişik ailelerden gelen dört değişik imparator İsaakios'u takip etmiştir. Bu imparatorlardan biri olan IV. Romanos Diogenes (1067–1081) hükümdarlığı sırasında Aleksios Selçuklular'a karşı savaşarak imparatora büyük destek sağlamıştır. VII. Mikhail Dukas Parapinaces (1071‐1078) ve III. Nikeforos Botaneiates (1078–1081) imparatorlukları dönemlerinde de ise Aleksios ağabeyi İsaakios birlikte, Anadolu, Trakya ve Epir Despotluğu'unda çıkan isyanların bastırmasında görev yapıp yüksek komuta yetenekliğini göstermiştir.

Aleksios'un saltanat yıllarında annesi de oğlunun devlet idaresine büyük etkileri olmuştur. Aleksios'un kızı olan ve çok önemli bir tarih eseri yazan Anna Komnena'nin dediğine göre annesi devlet savaş arabasını sürerken Aleksios devamlı arabanın yanında koşmuştur. 1074de Aleksios Anadolu'da paralı askerlerin çıkardıkları isyanı bastırdıktan sonra imparator III. Nikeforos Botaneiates tarafından batıdaki sahra ordusu komutanlığına atanmıştır. Bu gorevde iken Aleksios bibirini takip ederek Dıraç (Dyrrhachium) valileri olan (oğlu Aleksios'un kızı Anna ile evlenen) Nikeforos Brinennius ve Nikeforos Basilakes'in isyanları üzerine seferler yapıp isyanları bastırmıştır. Bundan sonra Aleksios'a Anadolu'da isyanda bulunan kayınbiraderi Nikeforos Melissenus uzerine bir orduyla gitmesi için görev verilmek istenmiş ama Aleksios bu yakını üzerine gitmeyi redetmistir. Fakat bu Aleksios'un batıda görevden alınmasına neden olmamıştır; çünkü Robert Guiscard idaresindeki Normanların Darç'a yapacağı beklenen bir büyük hücumu geri püskürtebilecek en yetenekli komutan olarak Aleksios görülmekteydi.

Bizans ordulari gelecek bu istila hareketini önlemek için hazırlıklar yapmaktayken Aleksios Konstantinopolis'teki saray mensupları arasında bulunan bir Dukas kliği tarafından III. Nikeforos Botaneiates aleyhinde hazırlanan bir hükümet darbesi komplosuna katılmasına ikna edilmiştir. Buna gore Aleksios ordusu askerleri tarafından imparator oldugu ilan edilmiştir ve ordusu ile Konstantinopolis üzerine yürüyüşe geçmiştir. Başkentin şehir surlarında koruyan batılı paralı askerlerden oluşan imparatorluk muhafız birliklerinden Alman asıllı olanları para verilerek savunma yapmamaları sağlanmış ve 1 Nisan, 1081de isyancı Aleksios ve ordusu hiç direnişle karşılaşmadan şehre bir zafer alayıyla girmiştir. III. Nikoforos Botaneiates tahtından feragat edip bir manastıra çekilmeye zorlanmış ve 4 Nisan'da I. Aleksius Konstantinoplis Patriği I. Kosmas tarafından imparatorluk tacı giydirilmistir.

Bu siralarda Aleksios'un İmparatorice Alan'yali Maria'nin sevgilisi olduğu söylentileri sehirde yayılmıştı. Guzelliği ile meşhur olan Maria Gürcu kıralı IV. Bagrat'ın kızı olup arka arkaya once VII. Mikhail ve sonra da III. Nikeforos Botaneiates ile evlenmişti. Aleksios Maria'nin sarayda kalmasını sağlamış ve Maria ile evlenmeye hazırlık yaptığı söylentileri her yana yayılmıştı. Fakat Aleksios'un annesi bu evlenmeye karşı çıkmıştır. Dukas sülalesi ile bağlantılarının pekistirilmesi icin, Aleksios'on (VII. Mikhail'in amcası olan Sezar Yannis Dukas'ın torunu olan) İrene Dukaena ile evlenmesini düzenlemiştir. Yannis Dukas, Aleksios'a destegini bu evlenmenin gerçekleşmesi şartına bağlamıştır. Dukasların desteğinin devamlılığını saglamak icin de Aleksios'u (VII. Mikhail ve Maria'nin küçük oğlu olan) Konstantin Dukas'in ortak imparator statüsünu devam ettirmiş ve biraz sonra da onun ile birinci kızı olan Anna Komnena ile nişanlanmasını tertiplemiştir. Anna Komnena da, nişanlısı ve nişanlısının annesi Maria ile birlikte Mangana Sarayi'na yerleşmiştir.

Fakat 1087de Aleksios'un birinci oğlu olan Yannis doğunca, siyasal durum aniden büyük değişikliğe uğramıştır. Anna ile Konstantin'in nişanı bozulmuş ve Anna annesi ve büuyükannaesi ile birlikte yaşamak üzere büyük saraya nakledilmiştir. Aleksios ile Maria arasındaki bağlantı kopmuş ve Maria'nin eski imparatoriçe olarak ayrıcalıkları ve görevleri kaldırılmış ve bir manastıra rahibe olarak konulmuştur. Konstantin ortak imparatorluk görevinden alınmış; imparatorun ailesi ile iyi ilişkilerini devam ettirmiş; ama zayıf olan bünyesinin dolayısıyla çok geçmeden ölmüştür.

Bizans ile Norman, Peçenek ve Kuman savaşları

Aleksios'un 37 yıl süren uzun saltanatının çoğu harpler ve askeri kampanyalar altinda gecmistir. Hükümdarlığının ilk yıllarında (Robert Guiscard ve oglu Bohemund tarafından komuta edilen) Norman hücumlarıyla uğraşması gerekmiştir. Normanlar Darç (Dyrrghachium) limanı ve bölgesini ve Korfu adasını işgal etmişler ve Darc Savaşı'nda Aleksios'un idaresindeki Bizans ordusunu yenip Yunan yarımadasında ilerliyerek Teselya'da Larisa kalesini kuşatmışlardır. Aleksios bu direnişinde birkaç daha mağlubiyete uğramıştır. Fakat direnişten vazgeçmemiş ve bazı başarılar kazanmaya başlamıştır. Bunu yanında diplomasiye başvurmuş ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu imparatoru IV. Henri'ye 360.000 altın ödeyerek onun Norman'lara İtalya'da hücum etmesini sağlamıştır. 1083–1084 yıllarında Normanlar gerilerini ve esas kendi arazilerini savunmak zorunda kalmışlardır. Aleksios aynı zamanda İtalya'da Apulya'da Gargano Yarımadası'nı kontrol eden Monte Sant'Angelo Kontu olan Henri'nin vasal olamasını sağlamış ve bu Bizanslıların İtalyan yarımadasında egemenlik gösterdikleri en son yöre olmuştur. 1085de Robert Guiscard'in ölümü ile Norman tehdidi bir müddet ortadan kalkmış ve Bizanslılar Balkanlardaki bütün kayıplarını tekrar ele geçirmişlerdir.

Bundan sonra Aleksios Trakya'da dinsel ayrıcılık yaratan mezheplerle, Bogomiller ve Polisiyen'lerle uğraşmaya başlamıştır. Aleksios'un Normanlarla olan savaşlarında imparatorluk ordusunda görev yapan Polisiyen mezhebine bağlı askerler Bizans ordusunu terk edip kaçmışlardır. Norman tehdidi ortadan kalkınca Aleksios bu asker kaçakları ve isyancılarla uğraşmaya başlamış ve onların sahip oldukları toprakları müsadere etmeye başlamıştır. Bu Filibe (o zamanki Philipopolis ve şimdiki Plovdiv)'de yeni bir ciddi isyanın çıkmasına neden olmuş ve isyancılar üzerine gönderilen sahra ordusu isyancılarla yapılan savaşta yenik düşmüş ve komutanı Gregori Pakurianos öldürülmüştür.

İsyancılar Tuna Nehri kuzeyinde bulunan Peçenek Türkleri ile anlaşma yapmışlardır. 1087de Peçenekler Trakya'ya akın yapmışlar ve onların üzerine giden Tuna'yı geçip eski Roma Moseiya eyaletine giren Aleksios stratejik önemi olan Silistre (Dorostolon)'u eline geçirememiştir. Bu seferinden geri dönerken Aleksios'un ordusu Peçenekler tarafından sarılmış ve Aleksios büyük bir tazminat vererek bir geçici bir barış anlaşması imzalamak zorunda kalmıştır. 1090'da Peçenekler yine Trakya'ya inip hücuma geçmişlerdir. Bu hücum devam ederken Anadolu Selçuklu Sultanı'nin kayınbiraderi bir deniz filosu ile Tuna'ya vararak Selçukluların ve Peçeneklerin birlikte hareket ederek Konstantinopolis'i kuşatmaları için teklifler götürmüştür. Fakat bu sırada Aleksios Kuman Türkleri ile anlaşmış, 40.000 kişilik bir Kuman ordusu desteğiyle ile 29 Nisan, 1091de Trakya'da Levunion Savaşı'nda Peçenekleri ezmeyi başarmıştır. Bu savaş sonucu Bizans'a Peçenek Türklerinden gelen hücumların sona ermesine neden olmuştur.
I. Aleksios Komnenus tahta çıktığı zaman lki (y. 1081de) Bizans İmparatorluğu

Fakat 1094den sonra bu sefer Kuman Türkleri Balkanlardaki Bizans topraklarına hücumlara başlamışlardır. İmparator IV. Romanus Diyojen'un uzun zamandır kaybolmuş oğlu olduğunu iddia eden Konstantin Diogenos Kumanlara sığınmış, onlardan askerî destek bulmuş ve onun liderliğinde Kumanlardan oluşan bir ordu Balkan dağlarını geçerek Doğu Trakya'ya hücuma geçmişdir. Fakat Konstantin Diogenos ve ordusu Bizans ordusuyla Edirne (Adrianople)'de yaptığı savaşta yenik düşmüştür. Yenilen Kuman ordusundan kalanlar kuzeye dönmüş ve Konstantin Diogenes elimine edilmiştir. Bundan sonra Kuman Türklerinin Bizans'a hücumları da son bulmuştur.

Böylece Balkanlarda nisbeten barışın sağlanması sonucunda, Aleksios dikkatini büyük bir kısmı Selçuklular eline geçmiş olan Anadolu'ya çekmiştir.

Bizans ve Birinci Haçlı seferi


İmparatorluğunun döneminde başlarından beri Aleksios Papalık ile iyi geçinme politikası gütmüştür ve böylelikle Hristiyan olan Batı Avrupa'dan Anadolu'yu fethe devam eden müslüman Anadolu Selçuklularına karşı yardım alacağını ummaktaydı. Ama Batı'dan istediği destek daha iyi silahlı iyi talimli paralı asker şeklinde olacağını düşünmekteydi. 1095de Aleksios'un elçileri yardım isteklerini Piacenza Konseyi'inde Papa II. Urban'a tekrar bildirdiler.

Papa II. Urbanus o yılın sonunda Clermont Konseyi'nde bütün Batılı Hristiyanların bir ordu kurarak sanki bir askerî hacı gibi onlar için kutsal olan Kudüs'u ve Filistin topraklarına, bütün Avrupayı, Balkanları, Anadolu'yu, Asya'nın Akdeniz kıyılarını geçip, gidip kuvvet kullanarak Hristiyan bu kutsal sehir ve yöreyi ellerine geçirmelerini takdis etti. Böylece büyük bir dinsel heyacana gelen Batı Avrupa halkı ve asilleri yığınlar halinde elbiseleri üzerine kırmızı Haç takarak bir Haçlılar ordusu kurmaya başladılar. Bazı gruplar bir disiplinsiz güruh halinde, diğerleri disiplinli ordular halinde, büyük insan sürüleri halinde Avrupa'yı geçmeye başladılar. Bizans'in Hristiyanlardan istediği yardım büyük sürüler gibi insan halindeydi ve bu Bizanslıların özellikle Aleksios'un hiç beklemediği ve hiç istemediği şekildeydi ve Aleksios'da büyük şaşkınlık hatta korku yarattı. Özellikle bu güruhların iaşesi ve barınması eğer bir düzene konulmazsa Bizans topraklarının ve sehirlerinin talan edileceğini ve hem kırsal hem de şehirsel ahalisine çok büyük zararların doğucağını anlamıştı. Diğer taraftan düzenli Haçlı ordularının komutanlarının, çoğu bu sefere bir dinsel görevi yerine getirmek için değil, hükümdarlığını yapabilecekleri topraklar bulup, zaptetmek ve kendileri idaresinde özerk devlet kurmak için katıldıkları gayet açıkca bilinmekteydi.

Bu tehlikeleri karşılamak icin Aleksios cok uygun bir plan yapmıs ve genellikle bu planı basarı ile uygulayabilmiştir. Bu plana gore Bizans elinde bulunan Balkan topraklarına giren Haclı ordularına Bizans ordu birlikleri refakatçi verilecek ve Haclı orduları bu refakatçilerin kılavuzlugu ve idaresi altında Balkanlarda kalıp gececekti. Bu refakatçi ordu Haçlı ordusunun yem yiyecek bulma araştırmalarini kontrol edecekti. Bu Bizans refakat orduları için Aleksios büyük sayıda paralı Pecenek askerleri tutmuştu. Haçlı ordusu İstanbul'a vardığında şehir dışında belirlenmis ve Bizans ordusu tarafından savunan bir ordugaha gececekti. Bu ordugahlarda bulunanlarin butun iaseleri Bizans tarafından karşılayacaktı ve Haçlıların ordugah yakınında veya uzagında su, yiyecek ve yem araştırması yapmıyacaktı. Bu sırada Haçlı ordusu mensupları küçük gruplar halinde Bizans kılavuzlar idaresinde o zamanların en büyük ve şaşaalı şehrinin kiliselerini, yollarını , meydanlarını, saraylarını gezip göreceklerdi. Ordu komutanları ise Bizans İmparatoru huzuruna çıkacak, ele etek öpecek; Bizans İmparatoru'nun vasalı olduğuna dair yemin edecek ve ellerine geçirecekleri eski Bizans arazilerini Bizans'a devretmeyi kabul edecekti. Bundan sonra Haçlı ordusu Bizans gemileri ile Anadolu'ya Selçukluların elindeki arazilere gireceklerdi. Burada ilerlemek ve yem, yiyecek ve su ihtiyacını karşılamak kendilerine kalmıştı. Fakat Bizans, kılavuzlar vermek ve askerî bilgi ve destek sağlamaya hazır olacaktı.

1096 yılında resmen başlayan Birinci Haçlı seferi'ne dahil olan Haçlı ordulari dalgalar halinde gelmeye başladı. 40.000 kişilik kadar ilk dalga Keşiş Peter nominal emri altında kuzey Fransız, Alman ve daha küçük sayıda kuzey İtalyan köylülerinden ve ailelerinden oluşmaktaydı; çok az sayıda asiller bulunduğu için bu dalgaya Halkın Haçlı Seferi denmiştir. Bu dalga Bizans arazisine Belgrad'da girmeden bu şehrin Sava Irmağı karşısında Macaristan'a ait bulunan Zemun (Semlin)da bir ayakabbı yüzünden karışıklık çıkartıp iç kaleye hücum edip 4.000 Macarı öldürdüler ve sonra Belgrad'ı da talan edip yaktılar. Bu güruh takip ettiği yolda Bizans halkının çeşitli şikayetlerine (hırsızlık, soygunculuk, kızlara kadınlara tecavüz vb.) maruz kaldı. Haçlılar Niş'e geldikleri zaman da yeni bir isyan çıkardılar, fakat bu sefer Aleksios'un Bulgaristan eyalet valisi süvari kuvveti gönderip bu Haçlı isyanını bastırdı. Bu güruh 1 Ağustos 1096'da İstanbul'a vardığında 1/4ini kaybetmişti. Hemen koruma altında 6 Ağustos'da Bizans gemileri ile Anadolu'ya çıkartılıp İzmit üzerine yöneltildiler. İzmit'i ele geçiren Haçlılar bu şehri Bizanslılara teslim ettiler; fakat Almanlar ve Fransızlar arasında kavga çıkınca ayrılıp iki ayrı güruh halinde İzmit Korfezini dolanıp Yalova yakınlarında iki ordugah kurdular. Fransızlar Selçuklu başkenti olan [[İznik]'e karşı hucuma baslayip, yoldaki yerleşkeleri talana, müslüman ve hristiyan ayrılığı yapmadan yerli ahaliye tecavüz edip öldürmeye başladılar. Buna karşılık Almanlar ise İznik'i geçip Xerigordon adlı bir kaleyi zaptedip oraya yerleştiler. Burada Eylül sonunda Selçuk ordusunun hücumuna uğradılar ve nerede ise tümüyle elimine edildiler. Bunu duyan Yalova'da bulunan 20.000 kişilik Haçlı ordusu 21 Ekimde yeniden yürüyüşe başladi. Fakat yeni bir Selçuklu tuzağına düştüler ve bu ordu ve Yalova'daki kampta kalan artçıların hepsi elimine edilip Halkın Haçlı Seferi sona erdirildi.

Bundan sonraki 9 ay Aleksios daha düzenli, disiplinli ve daha iyi olarak asiller tarafından komuta edilen sayıları 90.000'i aşkın askerden ve bunların yanında bulunan kadın ve çocukdan oluşan yeni Haçlı orduları ile uğraşmak zorunda kaldı. Bunların ortaya çıkardığı, Bizans'in şimdiye kadar hiç karşılaşmadığı, çetinlikteki askerî, ekonomik, logistik ve diplomatik sorunlarla karşıldı ve Bizans çok büyük zararlar almadan bunlara yanıt sağladı. Bunları gerçekleştirmesi Bizans İmparatoru I. Aleksios'un büyüklüğüne bir işaret olarak gosterilebilir.

Bu ikinci ve daha güçlü Haçlı ordusu halinde gelen Haçlılar yine dalgalar halinde, Geoffrey Bouillon, Taranto'lu Boemondo, Tuluzlu Raymond ve diğer önemli Batı Avrupa asil aileler temsilcilerinin komuta ettiği gruplar halinde Konstantinopolis'e vardılar. Bundan dolayı Aleksios Haçlı liderleri ile İstanbul'a vasıl olma zamanlarına göre ayrı ayrı görüşmeyi sağladı ve ayrı ayrı bu asilleri kendini üst egemen saydıklarına yemin ettirdi ve Kudüs'e giderken ellerine geçirecekleri arazileri Bizans İmparatorluğu'na verecekleri hakkında ciddi vaadlarini aldı. Üst egemen sayma yemini verdikleri için İstanbul civarında bulundukları sırada onların tüm levazım ihtiyaclarını Bizanslılar sağlamayı kabul etmekte idi ve Anadolu'da ilerleme içinde tedarik mümkünse Bizans destek verecekti. Aleksios'un aldığı kararla, her ayrı grup İstanbul etrafında fazla kalmadan Bizans gemileri ile Anadolu yakasına geçirildi.

Bizans açısından bakılınca Birinci Haçlı seferi onlara önemli bir başarı sağladı. Bizans İmpartorluğu'nun yıllar önce elinden çıkan önemli şehir ve adaları tekrar Aleksios idaresine geçti. Bunların başında Selçuklu başkenti İznik (Nicea) olup Haçlı orduların bu kaleyi kuşattılar ve 1097de kale İmparator'a teslim oldu. Haçlıların Eskişehir yakınlarında kazandıklari Birinci Dorileon Savaşı Anadolu'nun batısının çoğunluğunun tekrar Bizans yönetimi altina girmesine sonuç verdi. 1097–1099 döneminde Sakız Adası (Chios), Rodos Adası, İzmir (Smyrna), Efes, Sart ve Alaşehir tekrar Bizans idaresine girdi. İmparator Aleksios'un kızı olan Anna Komnene yazdığı Aleksiad adlı tarih kitabında bütün bunları Aleksios'in politik ve diplomatik üstün yetenekliğine atıf etmektedir.

Fakat o zamanin Latin asilli Haclilara ve diger Hacli tarihi yazarlari imparatorun sahteliginden, yalanciligindan ve hatta ihanetinden sikayetci olmaktadirlar. Haclilar Antiyok kuşatması sirasinda amiral Tatikios emri altinda bukuna Bizans destek kuvvetinin cok guclukledevam ettirdikleri kusatma sirasinda kendilerine yardimdan kacinmasini Imparator Aleksios'a verdikleri sadakat yemininin gecerliligini ortadan kaldirdigini iddia etmislerdir. Bu sekilde I. Boemondo Haclilar eline gecen ve hala bircok Rum asilli Ortodoks Hristiyan nufuus olan Antakya (Antioch)'u Bizans'a geri vermemis ve orayi Antakya Kiralligi ozerk devleti olarak ilan etmistir. Yine Urfa'yi (Edessa)'yi isgal eden Baldwin ozerk Urfa Kontluğu devletini kurmustur. Ayni sekilde Trablus Kontluğu ve Kudüs Kırallığı Hacli komutanlar hukumdarliginda kurulmustur. Bu Hacli devletlerden cogu Aleksios icin muslumanlarla Bizans arasinda bir tampon devlet olarak istenilir bir sonuc yarattigi kabul edilebilmektedir. Fakat Antakya'nin genellikle bir Bizans Hristiyan sehri olusu ve orada hukumdarligi'ni ilan eden I. Boemondo'nun imparatorlugunun baslarinda Norman ordulari komutani olarak Aleksios'la savas yapmis eski bir dusman olmasi bu devletin kurulmasi Bizans icin pek uygunsuz dusmustur.


Kişisel yaşamı

Hayatının son yirmi yılında Aleskios halk gözünde popülerliğini kaybetmiştir. Bu yılların en önemli gelişmeleri dinsel ayrıcılık yaratan Polisiyen ve Bogomil mezheplerini elimine etmesi olmuştur. İmparator olarak katıldığı halk için yapılan son gösteri, bir Bogomil lideri olan, kendisiyle şahsen bir teolojik münakaşaya giriştiği, Basil'in bir meydanda diri olarak yakılması olmuştu. Birinci Haçlı seferi'nin Selçukluları sindirmesine rağmen, 1110–1117 döneminde de Selçuklular Bizans topraklarına hücumlara devam etmişlerdir.

Aleksios birçok yıl arkasında bulunup kendini desteklemiş olan ve çok zeki ve çok yetenekli bir siyasetçi olan annesi Anna Dalassena'nın nüfuzu altında kalmıştı. Bu nedenle Aleksios Augusta olarak, göreneğe göre karısı İrene Dukeina'yi onurlandıracağına, annesi Anna'ya taç giydirtmişti. Aleksios uzun süren askeri seferlere çıkıp Konstantinopolis'ten uzaklaştığı zamanlar imparatorluğun efektif idarecisi annesi Anna olmuştu. Anna, torunu olan Anna Komnena'nın yetiştirilmesini ve eğitimini tamamen yüklenmişti. Fakat Anna Dalassena devamlı olarak gelini olan İrene Dukeina ile uyuşmazlık halindeydi.

Yerini alacak varis sorunu


Aleksius'un son yıllarında kendisinden sonra kimin imparator olacağı sorunları kendi için önemli bir endişe konusu olmuştu. 1092de 6 yaşında iken oğlu II. Yannis Komnenos'u ortak imparator olarak tac giydirtmişti. Fakat Yannis'in annesi olan İrene Dukaina'nın imparatorluğa Anna ve Anna'nin kocası olan Nikeforos Briennius'u getirmek istediğini bilmekteydi. Briennius'a Sezar unvanı verilmiş; sırf kendine has yeni bir şeref unvanı olan panhypersebastos (herkesden daha fazla sereflendirilmiş kişi) ile de onurlanmıştı ve Aleksius ve Yannis'e sadık olduğu görülmekteydi. Buna rağmen Irene ve Anne'nin entrikaları Aleksius'u ölüm saatlerinde bile dedirgin etmişti.


Ailesi

I. Aleksios Komnenos İrene Dukaena ile evlenmiş; isimleri şunlar olan çocukları olmuştur:

* Anna Komnene: Sezar Nicephorus Bryennius ile evli.
* Maria Komnene: Evlilikleri (1) Gregory Gabras ve (2) Nicephorus Euphorbenos Katakalon.
* II. Yannis Komnenos: İmparator.
* Andronikos Komnenus: sebastokratōr.
* İsaakios Komnenus: sebastokratōr.
* Evdokia Komnene: Michael İasites ile evli.
* Teodora Komnene: Evlilikleri (1) Konstantin Kourtikes ve (2) Konstantine Angelos. Bu evliliği ile sonradan imparator olan II. İsaakios Angelos ve III. Aleksios Angelos'un büyükanneleri olmuştur.
* Manuel Komnenos.
* Zoe Komnene.

Vikipedi


Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2016 22:07
Biyografi Konusu: I. Aleksios Komnenos nereli hayatı kimdir.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Hera - avatarı
Hera
VIP A'mour
19 Ağustos 2015       Mesaj #2
Hera - avatarı
VIP A'mour
(İstanbul 1048- ay. y. 1118), Bizans imparatoru (1081-1118). Curopalates ioannes Kpm nenos’un üçüncü oğlu ve imparator isaakios l'in yeğeni olan Aleksios, annesi Anna Dalassene tarafından, kardeşleri gibi. taht adayı olarak yetiştirildi. Dukasların ve yandaşlarının egemen olduğu
çalkantılı dönem boyunca, Aleksios ve kardeşleri yönetime karşı çıktılar ve böylece, 1081 ayaklanması sırasında Aleksios, rakiplerim yenerek imparatorluk tahtına oturdu. Epeıros'ta Normanlar’a, Trakya’da Peçenekler’e ve Küçük Asya’da Selçuklu Türkleri ne karşı savaştı. Eşsiz bir diplomat olan Aleksios, ustaca görüşmeler yoluyla imparatorluğu yüceltmeyi başardı. 1082’den başlayarak Venedik ile bir antlaşma yaptı: bu antlaşmayla Aleksios, önemli ekonomik ayrıcalıklar karşılığında Venedik donanmasının yardımını sağladı; bu durum, İtalyan cumhuriyetlerinin Doğu da elde ettikleri büyük servetin başlangıç noktasını oluşturdu. 1096’da, birinci haçlı seferinden imparatorluk lehine yararlanmaya çalıştı ve böylece Küçük Asya’nın bir bölümünü yemden ele geçirmeyi başardı.
Sponsorlu Bağlantılar
Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2016 22:06
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Ağustos 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Aleksios I Komnenos

Ad:  320px-Alexius_I.jpg
Gösterim: 340
Boyut:  73.3 KB
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Ocak 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Aleksios Komnenos

Ad:  Aleksios Komnenos.jpg
Gösterim: 366
Boyut:  90.9 KB

Benzer Konular

5 Ocak 2016 / asla_asla_deme Siyaset ww
20 Ağustos 2015 / Hera Siyaset ww
20 Ağustos 2015 / Hera Siyaset ww
20 Ağustos 2015 / Hera Siyaset ww