Arama

Cemal Abdülnasır

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 31 Temmuz 2013 Gösterim: 2.965 Cevap: 1
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
1 Eylül 2011       Mesaj #1
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Cemal Abdülnasır
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
  • Cemal Abdülnasır, (d. 15 Ocak 1918 - ö. 28 Eylül 1970), Mısır'lı asker ve devlet adamı. Devrimci, milliyetçi, sosyalist lider. Mısır'ın ikinci cumhurbaşkanı (1956-1970). Krallığa son veren darbenin ardından başbakan ve cumhurbaşkanı olarak Mısır'da köklü dönüşümlere damgasını vurmuş, etkin bir dış politikayla Arap dünyasında bir önder rolü oynamıştır.
  • Cemal Abdül Nasır Hüseyin
Cemal AbdC3BClnasC4B1r
  • Görev Süresi: 23 Haziran 1956 – 28 Eylül 1970
  • Yerine geldiği: Muhammed Necib
  • Yerine gelen: Enver Sedat
  • Doğum: 15 Ocak 1918, İskenderiye, Mısır
  • Ölüm: 28 Eylül 1970, Kahire, Mısır
  • Partisi: Arap Sosyalist Birliği
Askeri kariyeri ve Hür Subaylar Hareketi
İskenderiye'de babasının postane görevlisi olduğu yoksul bir mahallede doğdu. İsmi Cemal Paşa'ya atfen verilmiştir. Ortöğrenimini Kahire'deki amcasının yanında tamamladı. Bu arada İngiliz karşıtı sokak gösterilerine katıldı. Kısa bir süre hukuk okuduktan sonra 1937'de Kraliyet Askeri Akademisi'ne girerek 1939'da mezun oldu. Sudan'daki Mısır ordusunda görev yaparken arkadaşlık kurduğu üç subayla (Zekeriya Mohyeddin, Abdülhakim Amir ve Enver Sedat) birlikte İngiliz egemenliğine ve krallık yönetimine son vermeyi amaçlayan gizli Hür Subaylar örgütünü kurdular. I. Arap-İsrail Savaşı'nda (1948-1949) Filistin'de çarpıştı.

1949'da Hür Subaylar komitesi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı, 1951'de yarbaylığa yükseldi. Savaşın ardından baş gösteren siyasi bunalım ortamında, Hür Subaylar örgütü 23 Haziran 1952'de kansız bir darbeyle yönetime el koydu. Orgeneral Muhammed Necib'in devlet başkanlığına getirilmesine karşın, gerçek iktidar Nasır'ın denetimindeki Devrimci Komuta Konseyi'nin eline geçti. Ocak 1953'te siyasi partiler kapatıldı ve Özgürlük birliği adlı yeni bir parti devlet içinde çekirdek örgütler kurdu. Haziran 1953'te Cumhuriyet ilan edildi ve İngilizlerle Süveyş Kanalı bölgesinin boşaltılmasını öngören bir antlaşma imzalandı. 1954 ilkbaharında Necib'in görevden alınmasına yol açan iç çekişmelerden sonra perde arkasındaki konumundan çıkarak başbakanlık görevini üstlenen Nasır, en güçlü muhalefet odağı olan Müslüman Kardeşler'i sindirerek konumunu pekiştirdi. Ocak 1956'da tek partili siyasi sisteme dayalı yeni anayasayı yürürlüğe koydu. Haziranda da tek aday olarak, oyların yüzde 99.95'ini alarak cumhurbaşkanı seçildi.

Liderliği
Bandung Konferansı'na (1955) katılarak Yugoslavya devlet başkanı Josip Tito ve Hindistan başbakanı Jawaharlal Nehru ile birlikte bağlantısızlar hareketinin önderleri arasında yer alan Nasır önceleri ılımlı bir dış politika izlemeye özen gösterdi. Ama Birleşik Krallık ve ABD'nin, Asvan Barajı projesinin finansmanından vazgeçmesi üzerine gerekli kaynağı sağlamak için Süveyş Kanalını millileştirme yoluna gitti. Ekim 1956'da İsrail, Fransa ve Birleşik Krallık'ın giriştiği ortak harekatla başlayan Süveyş Bunalımı sırasında, İsrail'in Sina Yarımadasını Şarmü'ş-Şeyh'e kadar işgal etmesine ve Mısır Hava Kuvvetleri'nin ağır bir darbe yemesine karşın, ustaca manevralarla dış müdahaleyi boşa çıkardı. Arap dünyasındaki saygınlığını artıran bu olayın ardından daha radikal bir çizgiye yöneldi. 1958 başlarında Mısır ve Suriye'nin Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleşmesine öncülük etti. Suriye'nin 1961'de birlikten çekilmesini Arap ülkelerindeki gerici rejimlere bağlayarak Arap dünyasındaki devrimci hareketleri etkin biçimde desteklemeye başladı. Ertesi yıl Arap Sosyalist Birliği'ni kurdu.
  • Cemal Abdülnasır, Kruşçev'le birlikte Asvan Barajı'nın temel atma töreninde
Gamal 002

Nasır, Mısır'ın sosyalist ülkelerle yakınlaşmaya girdiği bu dönemde özellikle Sovyetler Birliği'nin teknik ve mali yardımıyla geniş çaplı bir kalkınma hamlesi başlattı. Asvan Barajı'nı tamamlama (1968), sanayileşmeyi hızlandırma ve köylüleri topraklandırma gibi başarıların yanı sıra kadınların haklarını genişletme ve eğitimi yaygınlaştırma gibi önemli adımlar attı. Bu arada kendi kişisel otoritesinde odaklanan ve siyasi muhalefeti etkisiz kılan sıkı ve baskıcı bir devlet mekanizması yarattı.

Nasır'ın aynı dönemde İsrail'e karşı militan bir tutum takınması, Mısır'ın Ortadoğu sorununa daha yakından karışmasına ve silahlanmaya geniş kaynaklar ayırmasına yol açtı. Mısır birliklerinin Yemen'deki iç savaşta (1962-1967)cumhuriyetçilerin yanında çarpışmasıyla ABD ile ilişkileri gerginleşti. Önceleri İsrail sorununu Arap dünyasında birliği sağlamanın amacı olarak gören Nasır, 1967'de Sina'ya kuvvet yığdı. 22 Mayıs 1967'de, İsrail'in Eilat'a deniz erişimi olan Tiran Boğazı'nın tüm İsrail gemilerine ve İsrail’e gitmekte olan diğer gemilere kapalı olduğunu ilan ederek, Akabe Körfezini ulaşıma kapattı, böylece İsrail'le açık çatışmaya yöneldi. Bunu izleyen Altı Gün Savaşı'nda (5 Haziran-10 Haziran 1970) erken davranan İsrail'in Mısır uçaklarını yerdeyken yok etmesi ağır bir yenilgiyi getirdi. 9 Haziran'da, Nasır bütün sorumluluğu üstlenerek istifa ettiyse de yaygın kitle gösterileri nedeniyle ertesi gün kararını geri aldı. Savaş sonrası dönemde radikal çizgisinden giderek uzaklaştı.
23 Temmuz 1969'da, İsrail'e karşı bir yıpratma savaşı açtığını ilan etti. Bununla birlikte Nasır, temmuzda bir ateşkes düzenlenmesini öngören Rogers planı'nı kabul etti ve 7 Ağustos'ta bu plan, Süveyş Kanalı boyunca yürürlüğe girdi. Bunun üzerine, Mısır'ın Sudan ve Libya ile ilişkilerini güçlendirmeye girişti ve Araplar arasında çıkan birçok anlaşmazlığa aracı olarak müdahalede bulundu; 27 Eylül 1970'te yeni bir Ürdün-Filistin çatışmasına son vermeyi başardı. 28 Eylül 1970 tarihinde saat 17:16 sularında bir kalp krizinden dolayı yaşamını yitirdi.

Arap milliyetçiliğinin yükseldiği ve Üçüncü Dünya'da radikal arayışların güçlendiği bir dönemde büyük yankı uyandıran Felsefetü's-Savra (1956; Devrimin Felsefesi) adlı yapıtı, Nasır'ın Arap Birliği konusundaki coşkulu düşüncelerini içerir. Cemal Abdülnasır döneminde, kırsal kesimlerden gelenler için Başkent Kahire’nin Kadim Kahire (Eski Kahire) bölgesinde bulunan Ölüler Şehri’nde oturum izni verildi.
Biyografi Konusu: Cemal Abdülnasır nereli hayatı kimdir.
🌘 🚀
_VICTORY_ - avatarı
_VICTORY_
VIP Silent storM
31 Temmuz 2013       Mesaj #2
_VICTORY_ - avatarı
VIP Silent storM
Cemal Abdül Nâsır
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
(1918 Beni Mar/Asyut-1970 Kahire), Mısırlı asker, siyaset ve devlet adamı.
Sponsorlu Bağlantılar
Bir posta memurunun oğluydu. Kahire'de ortaöğrenimini yaptıktan sonra askerî eğitim gördü ve 1942'de "Hür Subaylar" adında, milliyetçi-yurtsever eğilimli gizli örgütü kurdu. Bu sıralarda, ileride yönetimde önemli görevler üstlenecek olan Enver Sedat, Zekeriya Muhyeddin ve Abdülhakim Amer ile birlikte çalıştı. 1948 Filistin yenilgisinden sonra Mısır'daki krallık rejimine karşı yoğun bir yeraltı propagandasının örgütleyicisi oldu. 1952'de General Necip'in Kral Faruk rejimini yıktığı darbede asıl ipler Nâsır'ın elindeydi. Nâsır, 1953'te Necip yönetiminde başbakan yardımcısı ve içişleri bakanı oldu. 1954'te Necip, otoriter bir çizgi izlemeye başlayıp aşırı dinci Müslüman Kardeşler örgütüyle de yakın ilişkiler kurunca, Necip'i iktidardan uzaklaştırarak devlet başkanı oldu. 1956'da devlet başkanının yetkilerini artıran yeni bir anayasa çıkardı. İngiliz kuvvetlerinin Süveyş Kanalı'ndan çekilmesini, Süveyş Kanal Şirketi'nin devletleştirilmesini sağlayan ulusçu dış politikası ona Arap dünyasında büyük prestij kazandırdı.

Doğu ile Batı arasında tarafsızlık politikası güttü. 1958'de Suriye ile birleşmeyi sağlayıp Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin yaratılmasında önemli bir rol oynadı ve bu devletin başkanı oldu. Bu gelişme, 1945'te kurulmuş olan Arap Birliği'ndeki diğer ülkelerin hoşnutsuzluğuna neden oldu; üyeler iki karşıt kampa ayrıldılar. 1961'de Suriye, bir hükümet darbesi sonucu Birleşik Arap Cumhuriyeti'nden ayrıldı. Bununla birlikte Kahire, Arap ve Afrika ülkeleri arasında önemli bir başkent olmaya devam etti. Nâsır, Tito ve Nehru ile birlikte Üçüncü Dünya Ülkeleri grubunu kurmak ve daha önce hiçbir pakta girmemiş devletleri bu grupta toplamak için çalıştı. Arap ülkeleri ile Mısır arasındaki ilişkileri düzeltmek için büyük çaba harcadı. İçteyse toprak reformu ve diğer sosyalleştirme çalışmalarıyla halkın büyük ölçüde güven ve desteğini kazandı. Bu destek 1967'de İsrail karşısında uğranılan yenilgiye karşınazalmadı. Bunun yanında uyguladığı vergi politikası ve zaman zaman orduya yaptığı müdahaleler ülke içinde kendisine karşı bir muhalefet yarattı ve bu muhalefet zaman zaman ayaklanmalara neden olduysa da devlet ve hükümet başkanlığı görevini ölümüne kadar sürdürdü. Bir kalp krizi sonucu öldü.

Tesadüfen Zirveye Çıkılmaz... Çıkılsa Bile Durulmaz...

Benzer Konular

9 Ekim 2012 / GusinapsE Edebiyat tr
11 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Basın/Magazin tr
25 Nisan 2011 / Misafir Siyaset tr
12 Nisan 2016 / TiglonBoYs Siyaset tr
27 Ağustos 2015 / Gabriella Asker tr