Evrengzib
hükümdarlık unvanı.
Sponsorlu Bağlantılar
(d. 3 Kasım 1618, Dhod, Malva - ö. 3 Mart 1707, Ahmednagar, Hindistan)
son büyük Hint - Türk hükümdarı (1658-1707).
Hükümdarlığı en geniş sınırlarına ulaştırmakla birlikte izlediği politikalarla kurduğu devletin dağılmaya başlamasında önemli rol oynamıştır.
Hükümdar Şah Cihan ile anısına Tac Mahal’in yapıldığı Begüm Mümtaz Mahal’ in üçüncü oğludur. Ağırbaşlı ve sofu bir genç olarak yetişti; bu nedenle Babür hanedanının içki ve şehvet düşkünlüğü özelliklerini kapmadı. Askerlik ve yönetim alanındaki yeteneği ve iktidar tutkusu, babasının tahtın vârisi olarak ilan ettiği zeki, ama uçan ağabeyi Dârâ Şükuh’la rekabete girmesine yol açtı. 1636’dan sonra birçok önemli görev aldı ve bunların tümünde başarılı oldu. Özbeklere ve Safevilere karşı savaşlarda (1646-47) orduya parlak bir biçimde komuta etti. Dekkan valiliği sırasında (1634-44,1654-58) Dekkan’daki iki Müslüman hanedana bağımlılığa yakın bir konumu kabul ettirdi.
1657’de Şah Cihan ciddi bir hastalığa yakalanınca, iki kardeş arasındaki çatışma kaçınılmaz olarak bir taht kavgasına dönüşme yoluna girdi. Şah Cihan umulmadık biçimde iyileştiğinde gelişmeler her iki oğulun da geri dönemeyeceği bir boyuta ulaşmış bulunuyordu. Evrengzib, patlak veren iktidar mücadelesinde (1657-59) askeri alandaki taktik ve stratejik ustalığını, duygularını gizlemedeki başarısını ve acımasız kararlılığını gösterdi. Mayıs 1658’de Dârâ’yı Samugarh’da kesin bir yenilgiye uğrattıktan sonra babasını Agra’daki kendi sarayında göz hapsine aldı. İktidarını pekiştirmeye çalışırken, kardeşlerinden birinin ölümüne neden oldu; öteki iki kardeşini, bir oğlunu ve bir yeğenini idam ettirdi. İktidar savaşı, Avrupa’ya kadar ulaşan bir efsaneye dönüştü.
Evrengzib’in hükümdarlığı süre bakımından birbirine yakın iki döneme ayrılabilir. 1680’e değin süren birinci dönemde, acımasızlığından dolayı nefret toplamakla birlikte, enerji ve becerisiyle saygın bir konum kazandı. İmparatorluğun kuzeybatısını Safeviler ve Orta Asya Türklerine karşı savunmaya ağırlık vermenin yanı sıra büyük liman kenti Surat’ı iki kez yağmalayan (1664 ve 1670) Marathalarm reisi Şivaci’yle de uğraşmak zorunda kaldı. Fetihlerinde, büyük dedesi Ekber’in yaptığı gibi, yendiği düşmanları yumuşatarak hizmetine alma yöntemini benimsedi. Bu nedenle yenilgiye uğrayan Şivaci’yi uzlaşma sağlamak üzere Agra’ya getirtti ve ona imparatorluk bünyesinde bir mevki verdi. Şivaci, kendine verilen unvanı kabul etmeyerek, hapsedilmesine karşın kaçmayı başardı. Dekkan’a sığınan Şivaci, bağımsız bir Maratha kralı olarak 1680’de öldü.
1680’den sonra Evrengzib’in tutumu ve izlediği politikalar değişmeye başladı. İmparatorluk içindeki çeşitli halkları bir arada tutan dengeli bir yönetimden uzaklaşarak, devletin İslami yanma ağırlık vermeye yöneldi. Hindular eşit konumlarını yitirip bağımlı bir halk durumuna düşerken, Marathalar üzerindeki dolaylı denetimin yerini ilhak politikası aldı. Bu değişimin ilk açık belirtisi, Ekber’in yürürlükten kaldırmış olduğu cizyenin 1679’da yeniden konmasıy- dı. Bu uygulamaya tepki olarak, Evrengzib’in üçüncü oğlu Ekber’in desteklediği bir Racput ayaklanması (1680-81) patlak verdi. Hindular imparatorluğa gene hizmet etmekle birlikte, bu bağlılık artık eskisi gibi içten değildi. Dekkan’daki Bicapur ve Golkonda’nın fethini (1686-87) izleyen güvensizlik ortamı, uzun bir süredir içten içe gelişen ekonomik bunalımı hızlandırdı; sonradan Marathalarla girişilen savaşlar bu bunalımı daha da derinleştirdi. 1689’da Şivaci’nin oğlu Sambhaci yakalanarak idam edildi ve başında bulunduğu devlet yıkıldı. Bunun üzerine vur-kaç taktiğini benimseyen Marathalar, yerel halkın kendilerine yakınlık gösterdiği bütün Güney Hindistan’da etkili bir mücadele başlattılar. Evrengzib’in geri kalan yaşamı, Marathalarm yaşadığı dağlık bölgelerdeki kaleleri almak amacıyla giriştiği yıpratıcı, ama sonuçsuz kuşatmalarla geçti.
Evrengzib’in güneydeki savaşla uğraşması kuzey üzerindeki denetimini yitirmesine yol açtı. Yönetimde baş gösteren zayıflama, kendilerine verilen arazilerin geliri üzerinden maaş alan Hint-Türk yüksek tabakasının köylüler üzerindeki baskısıyla daha da hızlandı. Köylülerin hoşnutsuzluğu, Pen- cap’taki Satnamiler ve Sihlerde olduğu gibi sık sık dinsel hareketler biçimine büründü. Evrengzib, İslam dinini benimsemeyi reddeden Sih guru (tinsel önder) Tegh Bahadır’ı tutuklattı ve idam ettirdi (1675). Tegh Bahadır’m yerine geçen guru, Evrengzib’e karşı açık bir ayaklanma başlattı. Günümüzde hâlâ sürmekte olan Sih-Müslüman çatışmasının kökeni bu olaylara dayanır. Çatların ve öteki bazı halkların giriştiği köylü ayaklanmaları din dışı bir temelde gelişti.
Genelde İslami kurallara sıkı biçimde bağlı kalan Evrengzib’in bu doğrultuda çıkardığı katı fermanlar muhtesib’lerce sert biçimde uygulandı. Örneğin, imansızlarca kirletileceği düşüncesiyle bütün paralardan kelime-i şahadet kaldırıldı. Saray görevlilerinin Hindu geleneklerine göre selamlaşması yasaklandı. Ayrıca Hindu tapınakları ve kutsal yerleri sık sık yıkıma uğradı.
Evrengzib devleti hemen hemen yarım yüzyıl yönetti ve sınırlarını güneyde Tancor ve Triçinopoli’ye (Tiruççirappalli) kadar genişletti. Ama bu görkemli görüntünün altında ciddi zaaflar yatıyordu. Marathalara karşı girişilen seferler devletin mali kaynaklarını sürekli eritti. Sihlerin ve Çatların güçlü direnişi kuzeyde ciddi sorunlar yarattı. İzlenen yeni İslamcı politika Hindulann yönetimden soğumasına ve Racputların da desteklerini çekmesine yol açtı. Köylüler üzerindeki ağır mali baskı, bütün yönetsel yapıyı güçlüklere sürükledi. Evrengzib’in geride bıraktığı ağır sorunların çözülememesi, devletin 18. yüzyıl ortalarında çökmesine yol açtı.
kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 19 Eylül 2016 21:08
Biyografi Konusu: Evrengzib Alemgir Şah nereli hayatı kimdir.
In science we trust.