Arama

Fıkıh ilminin diğer bilimlerle ilişkisi nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Kasım 2011 Gösterim: 15.392 Cevap: 3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
FIKIH İLMİNİN DİGER İLİMLERLE İLİŞKİSİ NEDİR ?
EN İYİ CEVABI SeRCaX.TR verdi
Fıkıh - İslâm İbadet ve Hukuk İlmi
Sponsorlu Bağlantılar
SeRCaX.TR - avatarı
SeRCaX.TR
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #2
SeRCaX.TR - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Fıkıh - İslâm İbadet ve Hukuk İlmi
Sponsorlu Bağlantılar
tuala - avatarı
tuala
Ziyaretçi
19 Kasım 2008       Mesaj #3
tuala - avatarı
Ziyaretçi
fıkıh ilminin hangi beşeri ilimlerle ilgisi olduğunu açıklayınız
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tefsir

Ali Karataş

Müslümanların ilk ve temel kaynağı Kur’an-ı Kerim’dir. Bu sebeple onun açıklanması ve anlaşılması Müslümanlar için son derece önemlidir.

Kur’an-ı Kerim’i açıklayan ilk kişi Peygamber Efendimizdir. İlk kuşaklardan itibaren Kur’an’ın anlaşılması için çeşitli yöntemler geliştirilmiş ve kitaplar yazılmıştır. İşte Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması için geliştirilen bu ilim dalına ‘tefsir’ adı verilmiştir.

1. TEFSİR BİLİMİNİN TANIMI VE AMACI

Tefsir kelimesi Arapçada, izhar etmek, keşfetmek, kapalı bir şeyi açmak anlamına gelen “fesr” veya benzer bir anlam sahip “sefr” kelimesinden türetilmiştir.<!--[if !supportFootnotes]-->[1]<!--[endif]-->

Terim olarak tefsir, yorum anlamında “Allah’ın kelamını açıklamak”<!--[if !supportFootnotes]-->[2]<!--[endif]--> veya “müşkül olan lafızdan murad edilen şeyi keşfetmek”<!--[if !supportFootnotes]-->[3]<!--[endif]--> demektir. Tefsir ilmi ise; Kur’an-ı Kerim’in ayetlerini insanların anlayabileceği şekilde açıklayan, ayetlerde geçen kapalı lafızları çözüp izah eden ilimdir.<!--[if !supportFootnotes]-->[4]<!--[endif]-->

Tefsir ile meşgul olmak, Kuranı anlama gayreti ve çabası içinde bulunmak birçok ayette müminlere tavsiye edilen bir husustur.

“(Bu,) ayetlerini düşünsünler, tam akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz hayır ve bereketi bol bir kitaptır.” (Sâd, 38/29)

“Onlar Kurân’ı iyiden iyiye düşünmezler mi? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?” (Muhammed, 47/24)

Ayetlerin sadece anlaşılması değil aynı zamanda anlatılması da ilim ehline düşen bir görevdir. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Hani Allah kendilerine kitap verilenlerden: ‘Onu muhakkak insanlara açıklayıp anlatacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz’ diye söz almıştı.” (Âl-i İmran, 3/187)

Kitabın insanlara açıklanması, onun hem lafızlarının, hem de anlamlarının açıklanmasını kapsar. Ayette belirtildiği üzere, Kuran’ı tefsir etme görevi, yüce Allah’ın ilim ehline yüklediği bir sorumluluktur.

Bir dinî ilim olan tefsir ilminin amacı; Kur’an-ı Kerim’in ifadelerine doğru açıklamalar getirmektir. İnsanı dünya ve ahirette mutluluğa ulaştırmak için, Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’i Cenabı-ı Hakk’ın maksat ve isteğine uygun bir şekilde anlayıp onu muhataplarına açıklamak, ondan hükümler çıkarma gücünü kazandırmak ve bunları uygulamaktır.

Kuran’ı anlama ve yorumlama konusu, herkesin kendi anlayışına bırakılmış ve ondan din adına hükümler çıkarabileceği tamamen serbest, tamamen sınırsız bir alan değildir. Kur’an dinin en temel kaynağı olduğundan onun yorumunun da bir takım usul ve yöntemlere bağlanması gereklidir. İşte tefsir ilmi, Kur’an’ın anlamada kilometre taşları niteliğindeki yöntem ve kuralları ifade etmeye çalışır.
2. MÜFESSİR
Kur’an’ı tefsir edene müfessir denir. Hz. Peygamber devrinden bu güne, yüz binlerce müfessir Kur’an’ı tefsire çalışmışlardır. Bunların bir kısmı baştan sona Kur’an’ı yorumlamış, bir kısmı ise, ahkâm ayetleri, tasavvufi ayetler gibi belli konularda yoruma çalışmışlardır. “Kur’anî bilgiyi bir denize benzetecek olursak, her müfessir kendi kabı nispetinde ondan su alabilmekte veya taşıyabilmektedir.”<!--[if !supportFootnotes]-->[5]<!--[endif]-->

Şüphesiz Tefsir ilminin bir takım hadleri, şartları vardır. Her insanın bu sahada rasgele konuşması uygun değildir. Nitekim Hz. Peygamber, “kim Kur’an’ı kendi reyine göre tefsir ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın” demiştir. Gazali, hadiste geçen “rey” kelimesini “sahih bir içtihada dayanmaksızın hevaya uygun fasit rey” olarak yorumlar.

Her şeyden önce müfessir, Arapçayı belagatiyle beraber iyi bilmeli, vahyin lisanına vakıf olmalıdır. Ayrıca, dinin asıllarını (usulü’d-din), ayetlerin iniş sebeplerini (esbabı- nüzul), ayetlerin nasih ve mensuhunu, bilmeli, Kur’an’ın ilk müfessiri olan Hz. Peygamberin hadislerine aşina olmalıdır. Bütün bunların yanında “İlm-i mevhibe” denilen Cenabı-ı Hak’tan hususi bir idrak nimetine mazhar kılınmalıdır. Nasıl ki, fen bilimcileri tabiatın sırlarını araştırırken, bunların içinden bazılarına ilham parıltıları görünür. Bunlar, başkalarının göremediğini görür, sezemediğini sezer, insanlığa yeni bir keşfin izharına sebep olurlar. Onun gibi ilhama mazhar müfessirler, başka müfessirlere nispetle ayetlere daha derinlemesine nüfuzla o mana okyanusundan o güne kadar ins ve cinnin dokunmadığı inci misal manaları takdim ederler.

Ömer Nasuhi Bilmen, müfessir için yukarda zikrettiğimiz şartları nazara verdikten sonra şöyle der: “Müfessir, psikoloji, sosyoloji, fen, astronomi, coğrafya, tarih gibi ilimleri de bilmelidir. Çünkü bunlara temas eden ayetler vardır.”<!--[if !supportFootnotes]-->[6]<!--[endif]-->

3. TEFSİR İLMİNİN İŞLEVİ VE DİĞER TEMEL İSLAM İLİMLERİYLE İLİŞKİSİ

Tefsir ilmi, Kur’an-ı Kerimi açıklayan bir ilim olarak diğer dini ilimlere kaynaklık eder. Bu açıdan diğer dini ilimlerin anlaşılmasında tefsir ilminin önemli bir yeri vardır. Aynı zamanda tefsir ilmi de ayetlerin daha iyi anlaşılması konusunda özellikle hadis ilminden, dil ilimlerinden ve tarih ilminden yararlanır.

a. Hadis İlmiyle İlgisi: Peygamberimizin hadisleri, Kur’an’ın tefsirinde özellikle şu iki yönden öneme sahiptir:

Birincisi: Kur’an-ı Kerim’de yer alan ilahî emirlerin pek çoğu, ayrıntılı olarak belirtilmemiştir. Örneğin; Kur’an-ı Kerim’de, “namazın, vakitli olarak farz kılındığı”4 bildirilmiş, ancak bu vakitlerin belirlenmesini, namazın nasıl kılınacağını, rekatlarının sayılarını Peygamber Efendimiz (s.a.v.) açıklamış ve uygulamasını da yaparak Müslümanlara öğretmiştir. Namazın kılınışını öğrettikten sonra da:

“Ben namazı nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılın.” buyurmuştur. Yine Rasulullah (s.a.v.), hac farz olduğu zaman da ashabına:

“Hac ile ilgili ibadetlerinizi benden öğrenin.” buyurmuştur. Namaz, hac gibi diğer bazı ibadetler, işlenen suçlara verilecek cezalar ve insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen kurallar genel çerçeveleriyle ve öz olarak belirtilmiş, bunların genişçe açıklaması ise hadislere bırakılmıştır. Demek ki hadis, Kur’an-ı Kerim’in mücmel (kapalı, öz) ve genel olan hükümlerini izah edip açıklığa kavuşturmaktadır.

İkincisi: Hadisler, aynı zamanda Kur’an’ın mutlak olan bazı hükümlerini kayıt (şart) altına alır ve sınırlandırır; umum ifade eden ayetlerini de hususîleştirir. Örneğin; Kur’an, kendileriyle evlenilmesi haram olan kadınları açıkladıktan sonra:

“… Bunlardan başkası size helal kılındı.”7 buyurmuştur. Peygamberimiz (s.a.v.) de: “Bir kadın; halası, teyzesi, erkek kardeşinin kızı ve kız kardeşinin kızı üzerine nikâhlanamaz.”8 hadisi ile Kur’an’ın hükmünü tahsis etmiştir.

Kur’an’ı insanlar içinde en iyi ve en doğru anlayan, hiç şüphesiz Peygamberimizdir. Kur’an-ı Kerim’i insanlara tebliğ edip öğretmekle görevli olan Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) bu görevinin gereği olarak, Allah’ın kelamını insanlara tebliğ edip öğretmiş, açıklamış ve içindeki ilahî hükümleri de hayatında uygulamıştır. Bu bakımdan Peygamberimizin hadisleri Kur’an’ın tefsirinde ikinci kaynak olmuştur.

b. Siyerle İlgisi: Peygamberimizin hayatını ve ahlakını anlatan siyer, tefsirin ikinci ana kaynağıdır. Tefsirin hadisle olan ilgisi siyer için de geçerlidir. Hadis, Peygamber Efendimize (s.a.v.) ait olan sözler ve fiillerle sahabenin söz ve davranışlarını inceler; bu söz ve fiillerin derecelerini, niteliklerini tespit edip ortaya koyar. Siyer ise Rasulullah’ın davranışlarını, olaylar karşısındaki tutum ve değerlendirmelerini anlatır.

Tefsir, Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetlerin açıklanmasında siyer ilminin verilerini de esas alır. Çünkü Peygamberimizin sözleri, yaşantısı, olaylar karşısındaki tutumu, tefsirde ikinci ana kaynaktır. Bundan dolayı, ayetler tefsir edilirken Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in sözlerinin yanında tutumu da göz önünde bulundurulur. Bu açıdan siyer de tefsirde yardımcı bir unsur olarak yer alır.

c. Tarih ve Dil ilimleriyle ilgisi: Tefsîr, ayetlere açıklama getirirken hadis ilminin yanında tarih ve dil ilimlerinden de yararlanır. Şöyle ki; Dil ilimlerinden, Kur’an’ın kelimelerine ve ayetlerine açıklama getirmek için yararlanır. Tarih ilminden ise, ayetlerin indiği koşulları öğrenmek için yararlanır.

d. Akaid ve Kelamla ilgisi: Akaid ve kelam, konuları yönünden birbirine çok yakın olan iki ilimdir. Bu iki ilim, özellikle Akaid temelde vahye, yani Kur’an-ı Kerim’e dayandığı için tefsirle bağlantılıdır. Kelam ve akaidin ikisi de Kur’an’da belirtilen imanî meseleleri açıklayıp değerlendirirken tefsir ilminin geniş anlatım ve yorumundan yararlanmaktadır.

e. Fıkıhla ilgisi: Ana kaynağı Kur’an olan fıkıh, hükümlerini ortaya koyarken tefsirden yararlanır. Tefsir ilmi, Kur’an’ın tamamını ayet ayet, ayetleri de kelime kelime ele alıp belirli usul ve kurallar dâhilinde inceler; ayetlerin nüzul sebeplerini ortaya koyar. Bu şekilde, Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin ihtiva ettikleri anlamları geniş bir biçimde açıklar. Bu inceleme ve açıklamalarda verilen bilgiler ve ayetler üzerinde yapılan yorumlar fıkhî hükümlerin tespiti açısından çok önemlidir. Fıkıh ilmi Kuran’ın hukuk ve ibadet ile ilgili ayetlerini yorumlar

Benzer Konular

15 Ocak 2013 / ThinkerBeLL Sosyoloji
24 Nisan 2008 / Misafir Biyoloji
25 Eylül 2013 / Misafir Soru-Cevap
13 Mayıs 2013 / ozzy0035 Soru-Cevap