Arama

Dokumacılık nedir, hangi şehirlerde yaygındır? - Sayfa 6

Bu Konuya Puan Verin:
En İyi Cevap Var Güncelleme: 12 Şubat 2014 Gösterim: 66.157 Cevap: 54
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2012       Mesaj #51
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
dokumacılığın akdeniz ve ege bölgesinde daha fazla gelişmesinin nedenleri nelerdir
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mart 2012       Mesaj #52
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dokuma

Sponsorlu Bağlantılar



El dokuma tezgahı, Hjerl Hede, Danimarka


Yanagawa Shigenobu'nun Fujin Shokunin, Sakae Nishiki Sha, Kohagi (anlam: "Sakae Tekstil Firması'nın Kohagi adlı kadın usta" (Library of Congress'nde Hataori olarak kaydedilmektedir.) adlı Edo Bunka dönemine ait Ukiyo-e eseri.
Dokuma, atkı ve çözgü ipliklerinin dikey açı yapacak şekilde, birbirinin altından, üstünden geçirilmesiyle ortaya çıkan düz yüzeyli üründür.
Dokuma tezgahlarında çözgü denilen yan yana duran ipliklerin gücü nire denilen araçlarla bir kısmının yukarı kaldırılması, diğer kısmının aşağı çekilmesi suretiyle açılan aralıktan ki bu aralığa ağızlık denir, mekik yardımıyla atkı denilen iplikle
Dokumacılık türleri [değiştir]

Dokumacılık, yapım teknikleri ve kullanılan araçlara göre üç grup altında incelenir.
Mekik Dokumalar: Kumaş Dokuma, Siirt Battaniyesi, Kolan, çarpana dokuma
Kirkitli Dokumalar:ler
Kirkitli Düz Dokumalar; Kilim, Cicim, Zili (sili), Sumak
Kirkitli Halı dokumalar; Halı
Mekiksiz Dokumalar: Palaz, Kolan, çarpana (kartlı, kartsız dokumalar), Dokusuz Dokular (Keçe)
Mekikli Dokumalar [değiştir]
Gücüler yardımıyla gruplar halindeki çözgüler arasında oluşturulan aralıktan, atkı ipinin mekikle geçirilmesi sonunda elde edilen düz yüzeyli dokumalardır.
Çeşitli kumaş dokumaları, Siirt battaniyesi, kolanlar ve grup içinde yer almaktadır. Siirt battaniyesi düz bez ayağı dokumalardandır.
Geleneksel Türk dokumaları, ev, çarşı, saray dokumaları olarak sınıflandırılabilir. Kadınlar tarafından evlere yün, ipek, keten veya pamuk kullanılarak yapılan bu dokumalar el sanatı örneklerindendir. Kumaş, çevre, peşkir, yağlık gibi çeşitlilik göstermektedir.
Kolan Dokuma
Yün, pamuk, keten, kıl ipliklerinin çözgü, atkı olarak kullanıldığı, yassı, enli kuşak bağ gibi dokumalardır.
Kolan ve çarpana dokumalar gücü yerine kartların, gücü çubuğunun kullanılması, atkı ipinin mekikle geçirilmesi nedeniyle mekikli dokumalar içinde değerlendirilmektedir.
Kolan dokumada yere çakılan iki çubuk arasına, dokunacak yere göre boyu ayarlanan çözgü ipleri gerilmekte, arasına gücü görevi yapan gücü çubuğu geçirilmektedir. Çubuğun döndürülmesiyle açılan çözgü aralığından atkı ipi atılıp, kılıçla sıkıştırılarak dokuma yapılmaktadır.
Renk dağılım tablosuna göre hazırlanan çözgü iplikleri çarpanaların deliklerinden geçirilip, kartların döndürülmesiyle oluşan çözgü aralığından atkı ipliği atılarak dokumaya devam edilmektedir. Çözgünün bir ucu dokuyucunun beline veya yene karşılıklı çakılmış çubuklara bağlanmaktadır. Dokuma çözgü yüzlüdür.
Günümüzde daha çok yörükler tarafından dokunan, kullanılan bu dokuma, yaşantılarını geçirdikleri kara çadır, Alaçık, topak ev denilen çadırlarının kaplama maddesi keçelerin sarılması, tepelerinin tutturulmasında kazık bağı olarak, sepet, çuval, heybe gibi taşıma araçlarında, hayvanların koşum takımlarında, araba, develerinin başını süslemede; kadın giyiminde, baş takılarının tutturulmasında, önlük, elbise kuşak bağı, çocuk kundağı, beşik bağı olarak; erkek giyiminde ise; barutluk, fişek çantası, kılıç askısı, Kuran bağı, yay kurmak için kement, çorap, tozluk bağı, takunya, terlik bantı olarak kullanılmaktadır. Günümüzde ise bu dokumalar daha çok süsleme malzemesi olarak tercih edilmektedir.
Kumaş; çevre, peşkir, çarşaf, yağlık olarak çeşitlilik göstermektedir.


Kirkitli Halı Dokumalar [değiştir]
Halı
Pamuk, kıl, ipek, yün ipliklerin halının boyuna yan yana dizilmesinde meydana gelen çözgü iskeletinin her çift teline yün, ipek, floş iplerinin değişik tekniklerle, ilme bağlanıp, üzerine atkı ipliği kirkitle sıkıştırılmak suretiyle dokunan havlı yüzlü dokumadır. Halı imalinde atkı sayısı iki veya üçtür. Türkiye'de genellikle iki atkı kullanımı görülmektedir. Birkaç sıra dokuma yapıldıktan sonra ilmeler halı makası ile istenilen yükseklikte kesilmektedir. Son yıllarda desene göre havları kabartmalı olarak kesilen halılar da görülmektedir. Yaygı, örtü, yastık vb. olarak kullanılmaktadır.
Halı dokumalarda genellikle iki tip düğüm görülmektedir.
Türk Düğümü (Gördes Düğümü - Çift Düğüm - Kapalı İlme): Manisa'nın Gördes kazasında kullanıldığından bu ismi alan, Türkiye'de halı dokumalarda kullanılmaktadır, dünya literatürüne de Türk Düğümü olarak geçmiştir. Bu düğümünde iki türü görülmektedir. İç Anadolu'da kullanılan düğüm şeklinde, iplik, çözgü çiftinin önce öndeki sonra arkadaki teline dolanarak bağlanan düğümdür. Batı Anadolu'da kullanılan düğümde aynı işlem ters uygulanmaktadır. Bu değişiklik halının kalitesini etkilememekte, yalnızca Batı Anadolu'da dokunan halıların hav kesiminde kolaylık görülmektedir.
İran Düğümü (Sine İlmesi - Tek Düğüm - Açık İlme): Batı İran'daki bir yöreden adını alan Sine Düğümü olarak bilinmektedir. Bu düğümde iplik yalnızca çözgü çiftinin önündeki teline bağlanır, diğer çözgünün arkasından geçirilip aşağı doğru çekilerek sıkıştırılmaktadır. İran düğümlü halılarda da iki atkı ipi kullanılmaktadır.
Uşak, Konya, Bergama (Yağcıbedir), Hereke, Gördes, Kula, Ladik, Sivas, Milas, Antalya (Döşeme altı), Fethiye, Kırşehir, Niğde, Kayseri, Isparta renk, motif, kaliteli halı üretimi yapan önemli halı merkezlerdendir.
Dokuma yapılan tezgahları kullanım biçimleri ve tiplerine göre şu şekilde sınıflandırılabilir:
Kirkitli Dokuma Tezgahları
Masa tezgahı, yatay tezgah (konar - göçer veya yer tezgahı; bez ayağı dokumaların yapımında kullanılmaktadır), dikey tezgah (halı dokuma tezgahı. Sarma tezgah, düz tezgah olmak üzere üç çeşidi görülmektedir).
Mekikli Dokuma Tezgahları
Kamçısız tezgahlar (genellikle iki pedallı, mekiğin elle atılması ile dokumalar yapılmaktadır), Kamçılı Tezgahlar (mekiğin kamçının çekilmesi ile atılarak dokuma yapılmaktadır), Çukur Tezgahlar (dokuyucunun oturduğu yer, pedalların bulunduğu kısım çukur içerisindedir), Yüksek Tezgahlar, Armürlü (sekiz gücüden yirmidört gücüye kadar gücü gerektiren dokumalarda kullanılmaktadır) ve Jakarlı (Yirmi otuzikiden fazla gücü gerektiren dokumalarda kullanılmaktadır) Tezgahlar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2012       Mesaj #53
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
d)midas
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2013       Mesaj #54
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DOKUMACILIK

Türklerde çok eski çağlardan beri dokuma sanatının gelişmiş olduğu yapılan tarihsel ve arkeolojik çalışmalardan anlaşılmaktadır.Orta Asyanın çeşitli yerlerinde yapılan arkeolojik çalışmalarda sırasında çıkan kumaşlardan ipeklilerin Çin'den getirildiği ileri sürülmekteysede yünlü ve özellikle üzeri yün ipliğiyle aplike edilmiş keçe parçalarının Türkler'e ait olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır.Kurganlardan çıkan eyer takımlarının üzerindeki kolan kuşak ve kordonlar da çarpana dokumacılığının varlığını gösterir.Ayrıca çadır yapımı ve donanımında kullanılan dokumalar,Türk dokuma sanatında önemli bir yer tutar.Türkler Anadolu'ya geldiklerinde geçmişi çok eskilere dayanan gelişmiş bir dokumacılık sanatıyla karşılaştılar.Çatal höyükte yapılan kazılardan ele geçen bulgular ,Anadolu'da dokumacılık tarihinin İ.Ö.6000 e değin uzandığını gösterir.Buradan çıkan kumaş parçaları dünyada bulunan en eski kumaş parçaları örnekleridir.Orta Asya dan gelenlerin deneyimleriyle birleşen bu birikim sonucu Xl.yy.da dokumacılığın Anadolu'nun her yöresinde büyük bir gelişim gösterdiği bilinmektedir.Bu dönemde Denizli ,Adana ve Sivas'ın pamuklu dokumaları ,Erzurum ve Erzincan da dokunan pamuklu,yünlü ve ipekli kumaşlar ünlüdür.Ayrıca Anadolu'nun bir çok yöresinde dokunan halı ve kilimlerde Türk el dokumacılığının seçkin örneklerini oluşturur.Selçuklular döneminde Türk el ürünlerinin başka ülkelere satıldığı bilinmektedir.Türkmen aşiretleri arasında gelişmiş olan halıcılık geleneği Anadolu halılarına dış ülkelerde geniş bir pazar sağlamıştı.Kumaşlar da dış ülkelerde geniş çapta alıcı buluyordu.

Osmanlı devletinin kuruluş ve yükselme dönmelerinde Selçuklu sanatı mirası da değerlendirilerek dokumacılıkta büyük bir ilerleme sağlandı.Dokumacılığın kaynağını doğudan alması ,Batı'nın yalnızca tüketici durumunda olması ,bu iki uç arasında yer alan Osmanlı devletinde dokumacılığa önem verilmesini sağladı.Alınan önlemlerle dokumacılığın ilerlemesine ve kalitenin yükseltilmesine özen gösterildi.Bu dönmede pamuklu dokumacılığın merkezi Denizli idi. İstanbul,Bursa, Malatya, İskenderiye, Kıbrıs,Urfa,Mardin,Musul ve Bağdat 'da da çeşitli pamuklu dokumalar üretiliyordu.İpekli dokumalar içerisinde ise Musul'un İpek üzerine işlemeli olarak dokunan ve adını bu kentten alan muslin'leri Bursa'da yapılan altın işlemeli ipekli dokumalar işlemeli çiçekli kadifeler ,Bilecik'in ipekli ve kadife kumaşları önde geliyordu.Özellikle Bursa Bilecik Edirne ve İstanbul'da dokunan kumaşlarda Selçuklu geleneği ve desenleri egemendi.Yünlü dokumacılıkta Erzurum ve Erzincan atelyeleri ,Karaman'ın Kaliçler'i Demirci,Gördes ve Kula 'nın halıları ,kilimleri Antalya'nın çuhaları ün kazanmıştı.İstanbul'da aba ve sof Kütahya'da seccade ,Selanik'te çuha dokunuyordu.Ankara'nın ünlü sof'u ve tiftiği Cezayir',Mısır'a ve başka ülkelere satılıyordu.Keten ve kendir dokumacılığında merkez Karadeniz bölgesiydi.Kastamonu,Taşköprü dışında Mardin,Musul ve Bağdat'ta keten dokumacılığı vardı.Dış ülkeler Trabzon'dan satıldığı için Trabzon bezi diye tanınan Rize,bezi özellikle aranan bir dokumaydı.Gelişimi XVl.y.yortalarına değin süren Türk dokumacılığı iç gereksinimini karşıladığı gibi büyük miktarda dışarıya da satılıyordu.1532 de kabul edilen kapitülasyonlarla dış ülkelerden getirilen kumaşlar yerli dokumalarla rekabete girdi.Dışalım mallarına sağlanan ayrıcalıklar yerli dokumacılığın rekabet gücünü azalttı.Avrupa'da makinalaşmanın başlaması ve Osmanlılar'ın buna ayak uyduramaması , Türk dokumacılığının iyice duraklamasına yol açtı.Selim lll döneminde yerli dokumacılığın canlandırması için girişimlerde bulunulduysa da ,alınan alınan önlemler yabancı mallara sağlanan ayrıcalıklar karşısında etkili olmadı.Abdülaziz döneminde yabancı mallara konan gümrük vergisi artırılarak dokumacılığın geliştirilmesi amacıyla sergiler.Okullar açılıp ,yeni şirketler kurulduysa da bütün bunlar Avrupa da hızla gelişen sanayileşme karşısında yetersiz kaldı.Sonunda yabancı sermaye ile Bursa ve lübnan'da birer ipekli fabrikası,Adana,TArsus ve İzmir'de birer pamuk ipliği fabrikası Afyon ve İzmir'de halı ipliği fabrikaları kuruldu.bu dönemde devletçe kurulan fabrikalarsa İstanbul'da 1836 da kurulan Fesahane ve Hereke'de 1845 te açılan yünlü fabrikaları Bakırköy'de 1850 de açılan pamuklu dokuma fabrikasıydı.Cuhuriyet döneminde her alanda olduğu gibi dokumacılık alanında da önemli girişimlerde bulunuldu.1925 de kurulan Türkiye sanayi ve maden bankası ,kendine devredilen devlet fabrikalarını çağdaşlaştırma ve daha verimli çalışmalarını sağlama yolunda çaba gösterdi.Halkın katılımıyla Bünyan ve İsparta da yün ipliği üreten ilk anonim şirketler kuruldu.15 yıl süreyle Teşvik-i sanayi kanunu çıkarıldı (1927).1933 te Sümerbank'ın kurulması ,dokumacılıkta önemli bir aşama oluşturdu.Bunu özel kesime ait kuruluşlar izledi.Dokuma sanayisi günümüzde Türkiye'nin en gelişmiş sanayi koludur
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2014       Mesaj #55
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Yurdumuzda el dokumacılığı ve halıcılık yaygındır.bazı şehirlerimiz ürettikleri halılarla tanınır.

aşağıdakilerden hangisi anlatılan şehirlerden biri değildir?
A)Çandır B)Bünyan
C)Ladik D)Milas

sorusunun cevabı ne olucak(((*_*)))

cevap d

Benzer Konular

7 Şubat 2014 / Misafir Soru-Cevap
13 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
11 Temmuz 2011 / AndThe_BlackSky Soru-Cevap
11 Kasım 2014 / ali bozkuş Cevaplanmış
27 Haziran 2011 / sswweett Soru-Cevap