Arama

Diyarbakır'ın ozanları kimlerdir?

Bu Konuya Puan Verin:
En İyi Cevap Var Güncelleme: 18 Aralık 2012 Gösterim: 7.663 Cevap: 3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
18 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
diyarbakırın ozanları
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Celal Güzelses
Spacer celalguzelses Esas ismi Mehmet Celalettin olan Celal Güzelses`in Babasi Dervis hasanin vefati ile Annesi Latife Hanim tarafindan mahalle mektebine verilir. Birinci Dünya savasi yillarinda Rüstiyenin lav edilmesi ile ögrenimini tamamlayamaz. Okula giderken 1913`ten 1921`e kadar Ulu Cami`deki müezinlik görevini devam ettirir.
Sponsorlu Baglantilar

1931 yilinda Karindas Mahmut`un Diyarbakir sivesini taklit ederek doldurdugu plak halktan oldukça tepki alir. Celal Güzelses bu plagi olan tepkisini dile getirerek Istanbul`a plak doldurmaya gider.

Celal Güzelses Bayandirlik bakani Feyzi Pirinççioglu`nun israriyla 1917`de bir tesadüf sonucu tanistigi Mustafa Kemal Pasadan "Sark Bülbülü" ünvanini alir. 1934 yilinda soyadi kanunun kabulu ile soyadini sesinin güzel olusundan alir.

Spacer Celal Güzelses 22 haziran 1943 tarihinde Diyarbakir halk musiki cemiyetini bir kaç arkadasi ile birlikte kurar. 1950`de cemiyete yapilan resmi ödenekler ve belediye yardimlarinin kesilmesi üzerine cemiyetten ayrilir. 1956 yilinda kendisinden ayrilan arkadaslarinin yildiz kulubünde toplanmasiyla Celal Güzelses sarsilir. Ulu cami bas müezzinligi için vilayete basvuruda bulunur. Bu görevi 1956 yilindan vefatina kadar (1 Subat 1959) devam eder.

Vefatina Diyarbakir halki çok üzülür. Naasi Ulu Camii`den eller üzerinde ilahi ve tekbirlerle Seyhi Zeki Efendi`nin metfun bulundugu kabrinin alt kismina vasiyeti üzerine defnedilir.

Celal Güzelses`den yaklasik olarak 46 türkü derlenmistir. Derlenen bazi türküler:
Aglama Yar Aglama, Bülbülün Kanadi Sari, Daglar Dagimdir Benim, Esmerin Agi Gerek, Mardin Kapi Sen Olur, Nare Esvap Yikiyor, Vallahi O Yardir...
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
18 Kasım 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Diyarbakır'ın bağrından çıkıp 1960'lı yılların başından itibaren doğru sesini tüm dünyaya duyuran 68 kuşağının halk ozanı Aşık Ihsani, 80'e merdiven dayayan yaşına rağmen hala elli yıl önceki coşkulu günlerini yaşıyor.

Sponsorlu Bağlantılar
Diyarbakır'da ağaların toprağında xulamlık (rençber) yaparken, ezen-ezilenin farkına varır çocuk yaşında. Okul yüzü görmeden o zaman şiir yazmaya başlar. Saz çalmayı kendi kendine öğrenir.


İzzet altınmeşe
1945 Yılında Diyarbakır'ın Çüngüş İlçesine bağlı Arpadere Köyünde ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Bekir, annesi Fadime hanımdır. Altınmeşe'nin babasının sesi çok güzeldi ve kendi gayretiyle keman çalmayı öğrenmişti. Yörenin türkülerini kemanıyla çok güzel çalıp söylemekteydi. Dolayısıyla küçük İzzet'de evde ilk müzik derslerini farkında olmadan babasından almaya başladı. Yörede toprağın fazla verimli olmayışı ve ekonomik zorluklar Altınmeşe ailesinin 1946 yılında Adana'nın Dikili köyüne göçmesine neden oldu. Baba Altınmeşe önce (elinde bir mesleği olmadığı için) pamuk tarlalarında marabalık ve yarıcılık yaparak ailesinin geçimini sağlamaya çalıştı. Daha sonra aile, Bekir Altınmeşe'nin bir fabrikada işe girmesiyle Adana merkezde Kuruköprü Semtine yerleşti. İzzet Altınmeşe, İlkokula burada başladı, ayrıca yaz tatillerinde aile bütçesine katkısı olsun diye önce bir terzi yanında daha sonra da berberlik yapan Ali Usta'nın bir süre sonra da Ömer adlı yakınlarının yanında çalışmaya başladı. Önce kalfalık daha sonra ustalık belgesi alacak kadar da işinde uzmanlaştı. Ancak içindeki müzik sevgisi Altınmeşe'yi, Ömer Usta'nın teşvikiyle Kazım Karaörs'ün çalıştırdığı Adana Halk Eğitim Merkezi THM korosunun çalışmalarına taşıdı. Kazım Karaörs aynı zamanda Adana İl Radyosunda program hazırlamaktaydı. İzzet Altınmeşe'de radyo programlarında korist ve solist olarak göreve başladı. Bu çalışmalar doğal olarak sahne ve gazino çalışmalarına dönüştü. İlk profesyonel çalışmasına da Adana'nın Emirgan çay bahçesinde başladı. Kısa bir süre içinde tüm Adana'nın sevdiği ve beğeniyle dinlediği bir sanatçı oldu. Adana'lı bir müzisyen olan Selahattin Sarıkaya bu yıllarda Odeon Plak Şti. nin müzik direktörlüğünü yapmaktaydı ve bir iş nedeniyle geldiği Adana'da İzzet Altınmeşe ve sahnede şef sazlığını yapan Halit Araboğlu'nu plak yapmak üzere İstanbul'a davet etti. Birlikte İstanbul'a giden iki sanatçı arkadaş ilk plaklarını Odeon Plak Şti. ne yaptılar. Arkasından Amasya ve Merzifon'da vatani görevini tamamladıktan sonra Adana'ya döndü. Sahne çalışmalarını bir yıl burada sürdürdü. O günlerde Ankara'da yaşayan Ali Rıza adlı yakını "müzikte amaçladığı yere ulaşması ve düşüncelerini gerçekleştirmesi için" Ankara'ya gelmesi gerektiğini söyledi. Ve İzzet Altınmeşe 1970 yılında Ankaralı oldu. Ankara gazinolarında ki çalışmaları müzik yaşamında neyi, nasıl yapması gerektiğini öğreten ve belirleyen bir dönem oldu. Bu dönemde müzik yaşamını (sahne - plak - kaset) birlikte uzun yıllar sürdürdüğü İhsan Öztürk'le tanıştı ve Ankara sahnelerinde onun ekibiyle çalışmalarını sürdürdü. İleriki yıllarda çok sevilecek olan bir çok besteyi ve derlemeyi Ankara'da bulunduğu yıllarda yaptı. 1971 yılında eşi Müzeyyen Hanımla evlendi. 1972 yılında söz ve müziği kendisine ait olan "Biraz da Bana Gül Kader" isimli plağı o yılın en çok satan plaklarından biri oldu. 1976 yılında Ankara Radyosu Sanatçılık Sınavını kazandı. Aynı yıl önce Coşkun Güla'nın daha sonra Nida Tüfekçi'nin yönettiği THM korosunda (Belkıs Akkale, Hüsamettin Subaşı, Tuğrul Şan, Musa Eroğlu, İhsan Öztürk, İsmail Işık, Sadık Dinçer, Altan Demirel, Tevfik Arca gibi birçok arkadaşıyla) çalışmalarını sürdürdü. 1977'de derleyerek 45 lik plak yaptığı "Maden Dağı" adlı türküyle bugünkü şöhretinin temelini atmış oldu. 1978 yılında plağa okuduğu "Esmerim" türküsü yılın hit parçası oldu. 1980 yılında İstanbul'a taşınan Altınmeşe'nin Fatoş adlı bir kızı ile Murat ve Fırat adlı iki oğlu vardır. Devlet Halk Müziği Sanatçısı unvanı da olan Altınmeşe aynı zamanda Kültür Bakanlığı bünyesinde Solist Sanatçı olarak görev yapmakta olup yaşamını halen İstanbul'da sürdürmektedir. Halk Müziğimize kazandırdığı ve sevdirdiği Eserlerinden bazıları şunlardır: Le Hanım, Nazey, De Get Bayburt, Kurban Olam Ben O kaşı Karaya, Kınayı Getir Aney, Saza Niye Gelmedin, Sevdiğime Pişman Ettin, Yazımı Kışa Çevirdin, Fırat. Altınmeşe'nin bunların dışında 200'e yakın bestesi ve derlemesi; 7 tane de sinema filmi vardır.



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
18 Kasım 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Celal Güzelses
Spacer celalguzelses Esas ismi Mehmet Celalettin olan Celal Güzelses`in Babasi Dervis hasanin vefati ile Annesi Latife Hanim tarafindan mahalle mektebine verilir. Birinci Dünya savasi yillarinda Rüstiyenin lav edilmesi ile ögrenimini tamamlayamaz. Okula giderken 1913`ten 1921`e kadar Ulu Cami`deki müezinlik görevini devam ettirir.

1931 yilinda Karindas Mahmut`un Diyarbakir sivesini taklit ederek doldurdugu plak halktan oldukça tepki alir. Celal Güzelses bu plagi olan tepkisini dile getirerek Istanbul`a plak doldurmaya gider.

Celal Güzelses Bayandirlik bakani Feyzi Pirinççioglu`nun israriyla 1917`de bir tesadüf sonucu tanistigi Mustafa Kemal Pasadan "Sark Bülbülü" ünvanini alir. 1934 yilinda soyadi kanunun kabulu ile soyadini sesinin güzel olusundan alir.

Spacer Celal Güzelses 22 haziran 1943 tarihinde Diyarbakir halk musiki cemiyetini bir kaç arkadasi ile birlikte kurar. 1950`de cemiyete yapilan resmi ödenekler ve belediye yardimlarinin kesilmesi üzerine cemiyetten ayrilir. 1956 yilinda kendisinden ayrilan arkadaslarinin yildiz kulubünde toplanmasiyla Celal Güzelses sarsilir. Ulu cami bas müezzinligi için vilayete basvuruda bulunur. Bu görevi 1956 yilindan vefatina kadar (1 Subat 1959) devam eder.

Vefatina Diyarbakir halki çok üzülür. Naasi Ulu Camii`den eller üzerinde ilahi ve tekbirlerle Seyhi Zeki Efendi`nin metfun bulundugu kabrinin alt kismina vasiyeti üzerine defnedilir.

Celal Güzelses`den yaklasik olarak 46 türkü derlenmistir. Derlenen bazi türküler:
Aglama Yar Aglama, Bülbülün Kanadi Sari, Daglar Dagimdir Benim, Esmerin Agi Gerek, Mardin Kapi Sen Olur, Nare Esvap Yikiyor, Vallahi O Yardir...
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Aralık 2012       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar bu kadar mı buldunuz bana daha birçok lazım bu akşam çok acil bana yardım edin
ne olur biraz acele edin

Benzer Konular

22 Haziran 2011 / kompetankedi Taslak Konular
22 Nisan 2013 / şevval temiz Soru-Cevap
29 Ocak 2012 / CeLebRindaL Arşive Kaldırılan Konular