Kilikyalılar, Asur saldırılarından korunarak ve sonrasında M.Ö 612’de Asurluların yıkılmasıyla birlikte devletlerini kurmuşlardır. Fakat Krallığın ömrü çok uzun olmamamıştır.
Kilikyalılar'ın bulundukları bölgenin coğrafî ve stratejik önemi çok büyüktü. Kilikyalılar, Asur saldırılarından korunarak ve daha sonra M.Ö.612’de Asurluların yıkılmasıyla birlikte devletlerini kurmuşlardır. Kilikyalılar bulundukları bölgenin coğrafî ve stratejik durumundan faydalanmış ve kısa bir zamanda devletlerinin sınırlarını Kızılırmağa kadar genişletmişlerdir. Kilikyalılar bu genişlemenin ardından o dönemde çok güçlü bir krallık olan Babil kadar önemli bir duruma gelmişlerdir.
Kilikya krallığının kuruluşunda büyük emekler veren Syennesis o zaman da devletin başında bulunmaktaydı. Herodot Syennesis'den övgüyle söz etmiş ve Lidya’lılar ile Med'ler arasında beş sene süren harbin sona erdirilmesinde onun büyük rol oynadığını yazmıştır.
Syennesis’in barış yanlı bu siyaseti, devletini o zamanlarda ayakta tutmasının yanında İranlılar'ın Med ülkesini işgal ederek Lidya'ya saldırma isteklekleri bu politika sonunda imkânsız hale gelmiştir. Lidya'nın alınmasından sonra Syennesis Kral ailesi, Kilikya'nın geleceği için İran devletini tanımak zorunda kalmış; Birinci Dara’nın (Dareios) yüksek organizasyon kabiliyeti ve kuvveti karşısında da onunda kullandığı yeni valilik (satrap) sistemine girmiştir.
Bu sisteme göre Satraplıklar kendi iç idarelerinde özel bir müttefik durumundaydılar. Satraplar sadece kendilerini korumak için İran hükümdarına yıllık vergi öderlerdi. Herodot'a göre Kilikya, dördüncü Satraplık olarak senede 500 talent (takriben 1,3 ton) gümüş ile 360 beyaz at veriliyordu. Anadolu'daki Satraplıklar içinde en fazla vergi ödeyen Kilikyalılardı.
Kilikyalılar Satraplık politikası ile kara ordusu kadar deniz donanmasını da fazlasıyla kuvvetlendirmiştir. Kilikyalıların Batı Anadolu sahillerindeki Yunanlı isyanını bastırmak üzere harekete geçtiği zaman 600 savaş gemisine sahiplerdi. Bu donanmada erler daha çok Fenikelilerden oluşuyordu. Bununla beraber Kıbrıslılar ve Kilikyalılar da armadada çok önemli bir pozisyondaydılar.
Kilikyalıların egemenliklerini korudukları bu zamanlarda Adana ovasının askeri bir bölge olarak kullanıldığı görülmektedir. Heredot metinlerinde Çukurova'da yaşayanların denizcilik bilgisini övmüştür.
Sponsorlu Bağlantılar



Kilikyalılar'ın bulundukları bölgenin coğrafî ve stratejik önemi çok büyüktü. Kilikyalılar, Asur saldırılarından korunarak ve daha sonra M.Ö.612’de Asurluların yıkılmasıyla birlikte devletlerini kurmuşlardır. Kilikyalılar bulundukları bölgenin coğrafî ve stratejik durumundan faydalanmış ve kısa bir zamanda devletlerinin sınırlarını Kızılırmağa kadar genişletmişlerdir. Kilikyalılar bu genişlemenin ardından o dönemde çok güçlü bir krallık olan Babil kadar önemli bir duruma gelmişlerdir.
Kilikya krallığının kuruluşunda büyük emekler veren Syennesis o zaman da devletin başında bulunmaktaydı. Herodot Syennesis'den övgüyle söz etmiş ve Lidya’lılar ile Med'ler arasında beş sene süren harbin sona erdirilmesinde onun büyük rol oynadığını yazmıştır.

Syennesis’in barış yanlı bu siyaseti, devletini o zamanlarda ayakta tutmasının yanında İranlılar'ın Med ülkesini işgal ederek Lidya'ya saldırma isteklekleri bu politika sonunda imkânsız hale gelmiştir. Lidya'nın alınmasından sonra Syennesis Kral ailesi, Kilikya'nın geleceği için İran devletini tanımak zorunda kalmış; Birinci Dara’nın (Dareios) yüksek organizasyon kabiliyeti ve kuvveti karşısında da onunda kullandığı yeni valilik (satrap) sistemine girmiştir.
Bu sisteme göre Satraplıklar kendi iç idarelerinde özel bir müttefik durumundaydılar. Satraplar sadece kendilerini korumak için İran hükümdarına yıllık vergi öderlerdi. Herodot'a göre Kilikya, dördüncü Satraplık olarak senede 500 talent (takriben 1,3 ton) gümüş ile 360 beyaz at veriliyordu. Anadolu'daki Satraplıklar içinde en fazla vergi ödeyen Kilikyalılardı.

Kilikyalılar Satraplık politikası ile kara ordusu kadar deniz donanmasını da fazlasıyla kuvvetlendirmiştir. Kilikyalıların Batı Anadolu sahillerindeki Yunanlı isyanını bastırmak üzere harekete geçtiği zaman 600 savaş gemisine sahiplerdi. Bu donanmada erler daha çok Fenikelilerden oluşuyordu. Bununla beraber Kıbrıslılar ve Kilikyalılar da armadada çok önemli bir pozisyondaydılar.
Kilikyalıların egemenliklerini korudukları bu zamanlarda Adana ovasının askeri bir bölge olarak kullanıldığı görülmektedir. Heredot metinlerinde Çukurova'da yaşayanların denizcilik bilgisini övmüştür.