Müzikte Ton
Ton kavramının temelini oluşturan majör ve minör dizilerdir. Bu dizilerde “do” sesinden başlayarak oluşturulan ilk majör dizinin “do majör” dizidir. Bir müzik eserinin tonunun yalnızca do majör olduğunu farz ettiğimizde, bu durumda genel olarak bu eser, dizinin eksen sesi olan do ya da üçlüsü olan “mi” den başlayacak, dizinin sesleri arasında belli geçişler yapacak ve bitişte muhtemel olarak yine eksen sesini duyurarak bitiş yapacaktır. Bu durumda, bu müzikal eser esasen “do majör” dizisine bağlı kalacak ve do majör dizisinin üzerine kurulacaktır.
Çağdaş müzikte “atonal” yani tonu olmayan, serbest parçalar yapıldığı görülür. Klasik müziğin 21. yüzyıldan önceki dönemlerinde ise, her parçanın mutlaka bir tonu vardır. Bazen bir tonun yetersiz kaldığında, besteci gitmek istediği ikinci tonu bazı belli kurallara bağlı kalarak duyurarak, başka bir tona geçiş yapar. Bu duruma “modülasyon” adı verilir. Modülasyon yapıldıktan sonra, istenildiğinde farklı tonlara geçiş yapılabilse de, genelde parça yine esas tona dönerek bitirilir.
Majör dizilerin aralık sıralanışına uygun biçimde, örneğin “sol” ya da “la” sesinden başlayarak bir majör gam oluşturmaya çalıştığınızda, hep aynı seslerle dizildiğini ve hep aynı seslere arıza (diyez) konulduğunu göreceksiniz. Bu durumda “sol majör” dizisinde yer alan arıza, her zaman fa diyez olacaktır. O haldee “tek diyezli gam nedir?” sorusunun tek cevabı sol majördür. Bu da diyez ya da bemol sıralanışına göre kolay yoldan majör dizi oluşturmayı sağlar.