Arama

Noktalama işaretlerinin hepsinin kullanıldığı bir öykü örneği verebilir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Mayıs 2014 Gösterim: 104.143 Cevap: 37
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
16 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Noktalama işaretlerinin hepsi kullanıldığı bi öykü istiyorum yardımcı olun lütfennnn
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
bak bunda hemen hemen çoğu kullanılmış. bence bi göz at,olmayanlarıda sen cümle ekleyerek yerleştirebilirsin..kolay gelsin

Sponsorlu Bağlantılar
Alıntı

Gitmiştim.. Saçımdan tırnaklarıma kadar boylu boyunca bir gidiştim...
Durakta beklemekle otobüse binmek arasındaki çırpınışları kaplıyordu aklım.. Aklım öyle sevimsizdir ki böyle zamanlarda, bulutlarla yerkabuğu arasında sıkışır kalırım.. Doyumsuz bir yolculuk şoku ardı ardına gözlerime saplanır..İki adımda bir kavşak serilir önüme. Karasızlık buhranı sonra... Her acının yürüdüğü söylence bir yol vardır.İşte kavşakları hep acıya ayarlanan gidişlerim bu söylenceye aldanır... Kandili kısık bir aydınlıkta zamanın geç kalmışlığında yolları birbirine düğümlerim... Günü ikiye böler acının kılıcı yüzüne yakışan rengi seçer, geceyi giyinir acının kanayan yarıklarından küçük adımlar geçer... Resmi sevinç, içi ezinç başlangıçla gözüm görmeye başlar. Dilim tatlanır, ceplerimde kıvranır ellerim.. Oysa yürek yeniktir hala.Bunu artık kim değiştirebilir. İnsan görebilirse erdiğini soğuk sokaklara sokulma vakti gelmiştir. Alnımdan su eksildiğinde, acıların kayaları küflendiğinde aynalara suretimin sığmadığı zamanlarda gözüme dokunacak bir göz olmadığında sırası gelmiştir çantayı sırtlamanın. o günden sonra bütün kent sokaklarında asit yağmurlarında tek başıma yürürüm. Yüzüm keskin bir mehtapta küskün bir kedi kadar kimsesiz, yüzüm kapalı tüller kadar sessiz...

Az evvel bütün ıışıkların ardına baktım yoktun!!
Bu kentte senin lisanını konuşuyorum aşk boyu.. Lisanım var inanıyorum öyleyse bu gözümü alan sessizlik neden? Bu sağır özlemin failini göster bana.. Her gün yüreğimi ipe götüren bir cellatı arıyorum..
Gözlerimi gösteriyorum kalabalığa gören yok mu? Peki tanıyan celladı mı? Bir yol daha uzadı önüme, kıyısında sıra sıra meşe kolyesi.. Her meşenin gövdesine bir kelime yazıp geçmşim o yoldan..S enden başka kim başarabilirdi ağaçlardan cümle kurmayı...Ve beklediğim oldu ağaçların yolun sonu denize çıktığı..Ben seni denizsizken bilirim... Gözlerindeki son damla maviyi ellerinle saklardın her seferinde.. Daha engelleri aramızdan söküp karşımıza almadan gittin... Deniz sıçradı üzerine, tuza, yakamoza aldanıp gittin!!!

Ne zaman rüzgar saçılsa bir kadıın saçlarına, benim bungun ellerim ağlıyor şimdi.. Gel ben ölmekteyim... Caddelerde adımlarım boğuluyor, gözlerindeki surları katlime örüp durma!! Rengi kokuşmuş yazlara mezarımı kazma!! Naçar oturup ağladığım, güldüğüm çay bahçelerinde denizden donuk gözlü balıklar bakıyor bana.. Vapurların bir bir sana seferi yok.. Gözlerimdeki kayıp ilanlarına aldıran da.. İç bükey bir acıyla geldiğim kentte enkaz oldum.. Bana ayrılan kül bulutlarını soğuruyorum şimdi.. Kanat ve el gibi tutabilir mi bir başka eli ey deniz?

Bugün varlığımın infazına hükmettim.. Durgun bir denizle yanan bir kentin arasında kaldım.. Yamacıma yanaşan şu gemi son kavşağım olsun. İsimsiz olsun.. Eylüle açılıyor dalgalar.. Ah kalbim üzerine çullanacak yine sonbahar.. Sulara sok kanlı saçlarını.. El salla tren istasyonuna, kıyıdaki cam kırıklarını damıt.. Olsa olsa bir sevgiden düşmüştür bu acı.. Peki neden ben oldum bu acının sarnıcı?


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
17 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
bak bunda hemen hemen çoğu kullanılmış. bence bi göz at,olmayanlarıda sen cümle ekleyerek yerleştirebilirsin..kolay gelsin

Sponsorlu Bağlantılar
Alıntı

Gitmiştim.. Saçımdan tırnaklarıma kadar boylu boyunca bir gidiştim...
Durakta beklemekle otobüse binmek arasındaki çırpınışları kaplıyordu aklım.. Aklım öyle sevimsizdir ki böyle zamanlarda, bulutlarla yerkabuğu arasında sıkışır kalırım.. Doyumsuz bir yolculuk şoku ardı ardına gözlerime saplanır..İki adımda bir kavşak serilir önüme. Karasızlık buhranı sonra... Her acının yürüdüğü söylence bir yol vardır.İşte kavşakları hep acıya ayarlanan gidişlerim bu söylenceye aldanır... Kandili kısık bir aydınlıkta zamanın geç kalmışlığında yolları birbirine düğümlerim... Günü ikiye böler acının kılıcı yüzüne yakışan rengi seçer, geceyi giyinir acının kanayan yarıklarından küçük adımlar geçer... Resmi sevinç, içi ezinç başlangıçla gözüm görmeye başlar. Dilim tatlanır, ceplerimde kıvranır ellerim.. Oysa yürek yeniktir hala.Bunu artık kim değiştirebilir. İnsan görebilirse erdiğini soğuk sokaklara sokulma vakti gelmiştir. Alnımdan su eksildiğinde, acıların kayaları küflendiğinde aynalara suretimin sığmadığı zamanlarda gözüme dokunacak bir göz olmadığında sırası gelmiştir çantayı sırtlamanın. o günden sonra bütün kent sokaklarında asit yağmurlarında tek başıma yürürüm. Yüzüm keskin bir mehtapta küskün bir kedi kadar kimsesiz, yüzüm kapalı tüller kadar sessiz...

Az evvel bütün ıışıkların ardına baktım yoktun!!
Bu kentte senin lisanını konuşuyorum aşk boyu.. Lisanım var inanıyorum öyleyse bu gözümü alan sessizlik neden? Bu sağır özlemin failini göster bana.. Her gün yüreğimi ipe götüren bir cellatı arıyorum..
Gözlerimi gösteriyorum kalabalığa gören yok mu? Peki tanıyan celladı mı? Bir yol daha uzadı önüme, kıyısında sıra sıra meşe kolyesi.. Her meşenin gövdesine bir kelime yazıp geçmşim o yoldan..S enden başka kim başarabilirdi ağaçlardan cümle kurmayı...Ve beklediğim oldu ağaçların yolun sonu denize çıktığı..Ben seni denizsizken bilirim... Gözlerindeki son damla maviyi ellerinle saklardın her seferinde.. Daha engelleri aramızdan söküp karşımıza almadan gittin... Deniz sıçradı üzerine, tuza, yakamoza aldanıp gittin!!!

Ne zaman rüzgar saçılsa bir kadıın saçlarına, benim bungun ellerim ağlıyor şimdi.. Gel ben ölmekteyim... Caddelerde adımlarım boğuluyor, gözlerindeki surları katlime örüp durma!! Rengi kokuşmuş yazlara mezarımı kazma!! Naçar oturup ağladığım, güldüğüm çay bahçelerinde denizden donuk gözlü balıklar bakıyor bana.. Vapurların bir bir sana seferi yok.. Gözlerimdeki kayıp ilanlarına aldıran da.. İç bükey bir acıyla geldiğim kentte enkaz oldum.. Bana ayrılan kül bulutlarını soğuruyorum şimdi.. Kanat ve el gibi tutabilir mi bir başka eli ey deniz?

Bugün varlığımın infazına hükmettim.. Durgun bir denizle yanan bir kentin arasında kaldım.. Yamacıma yanaşan şu gemi son kavşağım olsun. İsimsiz olsun.. Eylüle açılıyor dalgalar.. Ah kalbim üzerine çullanacak yine sonbahar.. Sulara sok kanlı saçlarını.. El salla tren istasyonuna, kıyıdaki cam kırıklarını damıt.. Olsa olsa bir sevgiden düşmüştür bu acı.. Peki neden ben oldum bu acının sarnıcı?


Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
noktalama işareti öykü,hikaye'ye örnek verebilir misiniz?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
nokta ile ilgili bir öykü
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ocak 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
[QUOTE]noktalama isaretlerinin resimli göstergeleri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2010       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya bana noktalama işaretleri ile ilgili bilmece lazım ama yarına kesin acil
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Mayıs 2010       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nokta ile çok iyi arkadaş olan,onu görünce durakladığımız,sıralı yerlerde de bulunan, karışıklıkları ortadan kaldıran "noktalama işareti"nedir?(virgül)
O olmasa soru sorulamaz.Olmazsa doğum yerinin bilinmediği yer,tarih belirtilemez.O olmazsa emin olunmayan bilgiler belirtilemez."O"kim?(soru işareti)
Birbirine bağlı cümleleri ayırmak için kullanılırım.Ama,fakat.çünkü gibi bağlaçlardan önce konulurum.Nokta ile ........... oluşurum.(noktalı virgül)
Beni tanıdınız mı?Sevinç, şaşma, korku anlatan cümlelerde varım.Seslenme,hitap ve uyarı sözlerinden sonra gelirim.(soru işareti)
Başkasından aktarılan sözleri belirtmede kullanılırım.Vurgulanan sözcüğün veya cümlenin başında ve sonunda ben varım.(tırnak işareti)
Satır sonunda bitmeyen kelimeleri ben birleştiririm.Kelimenin köküyle eklerini ben ayırırım.(birleştirme işareti)
Cümlelerin sonuna konarım, kelimeleri kısaltırım,sıra sayıların sağ yanında;tarihlerde gün,ay,yılın arasında da ben varım.(nokta)
Cümleden sonra örnek ve açıklamalar verilecekse ben kullanılırım.Aktarma cümlelerinden sonra konulurum.(iki nokta)
Cümle içinde verilen açıklayıcı bilgileri içime alırım.Benim iki tane adım var.Adımın birini bilenin adını da içime alacağım.(parantez,yay ayraç)
Özel isimlere gelen çekim eklerini ayırırım.Sayılara ve kısaltmalara gelen ekleri de ayırırım.(kesme imi)
Bitmemiş cümlelerin sonuna konulurum.Yazı içinde söylenmek istenmeyen sözlerin yerinde ben varım.(üç nokta)
Satır başındaki konuşmaları ben gösteririm.Ben olmasaydım karşılıklı konuşabilir miydiniz?(konuşma çizgisi)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaa bnde noktalama işaretleriyle ilgili 3. sınıf seviyesinde bir drama yaptıracağım ama sadece nokta, virgül, soru işareti ve ünlem için drama örneği bulmam veya geliştirmem lazım tüm fikirlere açığım bana yardımcı olabilecek kimse var mıı ??
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
nokta virgül soru işareti ünlem kesme işaretlerinin kullanıldığı bir hikaye
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2010       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bana yarın için acil noktalama işareti ile ilgili bilmece lazım

Benzer Konular

10 Ekim 2017 / Misafir Cevaplanmış
10 Eylül 2009 / Misafir Soru-Cevap
5 Mayıs 2015 / Misafir Cevaplanmış